Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2021/255 E. 2023/647 K. 05.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2021/255
KARAR NO: 2023/647
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi
KARAR TARİHİ: 08/09/2020
NUMARASI: 2018/77 Esas – 2020/400 Karar
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan)
KARAR TARİHİ: 05/04/2023
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 17/09/2016 tarihinde davalı …’ın sürücüsü olduğu … plakalı aracın karşı yola atlamak suretiyle davacının sevk ve idaresindeki … plakalı araca çarpması sonucu ölümlü trafik kazası meydana geldiğini, meydana gelen trafik kazasında davacının aracında yolcu konumunda bulunan eşi …’ın vefat ettiğini, davacı sürücü …’ın ise ağır yaralandığını, davalıya ait … plakalı aracın Tüm Oto Sigorta Poliçesi ile davalı şirket tarafından sigorta teminatı altına alındığını, meydana gelen olay nedeniyle davacı …’ın hem eşini kaybettiği hem de kendisinin ağır yaralandığını, muhtelif ameliyatlar geçirdiğini, kaza gününden bu yana da tedavisinin devam ettiğini, davacı …’ın ise hem annesini kaybetmesi, hem de babasının yaralanması sonucu ağır elem duyduğunu, davacıların duydukları elem ve kedere, davalı sigortalının kusurlu davranışının neden olduğunu bu nedenle davalı … şirketine ihtiyari mali mesuliyet sigorta poliçesinde yer alan manevi tazminat teminatı için başvuru yapıldığını ancak şirket tarafından başvuruya olumsuz yanıt verildiğini bu nedenlerle, davacı …’ın vefatı nedeniyle uğranılan manevi zarar karşılığında her bir davacı için ayrı ayrı 75.000,00 TL olmak üzere toplam 150.000,00 TL, …’ın yaralanması, uzun süre tedavi görmesi ve işgöremezliğe uğraması nedeniyle … için 30.000,00 TL, oğlu … için 20.000,000 TL olmak üzere toplam … için 105.000,00 TL, … için 95.000,00 TL manevi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; … plakalı aracın davalı şirket nezdinde Tüm Oto Kasko Sigorta Poliçesi ile 31/12/2015-2016 tarihleri arasında sigortalandığını, poliçeden kaynaklı olarak manevi tazminat azami sorumluluk limitinin 12.500,00 TL olduğunu, poliçeden dolayı şirkete müracaatta bulunulduğunu hasar dosyası açıldığını ancak manevi tazminatın hesaplanamadığı cevap dilekçesindeki ayrıntılı açıklamalar kapsamında davalı aleyhine açılan işbu davada sorumluluğun poliçe teminatı dahilinde değerlendirilmesini talep etmiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; 17/09/2016 tarihinde meydana gelen kazada öncelikle kusur oranının tespiti için Adli Tıp Trafik İhtisas veya İstanbul Teknik Üniversitesi Trafik İhtisas Dairesi’nden rapor alınmasını davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte istenen manevi tazminat tutar ve miktarlarının fahiş olduğunu yine meydana gelen kazada hatır taşıması bulunduğunu dava konusu taleplerin ayrı ayrı reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davanın kısmen kabulüne, Davacı … için 60.000,00 TL, davacı … için 50.000,00 TL olmak üzere toplam 110.000,00 TL manevi tazminatın davalılar … ve … Sigorta A.Ş.’den müştereken ve müteselsilen alınıp davacılara ödenmesine, (davalı … Sigorta A.Ş’nin poliçe limiti olan 12.500,00 TL ile sınırlı olarak sorumlu tutularak)” karar verilmiştir. Bu karara karşı davacılar vekili ile davalı … vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davacılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davanın manevi tazminat davası olduğunu, Sigorta Tahkim Komisyonu´nun iş göremezlik hakkındaki maddi tazminat kararına ve dosyaya sunulan tüm belgelere rağmen, yerel mahkeme aylarca davayı bir iş göremezlik davası olarak nitelendirdiğini ve müvekkilini Adli Tıp Kurumuna sevk ettiğini, oysa dosyada hem Adli Tıp sakatlık raporları hem de Ceza Mahkemesi kararının zaten mevcut olduğunu ancak hükmedilen manevi tazminatların zararın büyüklüğünü karşılamaktan uzak olduğunu, kazada davalının bölünmüş yolda aracıyla karşı yola atlayarak % 100 ve ağır kusurla kazaya tek başına sebebiyet verdiğini, müvekkili …’ın eşini, müvekkili …’ın da annesini bu elim kazada kaybettiğini, müvekkili …’ın, eşini kaybetmekle kalmadığını, aylarca hastanede yatıp defalarca ameliyat olduğunu ve sonuçta % 34,9 oranında kalıcı sakatlığa uğradığını zaten düşük manevi tazminat talep ettikleri halde kısmen kabulüne karar verildiğini dava kısmen reddedildiğinden tahsilat yapılamayacak olan davalıya müvekkili tarafından aleyhe vekalet ücreti ödeme yükümlülüğü verilmesinin hukuka aykırı olduunu belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davalı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; mahkemenin tahkikat aşamasında taleplerini değerlendirmeden, herhangi bir araştırma yapılmaksızın karar verildiğini, mevcut kazadan önce müvekkilinin kullandığı aracın, … plakalı araçla çarpıştığı da göz önünde bulundurulduğunda ortada birden fazla aracın karışmak suretiyle kazanın meydana geldiği ayrıca meydana gelen kaza ile ilgili olarak yol durumunun uygunluğu, trafik işaretlerinin bulunup bulunmadığı gibi faktörlerin de tespiti hususunda keşif yapılmamakla beraber, meydana gelen kazayla ilgili olarak kusur durumunun tespiti üzerine kusur raporunun alınması için Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi veya İstanbul Teknik Üniversitesi Trafik İhtisas Dairesi’nden de rapor alınmadan söz konusu kararın verildiğini, olay yerinin Trafik Kaza Tutanağında çizilen ile karşılaştırılması ve varsa görenler ve kazayı yapan taraflarla birlikte keşif yapılması gerektiğini, tutanakta fren izlerinin bile alınmadığı, eksik inceleme sonucu usule uygun kaza tutanağı tutulmadığını, yolda çalışmanın olup olmadığı bu noktada yolda Karayolları Genel Müdürlüğü’nce bir işaretleme uyarı vs yapılıp yapılmadığının önemli olduğunu, yolun etrafında tedbirlerin olmadığı durumda devlet kuruluşunun davaya dahil edilmesi gerektiğini, hükmedilen manevi tazminat miktarının oldukça yüksek olduğunu ayrıca …’ın yaralanması nedeniyle çocuğu …’ın manevi tazminat talebinin hukuka ve mevzuata uygun düşmediğini, müvekkili hakkında sosyo-ekonomik inceleme yapılmadan karar verildiğini, yerel mahkemece … için 60.000,00 TL … için 50.000,00 TL manevi tazminata hükmettiğini söz konusu ayrıma değinmeden karar verildiğini bu nedenle kararın hatalı olduğunu belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, ölümlü ve yaralamalı trafik kazası nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Dosya kapsamından, 17.09.2016 günü saat 17:40 sıralarında, sürücü … yönetimindeki … plakalı otomobil ile Tosya istikametinden Osmancık istikametine seyri sırasında geldiği yol bölümünde, direksiyon hakimiyetini kaybedip orta refüjle bölünmüş yolda karşı yönden gelen trafiğin kullandığı yol bölümüne geçmesiyle, karşı yönden gelen sürücü … yönetimindeki … plakalı otomobille ve akabinde sürücü …’ın kullandığı … plakalı otomobille de çarpışmasıyla meydana gelen trafik kazasında davacı …’ın yaralanması ve eşi …’nin ölümü nedeniyle manevi tazminat talep edildiği anlaşılmaktadır. Olay nedeniyle düzenlenen trafik kaza tespit tutanağında kazanın oluşumunda … plaka sayılı araç sürücüsü …’in KTK’nun 47/1.c (trafik işaret levhaları, cihazları ve yer işaretlemeleri ile, belirtilen veya gösterilen hususlara uymamak) kusurunu işlediği ve kazada tamamen kusurlu olduğu, diğer araç sürücülerinin bu kazanın oluşumunda herhangi bir kusurunun olmadığı kanaatine varılmıştır. Yine kaza nedeniyle davalı sürücünün yargılandığı ve istinaf incelemesinden geçerek kesinleşen ceza dosyasında hükme esas alınan Ankara ATK kusur raporuna göre de sanığın kazada tamamen kusurlu olduğu tespit edildiği, dosya kapsamı ve olayın oluşuna uygun olduğu anlaşılmakla istinaf eden davalı vekilinin kusur itirazı yerinde görülmemiştir. Karayolları Trafik Kanunu’nda manevi tazminat konusunda özel bir düzenleme yapılmadığından trafik kazası nedeniyle oluşan cismani zarar nedeniyle manevi tazminat talep edilmesi halinde TBK’da manevi tazminata ilişkin hükümler uygulanacaktır. TBK’nın “manevi tazminat” başlıklı 56/1.maddesine göre, “Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir.” 56/2.maddesinde ise; “Ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir.” şeklinde düzenleme yer almaktadır. TBK’nın 56. maddesi gereğince, hükmedilecek para, zarara uğrayanda manevi huzur duygusunu doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer işlevi olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi mal varlığı hukukuna ilişkin zararın karşılanması da amaç edinilmemiştir. O halde, tazminatın miktarı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerektiği kadar olmalıdır. Hakim, bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Manevi tazminat takdir edilirken, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli, davacının uğradığı zararın kapsamı, davalının sorumluluğunun niteliği, kusur oranları ve özellikle caydırıcı bir etki doğuracak düzeyde olması gerektiği de göz önünde tutularak, meydana gelen trafik kazası sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amacıyla olay tarihindeki paranın alım gücüne uygun düşen tutarlara hükmedilmesi gerekmektedir. Bu açıklamalara göre, kazanın oluş şekli, davacılar desteğinin yolcu konumunda olup kusursuz olması, davalı sürücünün kazada tamamen kusurlu olması, davacı …’in yaralanmasının niteliği ve maluliyet oranı ile tarafların sosyal ve ekonomik durumları birlikte değerlendirildiğinde, İlk Derece Mahkemesi’nce hükmedilen manevi tazminat miktarının düşük belirlendiği manevi tazminat müessesinin amacına ve hakkaniyete uymadığı kanısına varıldığından, davacı vekilinin, manevi tazminat miktarının düşük olduğu yönündeki istinaf itirazı yerindedir. Bu çerçevede, dosya kapsamı, olay tarihi, davacının maluliyet oranı, kusur ve tarafların dosyaya yansıyan ekonomik ve sosyal durumları değerlendirilerek, manevi tazminat müessesinin amacı ve hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak, takdiren davacılar lehine eş ve annesinin ölümü nedeniyle ayrı ayrı 50.000,00’er TL manevi tazminata, davacı …’in yaralanması nedeniyle talep gibi kendisi için 30.000,00 TL toplam 80.000,00 TL ve davacı … için babası …’in yaralanmasından dolayı lehine 20.000,00 TL toplam 70.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesinin uygun olacağı kanısına varılmıştır. Davacılar ölüm ve yaralanma nedeniyle ayrı ayrı manevi tazminat talebinde bulunduğu halde miktarları belirtmediğinden, mahkemece gerekçede açıklanmadan her iki talep için birlikte karar verilmesi doğru olmamış ise de sonuçta dava dilekçesinde de toplam tazminat miktarı talep edildiğinden bu yöndeki itiraz yerinde değildir.Davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olmakla reddedilen kısım için aleyhe vekalet ücreti takdirinde de usul ve yasaya aykırılık görülmemiştir.Bu nedenle; davalı … vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1.maddesi gereğince reddine, davacılar vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince, İlk Derece Mahkemesi kararı düzeltilerek aşağıda yazılı olduğu şekilde esas hakkında yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: A-Davalı … vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1.maddesi gereğince REDDİNE, B-Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının, HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere KALDIRILMASINA, Buna göre: 1-Davanın kısmen kabulüne, 2-Davacı … için 80.000,00 TL, davacı … için 70.000,00 TL olmak üzere toplam 150.000,00 TL manevi tazminatın davalılar … ve … Sigorta A.Ş.’den müştereken ve müteselsilen alınıp davacılara ödenmesine, (davalı … Sigorta A.Ş’nin poliçe limiti olan 12.500,00 TL ile sınırlı olarak sorumlu tutularak), fazlaya ilişkin manevi tazminat talebinin reddine, 3-Hüküm altına alınan manevi tazminat alacağına davalı … Sigorta A.Ş yönünden 02/01/2017 tarihinden diğer davalı … yönünden ise 17/09/2016 kaza tarihinden yasal faiz işletilmesine, 4-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 10.246,50 TL harçtan peşin alınan 683,10 TL harcın mahsubu ile bakiye 9.563,40 TL karar harcının davalılardan (davalı … şirketi 853,87 TL’den sorumlu olmak üzere) müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye irat kaydına, 5-Davacı … davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine uyarınca davanın kabul edilen miktarı üzerinden 12.800,00 TL nisbi vekâlet ücretinin davalılardan (davalı … şirketi 3.400,00 TL’den sorumlu olmak üzere) tahsili ile davacıya verilmesine, 6-Davacı … davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine uyarınca davanın kabul edilen miktarı üzerinden 11.200,00 TL nisbi vekâlet ücretinin davalılardan (davalı … şirketi 3.400,00 TL’den sorumlu olmak üzere) tahsili ile davacıya verilmesine, 7-Davalı … davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine uyarınca davanın reddedilen miktarı üzerinden hesaplanan 9.200,00 TL nisbi vekâlet ücretinin davacı …’tan alınarak davalıya verilmesine, 8-Davalı … davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine uyarınca davanın reddedilen miktarı üzerinden hesaplanan 9.200,00 TL nisbi vekâlet ücretinin davacı …’tan alınarak davalıya verilmesine, 9-Davacı tarafından yatırılan 35,90 TL başvurma harcı ve 683,10 TL peşin harç ve 5,20 vekalet harcı toplamı 724,20 TL ile davacı tarafından yapılan 273,50 TL yargılama giderinden davanın red ve kabul oranına göre hesaplanan 205,12 TL’sinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına, 10-Davalı tarafından yapılan bir yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına, 11-Davacı tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333.maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
B-İSTİNAF İNCELEMESİ BAKIMINDAN; 1-a-Davacılar tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar harcının, istem halinde İlk Derece Mahkemesi tarafından kendisine iadesine, b-Davalı … yönünden alınması gereken 7.514,10 TL harçtan peşin alınan (54,40+1.824,12=)1.878,52 TL harcın mahsubu ile bakiye 5.635,58 TL harcın davalı …’dan tahsili ile Hazineye irat kaydına, 2-a-İstinaf aşamasında davacılar tarafından yapılan 119,50 TL yargılama gideri ile 148,60 TL istinaf başvuru harcının davalılardan tahsili ile davacılara verilmesine, b-İstinaf aşamasında davalı … tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, 3-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 4-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dair dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.05/04/2023