Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2021/319 E. 2023/956 K. 17.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2021/319
KARAR NO: 2023/956
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi
KARAR TARİHİ: 13/10/2020
NUMARASI: 2017/724 Esas – 2020/551 Karar
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ: 17/05/2023
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; …’e ait … Sigorta A.Ş tarafından zorunlu taşımacılık sigorta poliçesi ve genişletilmiş kasko poliçesi sigortalı, davalılardan … San. Tic Ltd. Şti.’nin işleteni olduğu, sürücü …’ın kullanımında olan … plakalı otobüsün 40 kişilik grubu taşıdığı sırada 12/05/2016 tarihinde şarampole uçması neticesinde tek taraflı kaza gerçekleştiğini, otobüste yolcu olarak bulunan davacının yaralandığını, davacının kaza sırasında 46 yaşında ev hanımı olduğunu, davalı …’ya 19/10/2016 tarihinde yazılı başvuru yapıldığını ancak sonuç alınamadığını, Sancaktepe Belediyesi ile davalı … Gıda San. Tic. Ltd. Şti. arasında 23/04/2016 tarihli kültür gezileri organizasyonu hizmet alım sözleşmesi imzalandığını, sözleşme ile … San, Tic. Ltd. Şti’nin 10/05/2016 tarihinde … plakalı araç sahibi … ile 10/05/2016 tarihinde taşıt kiralama sözleşmesi ile kiraladığını belirterek fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla davacının uğradığı sürekli ve geçici iş göremezlik nedeniyle şimdilik 1.000,00 TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte … Sigorta A Ş bakımından taşımacılık poliçesi kapsamında; bu kapsam aşılır ise aşan kısım bakımından genişletilmiş kasko poliçesi kapsamıyla sınırlı olmak üzere davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine, davacının uğradığı manevi zararların tazmini için 60.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte … Sigorta A.Ş. bakımından genişletilmiş kasko poliçesi kapsamıyla sınırlı olmak üzere davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davacı vekili 07/02/2020 tarihli ıslah dilekçesi ile davacı adına davanın başında talep edilen 1.000,00 TL maddi tazminatın 500,00TL’sinin geçici iş göremezlik, 500,00TL’sinin sürekli iş göremezlik nedeniyle talep ettiklerini, talep edilen 500,00 TL geçici iş göremezlik tazminatının ıslah sureti ile 10.723,53 TL çıkarıldığını, talep ettiği 500,00 TL sürekli iş göremezlik tazminatının ıslah sureti ile133.380,26 TL’ye çıkarıldığını belirterek bu bedelin kaza tarihi olan 12/05/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; … plakalı aracın müvekkili şirket tarafından tanzim edilen 16.11.2015/12.08.2016 vadeli Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Mesuliyet Sigorta Poliçesi ile ve 08.11.2015/2016 vadeli Birleşik Kasko Sigorta Poliçesi ile sigortalı olduğunu, davaya konu talebin zamanaşımına uğradığını, sigortalı aracın işleteninin sigorta ettiren olup olmadığının araştırılması gerektiğini, 4925 sayılı Karayolu Taşıma Kanunu 6. maddesi gereği yolcu taşımalarının biletsiz veya taşıma sözleşmesiz, eşya taşımalarının taşıma senetsiz yapılamayacağını, müvekkili şirketin 4925 sayılı Kanun 18. madde çerçevesinde aynı kanunun 17 maddesinde düzenlenen sorumluluğu teminat altına aldığını, talebin teminat kapsamı dışında olduğunu, Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortasının meblağ sigortası olmayıp zarar sigortası olduğundan, davacı tarafın uğradığını iddia ettiği zararları aynı zamanda ispat etmesi gerektiğini, müvekkili şirketin sorumluluğunun trafik poliçesindeki limitler ve sigortalının kusuru ile sınırlı olduğunu, davacının ve yanında yolculuk ettiği sürücünün kaza anında alkol ve uyuşturucu kullanıp kullanmadığının mahkemece tespitini talep ettiklerini, tespiti halinde tazminat tutarından %50 oranında indirim yapılması gerektiğini, dava konusu olayda taşımanın niteliğinin, menfaat karşılığı olmadan yapılan hatır taşıması olup olmadığının değerlendirilmesi gerektiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir. Davalı … Tic. Ltd. Şti. vekili cevap dilekçesinde özetle; 12/05/2016 tarihinde …nın Çanakkale Şehitliğine düzenlediği gezide … sevk ve idaresindeki …’e ait … plakalı otobüsün sürücünün direksiyon hakimiyetini kaybetmesi nedeniyle tek taraflı ölümlü yaralamalı ve maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, davacının yaralandığını, asıl işveren sıfatıyla Sancaktepe Belediyesinin maddi ve manevi tazminat yönünden sorumluluğu bulunduğunu, müvekkili şirketin aracın sahibi olmayıp, şoförün de müvekkil şirket tarafından işe alınmadığını, araç sahibi …’ün sigortalı işçisi olduğunu, müvekkili şirket yönünden davanın husumet yönünden reddi gerektiğini, davacıya ödeme yapılmışsa ödemenin düşülmesi gerektiğini, ev hanımı olan davacı için fahiş oranda talep edilen manevi tazminat taleplerinin reddini talep ettiklerini, olayın bir trafik kazasından kaynaklandığını, asıl işveren …na, kazayı yapan sürücüye, araç sahibine, araçtaki koltuk sigortası şirketi … A.Ş’ye ve zorunlu trafik sigorta şirketi … A.Ş’ye davanın ihbarını talep ettiklerini belirterek davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “1-Davacının maddi tazminat talepli davasının kabulü ile, 10.723,53 TL geçici işgöremezlik tazminatı, 133.380,26 TL sürekli işgöremezlik tazminatı olmak üzere toplam 144.103,79 TL tazminatın davalı … San. Tic. Ltd.Şti açısından kaza tarihinden, davalı … şirketi açısından 19/10/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte davalılardan alınarak davacıya verilmesine, 2-Davacının manevi tazminata ilişkin davasının kısmen kabul, kısmen reddi ile 45.000,00 TL manevi tazminatın davalı … Gıda San. Tic. Ltd.Şti açısından kaza tarihinden, davalı … şirketi açısından 19/10/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte davalılardan alınarak davacıya verilmesine, 3-Fazlaya ilişkin talebin reddine” karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı … Gıda San. Tic. Ltd. Şti. ile davalı … vekili istinaf başvurusunda bulunmuşlardır. Davalı … Tic. Ltd. Şti. vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; ATK tarafından düzenlenen raporda belirlenen %23 olan kalıcı sakatlık oranına itiraz ederek davacının üniversite hastanesine sevk edilerek, yeni bir bilirkişi raporu hazırlanmasını talep etmelerine rağmen mahkemece itirazlarının gözetilmediğini, yapılan incelemeye göre verilen maluliyet oranının çok yüksek olduğunu, ev hanımı olan, herhangi bir geliri ve aktif bir çalışma hayatı olmayan davacı bakımından aktif çalışması nedeni ile uğradığı zararın asgari ücret üzerinden hesabının hukuka uygun olmadığını, söz konusu orana göre de iyileşme (iş göremezlik) süresinin olay tarihinden itibaren 9 ay olarak takdir edilmiş olup bu sürenin çok uzun olduğunu, sürücünün kusurlu olmasının, davacının salt araçta olmasının kusursuz olduğu anlamına gelmediğini, maluliyet raporunda kaza ile illiyeti bulunmayan arazlar da tespit edildiğini, yine mevcut arazların olması gerekenin çok üzerinde tespit edildiğini, 01/06/2015 yürürlük tarihli ZMM Genel Şartları A.5.c maddesi ile 2918 sayılı KTK md.90 gereği, tazminat hesabında “sakatlık ölçütü sınıflandırılması ve özürlülere verilecek sağlık kurulu raporlarına ilişkin mevzuat” hükümlerine göre düzenlenmiş bir maluliyet raporunun esas alınması gerektiğini, hesap raporunun denetime uygun olmadığını, hesap raporunda hesap detayları, bakiye ömür süreleri, hesap dönem detayları gibi hususlara yer verilmediğini, hangi hesaplama yönteminin uygulandığını, teknik faizin hesaplamada dikkate alınıp alınmadığının tespit edilemediğini, dosyanın aktüeryal siciline kayıtlı bir hesap uzmanına gönderilerek, istinaf denetimine uygun yeni bir rapor alınması gerektiğini, kaza tarihinden sonra … Sigorta A.Ş., … Sigorta A.Ş., … Sigorta A.Ş. tarafından davacıya herhangi bir ödeme yapılıp yapılmadığının ve SGK’ dan davacıya herhangi bir gelir bağlanıp bağlanmadığının veya ödeme yapılıp yapılmadığının araştırılmadığını, davacıya herhangi bir ödeme yapılmışsa bu tutarın tazminat hesabından mahsup edilmesi gerektiğini, Manevi tazminat hususunda; diğer davalı …’nin sorumlu olduğuna dair bilirkişi raporunda yapılan nitelendirmenin eksik incelemeyle düzenlendiğini, … Sigorta A.Ş ve müvekkil şirkete aynı kazadan dolayı açılan maddi-manevi tazminat davasında meydana gelen ölümler nedeniyle davacı mirasçılarına 100.000,00TL olan manevi tazminat klozunun Ankara 8.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/770 Esas ve 2016/607 Esas sayılı dava dosyalarında verilen kararlar uyarınca taraflara ödenerek tamamının tüketildiğini, hatta yetmeyen manevi tazminat tutarları için kendilerince ödeme yapıldığını, bu sebeple manevi tazminat yönünden diğer davalı … hakkında poliçe limiti dışında kaldığı için karar verilmesine yer olmadığına dair hüküm kurulması gerektiğini, bu hususun … Sigorta A.Ş’ye müzekkere yazılarak dosyanın yeniden incelemeye alınmasına karar verilmesini talep etmelerine rağmen bu hususun mahkemece değerlendirilmediğini, yapılan bu ödemeler sonucu kombine tek limit 100.000,00 TL’nin tüketildiğini, ayrıca davacı lehine takdir edilen 45.000,00TL manevi tazminatın fahiş olduğunu, nitekim aynı trafik kazasında zarar görmüş diğer dosyalardaki davacılar için hükmedilen manevi tazminat tutarı ile davacı lehine takdir edilen tazminat arasında çok büyük bir fark olduğunu, mahkemece manevi tazminat takdir edilirken söz konusu dosyalardaki ödemelerin göz önünde bulundurulmadığını, mahkemenin davacının zenginleşmesine neden olacak tarzda fahiş bir tutara hükmettiğini, aynı kazada yaralanan ve ev hanımı olan … lehine İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/1183 Esas sayılı dosyasında 10.000,00 TL manevi tazminat hükmedildiğini, aynı kazada yaralanan ve yine ev hanımı olan davacı … lehine ise mahkemece 45.000,00 TL gibi fahiş bir tutara hükmedildiğini, aynı kazada ev hanımı olan ve aynı şekilde yaralanan şahıslar lehine fahiş miktarda farklı tazminatlar hükmedilmesinin hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu, manevi tazminatın sebepsiz zenginleşmeye sebep olabileceğini belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davalı … istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Manevi tazminat yönünden poliçe teminatının tükendiğini, … plakalı aracın müvekkili şirket tarafından düzenlenen 08/11/2015-23/05/2016 vadeli … numaralı Birleşik Kasko Sigorta Poliçesinde müvekkili şirketin sorumluluğunun sigorta poliçesindeki limitler ve sigortalıların kusuru ile sınırlı olup, kaza tarihinde 100.000,00 TL kombine tek limit teminat sınırı olduğunu, dava konusu olay ile ilgili birçok dava açıldığını, müvekkili şirketin sorumluluğunun poliçe teminatı ile sınırlı olup, poliçe teminatının tükenmesi sebebiyle davanın reddi gerektiğini, poliçe teminatının tükendiği belirtilmesine karşın itirazlarının dikkate alınmayarak davanın kabulüne karar verildiğini, tarafların sosyal- ekonomik durumu göz önüne alındığında olması gerekenden yüksek olduğunu, davacının geçici iş göremezlik talebinin haksız ve teminat dışı olduğunu, davacının kaza tarihinde ev hanımı olup, Yargıtay kararlarına göre de; kaza tarihinde çalışmayan kişi yönünden gelir getiren bir işte çalıştığının iddia ve ispat edilemediğinden, dolayısıyla tedavi müddeti boyunca mahrum kaldığı herhangi bir kazancının olmadığının, bu nedenle de geçici iş göremezlik zararının söz konusu olmadığının tespit edildiğini, sigortalı araca atfedilen kusuru kabul etmediklerini, sigortalı araç sürücüsünün kendisinden beklenebilecek tüm özen ve yükümlülüklere uygun davrandığını, kazanın meydana gelmesinde kusuru olmadığını, taşımanın hatır için olup olmadığı, tarafların yakınlığı, varsa hatır için taşımanın kimin arzusu ve ne amaçla yapıldığının araştırılması gerektiğini, davacının salt araçta olmasının kusursuz olduğu anlamına gelmediğini, maluliyet raporunun hatalı yönetmelik üzerinden düzenlendiğini, hesaplama yönteminin ve tazminat hesabının hatalı olduğunu, faiz başlangıç tarihinin hatalı olarak belirlendiğini, ıslah tarihinden itibaren faiz işletilmesi gerektiğini belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, yaralamalı trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Dosya kapsamından, 12/05/2016 tarihinde sürücü … sevk ve idaresindeki …’e ait … plakalı otobüsün sürücünün direksiyon hakimiyetini kaybetmesi nedeniyle tek taraflı meydana gelen trafik kazasında araçta yolcu olarak bulunan davacının yaralandığı ve bu yaralanması nedeni maddi ile manevi tazminat talep ettiği anlaşılmıştır. Kaza sırasında araçta yolcu konumunda olan davacının kazanın meydana gelmesinde kusurundan söz edilemeyeceği gibi Kaza Tespit Tutanağına göre, … plakalı otobüs sürücüsü …’ın KTK madde 52/1-b kuralını ihlal ettiği ve tek taraflı ölümlü yaralanmalı maddi hasarlı kazanın meydana gelmesinde kusurlu olduğu belirtildiğinden, mahkemece kusur yönünden bilirkişi incelemesi yaptırılmamasında usul ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır. Ev hanımı olan davacının asgari ücret düzeyinde gelir elde edeceği kabul edilerek geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatı hesaplanması sırasında esas alınan asgari ücret, bir çalışmanın karşılığı değil ekonomik bir değer taşıyan yaşamsal faaliyetlerin sürdürülmesinin karşılığı olacağından davacının zaten çalışmadığı için geçici iş göremezlik tazminatı ödenemeyeceğine (Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2019/2909 Esas ve 2020/7805 Karar sayılı kararı) ; Hükme esas alınan aktüer raporunda Yargıtay yerleşik içtihatları gereğince davacı ev hanımı olduğu ve asgari ücret düzeyinde gelir elde edeceği kabul edilerek AGİ’siz net asgari ücret üzerinden hesaplama yapılmasına (Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2016/901 E. ve 2019/295 K., 2020/3869 E. ve 2021/1624 K. sayılı kararı sayılı kararları); ev hanımı olan davacının SGK kaydı bulunmadığı gibi gelen yazı cevabına göre rücuya tabii ödeme de bulunmadığı anlaşıldığından rücuya tabi ödemenin varlığının belirlenmesi ile tazminattan indirilmesi gerektiğine; davacının gezi amacı ile araçta yolcu olarak bulunduğu anlaşıldığından hatır taşımasından bahsedilemeyeceğinden hatır indirimi yapılması gerektiğine ilişkin istinaf talepleri yerinde görülmemiştir. Aktüerya raporunun 6. sayfasında “maddi tazminat hesaplama” başlığı altında hesaplamada esas alınan yaşam tabloları açıklanarak ihtimalli olarak PMF Yaşam Tablosu ile prograsif rant tekniğine ve TRH 2010 Yaşam Tablosu ile teknik faize göre hesaplama yapılmış olup İlk Derece Mahkemesince TRH 2010 Yaşam Tablosu ile teknik faiz esas alınarak yapılan hesaplamaya göre belirlenen tazminata karar verilmiştir. Yargıtay 17. (kapatılan) ve 4. Hukuk Dairelerinin Anayasa Mahkemesi’nin yukarıda bahsedilen kararı sonrasında vermiş olduğu güncel kararları gereğince tazminat hesaplarında bakiye ömrün belirlenmesinde TRH 2010 tablosu uygulanacak, bilinmeyen (işleyecek) devre bakımından da “progresif rant” formülü kullanılarak tazminatın hesaplanması gerekecektir. Ancak bu hususta tarafların bilirkişi raporuna açıkça itirazı bulunmadığından davacı taraf lehine usuli kazanılmış hak oluştuğundan istinaf talebi yerinde görülmemiştir. Trafik kazası nedeniyle açılan tazminat davalarında maluliyete ilişkin alınacak raporların nasıl düzenleneceğine ilişkin ne Karayolları Trafik Kanun’unda ne de Türk Borçlar Kanun’unda düzenleme yapılmamış, Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin içtihatları ile kaza tarihine göre dönemsel olarak uygulanması gereken Yönetmelikler açıklanmıştır. Buna göre maluliyete ilişkin alınacak raporların, 11/10/2008 tarihinden önce Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11/10/2008 tarihi ile 01/09/2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü Ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmelik’i, 01/09/2013 tarihi ile 01/06/2015 tarihleri arasında sonrada Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmelik’i, 01/06/2015 tarihi ile 20/02/2019 tarihleri arasında Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine, 20/02/2019 tarihinden sonrada Erişkinler için Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümlerine uygun olarak düzenlenmesi gerekir. (Yargıtay 4.Hukuk Dairesinin 2021/12907 E. ve 2022/6237 K., 2021/12288 E. ve 2022/6235 K., 2021/11515 E. ve 2022/5238 K. sayılı kararları) Hükme esas alınan Adli Tıp Kurumu 2. İhtisas Kurulu tarafından düzenlenen maluliyet raporu Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre düzenlenmiş olup, kaza tarihine uygun yönetmelik hükümleri uygulandığından, davalı taraf vekillerinin hatalı yönetmelik hükümleri uygulandığına ilişkin istinaf itirazı yerinde değildir. Ancak ATK maluliyet raporunda kişinin bir tıp fakültesi ya da eğitim araştırma hastanesi Nöroloji, Göğüs Hastalıkları ve KBB kliniklerine sevkinin sağlanarak, yeni yaptırılacak ayrıntılı muayenesi sonucu düzenlenecek raporun gönderilmesi istenmekle beraber, dava dosyası içerisinde mevcut olmadığı, eksikli giderilerek ya da davacının ATK’da muayenesi sağlanarak yeniden rapor alınmadığı bu haliyle maluliyet raporunun davacı muayene edilmeksizin düzenlendiği anlaşıldığından hükme esas alınması doğru olmamıştır. Davacının oluştuğu iddia edilen yaralanma nedeniyle yukarıda açıklandığı üzere yeniden maluliyet raporu alınması gerektiğinden alınacak maluliyet raporunda davacıda geçici ya da kalıcı maluliyet oluşup oluşmadığı, iyileşme süresi, kalıcı maluliyet oluşmuş ise maluliyet oranı, olay tarihi, kazanın oluş şekli, kusur durumu tarafların mali ve sosyal durumları ile manevi tazminatın belirlenmesine ilişkin ilkeler birlikte değerlendirilerek davacı için uygun miktarda manevi tazminata hükmedilmesi gerektiğinden bu yöndeki istinaf itirazınında kabulüne karar verilmiştir. Kabule göre de trafik kazaları haksız niteliğinden olduğundan davalı … vekilinin ıslah tarihinden faiz başlatılmasına ilişkin istinaf talebi yerinde değil ise de sigorta şirketine başvuru üzerine temerrüt ve faiz başlangıç tarihine ilişkin gerekçe yazılmadan ve aynı kazada birden fazla kişi yaralandığı ve açılan manevi tazminat davaları bulunduğu halde davalı … şirketinin manevi tazminat limitinin tükenip tükenmediği araştırılmadan karar verilmesi de eksik incelemeye dayalı olmuştur. O halde İlk Derece Mahkemesince yapılması gereken, Adli Tıp Kurumu 2. İhtisas Kurulunun 21/06/2019 tarihli raporununda belirtildiği şekilde davacının muayenesi sağlanarak kaza tarihi itibari ile yürürlükte bulunan Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine uygun olarak davacıda var olduğu ileri sürülen yaralanmaya bağlı geçici iş göremezlik oluşup oluşmadığı, oluşmuş ise süresi, kalıcı işgöremezlik durum ve oranının ne olduğu ve tespit edilecek maluliyetin kaza ile illiyeti bulunup bulunmadığı konularında, dosya içerisinde bulunan tedavi evrakları ile dosyada mevcut olan taraflarca sunulan delilleri de irdeler biçimde denetime elverir nitelikte maluliyet raporu alınması ve tespit edilecek maluliyet oranına göre hükme esas alınan rapor tarihi itibariyle olan verilere göre aktüer bilirkişiden ek rapor alınması ve sonucuna göre usuli kazanılmış haklarda gözetilerek karar verilmesi olmalıdır. Bu nedenlerle, davalı … San. Tic. Ltd. Şti. vekili ile davalı … vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davalı … San. Tic. Ltd. Şti. vekili ile davalı … vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, 2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 3-İstinaf karar harcının istek halinde İlk Derece Mahkemesince yatırana iadesine, 4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-Davalılar tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, 6-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.17/05/2023