Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2021/431 E. 2023/1202 K. 20.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2021/431
KARAR NO: 2023/1202
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 07/12/2020
NUMARASI: 2018/806 Esas – 2020/756 Karar
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle AçılanTazminat)
KARAR TARİHİ: 20/06/2023
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; davacıların desteği olan …’nın 03/10/2015 günü meydana gelen trafik kazasında vefat ettiğini, müteveffanın kazada kusursuz olduğunu, davalı …’ın trafik kurallarına riayet etmediğini, hız sınırına uymadığından kusurlu olduğunu, davalı … şirketine 30/11/2015 tarihinde başvuru yapıldığını, şirketin 10/10/2016 tarihinde başvuruyu reddettiğini belirterek, trafik kazasında eş ve babalarını kaybeden davacıların fazlaya ilişkin hak ve alacakları saklı kalmak kaydıyla, toplanacak delillere göre belirlenecek olan destekten yoksun kalma tazminatının şimdilik 1.000,00 TL tutarının başvuruya sigorta şirketi 30/11/2015 tarihinde olumsuz yanıt vermiş olup, sigorta şirketi 30/11/2015 tarihinde temerrüte düştüğünden davalı … şirketinden bu tarihten diğer davalılar açısından olay tarihinden itibaren ticari faizi ile birlikte, trafik kazasında eş ve babalarını kaybeden davacıların çekmiş olduğu elem ve üzüntüyü az da olsa hafifletebilmek için müvekkilleri lehine 50.000,00 TL manevi zararın ise kaza tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalılar … ve …’dan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacılar vekili ıslah dilekçesi ile; davacı … için hesaplanan destekten yoksun kalma tazminatını 1.000,00 TL’den 153.605,57 TL’ye artırdıklarını, bu müvekkili için manevi tazminatı ise 15.000,00 TL talep ettiklerini beyan etmiştir. Davalı …. vekili cevap dilekçesinde özetle; kazada müteveffanın kusurlu olduğunu, davanın zamanaşımına uğradığını, savcılık aşamasında uzlaşma var ise davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, kusur tespitinin Adli Tıp Kurumu tarafından yapılmasını talep ettiklerini, gelirin asgari ücret olması gerektiğini, kazada sigortalısının kusuru olmadığından şirketin de sorumluluğunun bulunmadığını, faizin dava tarihinden itibaren başlatılması gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … ve … vekili cevap dilekçesinde özetle; kazada müteveffanın kusurlu olduğunu, yetki itirazlarının bulunduğunu, manevi tazminat isteminin yerinde olmadığını, talep edilen tutarın fahiş olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemece yapılan yargılama sonucunda,”Davanın reddine” karar verilmiştir. Bu karara karşı davacılar vekili ve davalılar … ve … vekili istinaf başvurusunda bulunmuşlardır. Davacılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Müteveffa …’nın tedbirsiz ve dikkatsiz olarak yola çıktığına ilişkin dosyada davalı …’ın soyut beyanları dışında herhangi bir delil bulunmadığını, yerel mahkemece salt davalı …’ın beyanlarından yola çıkılmasının açıkça hukuka aykırı olduğunu, kaza tutanağında her ne kadar, mütevaffa …’nın Karayolları Trafik Kanunu’na aykırı hareket ettiği belirtilmiş ise de hiçbir somut delil mevcut olmadığını, kaldı ki ATK tarafından oluşturulan raporun davalı sürücü …’ın tek taraflı ve yanlı beyanlarına dayanılarak oluşturulduğunu, dolayısıyla, herhangi bir araştırma yoluna gidilmeksizin ve keşif yapılmaksızın, ATK tarafından oluşturulan raporun herhangi bir geçerliliğinin bulunmadığını, mahkemece işbu anlatılan husus değerlendirme dışı yapılarak sadece davalı …’ın soyut beyanlarına itibar edilerek, muris …’nın %100 kusurlu olduğu kanaatine varılmasının hukuka aykırı olduğunu, destekten yoksun kalma tazminatı için kusurun olup olmadığının hakka etkili olmadığını, destekten yoksun kalma tazminatına dayanak teşkil eden hakkın, salt miras yoluyla geçen bir hak olsa idi doğrudan işleten üzerinde doğup ondan mirasçılarına intikal edeceğini, yargıtay kararlarının da bu yönde olduğunu, müvekkillerinin üzüntüsünü az da olsa hafifletebilmek için toplam 50.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesi gerektiğini belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davalılar … ve … vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Davalılar arasında ihtiyari dava arkadaşlığı bulunduğunu, bilindiği üzere ihtiyari dava arkadaşlığında dava arkadaşı sayısı kadar dava olduğunu, bu sebeple yerel mahkemece hükmün yargılama giderleri kısmında maddi tazminat yönünden her üç davalı için ayrı ayrı ve manevi tazminat kalemleri için de her iki müvekkil davalı için ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken iki talep için diğer davalı … şirketini de kapsar şekilde iki vekalet ücretine hükmedilmesinin kanuna aykırılık teşkil ettiğini belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, yaralamalı trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Dosya kapsamından 03/10/2015 tarihinde davalı …’ın işleteni olduğu, davalı … şirketine ZMSS poliçesi ile sigortalı, davalı sürücü … sevk ve idaresindeki … plaka sayılı kamyonet ile D.200-21 Devlet Karayolunu takiben Sivas istikametinden Erzincan yönüne doğru seyir halindeyken karşıdan karşıya geçmek isteyen yaya …’ya çarpması ile meydana gelen trafik kazasında …’nın vefat ettiği, davacıların bu vefat nedeniyle destekten yoksun kalma ve manevi tazminat talep ettikleri görülmüştür. Kaza tespit tutanağında; çarpma noktasından sonra kamyonete ait 26,3 metre fren izinin bulunduğu, çarpma noktasının sürücü istikametine göre orta refüje 5,2 metre mesafede sağ şerit üzerinde olduğu belirtilmiştir. Trafik kazalarından doğan tazminat davaları kusur sorumluluğuna dayanmaktadır. Destek çift taraflı olarak gerçekleşen kazada yayadır. Kazanın meydana gelmesinde yaya olan destek tam kusurludur. Bu durumda sigortalı araç sürücüsüne atfedilen kusur bulunmadığından, başka bir deyişle destek sigortalı araç sürücüsü olmadığından davacı vekilinin desteğin kusurunun mirasçılarına yansıtılamayacağına, destekten yoksun kalma tazminatına dayanak teşkil eden hakkın, salt miras yoluyla geçen bir hak olmadığına ilişkin istinaf talebi yerinde görülmemiştir. Kaza nedeniyle, Sivas Cumhuriyet Başsavcılığının 2015/11763 Soruşturma, 2015/9030 Karar sayılı dosyasından başlatılan soruşturmada alınan Adli Tıp Kurumu Ankara Adli Tıp Grup Başkanlığı Ankara Trafik İhtisas Dairesi Başkanlığı’nın 13/11/2015 tarihli raporunda, davalı sürücünün kusursuz, müteveffa yayanın asli kusurlu olduğu belirtilmiş, Sivas Cumhuriyet Başsavcılığının müteveffa …’nın % 100 kusurlu, şüpheli sürücü …’ın ise kusursuz olduğunun tespiti üzerine, şüpheli … hakkında kovuşturma yapılmasına yer olmadığına dair karar verilmiş, bu karara davacıların yaptığı itiraz Sivas Sulh Ceza Hakimliğinin 2016/57 D. İş sayılı kararı ile reddedilmiş, … hakkında verilen kovuşturma yapılmasına yer olmadığına dair kararın kesinleştiği anlaşılmıştır. İlk Derece Mahkemesince ATK Trafik İhtisas Dairesi’nden alınan kusur raporunda; “Davalı sürücü … sevk ve idaresindeki kamyonet ile gece vakti, aydınlatma bulunmayan olay mahallinde seyri sırasında, kontrolsüz bir şekilde orta refüj üzerinden kaplamaya girip karşıdan karşıya geçmek isteyen yayaya çarptığı olayda atfı kabil bir kusuru bulunmamaktadır. Müteveffa yaya … gece vakti, aydınlatmanın olmadığı, hareketli araç trafiğine açık devlet karayolu üzerinde, gerekli ve yeterli kontrolleri yapmadan, sağ tarafından gelen davalı sürücü idaresindeki kamyonete ilk geçiş hakkını vermeden, kendi can güvenliği tehlikeye atarak kontrolsüzce karşıdan karşıya geçmeye çalıştığı sırada meydana gelen olayda asli kusurludur.” yönündeki kanaatleri doğrultusunda davalı sürücü …’ın kusursuz, müteveffa yaya …’nın %100 oranında kusurlu olduğu belirtilmiştir. Mahkemece alınan kusur raporu ile ceza soruşturması sırasında alınan kusur raporlarının birbiriyle örtüştüğü, kaza tespit tutanağı ve olayın oluşuna uygun düştüğü nazara alındığında davacılar vekilinin kusura yönelik istinaf itirazı yerinde görülmemiştir. İhtiyari dava arkadaşı olan davacıların her birinin ayrı ayrı tazminat talebinde bulunmaları halinde, her birinin davasının diğerinden bağımsız olması ve aralarında ihtiyari dava arkadaşlığı bulunanların usul ekonomisi ilkesi dikkate alınarak birlikte dava açtıkları durumda da esasen birden fazla dava olduğu dikkate alınarak vekalet ücreti belirlenmesi gerekir. Yine karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 10/2.maddesi gereğince tazminat davasının kısmen reddi durumunda, karşı taraf vekili yararına Tarifenin üçüncü kısmına göre tek vekalet ücreti hükmedileceği düzenlenmiştir.İlk Derece Mahkemesince her bir davacı bakımından reddine karar verilen maddi ve manevi tazminat bakımından davalılar lehine ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmiş olması doğru olmamış ise de Dairemizce istinaf sebepleri ile bağlı kalınarak istinaf incelemesi yapılacağından ve istinaf dilekçesinde her davacı için reddedilen kısım yönünden davalılar lehine ortak vekalet ücretine hükmedilmesi yönünde talep bulunmadığı, davalılar vekilinin “maddi tazminat yönünden her üç davalı için ayrı ayrı, manevi tazminat yönünden ise müvekkilleri davalılar için ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği” yönündeki istinaf talebinin ise davada davalılar bakımından davanın reddi sebebi ortak olduğundan yerinde olmadığı ve AAÜT’nin 10/2.maddesine aykırı düştüğü anlaşıldığından yerinde görülmemiştir. Bu nedenlerle; davacılar vekili ile davalılar … ve … vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davacılar vekili ile davalılar … ve … vekilinin yukarıda esas ve karar numarası yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı yapmış olduğu istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2-a)Davacılar yönünden, Harçlar Yasası’na göre alınması gereken 179,90 TL harçtan peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 120,60 TL harcın davacılardan tahsili ile Hazineye irat kaydına,b)Davalılar … ve … yönünden, Peşin alınan harç yeterli olduğundan başkaca harç alınmasına yer olmadığına,3-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf edenler üzerinde bırakılmasına,4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 361. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesine hitaben verilecek temyiz dilekçesi ile temyiz yasa yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 20/06/2023