Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2021/290 E. 2023/953 K. 17.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2021/290
KARAR NO: 2023/953
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi
KARAR TARİHİ: 20/10/2020
NUMARASI: 2018/847 Esas – 2020/582 Karar
DAVA: Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 17/05/2023
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı şirkete ait … plakalı aracın 13/09/2017 tarihinde davalı şirket adına kayıtlı diğer davalı …’in sevk ve idaresindeki … plakalı aracın asli kusuru ile oluşan kazada hasar gördüğünü, davacı şirkete ait aracın taşımacılık faaliyetinde kullanılmakta olduğunu, meydana gelen kazada hasarlanması nedeniyle kazanç kaybına uğradığını belirterek davalı yanın kusuru sonucu meydana gelen maddi hasarlı trafik kazası sebebi ile davacının uğradığı kazanç kaybına ilişkin henüz belirsiz olan alacağın şimdilik 1.000,00 TL’nin kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı şirket vekili cevap dilekçesinde özetle; öncelikle zamanaşımı ve görev itirazlarının bulunduğunu, davacının dava dilekçesinde belirttiği delilleri somutlaştırmakla yükümlü olduğunu, açılan işbu davanın belirsiz alacak davası olarak açılmasında hukuki yarar bulunmadığını, davaya konu kazanın davacı yanın kusur ve dikkatsizliği neticesinde meydana geldiğini, davanın tamamen hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Diğer davalı davaya cevap dilekçesi vermemiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davanın kabulüne, 1.000,00 TL’nin 13/09/2017 tarihinden, 15.800,00 TL’nin ise 19/09/2019 tarihinden (taleple bağlı kalınarak) itibaren işleyecek yasal faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine” karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı … San. A.Ş. vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davalı … San. A.Ş. vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Davanın belirsiz alacak davası olarak açılmasında hukuki yarar bulunmadığını, davanın kaza neticesinde mahrum kalınan kazanç kaybına ilişkin olduğunu, davacı tarafça dava dilekçesinde açıklamalar kısmında davanın belirsiz alacak davası olarak ikame edildiğinin belirtildiğini, davanın belirsiz alacak davası olarak ikamesinin mümkün olmadığını, kazanın tamamen davacının kusur ve dikkatsizliği neticesinde meydana geldiğini, müvekkili şirketin kusurunun bulunmadığını, davacının kusurunun illiyet bağını kesmiş olmasından dolayı şirketin haksız fiil sorumluluğunun bulunmadığını, müvekkili şirketin %70 oranında kusurlu olduğundan bahisle hüküm kurulmasının hatalı olduğunu ayrıca aracın tamir süresinin olağandan uzun sürdüğünü, servisten kaynaklı gecikmelerden müvekkili şirketin sorumlu tutulacağının beklenemeyeceğini, dava konusu aracın iddia edilen tamir süresinin fahiş olduğunu, servisten kaynaklı gecikmelerden müvekkili şirketin sorumlu tutulamayacağını, bununla ilgili taleplerin tamir işlemini gerçekleştiren servise yönetilmesi gerektiğini, zamanaşamı itirazlarının olduğunu belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, maddi hasarlı trafik kazası nedeniyle mahrum kalınan kazanç kaybı istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Davacı vekili, 13/09/2017 tarihinde … plakalı araç ile … plakalı aracın kaza yapmaları nedeniyle, … plakalı araçta meydana gelen hasarın kazanç kaybı oluşturduğunu, davalı tarafın kusurlu olduğunu belirterek iş bu dava ile davalıdan kazanç kaybı bedelinin tahsilini talep etmiştir.Karayolları Trafik Kanunu’nun 109.maddesine göre, motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler, zarar görenin, zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yıl ve herhalde, kaza gününden başlayarak on yıl içinde zamanaşımına uğrar. Dava konusu trafik kazası 13/09/2017 tarihinde meydana gelmiş, dava ise 13/07/2018 tarihinde yasal süresinde açılmıştır. Davalı şirket vekilinin zamanaşımına ilişkin istinaf talebi yerinde değildir. 6100 sayılı HMK’nun belirsiz alacak davasını düzenleyen 107. maddesinde “(1) Davanın açıldığı tarihte alacağın miktarını yahut değerini tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin kendisinden beklenemeyeceği veya bunun imkânsız olduğu hâllerde, alacaklı, hukuki ilişkiyi ve asgari bir miktar ya da değeri belirtmek suretiyle belirsiz alacak davası açabilir. (2)Karşı tarafın verdiği bilgi veya tahkikat sonucu alacağın miktarı veya değerinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olduğu anda davacı, iddianın genişletilmesi yasağına tabi olmaksızın davanın başında belirtmiş olduğu talebini artırabilir.” hükmüne yer verilmiştir. Bu hükme göre belirsiz alacak davasının, alacak miktarının veya değerinin tam ve kesin olarak belirlenemediği ya da imkansız olduğu hallerde olanaklı olduğu anlaşılmaktadır. Somut olayda, davacı vekili dava konusu trafik kazası yüzünden müvekkilinin aracındaki hasar nedeniyle mahrum kalınan kazanç kaybı bedelini fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere talep etmektedir. Davacıya ait araçta trafik kazası sonucu meydana gelen hasar nedeniyle mahrum kalınan kazanç kaybı taraflar arasında tartışmasız ve açıkça belirli değildir. Bu bakımdan davalı şirket vekilinin belirsiz alacak davası açılamayacağına ilişkin istinaf talebi yerinde değildir.Trafik kazası tespit tutanağında; çekici sürücüsü …’in 2918 sayılı KTK’nın 67. maddesini ihlal ettiğinden asli kusurlu, davacı otobüs sürücüsünün aynı kanunun 52/1-a maddesini ihlal ettiğinden tali kusurlu olduğunun Belirtilmiştir. Mahkemece alınan bilirkişi raporunda, Dava konusu araç sürücüsü dava dışı …’nın yönetimindeki … plaka sayılı araç ile iki yönlü kullanılan virajlı yolda seyir halinde iken mahal şartlarını, yol özelliklerini, görüş alanını ve aracının özelliklerini de dikkate alarak hızını tedbir alabilecek düzeye düşürüp kontrollü şekilde şeridinde kalacak şekilde seyrine özen göstermediği, dönüş yapmakta olan çekici nedeniyle kontrolsüz şekilde karşı istikamet şeridine yöneldiği anlaşılmakla, otobüsün çekiciye sol taraftaki bankette çarptığı dikkate alındığında, 2918 sayılı KTK’nın 52/a maddesini ihlal ettiğinden dolayı %30 oranında kusurlu, davalı sürücü …’in yönetimindeki … plaka sayılı römork takılı çekici ile yerleşim yeri dışında gündüz vakti iki yönlü kullanılan virajlı ve eğimli yolda Kurucaşile istikametinden Bartın istikametine seyir halinde iken dikkatini yola vermediği, yol özelliklerini, aracının özelliklerini ve geriden gelen otobüsün seyir durumunu dikkate almadan kontrolsüz şekilde sola yöneldiği ve geriden gelen otobüse tehlike ortamı yaratarak olayın meydana gelmesine ağırlıklı katkı sağladığı anlaşıldığından 2918 sayılı KTK’nın 67/a ve 47/d maddelerini ihlal ettiğinden dolayı %70 kusurlu olduğu tespit edilmiştir. Bu halde Mahkemece alınan kusur raporu ile kaza tespit tutanağının birbiriyle örtüştüğü ve olayın oluşuna uygun düştüğü nazara alındığında davalı şirket vekilinin kusura yönelik istinaf itirazı yerinde görülmemiştir.Mahkemece, davacı tarafın aracı kullanamamasından kaynaklanan mahrum kalınan kazanç kaybının belirlenmesi için alınan bilirkişi raporunda hasara uğrayan aracın markası, modeli, tip sınıf, teknik özellikleri, kaza sonucu meydana gelen hasar durumu, km’si, kullanım tarzı v.s. göz önünde bulundurularak onarımı için belirlenen makul onarım süresi için (20 günlük tamir süresi) rayiç kira bedeli üzerinden kazanç kaybının hesaplandığı anlaşıldığından kazanç kaybına ilişkin istinaf itirazları yerinde görülmemiştir. Bu nedenlerle; davalı … San. A.Ş. vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davalı … San. A.Ş. vekilinin yukarıda esas ve karar numarası yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı yapmış olduğu istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Yasası’na göre alınması gereken 1.147,61 TL harçtan peşin alınan 227,60TL harcın mahsubu ile bakiye 920,01 TL harcın davalı … San. A.Ş.’den tahsili ile Hazineye irat kaydına, 3-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, 4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi. 17/05/2023