Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2021/329 E. 2023/957 K. 17.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2021/329
KARAR NO: 2023/957
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 22/12/2020
NUMARASI: 2017/863 Esas – 2020/867 Karar
DAVA: Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat
KARAR TARİHİ: 17/05/2023
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 21/09/2007 tarihinde meydana gelen trafik kazasında müvekkilinin yaralanarak sakat kaldığını, sakatlık oranının % 18 olduğunu, kazaya karışan … plakalı aracın davalı şirket nezdinde trafik poliçesi ile sigortalı olduğunu, sürekli sakatlık tazminatı tutarının müvekkiline ödenmesi gerektiğini, davalı şirkete mevcut tüm evraklarla birlikte ihbar yapıldığını ancak herhangi bir ödeme yapılmadığını belirterek şimdilik 100,00 TL maddi tazminatın temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir. Davacı vekili 24/11/2020 tarihli ıslah dilekçesi ile 80.000,00 TL’nin temerrüt tarihinden itibaren ticari avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının talebinin zamanaşımı süresi dolmuş olduğundan reddine karar verilmesi gerektiğini, kazanın meydana geldiği 21/09/2007 tarihinden itibaren 8 yıl geçtikten sonra müvekkil şirket aleyhine 29/09/2017 tarihinde işbu davanın açıldığını, somut olay açısından zamanaşımı süresinin 21/09/2015 tarihinde dolduğunu, davacı vekilinin dava dilekçesinde müvekkiline yapmış olduğunun başvurunun sonuçlandırılamaması sebebiyle işbu davanın açıldığı belirtilmiş olup 10/08/2017 tarihinde müvekkiline yapılan başvurunun zamanaşımı süresi geçtikten sonra yapıldığından haklı olarak reddedildiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davanın kısmen kabulüne, 80.000,00TL sürekli iş göremezlik tazminatının, davalının temerrüde düştüğü 18/08/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizleriyle birlikte davalıdan ( trafik kaza tarihi olan 2007 yılı poliçe limitiyle sınırlı olmak üzere ) alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine ” karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı … Sigorta A.Ş. vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davalı … Sigorta A.Ş. vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davanın zamanaşımı yönünden reddine karar verilmesi gerektiğini, dosya kapsamında yer alan maluliyet raporları arasındaki çelişkiler giderilmeksizin kurulan hükmün eksik incelemeye dayalı olduğunu, hükme esas alınan maluliyet raporunun hatalı ölçüte göre düzenlenmiş olduğunu, maluliyet raporları arasındaki çelişkiler giderilmeksizin gerçekleştirilen hesaplamaya da itiraz ettiklerini, hükmedilen tazminata müterafik kusur indirimi ve hatır taşıması indirimi uygulanması gerektiğini, hükmedilen maddi tazminatların tamamına temerrüt tarihinden itibaren yasal faiz işletildiğini oysa dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile sorumlu olduğunu belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, yaralamalı trafik kazası nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. 2918 sayılı KTK’nın 109/1. maddesinde “Motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler, zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak 2 yıl ve her halde, kaza gününden başlayarak 10 yıl içinde zamanaşımına uğrar” hükmüne, yine aynı kanunun 109/2. maddesinde ise “dava, cezayı gerektiren bir fiilden doğar ve Ceza Kanunu bu fiil için daha uzun bir zamanaşımı süresi öngörmüş ise bu süre maddi tazminat talepleri için de geçerlidir” hükmüne yer verilmiştir. Somut uyuşmazlıkta trafik kazası 21/09/2007 tarihinde gerçekleşmiş; dava ise 29/09/2017 tarihinde açılmıştır. Davalı vekili süresinde vermiş olduğu cevap dilekçesinde zamanaşımı definde bulunmuştur. 5237 sayılı TCK’nın 89.maddesinde düzenlenen ve somut olayda eyleme uyan taksirle yaralama suçunun ceza zamanaşımı süresi aynı Kanun’un 66/1-e maddesine göre 8 yıl olduğundan açılan dava 8 yıllık dava zamanaşımı süresine tabidir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir. Dava, 2918 sayılı KTK’nın 109/1. maddesinde düzenlenen, her halde, kaza gününden başlayan 10 yıllık tavan zamanaşımı geçtikten sonra açıldığından artık gelişen durum bulunup bulunmaması da zamanaşımının belirlenmesinde bir önem taşımamaktadır. Bu durumda, davanın, KTK’nın 109/1. maddesindeki 10 yıllık zamanaşımı süresinden sonra açıldığı gözetilerek zamanaşımı nedeniyle red kararı verilmesi gerekirken davanın kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuştur. Daire kararının kapsam ve şekline göre; davalı vekilinin diğer istinaf itirazları inceleme konusu yapılmamıştır. Bu nedenlerle; HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararı düzeltilerek aşağıda yazılı olduğu şekilde esas hakkında yeniden hüküm kurularak davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: A- Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının, HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere KALDIRILMASINA, Buna göre: 1-Davanın zamanaşımı nedeni ile REDDİNE, 2- Alınması gereken 179,90-TL harcın peşin alınan 305,40 TL harçtan mahsubu ile bakiye 125,50 TL karar ve ilam harcının davacıya iadesine 3-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/4 maddesine göre belirlenen 9.200,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine, 4-Davacının yaptığı yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, 5-Taraflarca yatırılan gider ve delil avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde HMK 333 maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
B-İSTİNAF İNCELEMESİ BAKIMINDAN; 1-Davalı tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar harcının, istem halinde İlk Derece Mahkemesi tarafından kendisine iadesine, 2-İstinaf aşamasında davalı tarafından yapılan 31,50 TL posta ve tebligat giderinden ibaret yargılama gideri ile 162,10 TL istinaf başvuru harcının davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine, 3-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 4-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dair dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.17/05/2023