Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2021/372 E. 2023/1079 K. 08.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2021/372
KARAR NO: 2023/1079
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi
KARAR TARİHİ: 20/10/2020
NUMARASI: 2019/388 Esas – 2020/688 Karar
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ: 08/06/2023
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 30/04/2014 tarihinde …’ın sevk ve idaresindeki … plaka sayılı araç ile emniyet şeridi üzerinde müvekkili yaya …’a çarpması sonucu yaralanmalı ve maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, davacı …’ın söz konusu kaza dolayısıyla yaralandığını, femur kırığı ve omurilik l4 kemiğinde kırık ve çalışma gücünde % 65 azalma oluştuğunu, kazaya sebebiyet veren … plaka sayılı aracın davalı … Sigorta Anonim Şirketi’nden ZMSS (trafik) sigorta poliçesi ile kaza tarihinde sigortalı bulunduğunu, sigorta şirketine 19/04/2017 tarihinde yazılı başvuruda bulunulduğunu ve ödeme yapılabilmesi için tüm evrakların davalı şirkete teslim edildiğini, davacı müvekkilinin 30/03/1961 doğumlu ve kaza tarihi itibariyle 53 yaşında emekli olup, gelirinin asgari gelir düzeyinin üstünde olduğunu belirterek, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla davacının işgücü kaybından doğan 3.200,00 TL daimi maluliyet (sakatlık) ve 100,00 TL geçici iş göremezlik olmak üzere toplam 3.300,00 TL tazminatın başvuru tarihi olan 19/04/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davacı vekili ıslah dilekçesi ile talebini 206.405,04 TL’ye yükseltmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemelerinin yetkili olduğunu, zamanaşımı süresinin dolduğunu, ceza dosyasının celbi ile kusur tespiti yapılması gerektiğini, SGK tarafından yapılan herhangi bir ödeme var ise bu ödemelerin (tazminat yükümlülüğünü kabul anlamına gelmemek üzere) tazminattan indirilmesi, müterafik kusur indirimi yapılması ile aktüerya hesap raporu alınması gerektiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davanın kabulü ile; 195.373,48 TL sürekli iş gücü kaybı zararı + 11.031,56 TL geçici iş göremezlik zararı olmak üzere toplam 206.405,04 TL maddi tazminatın 02/05/2017 tarihinden itibaren yasal faiz işletilerek davalıdan alınarak davacıya verilmesine,” karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Davacının 01/04/2006 yılından bu yana emekli aylığı aldığının SGK cevabı ile sabit olduğunu, geçici iş göremezlik tazminatına hak kazanamayacağının kabul edilmesi gerektiğini, itiraza konu hesap raporunda davacının emeklilik yaşının 60 kabul edilerek 60 yaşından sonrası için AGİ’siz asgari ücret üzerinden hesaplama yapılmışsa da davacının esasında 45 yaşında emekli olduğunun göz önünde bulundurulmadığını, hesap raporuna esas alınan Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Ana Bilim Dalı Başkanlığı maluliyet raporunun denetime elverişli olmayıp Adli Tıp Kurumu ilgili İhtisas Dairesi’nden rapor alınmasına ilişkin itirazlarına itibar edilmediğini, faiz başlangıç tarihinin dava tarihi olarak kabul edilmesi gerektiğini belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, yaralamalı trafik kazası nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Dava dilekçesine ekli evraklara göre davacının 19/04/2017 tarihinde davalı … şirketine başvurusu bulunmaktadır. Mahkemece başvuru tarihinden 8 iş günü sonrası olan 02/05/2017 tarihinden itibaren faiz başlatılmış olması doğru olup bu hususa değinen istinaf itirazı yerinde değildir. Maluliyete ilişkin alınacak raporların nasıl düzenleneceğine ilişkin ne Karayolları Trafik Kanun’un da ne de Türk Borçlar Kanun’unda düzenleme yapılmamış, Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin içtihatları ile kaza tarihine göre dönemsel olarak uygulanması gereken Yönetmelikler açıklanmıştır. Buna göre maluliyete ilişkin alınacak raporların, kaza tarihi 11.10.2008 tarihinden önce ise Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11.10.2008 tarihi ile 01.09.2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 01.09.2013 tarihinden sonrada Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliğine uygun olarak düzenlenmesi gerekecektir (Benzer yönde Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 16/06/2020 tarih, 2018/3614 E. ve 2020/3544 K., 28/01/2020 tarih, 2018/3470 E. ve 2020/153 K.sayılı kararları). Maluliyet Tespit İşleri Yönetmeliği 01/09/2013 tarihinde yürürlüğe girmiş olup, 4.maddesinin k bendinde maluliyet tanımına yer verilmiştir. Buna göre ” Maluliyet: Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) ve (b) bentleri kapsamındaki sigortalılar için çalışma gücünün veya iş kazası veya meslek hastalığı sonucu meslekte kazanma gücünün en az %60’ını, (c) bendi kapsamındaki sigortalılar için çalışma gücünün en az %60’ını veya vazifelerini yapamayacak şekilde meslekte kazanma gücünü kaybetme hali” olarak tanımlanmış yine Yönetmeliğin sigortalıların çalışma gücü kaybı tespitini düzenleyen 9 ve 10 maddelerinde %60 maluliyet ve üzeri için maluliyet tespitine ilişkin esaslar düzenlenmiştir. Başka bir ifadeyle bu yönetmelik sadece %60 maluliyet ve üzeri için hükümler ve ekli cetvel içermekte olup %60’ın altında maluliyet bulunması halinde bu Yönetmelik hükümlerinin uygulanması olanaklı değildir. Yine Yönetmeliğin 23.maddesi ile Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliğinde yer alan; çalışma gücü kaybı, vazife malullüğü, harp malullüğü ile erken yaşlanma durumlarının tespiti ile ilgili tüm hükümler yürürlükten kaldırılmış düzenlemesine yer verilerek Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliğinin tümden kaldırılmadığı anlaşılmaktadır. Keza ek cetvellere ilişkin yeni bir düzenleme de yapılmamıştır. Sonuç olarak hükme esas alınan Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Dahili Tıp Bilimleri Bölümü, Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığının 21/06/2018 tarihli raporunun dosya kapsamı ve davacının kaza nedeniyle düzenlenen tüm tıbbi belgeleri de incelenerek maluliyet oranının tespiti açısından kaza ile yaralanma arasındaki illiyet bağı da açıklanarak düzenlendiği, davacının maluliyetinin %60’ın altında (%44) olması ve kaza tarihine göre uygulanması gereken Maluliyet Tespit İşleri Yönetmeliği hükümlerine göre maluliyet belirlenirken aynı cetvellerin (Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliğine ekli cetveller) esas alınması gerektiğinden maluliyetin tespitinde Çalışma Gücü Ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliğinin uygulanmış olmasının, maluliyet oranına bir etkisi olmayacağından hükme esas alınan maluliyet raporunda usul ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır. Dosyada bulunan 15/01/2020 tarihli SGK yazı cevabına göre 1961 doğumlu davacının 01/04/2006 tarihinden bu yana 4/a kapsamında yaşlılık aylığı aldığı belirtilmiştir. Davaya konu trafik kazası 30/04/2016 tarihinde meydana gelmiş olup, davacının kaza nedeniyle geçici iş göremezliği oluşsa dahi, emekli olup yaşlılık aylığı aldığından geçici iş göremezlik tazminatı talep edemeyeceği gözden kaçırılarak geçici iş göremezlik tazminatına hükmedilmesi doğru olmamıştır. Davalı vekili istinaf itirazında, hesap raporunda davacının emeklilik yaşının 60 kabul edilerek 60 yaşından sonrası için AGİ’siz asgari ücret üzerinden hesaplama yapıldığını, davacının aslında 45 yaşında emekli olduğunun göz önünde bulundurulmadığını öne sürmüştür. SGK dan gelen yazı cevabına göre davacı kaza tarihinde emekli olduğundan fiili durum karşısında kaza tarihindeki emekli maaşı üzerinden pasif devrede olduğu kabul edilerek AGİ’siz olarak geliri üzerinden tazminat hesabı yapılması gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır. O hade İlk Derece Mahkemesince yapılması gereken hükme esas alınan rapor tarihi itibariyle davacının kaza tarihindeki emekli maaşı üzerinden pasif devrede olduğu kabul edilerek AGİ’siz olarak geliri üzerinden tazminat hesabı yapılması için bilirkişiden ek rapor alınarak usuli kazanılmış haklar da gözetilerek sonucuna göre karar verilmesi olmalıdır. Açıklanan nedenlerle, davalı …vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın yukarıda belirtilen şekilde işlem yapılmak üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere : 1-Davalı …vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,3-İstinaf karar harcının istek halinde İlk Derece Mahkemesince yatırana iadesine, 4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-Davalı …tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, 6-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 08/06/2023