Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2021/416 E. 2023/1049 K. 06.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2021/416
KARAR NO: 2023/1049
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 13/10/2020
NUMARASI: 2017/91 Esas – 2020/431 Karar
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan )
KARAR TARİHİ: 06/06/2023
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 27.07.2007 tarihinde …’ın kullandığı … plaka sayılı motosiklet ile Cizre İstikametinden Silopi istikametine giderken … tesislerinin yanına yaklaştığında seyir istikametine göre yolun sağında banket üzerinde park halinde olan ve harekete geçerek yola çıkmaya çalışan sürücü … sevk ve idaresindeki … plakalı kamyon’un çarpışması ile motosiklette yolcu olarak bulunan davacının yaralandığını, aracın kaza tarihinde sigortasının bulunmadığını, sürekli iş göremezliğine ilişkin maddi zararlarının karşılanması için …na 30.12.2016 tarihinde başvuruda bulunulduğunu ancak başvurunun zamanaşımı nedeniyle reddedildiğini, kaza tarihinde yaşının küçük olması nedeniyle kemik gelişiminin geç tamamlandığını ve iyileşme süresinin uzadığını, maluliyet oranının taraflarınca Adli Tıp tarafından düzenlenen 30.11.2016 tarihli maluliyet raporunda öğrenildiğini bu sebeple zamanaşımının bu tarihte başladığını belirterek fazlaya dair talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla sürekli iş göremezliği dolayısıyla 60.000,00 TL tazminatın davalının temerrüde düştüğü tarihten itibaren itibaren işlemiş ticari faiziyle birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Öncelikle kaza anında … plakalı sigortasız aracın sürücüsü …’a davanın ihbar edilmesi gerektiğini, 2918 sayılı KTK’nın 109.maddesi 1.fıkrası ve 2. fıkrasına göre davası zamanaşımı süresi olduğunu, davayı kabul anlamına gelmemek kaydıyla … plakalı aracın kaza tarihini kapsar şekilde geçerli trafik sigorta poliçesinin olup olmadığının tespiti gerektiğini, …’nın sorumluluğunun poliçedeki teminat limiti ve kusur oranı ile sınırlı olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davanın reddine” karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; müvekkilinin maluliyet durumuna ilişkin yaptıkları itirazların dikkate alınmadığını, maluliyet raporu ile sağlık durumu arasındaki çelişki giderilmeden maluliyet durumu yeterince aydınlatılmadan maddi tazminat yönünden hüküm kurulduğunu, ATK raporundaki değerlendirmenin müvekkilinin şikayetleri ve sağlık durumu göz önüne alınmadan hazırlanması bakımından yanlış ve eksik olduğunu, rapora karşı yaptıkları itirazların kabul edilmediğini, kaza sonrasında müvekkilinin dizinde ve bacağında şiddetli ağrılar başladığını, günlük hayatını eskisi gibi idame ettiremediğini hal böyle iken ATK’nun müvekkilinde sürekli maluliyet tespit edilemediğine ilişkin değerlendirmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, Ankara 7.Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/291 E.sayılı dosyasına kazandırılan 30.11.2016 tarihli Ankara Üniversitesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı tarafından düzenlenen raporda müvekkilinin çalışma gücü ve meslekte kazanma kaybı oranının %14,3 olduğunun tespit edildiğini bu raporun müvekkilinin maluliyetini ve sağlık durumunu doğru olarak yansıttığından iş bu raporun hükme esas alınması gerektiğini, müvekkilinin sağlık durumu ile 29.04.2020 tarihli ATK raporu arasındaki çelişki giderilmeden mahkemece bu rapor kabul edilerek hüküm kurulmasının hukuka aykırı olduğunu, mahkemenin Adli Tıp genişletilmiş uzmanlar kurulundan yeni ve itirazları gideren yetkin rapor alınması taleplerini reddederek çelişkiyi gidermediğini ve davayı doğrudan reddettiğini, Yargıtay kararlarında açıkça görüleceği üzere çelişkisiz ve hükme elverişli taraf itirazlarını kapsar şekilde yeni bir rapor almadan ve maluliyet durumu aydınlatılmadan eksik inceleme ile hüküm tesis edilmesi bozma sebebi olarak görüldüğünü belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur.Davacı vekili ek istinaf dilekçesinde özetle; davalı lehine red kararı verildiği halde Avukatlık Kanuna aykırı olarak yüksek ve nispi vekalet ücretine hükmedildiğini, Avukatlık Kanunu Ücret Tarifesinin 13.maddesinde açıkça belirtildiği üzere; maddi tazminat istemli davaların tamamen reddi durumunda davalı lehine hükmedilecek avukatlık ücretinin maktu vekâlet ücreti olacağını, davalı lehine yüksek nispi vekalet ücretine hükmetmek avukatlık kanunu ve hakkaniyete açıkça aykırı olduğunu, Danıştay kararlarından da açıkça görüleceği üzere davalı lehine nispi vekalet ücretine hükmedilmesi ve hükmedilecek vekalet ücretinin hak arama hürriyeti ve mahkemeye erişim hakkının orantısız biçimde sınırlandırılmaması amacıyla makul bir miktarda belirlenmemesi bozma sebebi olarak görüldüğünü belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur.Dava, yaralamalı trafik kazası nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır.Dosya kapsamından, 27.07.2007 günü saat 15.40 sıralarında sürücü … sevk ve idaresindeki … plakalı motosiklet ile Cizre istikametinden Silopi istikametine seyir halinde iken olay mahalline geldiğinde seyir istikametine göre yolun sağında banket üzerinde park halinde olan ve harekete geçerek yola çıkmaya çalışan sürücü … sevk ve idaresindeki … plakalı kamyon’un çarpışması sonucu motosiklette yolcu olarak bulunan davacının yaralanması nedeniyle … plakalı kamyonun zmms olmadığından sürekli maluliyet tazminatı talep edildiği anlaşılmaktadır. Mahkemece kaza tarihinde geçerli Sosyal Sigortalar Sağlık İşlemleri Tüzüğü hükümleri ne göre düzenlenen ATK 2. İhtisas Kurulu tarafından sunulan 14.05.2020 tarihli maluliyete ilişkin raporda sürekli maluliyete mahal olmadığına ilişkin rapora göre davanın reddine karar verilmiştir. Oysa davacının daha önce sigorta şirketine karşı açmış olduğu Ankara 7.Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/291 E.sayılı dosyasında alınan 30.11.2016 tarihli Ankara Üniversitesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı tarafından düzenlenen raporda davacının çalışma gücü ve meslekte kazanma kaybı oranının %14,3 olduğunun tespit edildiğini belirterek itirazda bulunduğu ve raporlar arasında çelişki bulunduğu halde çelişki giderilmeden başka üniversite den rapor alınmadan karar verilmesi doğru olmamıştır. O halde Mahkemece yapılması gereken, başka bir Üniversite Hastanesinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümünden oluşturulacak 3 kişilik uzman doktor heyetinden, kaza tarihi itibari ile yürürlükte bulunan Sosyal Sigortalar Sağlık İşlemleri Tüzüğü hükümlerine uygun olarak davacıda var olduğu ileri sürülen yaralanmaya bağlı kalıcı işgöremezlik durum ve oranının ne olduğu ve tespit edilecek maluliyetin kaza ile illiyeti bulunup bulunmadığı konularında, dosya içerisinde bulunan tedavi evrakları ile dosyada mevcut olan taraflarca sunulan delilleri de irdeler biçimde denetime elverir nitelikte maluliyet raporu alınmalı, bu raporun sonucuna göre aktüerya bilirkişisinden yeniden rapor alınarak değerlendirme yapılmak suretiyle hüküm oluşturulmalıdır. Kabule göre, AAÜT 13/4.maddesinde açıkça belirtildiği üzere; maddi tazminat istemli davaların tamamen reddi durumunda davalı lehine hükmedilecek avukatlık ücretinin maktu vekâlet ücreti olacağından bu yöndeki istinaf itirazı da yerindedir. Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın yukarıda belirtilen şekilde işlem yapılmak üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, 2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 3-İstinaf karar harcının istek halinde İlk Derece Mahkemesince yatırana iadesine, 4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, 6-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.06/06/2023