Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2021/434 E. 2023/941 K. 11.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2021/434
KARAR NO: 2023/941
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 12/10/2020
NUMARASI: 2018/1150 Esas – 2020/460 Karar
DAVA: Sigorta (Trafik Sigortası Kaynaklı)
KARAR TARİHİ: 11/05/2023
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesi ile; davacı …’in 22.08.2011 tarihinde evinin önünde havaalanına gitmek üzere oğlunu beklerken, sokak içinde bulunan … plakalı aracın sürücüsü …’nin, geri geri gitmek suretiyle davacıya çarptığını ve yaralanmasına sebep olduğunu, bu çarpışma neticesinde yaralanan davacının, muhtelif hasarlar sebebiyle uzun süre tedavi gördüğünü, olay tarihine kadar düzenli olarak özel sağlık sigortası kullandığını ancak poliçenin kazaya kadar hiç bozulmadığını, kazadan sonra poliçesinde fahiş artış olması sebebiyle zarara uğradığını belirterek fazlaya ilişkin hakkı saklı kalmak kaydıya 100,00 TL maddi tazminatın 22/08/2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile tahsilini talep etmiştir.Davacı vekili ıslah dilekçesi ile 100,00 TL’den 10.521,50 TL’ye artırarak toplam 10.621,50 TL’nin kaza tarihi olan 22.08.2011 tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalı taraftan tahsili ile davacı müvekkiline ödenmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı vekilinin talebinin fahiş olduğunu, davacının kendi kusuruyla düştüğünü dolayısıyla hukuki olmayan tazminat taleplerinin reddinin gerektiğini, tedavi, yol ve bakıcı giderlerin SGK sorumluluğunda olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davanın kısmen kabulü ile 6.086,00 TL tedavi, bakım, yol masrafları, 4.503,55 TL sağlık prim artışlarından dolayı zarar olmak üzere toplam 10.589,55 TL ‘nin dava tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,” karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin kanundan doğan sorumluluğunun poliçe teminatı kapsamında olduğunu, mahkeme tarafından müvekkili şirketin sorumluluğuna hükmedilirken poliçe teminatının kapsamının dikkate alınmadığını, müvekkili sigorta şirketinin, kara yolları motorlu araçlar zorunlu mali sorumluluk sigortası ile sadece gerçek zarar kapsamında olan zararlardan sorumluluğu olup dolaylı zarar nedeniyle sorumluluğunun bulunmadığını, sağlık prim artışından doğan zararın da doğrudan uğranılan zarar olmadığını, bu zararın dolaylı olup teminat dışında kaldığını, dosyada mevcut bilgilerden davacının bakıcıya ihtiyacı olduğu belli olmamasına rağmen 4.500 TL bakıcı gideri için de sorumluluğa hükmedilmesinin hukuka aykırı olduğunu, bu nedenle de kararın kaldırılması gerektiğini, tedavi giderlerinden 6111 sayılı yasa ve “Danıştayın iptal kararı” uyarınca müvekkili şirketin sorumluluğunun bulunmadığını, torba yasa kapsamında değiştirilen Karayolları Trafik Kanunu hükmü gereği geçmişe de dönük olarak trafik kazaları neticesinde mağdurların özel, resmi ve/veya yarı resmi tüm sağlık kurumlarında yapılan harcamaların, zorunlu mali mesuliyet sigortası, ihtiyari mali mesuliyet sigortası ve ferdi kaza sigortası teminatlarından çıkarıldığını, bu harcamaların tümünün sosyal güvenlik kurumu tarafından karşılanacağı hükmüne bağlandığını, kanun değişikliğinin geçmişe de yürür şekilde çıkarıldığını, bu nedenle sağlık kuruluşlarında yapılan harcamalarla ilgili olarak aleyhe tazminata hükmedilmediğini, sağlık uygulama tebliğinde (SUT) yer alan hükümler doğrultusunda” ibaresinin iptaline karar verildiğinden SUT üstü tedavi giderlerinden de müvekkili şirketin sorumlu tutulamayacağını, avans faizine hükmedilmesinin doğru olmadığını belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, yaralamalı trafik kazası nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Dosya kapsamından, 22.08.2011 tarihinde davacı yaya …’in evinin önündeki sokakta araç beklerken, … plakalı aracın sürücüsü …’nin aracıyla geri geri gitmesi sonucunda çarptığı yaya …’in yaralandığı dava konusu trafik kazasının meydana geldiği, kaza sonrası yapılan tedavi, yol ve bakım masrafları ile sağlık sigortası prim artışı tutarının davacı yandan talep edildiği anlaşılmıştır. Davacı vekilince aynı konuda İstanbul Anadolu 22. Asliye Hukuk Mahkemesinde sürücü … ile dava dışı araç maliki … aleyhine dava açıldığı, ilgili Mahkemece 2012/1127 Esas ve 2016/454 Karar sayılı kararı ile “…Maddi tazminat yönünden davanın kısmen kabulüne, tarafların kusur oranları dikkate alınarak,4.535,59 TL sağlık sigorta poliçe primi artışından doğan zarar, 6.086 TL de tedavi-yol-bakım gideri olmak üzere toplam 10.621,59 TL maddi tazminatın 22/8/2011 kaza tarihinden itibaren hesap edilecek faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı tarafa verilmesine, Manevi tazminat yönünden de davanın kısmen kabulüne, her bir davalıdan 4.000.-er TL olmak üzere 8.000.-TL manevi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı tarafa verilmesine, fazlaya ilişkin taleplerin reddine,…” dair karar verilmiştir. Bu kararın istinaf edildiği, harçlar yatırılmadığından istinaf edilmemiş sayılmasına karar verildiği tekrar istinaf edilmediğinden kesinleştiği anlaşılmıştır. Eldeki davada ise aynı talepler davalı sigorta şirketi için talep edilmektedir.İstanbul Anadolu 22. Asliye Hukuk Mahkemesinde görülen davada ATK’ dan maluliyet ve bakıcı gideri gerekip gerekmediği hususunda rapor alınmamıştır. Adli tıp uzmanından alınan raporda bilirkişi davacının talebini esas alarak 4.500.00 TL bakıcı gideri istenebileceği belirlemesinde bulunmuştur. Yine aynı bilirkişi tedavi gideri hesaplamasında sunulan faturalara göre toplam alacak hesabı yapmış ancak faturalı tedavi giderlerinden SGK’nın sorumluluğu ile ilgili değerlendirme yapmamıştır. İlk Derece Mahkemesince bu rapora itibar edilerek “Bu durumda, davacının kendi sağlık sigortası tarafından karşılanmamış ve iyi niyet çerçevesinde yapılmış (Tedavi Giderleri 2.614,17TL, Yol Gideri 1.000,00TL, Bakım Gideri 4,500,00TL) toplam 8.114,17TL maddi zararı olduğu; Davalıya atfedilen %75 kusur oranı dikkate alındığında 8.114,71 TL x %75 = 6.086,00TL tedavi ve yol, bakım gideri talebi tespit edebileceği kanaatine varılmıştır. Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası Genel Şartları A.6. Teminat Dışında Kalan Haller …k) Gelir kaybı, kâr kaybı, iş durması ve kira mahrumiyeti gibi zarar verici olguya bağlı olarak oluşan yansıma veya dolaylı zararlar nedeniyle yöneltilecek tazminat talepleri olarak belirlendiğinden sağlık sigortası prim artışı tutarından doğan tazminattan davalı Sigorta Şirketinin sorumlu tutulması doğru olmamıştır.Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin KTK’nın 98.maddesinin kapsamının belirlenmesi bakımından vermiş olduğu 02/03/2022 tarih, 2022/312 E. ve 2022/3685 K. sayılı kararında; 25/02/2011 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 13/02/2011 tarihli 6111 sayılı Kanun’un 59. maddesi ile KTK’nın 98. maddesi değiştirilmiş, buna göre “trafik kazaları nedeniyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer resmi ve özel sağlık kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedellerinin kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağı”, geçici 1. maddesi ile de “Bu Kanunun yayımlandığı tarihten önce meydana gelen trafik kazaları nedeniyle sunulan sağlık hizmet bedellerinin Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağı, söz konusu sağlık hizmet bedelleri için bu Kanun’un 59. maddesine göre belirlenen tutarın %20’sinden fazla olmamak üzere belirlenecek tutarın üç yıl süreyle ayrıca aktarılmasıyla anılan dönem için ilgili sigorta şirketleri ve …nın yükümlülüklerinin sona ereceği” öngörülmüştür. Sigorta şirketi, motorlu aracın işletilmesinden kaynaklanan kaza nedeniyle zarar görenlerin tedavisi için ödenen giderleri zorunlu olarak teminat altına alır. Sigorta şirketinin, işleten ve sürücünün yasadan ve sözleşmeden doğan bu yükümlülüğü, 6111 sayılı Kanun ile getirilen düzenleme ile sona erdirilmiş bulunmaktadır. KTK’nın 98. maddesinde belirtilen tedavi giderleri yönünden sorumluluğun dava dışı Sosyal Güvenlik Kurumuna geçmiştir. … Yukarıda açıklandığı üzere geçici iş göremezlik ve tedavi gideri yönünden sigorta şirketlerinin sorumluluğu devam etmektedir. (Benzer yönde Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 2021/6911 E. ve 2021/10351 K., 2021/5305 E. ve 2021/7685 K. sayılı kararları). Davacı taraf dava dilekçesinde sürekli mi yoksa geçici mi bakıcı gideri talep ettiğini açıklamamıştır. Hükme esas bilirkişi raporunda da mevcut yaralanma nedeni ile davacının bir başkasının bakımına muhtaç olup olmadığı, ne kadar süre ile bakıcı gerektiği hususu ayrıntılı ve usulüne uygun olarak belirtilmemiştir. Maluliyet raporu da mevcut olmadığından ayrıca hükme esas alınan bilirkişi raporunda SGK’nın sorumlu olduğu tedavi giderlerinin belirlenmesinde belgeli ve belgesiz tedavi gideri ayrımı yapılmamış olduğundan mahkemece Adli Tıp uzmanı bilirkişiden alınan yetersiz rapor esas alınarak eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır. O halde İlk Derece Mahkemesince yapılması gereken; İstanbul Anadolu 22. Asliye Hukuk Mahkemesi dosyası fiziken getirtilmeli, davacıdan geçici mi kalıcı mı bakıcı gideri talep ettiğinin açıklaması alınmalı, beyana göre Adli Tıp Kurumu’ndan (talebe göre geçici ya da kalıcı) bakıcı gideri gerekip gerekmediği konusunda rapor alınmalı, sonucuna göre konusunda uzman yeni bir bilirkişi seçilmek suretiyle, davacı tarafça sunulan ödeme belgeleri de incelenerek SUT hükümleri uygulanmaksızın tedavi giderlerine ilişkin faturaların hizmet ile uyumlu ve gerekli olup olmadığı konusunda kaza ile illiyet bağı bulunan ve 6111 sayılı Yasa ile değiştirilen 2918 sayılı KTK’nın 98. maddesi kapsamında kalan tüm belgeli tedavi giderlerinden SGK’nın sorumlu olacağı, 98. madde kapsamına girmeyen belgesiz – paramedikal giderlerden ise kusurlu olmaları halinde davalıların sorumlu olacağı tutarın hesaplanması için ve mevcut yaralanma nedeni ile davacının bir başkasının bakımına muhtaç olup olmadığı, ne kadar süre ile bakıcı gerektiği hususunda, rapor alınarak sonucuna göre usuli kazanılmış haklar da gözetilerek tüm dosya kapsamına göre karar verilmesi olmalıdır.Açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın yukarıda belirtilen şekilde işlem yapılmak üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,3-İstinaf karar harcının istek halinde İlk Derece Mahkemesince yatırana iadesine,4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, 6-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.11/05/2023