Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2021/458 E. 2023/829 K. 26.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2021/458
KARAR NO: 2023/829
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 04/11/2020
NUMARASI: 2016/933 Esas – 2020/557 Karar
DAVA: Tazminat (Rücuen Tazminat)
KARAR TARİHİ: 26/04/2023
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkil … Sigorta A.Ş’te kasko sigorta poliçesi ile sigortalı bulunan … mak. Müh ait … plakalı aracın, 24/09/2014 tarihinde sürücüsü … sevk ve idaresinde saat 08:30 sıralarında Karayolları Genel Müdürlüğünün bakım ve sorumluluğunda bulunan yolda Sakarya istikametinden İzmit/İstanbul istikametine seyri sırasında davalı karayollarının taşeron firması tarafından orta refüjde işaretleme yapılırken levhayı kontrolsüz bir şekilde sol şerit üzerine devirmesi ve … plaka nolu sigortalı aracın yan kısımlarına çarpması sonucu duraklaması ve durakladığı esnada arkasından gelen sürücü … idaresindeki … plaka nolu aracın 25 metrelik fren mesafesine rağmen ön kısımları ile sigortalı aracın arka kısımlarına çarpması sonucu maddi hasarlık trafik kazasının meydana geldiğini, davaya konu kazaya ilişkin trafik polisleri tarafından 20/08/2015 tarihinde maddi hasarlı trafik kazası tespit tutanağı hazırlandığını, davacının davaya konu olay nedeniyle 15/12/2014 tarihinde 14.567,56 TL sigorta tazminatı ödediğini, davacının TTK mad. 1472 gereğince sigortalının haklarına halef olduğundan davalı tarafın sorumluluğunu karşılayan 14.567,56 TL alacak için davalıya rücu hakkı doğduğunu, 14.567,56 TL sigorta tazminatının sigortalıya ödeme tarihi olan 15/12/2014 tarihinden itibaren işletilecek ticari avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı Karayolları Genel Müdürlüğü vekili cevap dilekçesinde özetle; Davayı kabul manasına gelmese de davacı yanca açılan iş bu davada 29/09/2014 tarihinde … plakalı aracın karıştığı … mvekii, … mevki idaresi sorumluluğunda olduğunu, ancak 24/09/2016 kaza tarihinde otoyol ve bağlantı yollarında bakım ve onarım peyzaj işlerinin yapım işini yapan … Yapı’nın ekipleri tarafından orta refüjde yapılan çalışmalar esnasında meydana geldiğini, ihale şartnamesine göre otoyolda temizlik çalışması yapmak için gerekli işaretlemeyi Karayolları Genel Müdürlüğü’nün onaylı Trafik İşaretleme Projesine göre işaretleme yapmakla mükellef olduğunu, çalışmalardan ve trafik işaretlerinin eksikliğinden, bakımsızlığından dolayı oluşabilecek kaza ve zararlardan firmanın sorumlu olduğunu, HMK 144. Maddesinin b fıkrası gereğince yargı yolu yönünden, aksi halde davanın esastan reddini talep etmiştir. Davalı … A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; Dava konusu olayın Karayolları Genel Müdürlüğü bakım ve sorumluluğunda bulunan yolda, sürücü …’ın sevk ve idaresindeki … plaka sayılı aracın gerekli dikkat ve özen yükümlülüğünü göstermemesi sonucu oluştuğunu, huzurdaki davaya sebebiyet veren trafik kazasında, araç sürücüsünün kusursuz olduğunun kabul edilemeyeceğini, araç sürücüsü yoldaki her türlü uyarıcı levhaya rağmen, gerekli dikkat ve özeni göstermeyerek hızını azaltma gereği duymadan seyrine devam ettiğini, hal böyle iken kazanın oluşumunda etken olan husus sadece yolda yapıldığı iddia edilen levha değil sürücünün yol yapım ve onarım alanlarında gerekli özen ve dikkati göstermemesinden oluştuğunu, haksız davayı kabul anlamında gelmemek kaydıyla, sigortalının yapmış olduğu primi ödemelerin, tazminattan düşülmesi gerektiğini, haksız davanın reddini, davanın … Sigorta ve acentesi olan … Sigorta Aracılık Hizmetleri’ne ihbarını talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davanın kabulü ile, 14.567,56 TL’nin 15/12/2014 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine” karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı … A.Ş vekili ile Davalı Karayolları Genel Müdürlüğü Vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davalı … A.Ş vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Yerel Mahkeme tarafından tespit edilen kusur oranının hatalı olduğunu, bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinde Kocaeli 4. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2014/963 E. ve 2017/178 Karar sayılı ilamı ile sürücü …’nın dava açtığı; söz konusu davada alınan bilirkişi raporunda … plakalı araç sürücüsüne %30 kusur yükletildiği ve kusur neticesinde ilgili dava dosyasının karara çıkıp kesinleştiğinin belirtilmiş olduğunu, raporda bulunan çelişki neticesinde yerel mahkemenin dosyayı İTÜ Trafik Kürsüsündeki bilirkişilere gönderdiğini, çelişkilerin giderilmesi için dosyanın Adli Tıp Trafik İhtisas dairelerine gönderilmesi gerektiğini, dosyanın Adli Tıp Trafik İhtisas Dairesine gönderilmiş ve ön rapor alınmışsa da , ön raporda; Sağlıklı rapor tanzimi açısından dava konusu kazanın; orta refüj üzerindeki levhanın kamyonete çarptıktan sonra bu kamyonetin durakladığı sırada anlık gerisinden gelen otomobilin duramayıp kamyonete arkadan çarpması şeklinde mi meydana geldiği yoksa kamyonet durakladıktan belirli bir süre sonra otomobilin bu kamyonete arkadan çarpması şeklinde mi meydana geldiği hususunun net bir şekilde açıklığa kavuşturulmasına ihtiyaç duyulduğu belirtilmiş olmasına rağmen bu durumun açıklığa kavuşturulmamış olduğunu, Adli tıp raporundan istenilen hususun netleştirilmesinin akabinde dosyanın yeniden Adli Tıpa gönderilmesi gerekirken İTÜ Trafik Kürsüsüne gönderilmesinin hatalı olduğunu, ayrıca davacı sigorta şirketince ödenen hasarın bedelinin tamamından, tarafik kazasına uğrayan araç için tahsil edilen sigorta primlerinin düşüleceği hususunun değerlendirilmemiş olduğunu belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur.Davalı Karayolları Genel Müdürlüğü Vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davalarında idare mahkemelerinin görevli olduğunu, bu nedenle idare aleyhine yöneltilen davanın yargı yolu bakımından usulden reddi gerektiğini, davanın adli yargı yolu kapsamında olduğunun kabulünde ise görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemelerinin olduğunu, bu sebeple mahkemece davanın adli yargı yoluna tabi olduğunun kabulü halinde dahi davanın görevsizlik bakımından reddi gerektiğini ayrıca idarenin yalnızca ihale eden durumunda olup, ihale olunan işin yürütülmesinde sorumlu olmayıp tüm sorumluluğun ihale alan firmaya ait olduğunu, bu nedenle davanın müvekkili idare yönünden pasif husumet ehliyeti yönünden reddi gerektiğini, müvekkili idarenin harçtan muaf olduğunu, harca hükmedilmesinin de hatalı olduğunu belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur.Dava maddi hasarlı trafik kazası nedeniyle sigorta şirketi tarafından ödenen hasar bedelinin halefiyete göre davalılardan tahsili istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Mahkemece alınan kusur 03/04/2018 tarihli bilirkişi raporuna göre davalı …’nın %75 oranında kusurlu olduğu, davalı Karayolları Genel Müdürlüğü’nün %25 oranında kusurlu olduğu, dava dışı sürücülerin kusursuz olduğu, İTÜ bilirkişi heyetinden aldırılan 03/02/2020 tarihli bilirkişi raporunda davalı …’nın %75 oranında kusurlu olduğu, davalı Karayolları Genel Müdürlüğü’nün %25 oranında kusurlu olduğu belirtilmiştir. Bu durumda Mahkemece alınan kusur raporu ile kaza tespit tutanağının birbiriyle örtüştüğü ve olayın oluşuna uygun düştüğü nazara alındığında ATK’nın ön raporundaki eksikliklerin giderilmesine ve kusura yönelik istinaf itirazı yerinde görülmemiştir.Davalı idare ile dava dışı şirket arasında düzenlenen eser sözleşmesi ile işin yapımı dava dışı şirkete bırakılmış ve sözleşme kapsamında hasarın sorumluluğu yüklenicilerin üzerine bırakılmış ise de bu durum sözleşmenin tarafları arasında geçerli olup yapılan iş sırasında araç hasarından dolayı ödeme yapan üçüncü kişi olan davacıya karşı ileri sürülemeyeceğinden davalı idarenin KTK Yönetmeliği kapsamında gerekli önlemlerin alınıp alınmadığını denetleme yükümlülüğü bulunmakla meydana gelen hasardan davacıya karşı sorumlu olduğundan husumet yönünden yaptığı istinafı yerinde görülmemiştir.2918 sayılı Kanun’un 110. maddesinin gerekçesiyle AYM’nin 26/12/2013 tarihli ve 2013/68-165 E-K sayılı kararı, UYM’nin11/04/2016 tarihli ve 2016/163-210 E-K sayılı; 24/09/2018 tarihli ve 2018/530-467 E-K sayılı kararları ile Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin 2020/2045 Esas 2020/1746 Karar sayılı kararları birlikte değerlendirildiğinde, 2918 sayılı Kanun’dan kaynaklanan tüm sorumluluk davalarının adli yargıda görülmesi gerekliliği ortaya çıkmış, bu kapsamda Dairemizin bu husustaki yerleşik görüşünden dönülmüştür. Bu doğrultuda davalı vekilinin yargı yoluna ilişkin istinaf başvurusunun yerinde olmadığı düşünülmektedir.HMK’nın 1.maddesine göre göreve ilişkin kurallar, kamu düzenindendir. HMK’nın 114/1-c bendi ile mahkemenin görevli olması dava şartı olarak kabul edilmiş olup 115/1. maddesine göre de mahkeme dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır.Dava tarihi itibarı ile yürürlükte bulunan 6102 sayılı TTK’ nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın; bu Kanunda öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ticari dava sayılır. 6335 sayılı Kanun’un 2. maddesi ile değişik 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5. maddesi uyarınca ticari davalar asliye ticaret mahkemelerince görülerek karara bağlanır. 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 3.maddesinin k bendinde tüketici; Ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişi, l bendinde de tüketici işlemi; mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlem olarak tanımlanmıştır. Yine aynı Kanun’un 73. maddesinde tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemelerinin görevli olduğu belirtilmiştir.Sigortacının halefiyete dayalı olarak açacağı davalarda, görevli mahkemenin belirlenmesi konusunda; 22.03.1944 tarih, 37 Esas, 9 Karar sayılı (03.07.1944 tarihli Resmi Gazetede yayınlanan) Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararında “sigortacının halefiyete dayalı açtığı davanın aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa, aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur” ilkesi benimsenmiştir. Buna göre; sigortacının halefiyete dayalı olarak açtığı davada, davanın nitelendirmesi yapılırken, davacının sigortalısı ile zarara neden olduğu iddia edilen arasındaki hukuki ilişkiye bakılması gerekir. Somut uyuşmazlıkta, davacı … Sigorta A.Ş.’nin sigortalısı olan … plastik mak. Müh ile davalılardan … A.Ş tüzel kişi tacirdir. Zarar gören sigortalı aracın vasfı kamyonettir. Bu durumda davacının 6102 sayılı TTK’nın 1472. maddesi uyarınca halefiyete dayalı olarak açtığı rücuen tazminat davasının TTK’nın 4/1. maddesinde açıklandığı şekilde her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan bir dava niteliğinde olduğu anlaşıldığına göre uyuşmazlığın çözümünde Asliye Ticaret Mahkemeleri görevlidir. Davalı Karayolları harçtan muaf olmasına rağmen mahkemece davalı Karayolları aleyhine harca hükmedilmesi doğru olmamıştır. Bu nedenlerle, davalı …A.Ş vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine, davalı Karayolları Genel Müdürlüğü vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulüne, HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince, İlk Derece Mahkemesi kararı düzeltilerek aşağıda yazılı olduğu şekilde esas hakkında yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: A- Davalı Karayolları Genel Müdürlüğü vekilinin istinaf başvurusunun kısmen KABULÜ ile yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının, HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere KALDIRILMASINA, B-Davalı … A.Ş vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan REDDİNE, Buna göre: 1-Davanın KABULÜ ile 14.567,56-TL’nin 15/12/2014 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine, 2-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 995,11-TL ilam harcından peşin alınan 248,78-TL’nin mahsubu ile bakiye 746,33-TL ilam harcının davalılardan Karayolları Genel Müdürlüğü harçtan muaf olduğundan diğer davalı … A.Ş.’den tahsili ile tahsili ile hazineye irat kaydına, 3-Davacı tarafından yatırılan 248,78-TL peşin harç ve 29,20-TL başvurma harcı olmak üzere toplam 277,98-TL’ nin davalı … A.Ş’den tahsili ile davacıya verilmesine, 4-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 3.400,00 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile tahsili ile davacıya verilmesine,5-Davacı tarafından yapılan 2.369,25-TL yargılama gideri davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile tahsili ile davacıya verilmesine, 6-Davalıların yaptıkları yargılama giderlerinin üzerilerinde bırakılmasına,7-Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı Yasanın 333. maddesi ile Yönetmeliğin 207. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra hesap numarası bildirilmiş ise elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle; hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı kalan paradan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak yazı işleri müdürü tarafından iadesine,
B-İSTİNAF İNCELEMESİ BAKIMINDAN; 1-a-Davalı kurum Karayolları Genel Müdürlüğü harçtan muaf olduğundan bu hususta karar verilmesine yer olmadığına, b-Davalı … A.Ş yönünden; Alınması gereken 995,11 TL harçtan peşin alınan 248,82 TL harcın mahsubu ile bakiye 746,29 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına, 2-a) Karayolları Genel Müdürlüğü yönünden; İstinaf aşamasında davalı Karayolları Genel Müdürlüğü tarafından yapılan 5,50 TL posta ve tebligat giderinden ibaret yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine, b)… A.Ş yönünden; İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden davalı üzerinde bırakılmasına, 3-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 4-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dair dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.26/04/2023