Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2021/335 E. 2023/650 K. 05.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2021/335
KARAR NO: 2023/650
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 05/10/2020
NUMARASI: 2016/821 Esas – 2020/558 Karar
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan )
KARAR TARİHİ: 05/04/2023
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 13.04.2016 tarihinde davalılardan sürücü … idaresindeki … plakalı aracın kaldırımda bulunan davacıya çarparak yerde sürüklenmesi ve aracın ayaklarının üzerinden geçmesi şeklinde meydana gelen trafik kazasında davacının geçici ve kalıcı iş gücü kaybı oluştuğunu, davacının geçici iş göremezlik zararı nedeniyle 100,00 TL, kalıcı hasar ve sürekli iş göremezlik nedeniyle 100,00 TL, bakıcı masrafı için 50,00 TL, hastaneye gidiş gelişleri için oluşan yol masrafları nedeniyle 50,00 TL olmak üzere toplamda 300,00 TL maddi tazminat ile 15.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı … ve … Ayakkabı’dan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davacı ıslah dilekçesi ile talebini 20.783,96 TL’ye yükseltmiştir. Davalılardan … Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; kazaya karıştığı belirtilen … plakalı aracın ZMMS ile sigortalı olduğunu sigortalının kusurlu olması halinde sigorta şirketinin sorumluluğu olduğundan kusur tespiti yapılmasını, tedavi masraflarının 01.06.2015 tarihli karayolları motorlu araçlar zmms genel şartları kapsamında poliçe teminatı kapsamından çıkartıldığını, tedavi taleplerinin mağdurun Sgk’lı olup olmaması önemsenmeksizin SGK’dan talep edilmesi gerektiğini, geçici işgöremezliğe ilişkin talebinin reddini, davalı şirket temerrüde düşmediğinden yasal faizin dava tarihinden itibaren işletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalılardan … San.ve Tic.Ltd.Şti. vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin davacı tarafa zararlarının giderimi yönünde öneride bulunduğu halde kabul etmediğini ve manevi tazminat talebinde bulunduğunu, kaza anından itibaren davalı şirketin davacının yanında olarak yaşadığı elemi paylaştığını bu nedenle manevi tazminat talebinin haksız olup reddini talep etmiştir. Davalılardan …’e usulüne uygun tebligat yapıldığı süresi içerisinde cevap dilekçesi sunmadığı görülmüştür. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davacının maddi tazminat isteminin kısmen kabulü ile 3.122,38 TL geçici iş göremezlik tazminatı, 16.669,61 TL sürekli iş göremezlik tazminatı, 941,97 TL bakıcı giderinin davalı dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya dair istemin reddine, Davacının manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile; 7.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 13.04.2016 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı … ve davalı …’den müşterek ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,” karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili ile davalı … vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; 02/08/2016 tarihli/ 29789 Sayılı Resmi Gazete yayınlanarak yürürlüğe giren maluliyet oranının Özürlülük Ölçütü ve Sınıflandırılması Yönetmeliği’ne göre belirlemesi gerektiğini belirten Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı tebliğine göre önceki genel şartlara göre düzenlenen maluliyet raporuna yapılan davalı itirazları usul ve yasaya aykırılık oluşturduğu halde dikkate alınarak müvekkilin maluliyeti hatalı tespit edildiğini, yerel mahkemece hükmedilen manevi tazminat miktarının az olduğunu, faiz başlangıç tarihlerinin Karayolları Trafik Kanunu ve Borçlar Kanunu hükümlerine aykırı olduğunu belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davalı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; kusur oranına yönelik alınan adli tıp raporunda müvekkil aleyhine tespit edilen %80 oranındaki kusur tayini hatalı ve hukuka aykırı olduğunu,davacının kazanın gerçekleşmesine neden olan eylemleri müterafik kusur olarak nitelendirilmediğini davacı tarafın araçların yoğun şekilde seyir halinde olduğu araç yolunda sabit şekilde durarak üçüncü bir şahısla muhabbet etmesi kazanın gerçekleşmesine neden olduğunu, müvekkili aleyhine verilen manevi tazminat tutarının fahiş olduğunu belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, yaralamalı trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Dosya kapsamından,13/04/2016 günü saat 16:00 sıralarında davalı sürücü … sevk ve idaresindeki … plaka sayılı kamyonet ile Güvenlik Caddesini takiben Kumkapı İstikametine doğru seyir halindeyken No:.. önünde yaya olarak bulunan davacı …’a aracının sağ ön kısımları ile çarpması sonucu meydana gelen trafik kazasında yaralanması nedeniyle tazminat talep edildiği anlaşılmaktadır. Trafik kazası nedeniyle açılan tazminat davalarında maluliyete ilişkin alınacak raporların nasıl düzenleneceğine ilişkin ne Karayolları Trafik Kanun’un da ne de Türk Borçlar Kanun’unda düzenleme yapılmamış, Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin içtihatları ile kaza tarihine göre dönemsel olarak uygulanması gereken Yönetmelikler açıklanmıştır. Buna göre maluliyete ilişkin alınacak raporların, 11/10/2008 tarihinden önce Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11/10/2008 tarihi ile 01/09/2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmelik’i, 01/09/2013 tarihi ile 01/06/2015 tarihleri arasında sonrada Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmelik’i, 01/06/2015 tarihi ile 20/02/2019 tarihleri arasında Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması Ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine, 20/02/2019 tarihinden sonrada Erişkinler için Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümlerine uygun olarak düzenlenmesi gerekir. (Yargıtay 4.Hukuk Dairesinin 2021/12907 E. ve 2022/6237 K., 2021/12288 E. ve 2022/6235 K., 2021/11515 E. ve 2022/5238 K. sayılı kararları). İlk Derece Mahkemesince hükme esas alınan maluliyet raporunun dosya kapsamı ve davacının kaza nedeniyle düzenlenen tüm tıbbi belgeleri de incelenerek maluliyet oranının tespiti açısından kaza ile yaralanma arasındaki illiyet bağı da açıklanarak kaza tarihi itibari ile yürürlükte bulunan Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması Ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine uygun şekilde düzenlenmiş olmasına göre bu yöne değinen istinaf itirazı yerinde değildir. HMK’nun 357/1. maddesi uyarınca, Bölge Adliye Mahkemesince re’sen göz önünde tutulacaklar dışında, İlk Derece Mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunmalar dinlenemez, yeni delillere dayanılamaz. Davalı … vekili tarafından yargılama safahatı sürecinde kusur bilirkişi raporuna karşı süresinde itiraz ya da talepte bulunmamış ve bu suretle kusur oranları bakımından davacı lehine usuli kazanılmış hak oluştuğu gibi HMK’nın 357/1. maddesi gereğince Bölge Adliye Mahkemesince re’sen göz önünde tutulacaklar dışında İlk Derece Mahkemesinde ileri sürülmeyen iddialar ve savunmalar dinlemeyeceğinden kusura ilişkin istinaf itirazı değerlendirilmeye alınmamıştır. Ayrıca hükme esas alınan ATK kusur raporuna göre davacı yayanın da kaza nedeniyle kusurlu olduğu tespit edildiğinden müterafik kusurdan söz edilemeyecektir. Bu yöndeki itiraz da yerinde değildir. Mahkemece ıslah dilekçesine göre faizin başlangıcına karar verilmiş olmasında usul ve yasaya aykırılık görülmemiştir. TBK’nın “manevi tazminat” başlıklı 56/1.maddesine göre, “Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir.” TBK’nın 56/1. maddesi gereğince, hükmedilecek para, zarara uğrayanda manevi huzur duygusunu doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer işlevi olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi mal varlığı hukukuna ilişkin zararın karşılanması da amaç edinilmemiştir. O halde, tazminatın miktarı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerektiği kadar olmalıdır. Hakim, bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Manevi tazminat takdir edilirken, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli, davacının uğradığı zararın kapsamı, davalının sorumluluğunun niteliği, kusur oranları ve özellikle caydırıcı bir etki doğuracak düzeyde olması gerektiği de göz önünde tutularak, meydana gelen trafik kazası sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amacıyla olay tarihindeki paranın alım gücüne uygun düşen tutarlara hükmedilmesi gerekmektedir. Bu açıklamalar çerçevesinde, dosyadaki deliller ve İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesi birlikte değerlendirildiğinde, somut uyuşmazlıkta olay tarihi, kazanın oluş şekli, kusur durumu, davacıdaki yaralanmanın niteliği, maluliyet oranı ve tarafların sosyal ve ekonomik durumları nazara alındığında İlk Derece Mahkemesince belirlenen manevi tazminat miktarının TBK’nın 56/1.maddesindeki düzenlemeye, manevi tazminat müessesinin amacına ve hakkaniyete uygun olduğu kanaatine varılmıştır. Bu nedenlerle; davacı vekili ile davalı … vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:1-Davacı vekili ile davalı … vekilinin yukarıda esas ve karar numarası yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı yapmış olduğu istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2-a-Davacı yönünden; Harçlar Yasası’na göre alınması gereken 179,90 TL harçtan peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 120,60 TL harcın davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,b-Davalı … yönünden; Harçlar Yasası’na göre alınması gereken (1.416,33+54,40=)1.470,73 TL harçtan peşin alınan 354,10 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.116,63 TL harcın davalı …’ten tahsili ile Hazineye irat kaydına,3-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına,4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.05/04/2023