Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2021/297 E. 2023/824 K. 26.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2021/297
KARAR NO: 2023/824
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 01/12/2020
NUMARASI: 2018/195 Esas – 2020/783 Karar
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ: 26/04/2023
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle;Müvekkillerinin murisi olan …’ın 16/01/2017 tarihinde meydana gelen trafik kazası neticesinde vefat ettiğini ve müvekillerinin destekten yoksun kaldıklarını, bu nedenlerle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik müvekilleri için ayrı ayrı 3.000,00-TL olmak üzere toplam 9.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatın kaza tarihi olan 16/01/2017 tarihinden itibaren işleyecek ticari faiz ile birlikte davalılardan müteselsilen tahsiline, müvekkilleri için ayrı ayrı 30.000,00-TL olmak üzere toplam 90.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 16/01/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte davalı …’dan tahsilini talep ve dava etmişlerdir. Davalı … Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle;Kazaya karışan … plakalı aracın müvekkil şirket nezdinde kaza tarihi itibariyle Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası ile sigortalı olduğunu, kaza tespit tutanağı ve Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesinin 21/07/2017 tarihli kusur raporu ile sigortalı araç sürücüsü …’ın kusursuz olduğunun tespit edildiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davanın reddine” karar verilmiştir. Bu karara karşı davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davacılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Yerel mahkemece aldırılan 06.06.2020 tarihli bilirkişi raporu ve 01.10.2020 tarihli bilirkişi ek raporu ile müvekkillerinin desteğinin tamamen kusurlu olduğu belirtilse de bu raporlarda, 11.10.2019 tarihli rapor ile tespit edilen 50 km/s hız unsuruna hiçbir şekilde değinilmediğini, 06.06.2020 tarihli rapor ile tüm kusurun müteveffaya yüklenmiş olduğunu, 11.10.2019 tarihli hız tespit raporuna hiçbir yerde değinilmediği, bu teknik verinin hiç incelenmediği yönündeki rapora itiraz ettiklerini, dosyanın yeniden bilirkişiye verildiğini ancak eksik ek rapor düzenlendiğini, tüm unsurların etraflıca tartışıldığı, yeni bir kusur raporunun tanzim edilmesi için dosyanın adli trafik/kusur uzmanı olan ve alanında en az 5 yıl çalışmış bilirkişilere tevdi edilmesi gerektiğini, dosyada deliller değerlendirilmeden karar verilmiş olduğunu belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, ölümlü trafik kazası nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Kaza tespit tutanağında ” Sürücü …’ın önetimindeki … plakalı aracı ile Karaburun istikametinden … Mahallesi istikametinde seyir halinde iken … önüne geldiğinde yol üzerinde yatan … isimli şahsın üzerinden geçmesi sonunda …’ın olay yerinde vefat ettiği, kazanın oluşumunda … plakalı araç sürücüsü …’ın havanın sisli, hafif yağmurlu, zeminin ıslak, hayatını kaybeden …’ın elbiselerinin koyu renkli olması, aydınlatmanın bulunmaması nedeni ile herhangi bir kusurunun bulunmadığı, yaya …’ın KTK’nun 68-1/c maddesi kuralını ihlal ettiğinden kusurlu olduğu ” belirtilmiştir. Gaziosmanpaşa CBS’nın 2017/1797 soruşturma sayılı dosyasında aldırılan bilirkişi raporlarında davalı sürücünün kusursuz olduğu tespit edilmiş ve kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmiştir. Mahkemece Karayolları Genel Müdürlüğü Fen Heyetinden oluşan bilirkişi heyetinden aldırılan 12/11/2018 tarihli heyet raporu özetle; Müteveffa yaya …’ın meskun mahalde havanın sisli ve yağmurlu olduğu sırada gece vakti aydınlatmanın bulunmadığı kesimde, dava konusu olay öncesinde nedeni anlaşılamaz şekilde ile trafik güvenliğini tehlikeye düşürecek şekilde yol yüzeyinin üzerinde yatar vaziyette bulunduğu ve bu sırada sürücü …’ın yönetimindeki araç ile olay yerinde taşıt yolu üzerinde yatmakta olan …’ın üzerinden geçtiği, davalı sürücü …’ın meskun mahalde havanın sisli ve yağmurlu olduğu sırada gece şartlarında aydınlatmanın bulunmadığı kesimde yönetimindeki araç ile iki yönlü yolu takiben seyir halinde iken taşıt yolu üzerinde yatmakta olan üzerinde koyu renkli kıyafetleri bulunan şahsı fark edip önlem almasının, kamera görüntüleri de izlenerek oldukça güç olduğu değerlendirilmiş, olayın oluşumu ile illiyetli herhangi bir dikkatsizliği ve tedbirsizliği bulunmadığı kanaatine varıldığı, meydana gelen olayda davalı sürücü …’ın tamamen kusursuz bulunduğu belirtilmiştir. Makine Yüksek Mühendisinden alınan 11/10/2019 tarihli raporunda Davaya konu olay esnasında … plakalı aracın hızının, açıklandığı üzere yapılan inceleme ve hesaplamalar sonucunda +- %10 hata payı / tolerans ile 50,4 km/s olduğu belirtilmiştir. İTÜ Trafik Kürsüsünden oluşan bilirkişi heyetinden alınan 01/10/2020 tarihli heyet ek raporunda; Dava konusu olayda ölen yaya …, karayolu üzerinde herhangi bir önlem almadan bulunduğundan ve üzerinde tamamen siyah elbiseler olduğundan, asfalt kaplama üzerinde yeterli uzaklıktan fark edilmesi mümkün olmadığından olayın meydana gelişinde % 100 oranında tamamen kusurlu olduğu, Davalı sürücü … ise, kamera görüntülerine göre meskun mahal şartlarına uygun hızda ve meskun mahal için zorunlu olan kısa huzmeli farlarıyla seyri sırasında gece karanlığında yol üzerinde yatar vaziyetteki …’a çarptığı olayda kusursuz olduğu belirtilmiştir. Bu durumda Mahkemece alınan kusur raporlarının kamera görüntüleri, hız durumu incelenerek değerlendirildiği, kaza tespit tutanağı ile soruşturma sırasında alınan kusur raporlarının birbiriyle örtüştüğü ve olayın oluşuna uygun düştüğü nazara alındığında kusura yönelik istinaf itirazı yerinde görülmemiş; trafik kazalarında tazminat davalarında davalıların sorumluluğu kusur sorumluluğuna dayanmakta olup davacı tarafoın kazanın oluşumunda davalı sürücünün kusurlu olduğunu ispat edemediği anlaşıldığından İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiş olmasında isabetsizlik görülmemiştir. Bu nedenlerle; davacılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:1-Davacılar vekilinin yukarıda esas ve karar numarası yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı yapmış olduğu istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2-Harçlar Yasası’na göre alınması gereken 179,90 TL harçtan peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 120,60 TL harcın davacılardan tahsili ile Hazineye irat kaydına,3-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına,4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 361. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesine hitaben verilecek temyiz dilekçesi ile temyiz yasa yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.26/04/2023