Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2021/306 E. 2023/795 K. 25.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2021/306
KARAR NO: 2023/795
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi
KARAR TARİHİ: 29/09/2020
NUMARASI: 2016/1143 Esas – 2020/532 Karar
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan)
KARAR TARİHİ: 25/04/2023
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 15/07/2016 tarihinde davalı …’ın yönetimindeki … plakalı aracı ile önündeki aracı sollamaya çıktığı esnada karşı şeritten, Sandıklı istikametinden gelmekte olan … plakalı davacıların murisi …’a çarpması ile maddi hasarlı ve ölümlü trafik kazasının meydana geldiği, kazada davacıların murisi …’ın vefat ettiği, kazanın oluşumunda … plakalı kamyonet sürücüsü …’ın 2918 sayılı KTK’nın 56/1-A maddesini ihlal ettiğinden asli kusurlu olduğu, olayla ilgili olarak Sandıklı Cumhuriyet Savcılığında 2016/1377 soruşturma dosyası açıldığını, müteveffa …’ın ölümü nedeniyle annesi … ve kardeşi …’ın destekten yoksun kaldıklarını, davalı … Sigorta Şirketince fazlaya ilişkin haklarının saklı kalması kaydıyla 33.427,00 TL ödeme yapıldığı, ödemenin yetersiz olduğunu, fazlaya ilişkin haklarının saklı kalması kaydıyla davacılardan … için 500,00 TL ve … için 500,00 TL olmak üzere şimdilik toplam 1.000,00 TL destekten yoksunluğa ilişkin maddi tazminatın davalılar … ve … yönünden kaza tarihinden davalı sigorta şirketi yönünden ise ihbar tarihi olan 20/08/2016 tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle beraber müştereken ve müteselsilen tahsilini, manevi tazminat bakımından 75.000,00 TL anne … için 75.000,00 TL kardeşi … için toplam 150.000,00 TL manevi tazminatın davalılar … ve … yönünden kaza tarihinden itibaren işleyecek yasa faizi ile birlikte tahsilini talep etmiştir.Davacı ıslah dilekçesi ile talebini 33.612,65 TL’ye yükseltmiştir.Davalı … Sigorta vekili cevap dilekçesinde; davalı şirketin sorumluluğu sigortalısının kusuru ve poliçe limiti ile sınırlı olduğu, maddi tazminat talebine ilişkin olarak 22/09/2016 tarihinde davacı avukatı ile yapılan anlaşma sonucunda ibralaşıldığını, davacı vekilinin ibraname imzaladıktan sonra aynı kazaya ilişkin olarak maddi ve manevi tazminat taleplerini aynı zamanda sigorta şirketi sıfatıyla davalı şirkete de yöneltmesinin doğru olmadığını, davacının kazada olmasa bile maluliyette kusurunun bulunup bulunmadığının anlaşılması ve tespit edilen kusur oranın da eğer bir tazminat hesaplanırsa bu kusur oranında indirim yapılması gerektiğini bildirerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … ve … cevap dilekçesinde özetle; davalı araç sürücüsü …’ın olayın meydana gelişini engelleyebilmek için alabileceği hiçbir tedbirin bulunmadığını, kusursuz olduğunu, davalı beyanında ve olay sırasında aynı araç içinde kendisi ile birlikte bulunan tanık …’un beyanından anlaşıldığı üzere müteveffanın kullandığı motosiklet farları yanmaksızın gece vakti yolda seyrettiğini, talep edilen manevi tazminat miktarının fahiş olduğunu, davacıların maddi tazminat yönünden ticari faiz talepleri de yasal dayanaktan yoksun olup, davalıların maddi tazminata hükmedilse dahi yasal faizle sorumlu tutulması gerektiğini, Sandıklı Asliye Ceza Mahkemesinin 2016/445 esas dosyasının bekletici mesele yapılmasını, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “1-Maddi tazminat yönünden; davanın kısmen kabulü ile,-… yönünden 33.612,65 TL tazminatın … Sigorta (… Sigorta A.Ş.), … ve …’dan, … sigorta (… Sigorta A.Ş.) için 15/08/2016 tarihinden itibaren diğer davalılar için kaza tarihinden itibaren yasal faizi ile müştereken ve müteselsilen tahsili ile alınarak davacıya verilmesine, -Davacı … yönünden maddi tazminat talebinin reddine, 2-B-Manevi tazminat yönünden; davanın kısmen kabulü ile,-… yönünden 75.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden tahsil tarihine kadar işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,-… yönünde 40.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden tahsil tarihine kadar işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebinin reddine” karar verilmiştir. Bu karara karşı davalılar … ve … vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davalılar … ve … vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; kusur belirlemesinin hatalı olduğunu, olayı gören tek tanığın beyanına itibar edilmeksizin tahmine dayalı olarak kusur yüklemesi kabul edilebilir olmadığını, müteveffanın kullandığı motosiklet farlarının yanmadığına dair dosyada bir veri bulunmadığından, motosiklet yeni olduğundan normal şartlarda farlarının yanacağı tahmin edildiğinden bahisle müteveffanın kusursuz kabul edildiğini, hükme esas bilirkişi raporunda dosyada aksi yönde tanık beyanı bulunmasına rağmen müvekkilinin kullandığı aracın farlarının yanmadığının kabul edilmediğini, bunun da kusur durumuna esas alındığını, bilirkişi raporunun aksine müteveffanın kullandığı motorun farları yanmaksızın gece vakti yolda seyrettiğini, kazanın güneş battıktan ve hava karardıktan sonra meydana geldiğini, müvekkili ve tanığın beyanına göre yolda uyarıcı işaret, aydınlatma, yol çizgisi bulunmadığını, müteveffanın kask ve koruyucu kıyafeti de bulunmadığını, tespit edilemedi şeklindeki beyandan, normal olarak koruyucu kıyafet ve kaskın olmadığı sonucu çıkmakta iken, bilirkişi otopsiye katılan adli tıp uzmanı gibi davranarak yaralanmadan kaskın var olduğu sonucunu çıkartıp müterafik kusur indirimi yapmadığını, müteveffanın ehliyetinin de bulunmadığını, maddi tazminat tutarının fahiş olduğunu, bilirkişi raporunda yaş ve evlenme ihtimali hususları değerlendirilmediğini, müteveffanın %50 gibi yüksek bir oranda davacı annesine destek olacağı, bu desteğin evlendikten sonra da devam edeceğinin kabul edildiğini, bu kabul ile yapılan hesaplamanın hükme esas alındığını, evlenme yaşı vefat tarihine göre değil evlenme tarihine göre belirlenmesi gerektiğini, hesaplamaya göre müteveffanın geç evleneceğinden bahisle annesine %50 destek olacağının kabul edildiğini, raporda müteveffanın evlenme ihtimalinden bahsedilmiş ise de ileride en az 2 çocuk sahibi olacağının gözardı edildiğini, müteveffanın muhtemel çocuklarına ve eşine hakkaniyete uygun bir pay ayrılması, tahmini evlilik sonrası için müteveffanın annesine destek olmayacağının kabulü gerektiğini, manevi tazminatın hem dayanaksız hem de fahiş olduğunu, davacı taraf dava dilekçesinde maddi tazminat istemine ilişki iddialarını açıklamış iken; manevi tazminat istemine ilişkin hiçbir açıklamada bulunmadığını, manevi tazminat davasının açıkça dayanaktan yoksun olduğunu belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, ölümlü trafik kazası nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Davalı …’ın istinaf talebi değerlendirildiğinde; İlk Derece Mahkemesince verilen karara karşı davalılar … ve … vekili istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Ancak dosyanın istinaf incelemesi için Dairemizde bulunduğu esnada, davalı … 29/11/2022 tarihli dilekçesi ile istinaf başvurusundan feragat ettiğini beyan etmiştir. HMK’nın 349/2. maddesine göre istinaf başvurusu yapıldıktan ve dosya istinaf incelemesi için gönderildikten sonra istinaf yoluna başvurma hakkından feragat edilirse Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun feragat nedeniyle reddine karar verilir. Davalı …’nun istinaf talebi değerlendirildiğinde; Dosya kapsamından, 15.07.2016 tarihinde saat 20:40 sıralarında davacıların murisi …’ın yönetimindeki … plakalı motosiklet ile davalıların sürücüsü, sahibi ve trafik sigortacısı olduğu … plakalı kamyonetin kazaya karıştığı; motosiklet sürücüsü …’ın hayatını kaybetmesi nedeniyle tazminat talep edildiği anlaşılmaktadır. Kaza ile ilgili davalı … hakkında Sandıklı Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2016/445 E.-2017/100 K. Sayılı dosyası ile taksirle ölüme neden olma suçundan dolayı ceza davası açıldığı, sanığın neticeten 2 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırıldığı ve hükmün istinaf incelemesinden geçerek 15/06/2017 tarihinde kesinleştiği, müteveffa ve davalıların kusur durumunun tespiti amacıyla Sandıklı Asliye Ceza Mahkemesi tarafından Ankara Adli Tıp Grup Başkanlığı’ndan alınan 03/02/2017 tarihli raporda özetle; sürücü …’ın asli kusurlu olduğu, müteveffa sürücü …’ın kusursuz olduğuna dair rapor tanzim edilmiş olduğu, mahkemece alınan raporda da; davalı sürücü …’ın yönetimindeki sigortalı … plakalı kamyoneti ile önündeki aracı geçmeye çalışırken, trafikteki araçları tehlikeye soktuğu, karşıdan gelen araçların şeridine geçerek karşı yönden normal kendi şeridinde gelen … plakalı motosiklet ile çarpıştığı, sürücüsü …’ın ölümüne neden olduğu için ölümlü, maddi hasarlı trafik kazasının meydana gelmesinde asli ve %100 kusurlu olduğu tespit edilmiştir. Bu durumda raporların birbiriyle örtüştüğü olayın oluşuna uygun olduğu anlaşılmakla kusura ilişkin istinaf itirazı yerinde görülmemiştir. Ayrıca ehliyetname bulunmaması sürücü kusurlarından olmadığından bu itiraz da yerinde değildir. Davalılar vekilinin bilirkişi raporuna hesaplama yönünden itirazına gelince; Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunun yerleşik Yargıtay içtihatları doğrultusunda, desteğin yaşı, hak sahibinin destek süresi, destek payı, desteğin kazancı gibi veriler gözönüne alınarak hesaplama yapılmış olmasında usul ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır yine destek, lehine tazminat hesaplanan davacı …’nın oğlu olduğundan evlenme ihtimali dikkate alınmayacağından ve desteğin ileride evlendikten sonra destek olamayacağına ilişkin istinaf itirazları da yerinde değildir. TBK’nın “manevi tazminat” başlıklı 56/2.maddesinde “Ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir.” şeklinde düzenleme yer almaktadır. Bu yasal hüküm gereğince, hükmedilecek para, zarara uğrayanda manevi huzur duygusunu doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer işlevi olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi mal varlığı hukukuna ilişkin zararın karşılanması da amaç edinilmemiştir. O halde, tazminatın miktarı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerektiği kadar olmalıdır. Hakim, bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Manevi tazminat takdir edilirken, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli, davacının uğradığı zararın kapsamı, davalının sorumluluğunun niteliği, kusur oranları ve özellikle caydırıcı bir etki doğuracak düzeyde olması gerektiği de göz önünde tutularak, meydana gelen trafik kazası sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amacıyla olay tarihindeki paranın alım gücüne uygun düşen tutarlara hükmedilmesi gerekmektedir. Bu açıklamalar çerçevesinde, somut uyuşmazlıkta olay tarihi, kazanın oluş şekli, kusur durumu ile tarafların dosyaya yansıyan ekonomik ve sosyal durumları, yukarıda açıklanan ilkeler ile İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesi birlikte değerlendirildiğinde, TBK’nın 56/2.maddesi kapsamında davacılar lehine verilen manevi tazminat miktarının, manevi tazminat müessesinin amacına ve hakkaniyete uygun, yeterli ve makul olduğu kanaatine varıldığından bu yöne değinen davalılar vekilinin istinaf itirazının yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır. Zararın meydana gelmesinde veya artmasında zarar görenin de kusurunun bulunması halinde söz konusu olan müterafik kusur 6098 sayılı TBK’nın md. 52. maddesinde (Borçlar Kanunu’nun 44.) düzenlenmiştir. Zarar görenin kusurunun, zararın meydana gelmesinde başlıca etken olması halinde zarar verenin sorumluluğunun kalkması söz konusu olabileceği gibi belirlenen kusura göre zarar ve ziyandan indirim yapılmasını da gerektirebilir. Dosya kapsamından, müteveffanın olay günü, kaza tespit tutanağında koruyucu ekipmanlar için tespit edilemedi seçeneğinin işaretlendiği, müteveffanın yaralanmasının kolunda ve bacağında kırıklar ve kulaklarından kan gelme şeklinde olduğu başta yaralanmasının olmadığı bu durumda mütevaffanın koruyucu ekipmanları takmamış olmasının ölümünde etkili olmadığından mahkemece müterafik kusur indirimi uygulanmamış ise de, müteveffanın otopsi raporunda ölüm nedeninin künt kafa ve genel vücut travmasına bağlı olduğu belirtildiğinden yerleşik Yargıtay içtihatları gereğince %20 oranında tazminattan indirim yapılması gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır. Bu doğrultuda, usul ekonomisi de gözetilerek resen aktüerya bilirkişi raporunda düzeltme ve hesaplama yapılarak sürekli iş görmezlik tazminatı olarak belirlenen 33.612,65 TL’den Yargıtay’ın yerleşik uygulamalarına göre %20 oranında müterafik kusur indirimi yapıldığında bulunan 26.890,12 TL üzerinden davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır. Ancak diğer davalılar … Sigorta (… Sigorta A.Ş.) ve …’ın istinaf talebi bulunmadığından karar bu davalılar bakımından kesinleşmiştir. Bu nedenle; HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince, davalı … vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararı düzeltilerek 26.890,12 TL sürekli iş göremezlik tazminatı için davanın kabulüne, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş; Müterafik kusur indirimi nedeniyle tazminattan indirilen miktar, yasal düzenlemelerden kaynaklanan hakkaniyet indirimi mahiyetinde olduğundan istinaf talep eden davalı lehine bu kısım üzerinden vekalet ücretine ve yargılama giderine hükmedilmemiş; Diğer davalılar … Sigorta (… Sigorta A.Ş.) ve …’ın istinaf talebi bulunmadığından kesinleşen İlk Derece Mahkemesi kararı aynen aktarılmış; davalı … yönünden ise istinaf başvurusunun HMK’nın 349/2.maddesi gereğince feragat nedeniyle reddine dair aşağıda yazılı olduğu şekilde esas hakkında yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: A-1-Davalılar vekilinin … yönünden istinaf başvurusunun HMK’nın 349/2. maddesi uyarınca FERAGAT NEDENİYLE REDDİNE, 2-Davalılar vekilinin … yönünden vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının, HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere KALDIRILMASINA, Buna göre: 1-Maddi tazminat yönünden; davanın KISMEN KABULÜ ile, a. Davacı … yönünden davanın 33.612,65 TL üzerinden Kabulüne, Kabul edilen tazminattan 26.890,12 TL’sinin … Sigorta (… Sigorta A.Ş.), … ve …’dan, … sigorta (… Sigorta A.Ş.) için 15/08/2016 tarihinden itibaren diğer davalılar için kaza tarihinden itibaren yasal faizi ile müştereken ve müteselsilen tahsili ile alınarak davacı …’a verilmesine, b. Geriye kalan 6.722,53 TL’sinin … Sigorta (… Sigorta A.Ş.) ve …’dan … sigorta (Türkiye Sigorta A.Ş.) için 15/08/2016 tarihinden itibaren diğer davalıl için kaza tarihinden itibaren yasal faizi ile müştereken ve müteselsilen tahsili ile alınarak davacı ..’a verilmesine, c.Davacı …’ın davalı … bakımından fazlaya ilişkin talebinin REDDİNE, d.Davacı … yönünden maddi tazminat talebinin REDDİNE, 2-Manevi tazminat yönünden; davanın KISMEN KABULÜ ile, -Davacı … yönünden 75.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden tahsil tarihine kadar işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, -Davacı … yönünde 40.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden tahsil tarihine kadar işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebinin reddine, 3-a)-Harçlar Yasası uyarınca davacının maddi tazminat istemi yönünden alınması gereken 2.296,08 TL karar ve ilam harcından peşin yatırılan 515,75 TL peşin harç ve 114 TL ıslah harcın indirilmesi ile geriye kalan 1.666,33 TL harçtan 1.207,11 TL’sinin tüm davalılardan, kalan 459,22 TL’sinden davalılar … Sigorta (… Sigorta A.Ş.), …’dan müştereken ve müteselsilen alınarak HAZİNEYE İRAT KAYDINA, 4-a)-Davacı …’ın maddi tazminat davasında kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin uyarınca 5.041,00 TL vekalet ücretinin davalılar … Sigorta (… Sigorta A.Ş.), …’dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, davalı …u’nun ise vekalet ücretinin 4.033,51 TL’sinden diğer davalılarla birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulmasına, b)Davacı …’ın manevi tazminat davasında kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin uyarınca 10.550,00 TL vekalet ücretinin davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, c)Davacı …’ın manevi tazminat davasında kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin uyarınca 6.000,00 TL vekalet ücretinin davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, d)Davalılar … ve … manevi tazminat davasında kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin uyarınca 3.400,00 TL vekalet ücretinin davacı …’tan alınarak davalılar … ve …’ya verilmesine, e)-Davacı …’ın reddedilen maddi tazminat davası yönünden davalılar … Sigorta A.Ş, … ve … kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden 500 TL vekalet ücretinin davacı …’tan alınarak davalılar … Sigorta A.Ş, … ve …’e verilmesine, f)Davacı tarafından yatırılan 515,75 TL ve 114,00 TL ıslah harcının davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine, 5-Yargılama giderleri yönünden davacı tarafından yapılan 231,10 TL tebligat ve posta gideri, 1.500,00 TL bilirkişi ücreti, olmak üzere toplam 1.731,10 TL yargılama giderlerinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, 6-Davalılar tarafından yargılama gideri sarf edilmediğinden bu konu hakkında karar verilmesine yer olmadığına, 7-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 333. maddesi gereği ilgili tarafa iadesine,
B-İSTİNAF İNCELEMESİ BAKIMINDAN;1-Harçlar Yasası’na göre alınması gereken 179,90 TL harcın peşin alınan 2.540,00 TL harçtan mahsubu ile fazla alınan 2.360,10 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilk derece mahkemesi tarafından yatırana iadesine, 2-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, 3-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 4-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.25/04/2023