Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2021/351 E. 2022/326 K. 24.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2021/351
KARAR NO: 2022/326
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 21/10/2020
NUMARASI: 2019/724 Esas – 2020/483 Karar
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan)
KARAR TARİHİ: 24/02/2022
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 16.04.2012 tarihinde … idaresindeki … plakalı aracın sürücüsünün kusuru ile direksiyon hakimiyetini kaybederek fabrika duvarına çarpması sonucu meydana gelen trafik kazası sebebiyle, araçta yolcu olarak bulunan müvekkili …’nin yaralanarak daimi sakat kaldığını, aracın kaza tarihinde geçerli ve yürürlükte bulunan ZMM sigorta poliçesi bulunmadığını, bu nedenle …nın davalı olarak gösterildiğini, 10/09/2012 tarihinde yapılan müracaat üzerine 8.607 TL iş göremezlik tazminatı ödendiğini, müvekkilinin daimi sakatlık sebebi ile maddi zarara maruz kaldığını, yaptırılacak bilirkişi hesaplaması ile zararın hesaplanacağını belirterek fazlaya ilişkin haklarının saklı kalması kaydıyla şimdilik, 10.000 TL sürekli iş göremezlik tazminatının 21/09/2012 tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile tahsiline karar verilmesini talep etmiş, talebini 23.068,20 TL olarak ıslah etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davanın kazaya sebebiyet verdiği açıklanan araç sürücüsüne ihbarını talep ettiklerini, davacının trafik kazası ile ilgili olarak herhangi birinden şikayetçi veya davacı olmadığından davanın reddi gerektiğini, davacı tarafa dava öncesi başvurusu üzerine ödeme yapılarak ibraname alındığını, 11/10/2012 tarihli rapor ile hesaplanan 8.607 TL tazminat miktarının 18/10/2012 tarihinde ödendiğini, makbuz ve ibranamenin davacı tarafından imzalandığını, emniyet kemeri takıp takmadığı hususları yanında davacının araca ücret karşılığı binmediği olayda hatır taşıması bulunduğunun kabulü gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Asıl ve ıslahla açılan davanın kısmen kabulüne, Fazlaya ilişkin talebin reddine, 17.258,28TL nin temerrüt tarihi olan 21/09/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,” karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili ile davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Davada geçici iş göremezlik taleplerinin olmadığını, ıslah ile arttırım yapılan tazminat taleplerinin tamamının sürekli iş göremezlik tazminatı talebine ilişkin olduğunu, tazminat hesaplamasında hüküm tarihine en yakın güncel asgari ücret üzerinden hesaplama yapılmasının kamu düzenine ilişkin olduğunu, karara esas alınan bilirkişi raporunda 2020 asgari ücret verileri baz alınarak hesaplama yapıldığını, 2021 yılı itibariyle asgari ücrette yapılan zam nedeniyle, mahkemece yapılacak yargılama ile hükümde esas alınacak bilirkişi raporunun son bilinen ücret verilerine göre hesaplama yapmış olması gerektiğini, sürekli iş göremezlik tazminatı talebinin dava devam ederken ıslah edildiğini, karar tarihi itibariyle mahkemece son bilinen ücrete göre aldırılacak bilirkişi raporu ile meydana gelecek artış, ıslah ile arttırılan talebi karşılayacak miktarda olacağından davalı yan yararına da vekalet ücretine hükmedilmeyeceğini belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Davacının kaza sırasında yolcu olarak bulunduğu poliçesi olmayan araç sürücüsünün ehliyetsiz olması, güvenli yolculuk kurallarına uyulmamış bulunması nedeniyle müterafik kusur indirimi uygulanması gerektiğini, yerel mahkeme tarafından itirazları dikkate alınmayarak olayda müterafik kusurun varlığı gözetilmediğini ve gerekli kusur indiriminin yapılmadığını belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, yaralamalı trafik kazası nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Mahkemece ilk verilen hükmün istinaf edilmesi üzerine Dairemizin 24/10/2019 tarih, 2017/1854 Esas ve 2019/3622 Karar sayılı kararı ile “… Davacının, müterafik kusurlu olup olmadığı üzerinde durulmadan ve irdelenmeden karar verilmesi doğru olmamış, … Davacı vekili dava dilekçesinde sürekli iş göremezlik tazminatı talep etmiş, geçici maluliyetle ilgili bir talebi olmamıştır. Aktüer bilirkişi raporunda geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatı hesaplanmış ve ıslah da buna göre yapılmıştır. Mahkemece de sürekli ve geçici maluliyete göre yapılan aktüer raporundaki tazminata hükmedilmiştir. Oysa dava dilekçesinde bulunmayan talebin ıslah yoluyla eklenmesi olanağı yoktur. Mahkemece bilirkişinin sürekli maluliyete ilişkin tazminat hesabı esas alınarak hüküm kurulması, ıslah dilekçesi ile talep edilen geçici maluliyet tazminatı talebi konusunda esasa ilişkin karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerektiğinden …” gerekçesiyle kararın kaldırılmasına karar verilmiştir. Dosya kapsamından, 16/04/2012 tarihinde meydana gelen tek taraflı trafik kazasında dava dışı …’nın idaresindeki araçta yolcu olan davacının yaralanması ve … plakalı aracın ZMM poliçesi bulunmaması nedeniyle davalı …’ ndan maddi tazminat talep edildiği anlaşılmaktadır. İlk Derece Mahkemesince; Dairemiz kararı doğrultusunda (Hatır taşıması ve müterafik kusur olup olmadığı hususunda) aktüerya raporu alınarak istinafa konu karar verilmiştir. İlk Derece Mahkemesince; ” … sürekli iş göremezlik dönemine ait bakiye maddi zararının 21.572,86-TL olarak hesaplandığı, … davacının bakiye sürekli iş göremezlik tazminat miktarı olan 21.572,86 TL’den takdiren % 20 oranında indirim yapılmış …” gerekçesiyle hüküm kurulmuş ise de; Dosyada 11/01/2017 tarihli aktüer rapor bulunmakta olup, bu raporda geçici ve daimi iş görmezlik birlikte hesaplanmış, toplamından davalının yaptığı ödemenin güncellenmiş değeri düşülmüş ve önceki hükme esas 23.068,20 TL hesaplama yapılmıştır. Sonuç olarak; Davacı istinafında bahsi geçen, 2020 asgari ücret verileri baz alınarak yapılan hesaplama da görülmemiştir. Ayrıca mahkemece verilen ilk karar davacı tarafça istinaf edilmemiş, davalı tarafça istinaf edildiğinden yeniden aktüerya raporu alınmıştır. Bu durumda ilk rapor tarihindeki veriler bakımından davalı yararına usulü kazanılmış hak oluştuğu da değerlendirildiğinde, Davacı vekilinin 2021 yılı asgari ücret verilerine göre hesaplaması gerektiğine yönelik istinaf talebi yerinde görülmemiştir. Davalı vekilinin müterafik kusur indirimi yapılması gerektiği yönündeki istinaf itirazı bakımından değerlendirme yapıldığında; Somut uyuşmazlıkta dosya içinde mevcut kaza tespit tutanağında, davacının emniyet kemeri takıp takmadığı belirsiz (4) işaretli olup bu yönden müterafik kusur indirimi yapılması talebi yerinde değilse de, sürücünün ehliyeti (yok) olarak işaretlidir. Bu durumda davacının sürücü olan arkadaşının ehliyetsiz olduğunu bilerek aracına binmesi nedeni ile belirlenen tazminattan Yargıtay 17.Hukuk Dairesinin yerleşmiş içtihatları da göz önüne alınarak %20 oranında müterafik kusur indirimi yapılması gerektiği düşünülmeden ve yazılı gerekçe ile bu talebin reddine karar verilmesi doğru olmamıştır. Sonuç olarak HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne; Hükme esas alınan aktüerya bilirkişi raporunda davacının yaralanması nedeniyle belirlenen 23.068,20 TL toplam tazminat miktarından, toplamda yer alan 1.495,34 TL geçici iş göremezlik tazminatı düşümü ile hesaplanan 21.572,86 TL kalıcı iş göremezlik tazminatından, mahkemece yapılan % 20 oranındaki hatır indirimi dışında, Yargıtay 17.Hukuk Dairesinin yerleşmiş içtihatları gereğince % 20 oranında müterafik kusur indirimi yapılarak 13.806,62 TL kalıcı iş göremezlik tazminatı için davanın kabulüne, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş; Müterafik kusur ve hatır indirimi nedeniyle tazminattan indirilen miktar, yasal düzenlemelerden kaynaklanan hakkaniyet indirimi mahiyetinde olduğundan, istinaf talep eden davalı lehine bu kısım üzerinden vekalet ücretine ve yargılama giderine hükmedilmemiş, reddedilen 1.495,34 TL miktar üzerinden vekalet ücreti takdir edilmek suretiyle aşağıdaki aşağıda yazılı olduğu şekilde esas hakkında yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: A- Davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine, davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile Yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının, HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere KALDIRILMASINA, Buna göre: 1-Asıl ve ıslahla açılan davanın kısmen kabulüne, Fazlaya ilişkin talebin reddine, 2-13.806,62 TL’nin temerrüt tarihi olan 21/09/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, 3-Karar ve ilam harcı olarak hesaplanan ve daha önce davalı taraftan tahsil edilen 1.496,59 TL’den hesaplanan 943,13 TL karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 553,46 TL harcın talep halinde davalıya iadesine, 4-Davacı tarafından yapılan 1.750,00 TL bilirkişi ücreti ve 789,50 TL posta ve tebligat masrafı olmak üzere toplam 2.548,50 TL yargılama giderlerinden davanın kabul edilen kısmı üzerinden hesaplanan 2.383,30 TL ile ilk harç 58,50 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca davanın kabul edilen kısmı üzerinden hesaplanan 3.400,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 6-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca davanın reddolunan kısmı üzerinden hesaplanan 1.495,34 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 7-Taraflarca yatırılan gider avansından kalan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine,
B-İSTİNAF İNCELEMESİ BAKIMINDAN 1-a-Harçlar Yasasına göre davacıdan alınması gereken 80,70 TL harcın peşin alınan 59,30 TL harçtan mahsubu ile bakiye 21,40 TL harcın davacıdan tahsili Hazineye irat kaydına, b-Davalı tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar harcının, istem halinde İlk Derece Mahkemesi tarafından kendisine iadesine, 2-a-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, b-İstinaf aşamasında davalı tarafından yatırılan 148,60 TL istinaf başvuru harcının davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine, 3-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 4-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dair dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.24/02/2022