Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2021/2459 E. 2023/330 K. 27.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2021/2459
KARAR NO: 2023/330
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: KOCAELİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 01/10/2021
NUMARASI: 2020/188 Esas – 2021/546 Karar
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ: 27/02/2023
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 11/07/2015 tarihinde müvekkilinin yolcu olarak bulunduğu … plakalı aracın beton elektrik direğine çarparak kaza yaptığını müvekkilinin kaza sebebiyle daimi malul kaldığını, davalı … Sigorta şirketinin, aracın zorunlu mali sorumluluk sigortacısı olduğunu, bu sigorta şirketine 07/08/2015 tarihinde hazine tarafından el konulduğunu, ruhsatlarının iptal edilerek …na devredildiğini, bu nedenle …nın sigorta şirketinin yükümlü olduğu maddi ve bedensel zararlardan sorumlu olduğunu belirterek 500,00’er TL sürekli ve ve geçici iş göremezlik tazminatları olmak üzere toplam 1.000,00 TL tazminatın ticari avans faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı … Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; Sigortalı araç sürücüsünün kazada kusuru olmadığı, sorumluluklarının poliçe limiti ile sınırlı olduğu, maluliyete ilişkin ATK raporu alınması gerektiği, tazminat hesabında devre başı ödemeli belirli rant hesaplamasının kullanılması ve yasal faize hükmedilmesi gerektiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, ” Açılan davanın kabulü ile, 98.999,20 TL tazminatın dava tarihi olan 26/08/2015 tarihinden itibaren işleyen yasal faizi ile birlikte davalı … Sigorta AŞ tarafından tanzim olunan Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi limitleri dahilinde davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine” karar verilmiştir.Bu karara karşı davalı … Sigorta A.Ş.vekili, davalı … vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davalı … Sigorta A.Ş. vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Davacı tarafından ilk hüküm hakkında istinaf başvurusu yapılmamış ve bu kararın davacı yönünden kesinleşmiş olduğunu, istinaf başvurusu davalılar tarafından yapılmış olup davalı tarafın istinaf başvurusu sonucunda kararın kaldırılmasına karar verildiğini, bu durumda davacı yönünden ilk hükmün kesin olduğunu, müvekkil şirket lehine usuli kazanılmış hak doğduğunu, bu durumda davacının yeni yargılamada yeniden davasında bedel arttırımına gidip müvekkili şirket aleyhine hüküm kurulmuş olmasının usul ve esas yönünden hukuka aykırı olduğunu, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinin 2018/809 E 2020/205 K sayılı ilamı kesin hüküm olup, mahkeme tarafından kaldırma kararına bağlı kalınmadan bu Anayasa Mahkemesinin iptal kararını gerekçe tutarak TRH 2010 bakiye yaşam tablosu ve %10 attırım %10 iskontolama tekniği ile yeni hesaplama yaptırması ve bu hesaplama sonucuna göre hüküm kurulmasının hukuka aykırı olduğunu, istinaf kaldırma kararının davalılar yararına olup, davacı hakkında ilk hükmün kesin olduğunu, karara mesnet tutulan tazminat bilirkişi raporunda 2021 yılı asgari ücretlerin kullanılarak yeni hesaplamanın yapılmasının hukuka aykırı olduğunu, mahkeme tarafından esas hakkında hükmün tavzihini yaparak ek karar vermesinin hukuka aykırı olduğunu, müvekkili şirket aleyhine ilk kararda hükmolunan tutardan fazla vekalet ücretine hükmedilmesinin de hukuka aykırı olduğunu, poliçe tanzim tarihi itibariyle yürürlükte olan genel şartlara göre tazminat hesaplaması yapılması gerekirken, poliçe genel şartlarına göre karar verildiğini belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davalı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Müvekkili kurum bakımından sorumluluk söz konusu olmadığından davanın reddi gerektiğini, açılan davanın müvekkiline yöneltmesinin mümkün olmadığını, kaza tarihi itibariyle TRH 2010 tablosu kullanılması gerekirken PMF-1931 kullanılmasının hatalı olduğunu, Anayasa Mahkemesi kararının geriye yürümeyeceğini, hükme esas alınan raporun kabulünün mümkün olmadığını, Yargıtay yerleşmiş içtihatları doğrultusunda kaza tarihinde yürürlükte bulunan yönetmeliğe göre rapor düzenlenmesi gerektiğini, raporun bu haliyle kabulünün mümkün olmadığını, hatalı maluliyet oranı kapsamında yapılan hesaplamanın gerçeği yansıtmadığından bilirkişi raporunun karara esas alınmasının mümkün olmadığını, dosyanın İstanbul ATK 3. İhtisas Dairesi’ne tevdii ile kesin ve denetime elverişli maluliyet raporu alınarak yeniden hesaplama yapılması gerekmekte olduğunu, dava konusu olayda hatır taşıması söz konusu olduğundan davanın müvekkili kuruma yöneltilmesinin de yasal olarak mümkün olmadığını, müvekkili kurumun geçici iş göremezlik tazminatından sorumluluğu olmadığını, davacı tarafın talebine konu tedavi teminatı kapsamında yer alan geçici iş göremezlik, bakıcı gideri ve sair tedavi masraflarından da SGK’nın sorumlu olduğunu, yerel mahkemece kurulan ek kararın HMK 304, 305/a ve 306 maddeleri ile öngörülen şartları taşımadığını, yeniden toplam tazminat dikkate alınarak yargılama giderine hükmedilmesinin hatalı olduğunu belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur.Dava, yaralamalı trafik kazası nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Mahkemece ilk verilen hükmün istinaf edilmesi üzerine Dairemizin 06/02/2020 tarih, 2018/809 Esas ve 2020/205 Karar sayılı kararı ile “Dosya kapsamından, 11/07/2015 tarihinde davacının yolcu olarak bulunduğu davalı şirkete ZMSS sigortalı … plakalı araçta meydana gelen trafik kazası sonucu davacının yaralandığı ve bu yaralanma nedeniyle geçici ve kalıcı maluliyet tazminatı talep edildiği anlaşılmaktadır. Hükme esas alınan Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığınca düzenlenen 16/03/2017 tarihli sağlık kurulu raporunda, davacının kaza nedeniyle Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği’ne göre meslekte kazanma gücünde azalma oranının %19,2 olduğunun belirtildiği, hesap bilirkişisi tarafından tazminat hesabının PMF 1931 Yaşam Tablosu ve progresif rant esasına göre yapıldığı anlaşılmaktadır. … poliçe tarihi 26/06/2015, kaza tarihi 11/07/2015 olduğuna göre, tazminat hesabında poliçe tarihinde yürürlükte olan Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları uyarınca değerlendirme yapılması gerekmektedir (Aynı doğrultuda Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 08/05/2018 tarih, 2017/4323 E. ve 2018/4743 K. sayılı kararı, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2017/17-1315 E. 2017/1239 K. sayılı kararı). Buna göre davacının maluliyetinin belirlenmesi için Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkındaki Yönetmelik hükümlerine uygun olarak rapor alınarak ve bilahare aktüer bilirkişiden TRH-2010 tablosu ve iskonto oranı (teknik faiz) %1,8 olarak dikkate alınarak hazırlanacak aktüerya raporu ile geçici ve kalıcı iş göremezlik tazminatının belirlenmesi gerekir. … Somut olayda; davalı … Sigorta A.Ş tarafından cevap dilekçesi verilmiş ancak cevap dilekçesinde davacının hatır için taşındığı yönünde iddia ve savunma ileri sürülmemiştir. Yine davalı … cevap dilekçesi sunmamıştır. … Bu doğrultuda davalılar vekillerinin hatır indirimi yapılmasına yönelik istinaf başvurusu yerinde değildir. … davalı …nın 5684 sayılı kanunun 14/2c maddesi gereğince sorumlu olduğu nedenle davalı vekilinin bu yöndeki istinafı yerinde bulunmamıştır.” gerekçesiyle kararın kaldırılmasına karar verilmiştir. Davalı …nın sorumluluğu olmadığı, hatıra yönelik istinaf talebinin Dairemiz kararı ile değerlendirilmiş olduğundan aynı yöne ilişkin istinaf talepleri yeniden inceleme konusu yapılmamıştır. Yine hükme esas alınan aktüerya bilirkişi raporunda zaten TRH 2010 yaşam tablosu uygulandığından bu yöndeki istinaf talebi de yerinde görülmemiştir. Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin KTK’nın 98.maddesinin kapsamının belirlenmesi bakımından vermiş olduğu 02/03/2022 tarih, 2022/312 E. ve 2022/3685 K. sayılı kararında; geçici iş göremezlik ve geçici bakıcı gideri yönünden sigorta şirketlerinin sorumluluğu devam ettiği yönünde karar vermiştir. Bu nedenle davalı vekilinin geçici iş göremezlik tazminatına ilişkin istinaf başvurusu yerinde görülmemiştir (Benzer yönde Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 2021/6911 E. ve 2021/10351 K., 2021/5305 E. ve 2021/7685 K. sayılı kararları). Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 14/09/2021 tarih, 2021/2403 Esas 2021/4658 Karar sayılı bozma ilamında özetle; Mahkemece verilen ilk hüküm davacı tarafından temyiz edilmemiş, davalılardan … Sigorta A.Ş.’nin temyiz istemi üzerine karar maluliyet yönünden eksik inceleme yapıldığı gerekçesiyle anılan davalı yararına bozulmuştur. Bozmadan sonra yürütülen yargılamada alınan 09/03/2020 tarihli aktüer raporunda; rapor tarihindeki güncel (2020) verilere göre hesaplama yapıldığı; mahkemenin bu raporda belirlenen miktar üzerinden hüküm tesis ettiği görülmektedir. Dairenin önceki bozma ilamı dikkate alındığında, mahkemenin anılan bu kabulü yerinde değildir. Şöyle ki ilk hükmün sadece, davalılardan … Sigorta A.Ş. tarafından temyiz edildiği, bozma ilamının kapsamında belirtilen yön dışında 01/12/2014 tarihli raporda hesaplamaya esas alınan veriler yönünden anılan davalı taraf lehine usulü kazanılmış hak oluştuğu dikkate alınmalıdır. İlk hükmü temyiz etmeyen davacı lehine olacak biçimde, asgari ücrette gerçekleşen artış esas alınarak, yeniden hesap yaptırılıp tazminatın belirlenmesi, davalı yararına oluşan usuli kazanılmış hakları ihlal edecektir.” şeklinde karar verilmiştir. Dosya kapsamında davacı tarafından mahkemece verilen ilk hüküm istinaf edilmemiş, davalıların istinafı üzerine karar maluliyet ve aktüerya yönünden Dairemiz kararı ile kaldırılmıştır. Daire kararımız sonrasında mahkemece aldırılan aktüerya bilirkişi raporunda güncel verilere göre hesaplama yapıldığı, davacı tarafından talep artırım dilekçesi sunulduğu, mahkemece ilk hükümdeki tazminat miktarlarına göre karar verilip gerekçeli karar hüküm kısmında ve tavzih ek kararı ile talep artırım dilekçesine göre karar verilmesi doğru olmamıştır. Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 14/09/2021 tarih, 2021/2403 Esas 2021/4658 Karar sayılı bozma ilamında da belirtildiği gibi ilk hükmün sadece, davalılar tarafından istinaf edildiği, dairemiz ilamının kapsamında belirtilen yön dışında ilk kararda hükme esas alınan aktüerya raporunda hesaplamaya esas alınan veriler yönünden davalı taraf lehine usulü kazanılmış hak oluştuğu gözetilerek mahkemece 23/08/2017 tarihli ilk rapor tarihindeki verilere göre rapor alınarak karar verilmesi gerekmektedir. Açıklanan nedenlerle, davalılar … Sigorta A.Ş.vekili, davalı … vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın yukarıda belirtilen şekilde işlem yapılmak üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :1-Davalılar … Sigorta A.Ş.vekili, davalı … vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, 2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,3-İstinaf karar harcının istek halinde İlk Derece Mahkemesince yatırana iadesine,4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-Davalılar … Sigorta A.Ş. ile davalı … tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, 6-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.27/02/2023