Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2021/266 E. 2023/986 K. 18.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2021/266
KARAR NO: 2023/986
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi
KARAR TARİHİ: 10/09/2020
NUMARASI: 2017/995 Esas – 2020/386 Karar
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan)
KARAR TARİHİ: 18/05/2023
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacıların eşi ve anneleri …’nün 01/07/2017günü saat 00.15 sıralarında D100 Güney İstanbul istikameti Güzelyurt metrobüs durağı civarında sürücü … sevk ve idaresindeki … plaka sayılı araçta yolcu olduğunu, tek taraflı kazada vefat ettiğini davacıların destekten yoksun kaldığını, davacılara şimdilik 500,00’er TL toplamda 1.500,00 TL destekten yoksun kalma tazminatı ve cenaze defin giderinin davalıdan temerrüt tarihi olan 19/08/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte alınarak davacılara verilmesini talep etmiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı şirketin ZMMS gereğince dava konusu zararlara ilişkin olarak sorumluluğu poliçe limiti le sınırlı olup, sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında ve zarar nispetinde olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davanın kabulü ile 49.382,12 TL destekten yoksun kalma tazminatının 19/08/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …den tahsili ile Davacı …’ye verilmesine, 29.562,28 TL destekten yoksun kalma tazminatının 19/08/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …den tahsili ile Davacı …’ye velayeten …’ye verilmesine, 41.743,57 TL destekten yoksun kalma tazminatının 19/08/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …den tahsili ile Davacı …’ye velayeten daacı …’ye verilmesine, 4.488,00 TL cenaze ve defin giderinin 19/08/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’den tahsili ile davacılara verilmesine,” karar verilmiştir. Bu karara karşı davacılar vekili ile davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davacılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; müvekkillerinin desteğinin araç sürücüsü …’un %100 kusuru sonucu oluşan kazada vefat etmiş olması ve yine müvekkillerinin destekten yoksun kalan 3.kişi olmaları sebebiyle, destekleri olan …’nün herhangi bir kusur yansıtılamayacağını, bu nedenle yapılan %20’lik müterafik kusur tenzilinin hatalı olduğunu, davacıların destekleri … ile şoför …’un hatır taşımacılığı ilişkisi içerisinde yolculuk ettiğini kanıtlayacak hiç bir somut delil bulunmadığını, ispat külfetinin hatır savunmasında bulunan davalıya ait olduğunu, hatır taşımacılığı indirimine hükmedilmesi halinde %20’lik tenzil oranının azaltılması gerektiğini, bu oranın fazla olduğunu, davalı yanın iddialarının aksine, zarar sorumlusu olan davalı tarafın, cenaze giderlerini de ödemekle yükümlü olduğunu, bilirkişi raporunda hesaplama yapılırken her ne kadar müterafik kusur ve hatır taşımacılığı yönünden ayrı ayrı %20 oranında indirim yapılmışsa da yapılan bu indirim hesaplama sıralaması yönünden de hatalı olduğunu, bilirkişi toplam tazminat hesabından öncelikle indirim sebeplerinden birine ait oranı tazminata uygulayıp çıkan rakama yeniden diğer indirim sebebine ait oranı uygulaması gerekirken toplam tazminat hesabına oranları ayrı ayrı uygulayarak tazminat hesabı yaptığını belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; birleşen dava hakkında hüküm kurulmadığını, kusur raporu alınmadığını, kazanın tek taraflı olması sebebiyle %100 kusur varsayımıyla tazminat hesaplaması yapıldığını, kazanın oluşmasında kaçınılmazlık faktörünün etkili olup olmadığı hususunun incelenip sonucuna göre kusur tespitine gidilmesi gerektiğini, ceza dosyası içeriğinin kusur yönünden yeterli olduğu kanaatine varılmışsa da ceza dosyasındaki tespitlerin hukuk mahkemesini bağlamadığını, cenaze ve defin giderleri bakımından müvekkili şirketin herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığını, bu giderlerin poliçe teminatı kapsamında yer almadığını, bilirkişi raporunda anne baba payı araştırılmadan hesaplama yapıldığını, anne babanın hayatta olması durumunda payların değişeceğinden yapılan hesaplamanın hatalı olduğunu, tazminatın hesaplanabilmesi için müteveffa ve destekten yoksun kalanın ömürleri, çalışma hayatları ve gelir düzeyleri ve sair konularda varsayımlarda bulunmak gerektiğini, bu varsayımlar temelinde bir takım teknik hesaplamalar sonucu destekten yoksun kalma tazminatı bulunmadığını, poliçede belirtilen limit, ölüm halinde mutlak ve likit ödenecek meblağ olmayıp, vefat edenin bakmakla yükümlü olduğu kişilerin yoksun kaldıkları zararın, yani destekten yoksun kalma tazminatının hesaplaması sonucunda belirleneceğini, bilirkişi raporlarının hükme esas alınarak karar verilmesinin hatalı olduğunu belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, ölümlü trafik kazası nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Dosya kapsamından, 01/07/2017 tarihinde saat 00.15 sıralarında D100 Güney İstanbul istikameti Güzelyurt metrobüs durağı civarında, davalıya zmms ile sigortalı … plaka sayılı aracın tek taraflı meydana gelen trafik kazasında araçta yolcu olan davacıların eş/anneleri …’nün vefatı nedeniyle tazminat talep edildiği anlaşılmaktadır. Hatır taşımaları bir menfaat karşılığı olmadığı cihetle, bu gibi taşımalarda 6098 sayılı TBK’nın 51. (818 sayılı BK’nın 43) maddesi uyarınca tazminattan uygun bir indirim yapılması, gerek öğretide gerekse Yargıtay İçtihatlarında benimsenmiş ve yerleşmiş bulunmaktadır. Zararın meydana gelmesinde veya artmasında mağdurun da kusurunun bulunması halinde söz konusu olan müterafik kusur, 6098 sayılı TBK 52 maddesinde düzenlenmiştir. Mağdurun kusurunun zararın meydana gelmesinde başlıca etken olması halinde zarar verenin sorumluluğunun kalkması söz konusu olabileceği gibi belirlenen kusura göre zarar ve ziyandan indirim yapılmasını da gerektirebilir. Somut uyuşmazlıkta; dosya kapsamından müteveffa ile aracı kullanan dava dışı sürücünün birlikte eğlenmek için araca bindikleri, sürücünün, müteveffadan taşıma için herhangi bir menfaatinin olmadığı anlaşılmakta olup bu durum karşısında desteğin sürücünün alkollü olduğunu bilerek araca binmesi nedeni ile mahkemece bilirkişi raporunda belirlenen tazminat miktarından müterafik kusur indirimi yapılmasında; Yine müteveffa destek ile araç sürücüsünün arkadaş oldukları birlikte gezip eğlenmek amacı ile araca bindikleri ve bu esnada kazanın meydana geldiği anlaşıldığına göre desteğin yolcu olarak taşınmasının hatır taşımacılığı kapsamında olduğu kabulü ile hesaplanan maddi tazminattan hatır taşıması indirimi yapılmasında ve yerleşik yargısal içtihatlara göre indirim oranlarının %20 olarak ve ayrı ayrı uygulanmasında da bir isabetsizlik yoktur. Mahkemece birleşen Büyükçekemece 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/491 Esas sayılı dava dosyasının, 06/02/2020 tarihli celsede verilen ara kararı ile tefrik edildiği anlaşılmakla, davalı vekilinin birleşen dava hakkında hüküm kurulmadığına ilişkin istinaf itirazı yerinde değildir. Destek kavramı, gerçekleşmiş veya gerçekleşmesi umulan bir bakım ilişkisini gösterir. Eylemli ve düzenli olarak bir kimsenin geçimini kısmen veya tamamen sağlayacak biçimde ona yardım eden veya olayların olağan akışına göre eğer ölüm gerçek1eşmeseydi az veya çok yakın bir gelecekte de bu yardımı sağlayacak olan kimse destek sayılır. Bu manada, bir başka kişiye fiilen bakan, onu geçindiren veya ileride bakma, geçindirme ihtimali bulunan kişi, destektir. İlk durumda eylemli destek, ikinci durumda ise varsayımsal (farazi) destek kavramı söz konusudur. İfade olunan bu hususlar, gerek öğretide gerekse Yargıtay uygulamalarında kabul edilmiş olup, destek kavramının sadece mali olarak yardımı ifade etmediği, bakım ve hizmet etmek suretiyle sağlanacak katkıyı da kapsadığı genel olarak kabul edilmektedir. 6098 sayılı TBK’nun 53. maddesinde cenaze giderlerinin de ölüm nedeniyle meydana gelen zararlardan olduğu hüküm altına alınmıştır. Bu nedenle zarar sorumlusu, ölüm halinde yapılan cenaze giderlerinden de sorumludur. Cenaze giderleri; ölümle doğrudan doğruya ilgili bulunan ve ölenin dini ile sosyal ve ekonomik durumuna uygun giderlerden ibaret olup ölenin taşınması, yıkatılması, gömülmesi, mezarlık ücreti gibi giderleri kapsar. Yargıtay’ın yerleşik uygulamaları gereği de davalı, davacının meydana gelen trafik kazası sonucu oluşan gerçek defin gideri zararlarını tazmin ile sorumludur. Somut olayda, davacıların müteveffanın eş ve çocukları olup destekten yoksun kaldıkları, hükme esas alınan kök ve ek raporun Yargıtay uygulamalarına ve teknik verilere uygun hazırlandığı, kaza sırasında yolcu olan desteğin kusurundan söz edilemeyeceği kaldı ki tek taraflı kaza olup kaza tespit tutanağında da sürücünün kusurlu olduğunun tespit edilmesine, HMK 357/1 maddesi gereği yargılama sırasında anne -baba payı ile ilgili rapora itirazı bulunmayan davalı vekilinin itirazının değerlendirilemeyeceğine göre ayrıca cenaze ve defin giderlerinden sorumluluğu bulunduğundan davalı vekili istinaf itirazları yerinde görülmemiştir. Bu nedenlerle; davacılar vekili ile davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:1-Davacılar vekili ile davalı vekilinin yukarıda esas ve karar numarası yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı yapmış olduğu istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2-a-Davacılar yönünden; Harçlar Yasası’na göre alınması gereken 179,90 TL harçtan peşin alınan (54,40+59,30+59,30=)173,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 6,90 TL harcın davacılardan tahsili ile Hazineye irat kaydına,b-Davalı yönünden; Harçlar Yasası’na göre alınması gereken 15.381,77 TL harçtan peşin alınan 3.845,44 TL harcın mahsubu ile bakiye 11.536,33 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,3-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına,4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.18/05/2023