Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2021/281 E. 2022/692 K. 07.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO : 2021/281
KARAR NO : 2022/692
DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 07/04/2022
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; Sürücüsü davalı …, sigortalayanı diğer davalı … A.Ş. olan … plakalı aracın …’a çarparak ölümüne neden olduğunu, davalı …’ın olay esnasında alkollü olduğunu kabul ettiğini, kendilerinin ölenin yasal mirasçısı ve aynı zamanda destekten yoksun kalan üçüncü kişi durumunda olduklarını beyanla, HMK 107. maddesi uyarınca davacı … için 5.000,00 TL, davacı … ve … için ayrı ayrı 1.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatı ile davacı … için 30.000,00 TL, … ve … için ayrı ayrı 10.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek faiziyle birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini, talep etmiş, sunduğu dilekçesiyle maddi tazminat talebini davacı … için 68.526,11 TL, davacı … için 10.452,05 TL ve … için 12.435,19 TL olarak belirlemiştir.
Davalı … A.Ş. vekili verdiği cevap dilekçesinde özetle; Davacıların kaza sonrasında başvurmaları üzerine davacılar vekili Av. …ye 11.07.2014 tarihinde 31.161,00 TL ödeme yapıldığını, yapılan ödemenin davacıların zararını karşılaması için yeterli olduğunu, yargılamada ölen …’ın kusurunun dikkate alınması gerektiğini, sorumluluklarının teminat limiti ile sınırlı olduğunu belirtmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; Yetki itirazı ile Lüleburgaz mahkemelerinin yetkili olduğunu belirtmiş, davanın esasına ilişkin olarak da meydana gelen trafik kazasında kendisinin kusurlu olmadığını, talep edilen maddi ve manevi tazminatın da fahiş olduğunu belirtmiştir.
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “1-Davalı tarafın yetki itirazının 6100 sayılı HMK madde 6’ya göre Reddine,
2-Davacı … yönünden maddi tazminat talebinin Reddine,
3-Davacı … yönünden 6100 sayılı HMK madde 26 taleple bağlılık ilkesine göre 12.435,19-TL destekten yoksun kalma tazminatının davalı … A.Ş yönünden davacının davalı … şirketine yaptığı 06/06/2014 tarihli başvurudan sonraki 8. İş günü olan 14/06/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı … yönünden ise, kaza tarihi olan 23/05/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı …’a verilmesine,
4-Davacı … yönünden 6100 sayılı HMK madde 26 taleple bağlılık ilkesine göre 10.452,05-TL destekten yoksun kalma tazminatının davalı … A.Ş yönünden davacının davalı … şirketine yaptığı 06/06/2014 tarihli başvurudan sonraki 8. İş günü olan 14/06/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı … yönünden ise, kaza tarihi olan 23/05/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı …’a verilmesine,
5-Davalı tarafın ıslah zamanaşımı definin Reddine,
6-Davacıların manevi tazminat davalarının Kısmen Kabul Kısmen Reddi ile,
A-15.000,00-TL manevi tazminatın davalı …’tan alınarak davacı …’a kaza tarihi olan 23/05/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte verilmesine,
B-5.000,00-TL manevi tazminatın davalı …’tan alınarak davacı …’tan kaza tarihi olan 23/05/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte verilmesine,
C-5.000,00-TL manevi tazminatın davalı …’tan alınarak davacı …’tan kaza tarihi olan 23/05/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte verilmesine, ” karar verilmiştir.
Bu karara karşı davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
Davacılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Müvekkili … için maddi tazminat taleplerinin reddine karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, sırf evlendiği için bu talebin reddedilmesinin hukuka aykırı olduğunu, eğer müvekkili yargılama bittiğinde evlenmiş olsaydı bilirkişi raporunda hesaplanan miktar üzerinden maddi kaybına yönelik miktarı alabileceğini, bu şekilde hukuku aldatmak yönünde iradede bulunmadığı için hakkı olan maddi tazminatı alamayacak olmasının hakkaniyete aykırı olduğunu, yeni eşinin maddi durumunun müteveffanınkiyle aynı olduğu kabul edilerek hesaplama yapıldığını, oysa gelir durumlarının aynı olmadığını, müvekkilleri için hükmedilen manevi tazminat miktarının hak ve nefaset kuralları çerçevesinde çok düşük kaldığını belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur.Dava, ölümlü trafik kazası nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır.
Dosya kapsamından; 23.05.2014 günü, davalı …’ne 12.07.2013/2014 arası geçerli zmss poliçesi ile sigortalı … plakalı araç sürücüsü davalı …’ın, yaya geçidinde yolun sağından soluna geçmekte olan yaya …’a çarparak ölümüne neden olması nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat talep edildiği anlaşılmaktadır.Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 2020/419 E., 2020/3023 K. sayılı kararında “Destekten yoksun kalma tazminatı hesaplamalarında dikkat edilmesi gereken hususlardan biri de, dul eşin yeniden evlenme ihtimalinin nazara alınmasıdır. Hesaplama, bilinmeyen dönem için farazi bazı kriterlere göre yapılmakta ise de; evlenme ihtimali belirlemesinde dul eşin evlenip evlenmediği tespit edilebilir bir olgudur. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda, olay tarihinde davacı eş …’nin 25 yaşında olmasına ve çocuğunun bulunmamasına göre evlenme ihtimali belirlenmiş ve hesaplanan destekten yoksun kalma tazminatından % 60 oranında indirim yapılmıştır. Ancak davacı eşin karar tarihinden önce 10/07/2012 tarihinde evlendiği UYAP kayıtlarından anlaşılmaktadır. Şu durumda mahkemece, davacı eşin evlenme tarihine kadar olan dönem için destek tazminatı hesaplanması gerekirken yazılı şekilde yapılan hesaplama doğrultusunda karar verilmiş olması doğru değildir.” yönünde karar verilmiştir.
Emsal yöndeki içtihatta da vurgulandığı üzere; Dosya kapsamında davacı … için 12/11/2015 evlenme tarihine kadar ve desteğin gelirine göre 1.076 katsayısına göre hesaplama yapılmış olmasında, bu yönde hesaplama yapan bilirkişi raporunun hükme esas alınmasında usul ve yasaya aykırılık görülmemiştir. Bu hususa yönelik istinaf itirazları yerinde değildir.
TBK’nın “manevi tazminat” başlıklı 56/2.maddesinde “Ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir.” şeklinde düzenleme yer almaktadır.Bu yasal hüküm gereğince, hükmedilecek para, zarara uğrayanda manevi huzur duygusunu doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer işlevi olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi mal varlığı hukukuna ilişkin zararın karşılanması da amaç edinilmemiştir. O halde, tazminatın miktarı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerektiği kadar olmalıdır. Hakim, bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Manevi tazminat takdir edilirken, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli, davacının uğradığı zararın kapsamı, davalının sorumluluğunun niteliği, kusur oranları ve özellikle caydırıcı bir etki doğuracak düzeyde olması gerektiği de göz önünde tutularak, meydana gelen trafik kazası sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amacıyla olay tarihindeki paranın alım gücüne uygun düşen tutarlara hükmedilmesi gerekmektedir.
Bu açıklamalar çerçevesinde, somut uyuşmazlıkta olay tarihi, kazanın oluş şekli, kusur durumu ile tarafların dosyaya yansıyan ekonomik ve sosyal durumları, yukarıda açıklanan ilkelerle birlikte dikkate alındığında mahkemece belirlenen toplam manevi tazminat miktarlarının usul, yasa ve hakkaniyete uygun ve makul olduğu kanaatine varılmıştır.
Bu nedenlerle; davacılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davacılar vekilinin yukarıda esas ve karar numarası yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı yapmış olduğu istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Yasası’na göre alınması gereken 80,70 TL harçtan peşin alınan 59,30 TL harçtan mahsubu ile bakiye 21,40 TL harcın davacılardan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına,
4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına,
5-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.07/04/2022