Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2021/448 E. 2023/699 K. 14.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2021/448
KARAR NO: 2023/699
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 17/11/2020
NUMARASI: 2016/404 Esas – 2020/571 Karar
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ: 14/04/2023
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 10/01/2016 tarihinde Elazığ ilinin merkez ilçesinde davalı sigorta şirketinden sigortası bulunan … plakalı aracın geri manevra yaptığı esnada aracın arkasında yaya konumunda bulunan müvekkile çarpması sonucunda müvekkilinin yaralandığını, işbu trafik kazasında müvekkilinin kısmi olarak iş göremez hale geldiğini, olay yeri kaza tespit tutanağına göre trafik kazasının meydana gelmesinde araç sürücüsünün kusurlu olduğunu, müvekkil geçirmiş olduğu trafik kazası sonucunda sol el bileklerindeki kemikler kırıldığından müvekkilinin sol el bileğine plak vida takıldığını, bu sebeple müvekkilinin kaza sonrasında geçici iş gücü kaybı yaşadığı gibi kalıcı olarak maluliyet yaşadığını, maddi tazminat taleplerinin bulunduğunu, davalı sigorta şirketinin sorumluluğunun bulunduğunu belirterek davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; başvuru koşulunun yerine getirilmediğini, … plakalı aracın müvekkili şirket nezdinde ZMSS poliçesi ile sigortalı olduğunu, müvekkili sigorta şirketinin sorumluluğunun kusur oranında ve poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, kusur durumunun ve maluliyet derecesinin tespit edilmesi gerektiğini, geçici iş göremezlik zararının teminat içinde olmadığını, SGK’nın sorumlu olduğunu, SGK tarafından yapılan ödeme varsa tazminattan düşülmesi gerektiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davanın kabulü ile 3.324,48 TL’nin geçici iş göremezlik; 25.515,05 TL sürekli iş göremezlik olmak üzere toplam 28.839,53 TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine ” karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Yargılama esnasında ATK’ dan alıann maluliyet raporunda müvekkilin kalıcı maluliyetinin % 25 olarak tespit edildiğini, 4 ay geçici iş göremezlik süresinin olduğunu, söz konusu raporun kaza tarihinde yürürlükte olan yönetmeliğe göre düzenlenmediği için yerel mahkeme tarafından yeniden maluliyet raporu aldırılmasına karar verildiğini, yeniden aldırılan raporda maluliyetinin % 14 olduğunun ve 4 ay geçici iş göremezlik süresi tespit edilmiş olduğunu, Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararı doğrultusunda Özürlülük Ölçütü, Sınıflaması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmeliği’nin uygulanamayacağını, kazanın 10/01/2016 tarihinde gerçekleştiği için Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği’ ne göre rapor aldırılması gerektiğini, müvekkilinin dava konusu kaza sebebiyle kalıcı sakatlığının daha fazla olup, alacağı tazminat miktarının da kabul edilen tutardan yüksek olduğunu, kusur raporunun ATK’dan alınmadığını, kusur oranına itiraz ettiklerini belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, yaralamalı trafik kazası nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Davaya konu trafik kazasına ilişkin tutulan 10/01/2016 tarihli kaza tespit tutanağında; “sürücü … idaresindeki … plakalı aracı ile … Caddesi üzerinde no … … Apt önünde geri geri gitmek için hareket ettiği esnada kaldırımdan yolun karşısına geçmek isteyen yaya …’a çarparak düşmesi neticesi yaralamalı trafik kazası meydana geldiği, bu kazanın oluşumunda sürücü …’ın KTK 67/B maddesini ihlal ettiğinden tamamen kusurlu olduğu” belirtilmiştir. Mahkemece hükme esas alınan 15/11/2019 tarihli kusur bilirkişi raporunda ise davalı ZMSS poliçesi ile sigortalı araç sürücüsünün birinci dereceden % 70 oranında asli kusurlu, davacının ikinci dereceden %30 oranında tali kusurlu olduğu belirtilmiştir. Bu durumda olay nedeniyle düzenlenen kaza tespit tutanağı ile İlk Derece Mahkemesince hükme esas alınan kusur raporu arasında kusur oranlarında çelişki ortaya çıktığı halde İlk Derece Mahkemesince oluşan çelişkinin giderilmesi için ATK Trafik İhtisas Dairesi’nden çelişkiyi giderecek şekilde kazanın oluşumunda kusur dağılımını belirleyen gerekçeli rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde sonuca gidilmesi doğru olmamıştır. Trafik kazası nedeniyle açılan tazminat davalarında maluliyete ilişkin alınacak raporların nasıl düzenleneceğine ilişkin ne Karayolları Trafik Kanun’un da ne de Türk Borçlar Kanun’unda düzenleme yapılmamış, Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin içtihatları ile kaza tarihine göre dönemsel olarak uygulanması gereken Yönetmelikler açıklanmıştır. Buna göre maluliyete ilişkin alınacak raporların, 11/10/2008 tarihinden önce Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11/10/2008 tarihi ile 01/09/2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü Ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmelik’i, 01/09/2013 tarihi ile 01/06/2015 tarihleri arasında sonrada Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmelik’i, 01/06/2015 tarihi ile 20/02/2019 tarihleri arasında Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine, 20/02/2019 tarihinden sonrada Erişkinler için Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümlerine uygun olarak düzenlenmesi gerekir. (Yargıtay 4.Hukuk Dairesinin 2021/12907 E. ve 2022/6237 K., 2021/12288 E. ve 2022/6235 K., 2021/11515 E. ve 2022/5238 K. sayılı kararları). Somut uyuşmazlıkta ATK 2. İhtisas Kurulundan alınan 12/04/2019 tarihli maluliyet raporunda davacının, 10/01/2016 tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazasına bağlı yaralanması nedeniyle Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümleri kapsamında, davacının tüm tedavi belgelerini incelemek suretiyle ve kaza ile yaralanma arasında illiyet bağını da açıklar şekilde olay tarihi itibari ile yürürlükte bulunan yönetmelik hükümlerine göre maluliyet belirlendiğinden maluliyete ilişkin istinafı yerinde bulunmamıştır. Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın yukarıda belirtilen şekilde işlem yapılmak üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen KABULÜ ile yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 3-İstinaf karar harcının istek halinde İlk Derece Mahkemesince yatırana iadesine, 4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, 6-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.14/04/2023