Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2021/330 E. 2023/844 K. 27.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2021/330
KARAR NO: 2023/844
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 17/11/2020
NUMARASI: 2017/11 Esas – 2020/731 Karar
DAVA: Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat
KARAR TARİHİ: 27/04/2023
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesi ile; 22/02/2016 tarihinde sürücü …’nün sevk ve idaresindeki … plakalı aracı ile … Bulvarı üzerinde Dörtyol ilçe merkezi istikametinden Erzin ilçesi istikametine seyri esnasında Migros kavşağına geldiği esnada … Caddesinden kavşağa giriş yaparak sola doğru cezaevi kavşağına devam etmek isteyen sürücü …. sevk ve idaresinde bulunan … plaka sayılı motosiklete çarpması neticesinde çift taraflı yaralanmalı ve maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, bu kazanın oluşumuna … plakalı araç sürücüsü …’nün 2918 Sayılı KTK’nın 52/1-A maddesinde belirtilen kuralı ihlal ettiğini, müvekkilinin kazada yaralandığını, … sayılı aracın davalı … Sigorta A.Ş’ne ZMSS poliçesi ile sigortalı olduğunu, başvuru yapılmasına rağmen davalı sigorta şirketi tarafından herhangi bir geri dönüş yapılmadığını belirterek işgücü kaybından doğan toplam 3.000,00 TL daimi maluliyet tazminatının davalı şirkete başvuru yapılan 08/04/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsilini talep etmiştir. Davalı cevap dilekçesi vermemiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davanın kısmen kabulüne, 1.828,77 TL sürekli iş göremezlik tazminatının, davalının temerrüde düştüğü 22.04.2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizleriyle birlikte davalıdan (trafik kaza tarihi olan 2016 yılı poliçe limitiyle sınırlı olmak üzere) alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine” karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; ATK 2. Adli Tıp İhtisas Kurulu tarafından tanzim edilen ve hükme esas alınan 26/06/2019 tarihli raporda yanlış yönetmelik hükümleri dikkate alınmış olup müvekkilin maluliyet oranının “çalışma Gücü Ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği” hükümlerine göre düzenlenmesi gerektiğini, mahkeme tarafından davacı müvekkilinin geçirdiği trafik kazası nedeniyle sürekli maluliyet oranının tespiti amacıyla dosya Adli Tıp Kurumuna gönderilmiş olup Adli Tıp Kurumu 2. İhtisas Kurulu tarafından 26/06/2019 tarihli rapor dosya içerisine alındığını, tanzim edilen raporda müvekkilinin maluliyetinin tespiti içiN Özürlülük Ölçütü, Sınıflaması Ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerinden yararlanılmasının hatalı olduğunu, Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararı kapsamında kalan Genel Şartlar ile getirilmiş olan yönetmelikler yerine artık Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Yönetmeliği esas alınarak maluliyet tespiti gerçekleştirilmesi ve iş gücü kayıpları ile destekten yoksun kalma tazminatları ve bakıcı gideri tazminatlarında PMF yaşam tablosu esas alınarak hesaplama yapılması gerektiğini, her ne kadar Anayasa Mahkemesi iptal kararı doğrultusunda ek rapor alınması talep edilmişse de Mahkemece taleplerinin reddedilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, yaralamalı trafik kazası nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Dosya kapsamından, 22/02/2016 tarihinde dava dışı sürücü …’nün sevk ve idaresindeki … plaka sayılı araç ile davacı sürücü … sevk ve idaresindeki … plaka sayılı motosikletin çarpışması ile meydana gelen trafik kazasında davacının yaralandığı ve bu yaralanması nedeni maddi tazminat talep ettiği anlaşılmıştır. Trafik kazası nedeniyle açılan tazminat davalarında maluliyete ilişkin alınacak raporların nasıl düzenleneceğine ilişkin ne Karayolları Trafik Kanunu’nda ne de Türk Borçlar Kanun’unda düzenleme yapılmamış, Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin içtihatları ile kaza tarihine göre dönemsel olarak uygulanması gereken Yönetmelikler açıklanmıştır. Buna göre maluliyete ilişkin alınacak raporların, 11/10/2008 tarihinden önce Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11/10/2008 tarihi ile 01/09/2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü Ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmelik’i, 01/09/2013 tarihi ile 01/06/2015 tarihleri arasında sonrada Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmelik’i, 01/06/2015 tarihi ile 20/02/2019 tarihleri arasında Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması Ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine, 20/02/2019 tarihinden sonrada Erişkinler için Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümlerine uygun olarak düzenlenmesi gerekir. (Yargıtay 4.Hukuk Dairesinin 2021/12907 E. ve 2022/6237 K., 2021/12288 E. ve 2022/6235 K., 2021/11515 E. ve 2022/5238 K. sayılı kararları). İlk Derece Mahkemesince tazminatın belirlenmesinde kaza tarihinde yürürlükte bulunan Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması Ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre düzenlenen maluliyet raporunun hükme esas alınmış olması usul ve yasaya aykırı olmadığından istinaf talebi yerinde bulunmamıştır. 6100 sayılı HMK’nın 281. maddesinde tarafların, bilirkişi raporunun, kendilerine tebliği tarihinden itibaren iki hafta içinde, raporda eksik gördükleri hususların, bilirkişiye tamamlattırılmasını, belirsizlik gösteren hususlar hakkında ise bilirkişinin açıklama yapmasının sağlanmasını veya yeni bilirkişi atanmasını mahkemeden talep edebilecekleri düzenlenmiştir. Bu düzenleme gereğince usulüne uygun biçimde raporun tebliği üzerine, rapora itiraz hakkı bulunan tarafların bu haklarını kullanmamış olması halinde karşı taraf lehine usuli kazanılmış hak oluşacaktır. HMK’nın 357/1. maddesinde de Bölge Adliye Mahkemesince re’sen göz önünde tutulacaklar dışında, İlk Derece Mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunmaların dinlenemeyeceği, yeni delillere dayanılamayacağı düzenlemesine yer verilmiştir. Dosya kapsamından hükme esas alınan aktüerya raporuna istinaf talep eden davacı vekilinin PMF Yaşam Tablosunun uygulanması gerektiği yönünde açıkça bir itirazı bulunmadığından, HMK’nın 281. maddesi çerçevesinde bu hususta davalı lehine usuli kazanılmış hak oluştuğu gibi HMK’nın 357/1. maddesi gereğince Bölge Adliye Mahkemesince re’sen göz önünde tutulacaklar dışında İlk Derece Mahkemesinde ileri sürülmeyen iddialar ve savunmalar dinlemeyeceğinden bu yöne ilişkin istinaf itirazı yerinde görülmemiştir. Bu nedenlerle; davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davacı vekilinin yukarıda esas ve karar numarası yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı yapmış olduğu istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2-Harçlar Yasası’na göre alınması gereken 179,90 TL harçtan peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 120,60 TL harcın davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,3-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına,4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 361. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesine hitaben verilecek temyiz dilekçesi ile temyiz yasa yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.27/04/2023