Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2021/352 E. 2023/958 K. 17.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2021/352
KARAR NO: 2023/958
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi
KARAR TARİHİ: 06/10/2020
NUMARASI: 2017/455 Esas – 2020/378 Karar
DAVA: Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat
DAVA TARİHİ: 18/04/2017
Birleşen 8. Asliye Ticaret Mahkemesi
2019/235 Esas-2019/539 Karar Sayılı Dosyası
DAVA: Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat
DAVA TARİHİ: 15/05/2019
KARAR TARİHİ: 17/05/2023
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesi ile; 16/02/2017 tarihinde … plakalı aracın müvekkiline çarpması sonucu müvekkilinin ağır yaralandığını, kemiklerinde kırıklar oluştuğunu, kalıcı şekilde yaralanmaların meydana geldiğini, davalı şirkete başvuru yapıldığını ancak sonuç alınamadığını belirterek trafik kazasında yaralanarak beden gücü kaybına uğrayan davacı için, HMK’nın 107 maddesi gereğince fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere, şimdilik 500,00TL tedavi ve bakıcı giderleri, 500,00 TL geçici iş göremezlik, 1.000,00TL kalıcı iş göremezlik tazminatının hesaplatılarak temerrüt tarihinden olmak üzere 2.000,00TL maddi tazminatın işletilecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davacı ıslah dilekçesi ile talebini 16.117,78 TL’ye yükseltmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile; dosyanın sonuçlanması için gerekli olan belgelerin ibraz edilmediğini, bu yüzden başvuru şartının gerçekleşmemiş olduğunu ve davanın usulden reddedilmesinin gerektiğini, davacının talep ettiği geçici iş göremezlik tazminatı talebinin trafik sigortası genel şartları gereği teminat dışı olduğunu, müvekkili şirketin tedavi giderleri nedeni ile herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığını, davacılar vekilinin temerrüt tarihinden itibaren avans faiz talep edemeyeceğini belirterek davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davanın kısmen kabulü ile; 1.404,06 TL geçici işgöremezlik, 5.086,82 TL kalıcı işgöremezlik olmak üzere toplam 6.490,88 TL’nin 11/04/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine” karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Yargıtay içtihatlarına göre davacı tarafın ATK raporuna göre; 4 aylık geçici iş göremezliği nedeniyle 4 aylık süre zarfında %100 malul sayıldığından 4 aylık bakıcı giderinde bulunma hakkı olduğunu, söz konusu emsal ücret yazısına göre yapılan hesaplamaya ve emsal ücret üzerinde yapılan talep artırım dilekçesine göre karar verilmemesi yerinde olmadığını, davacının 42 yaşında ve boya sıva ustası olup, asgari ücret almasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, ilgili meslek kuruluşlarından davacının kazancının sorulması gerektiğini, nitelikli işçinin yaptığı iş, kıdemi ve yaşı nazara alınarak ilgili meslek kuruluşlarından ne kadar ücret alabileceğinin sorulması, hesaplamada ilgili meslek kuruluşlarının verilerinin dikkate alınması ve karar verilmesi gerektiğini, manevi tazminata ilişkin birleşen dava hakkında karar verilmemesi hukuka ve kanuna aykırı olduğunu kazaya neden olan aracın davalı nezdinde kasko poliçe ile İhtiyari Mali Sorumluluk Sigortası yapıldığını, söz konusu poliçe ile manevi tazminat talepleri teminat altına alındığı için davalıya işbu davanın açıldığını, kasko poliçesinde manevi tazminat teminat altına alındığı halde bu talep hakkında karar verilmemesinin yerinde olmadığını belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, yaralamalı trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. HMK’nin 297/2. maddesi, “Hükmün sonuç kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekir ” hükmünü içermektedir. Hakim, tarafların talep sonucu ile bağlı olup, kararında taleplerin her biri hakkında verilen hükmü göstermesi gerekir (HMK’nın 26.m., 297/2.m.). Davacı dava dilekçesinde, yaranlanması nedeniyle kalıcı maluliyet tazminatı talebinde bulunmuş, birleşen dava dosyasında ise İMSS kapsamında manevi tazminat talep etmiştir. Mahkemece birleşen 8. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/235 Esas sayılı dava dosyası hakkında hüküm kurulmamıştır.Bu halde birleşen davada ki talep de değerlendirilerek sonucuna göre olumlu olumsuz karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile karar verilmesi doğru olmamıştır.Daire kararının kapsam ve şekline göre; davacı vekilinin sair istinaf itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın yukarıda belirtilen şekilde işlem yapılmak üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, 2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 3-İstinaf karar harcının istek halinde İlk Derece Mahkemesince yatırana iadesine, 4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,6-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.17/05/2023