Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2021/2444 E. 2022/1601 K. 14.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2021/2444
KARAR NO: 2022/1601
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 20. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 04/06/2021
NUMARASI: 2020/557 Esas – 2021/458 Karar
DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
KARAR TARİHİ:14/09/2022
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesi ile; davalının maliki olduğu … plakalı aracın müvekkil sigorta şirketi nezdinde, ZMMS sigorta poliçesi ile teminat altındayken dava dışı … tarafından sevk ve idaresindeyken tam kusurlu olarak, dava dışı … plakalı araca maddi hasar vermesi ile sonuçlanan trafik kazasının meydana geldiğini, dava dışı araç üzerinde 4.040,00 TL sovtaj bedeli tenzili ile 12.950,00 TL hasar tazminat ödemesinin ibraname karşılığı yapıldığını, sigortalı aracını kullanan dava dışı sürücü …’ın trafik kazası tespit tutanağında, yapılan alkol kontrolü sonucunda, 1,20 promil alkollü olduğu hususunun tespit edilmiş olduğunu, bu durumun Karayolları Motorlu Araçlar ZMM Trafik Sigortası Genel Şartlarının B.4/c Maddesinin açık şekilde ihlal edilmiş olduğu anlamına gelmekte olduğunu, söz konusu Genel Şartlar hükümleri çerçevesinde müvekkil Sigortacı Şirketin, ödemiş olduğu hasar tazminat tutarları bakımından davalı yana rücu hakkı bulunduğunu, İstanbul Anadolu …İcra Dairesi’nin … E sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalının bu takibe yaptığı itiraz sonucu takibin durduğunu belirterek itirazın iptali takibin devamına, % 20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile; müvekkilinin maliki olduğu … plakalı aracın 29.02.2016 tarihinde akdedilen uzun süreli araç kiralama sözleşmesi ile dava dışı … Tic.A.Ş firmasına kiralandığını ve aracın teslim edildiğini, davaya konu trafik kazası nedeniyle talep edilen tazminatın rücuen kaza tarihinde işleten sıfatın da olan … Tic.A.Ş’den tahsil edilebileceğini belirterek davanın husumet nedeniyle reddi ile alacağın % 20’sinden aşağı olmamak kaydıyla kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davanın husumet yokluğu nedeni ile reddine” karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Davalı … A.Ş. adına kayıtlı … plaka sayılı aracın müvekkil şirket nezdinde kaza tarihinde geçerli olmak üzere Karayolları Trafik Zorunlu Mali Mesuliyet Sigorta Poliçesi ile teminat altına alındığını ilgili poliçe vadesinde 27.10.2018 tarihinde dava dışı … tarafından 1,20 promil alkollü olarak sevk ve idare edilen sigortalı aracın tam kusurlu olarak sebebiyet verdiği trafik kazası sonucu … plakalı araç maddi hasara uğradığını söz konusu hasarların karşılanması amacıyla müvekkil şirketçe 12.950,00 TL hasar tazminatı ödendiğini, akabinde 27.10.2018 tarihinde dava dışı … tarafından 1,20 promil alkollü olarak sevk ve idare edilen sigortalı aracın kusurlu olarak sebebiyet verdiği trafik kazası neticesinde meydana gelen zararların karşılanması amacıyla müvekkili olan şirketçe yapılan ödeme için müvekkil şirketin sigortalısına rücu hakkı doğduğunu, davanın akti ihlalden kaynaklanmakta olduğunu bu durumda davalı sıfatının sigorta poliçesinin tarafı olan sigortalıya ait olduğunu, sigortalı aracın sürücüsünün kaza anında alkollü ve tam kusurlu olduğunu bu nedenle sigortacı şirketin rücu etme hakkının haiz olduğunu yargılama sırasında temin edilen münhasır etkinin bulunmadığı yönündeki raporun kaza zaptı ile çeliştiğini ve raporu kabul etmediklerini, çelişkilerin giderilmesi için Adli Tıp Trafik İhtisas Dairesinden yahut Karayolları Genel Müdürlüğü Fen Heyetinden yeni bir rapor alınması gerektiğini çelişkiler giderilmeksizin verilen hükmün eksik incelemeye dayalı olduğunu belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, zorunlu mali mesuliyet kapsamında davacı sigorta şirketi tarafından kaza sonucunda sigortalısının karşı taraf aracına verdiği zararı ödemesi nedeniyle yapılan ödemenin teminat dışı olduğu iddiasıyla davalı sigortalısından rücuen tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Somut olayda, davacı sigorta şirketine zmms poliçesi ile sigortalı … plakalı aracın 27/10/2018 tarihinde karıştığı trafik kazasında hasarlanan dava dışı karşı taraf aracının hasarlanmasından dolayı dava dışı karşı taraf işletenine 12.950,00 TL ödendiği, dava dışı sigortalı araç sürücüsü …’ın trafik kazası tespit tutanağında yapılan alkol kontrolü sonucunda, 1,20 promil alkollü olduğunun tespit edildiği, davacı sigorta şirketinin kazaya sebebiyet veren sigortalı araç sürücüsünün kaza sırasında alkollü olması nedeniyle ödemenin teminat dışı kaldığı belirtilerek yapılan ödemenin rücuen tazmini için icra takibi başlattığı, itiraz üzerine itirazın iptali davası açıldığı anlaşılmaktadır. 2918 sayılı KTK’nun 48. maddesinde, alkollü içki alması nedeniyle güvenli sürme yeteneklerini kaybetmiş kişilerin karayolunda araç sürmelerinin yasak olduğu ifade edilmiştir. Karayolları Trafik Yönetmeliği’nin “Uyuşturucu ve Keyif Verici Maddeler ile İçkilerin Etkisinde Araç Sürme Yasağı” başlıklı 97/1. maddesinde ise alkollü içki almış olması nedeniyle güvenli sürme yeteneğini kaybetmiş kişilerin karayolunda araç sürmelerinin yasak olduğu açıklandıktan sonra, bu konu ile ilgili olan “b-2” bendinde, alkollü içki almış olarak araç kullandığı tespit edilen diğer araç sürücülerinden kandaki alkol miktarı 0.50 promil üstünde olanların araç kullanamayacakları belirtilmiştir. Dava, trafik sigortası sözleşmesinden kaynaklanan rücuen tazminat istemine ilişkindir. ZMMS’de sigortacının rücu hakkı, TTK’nın 1301/2 maddesi, 2918 sayılı KTK’nin 95/2 maddesi ile ZMSS poliçesi genel şartlarında düzenlemeye tabi tutulmuştur. ZMSS Poliçe Genel Şartlarının 4. maddesinde düzenlenen ağır kusur veya kasıt hali, oto yarışına katılma, ehliyetnamesiz motorlu araç kullanmak, uyuşturucu veya alkollü olarak araç kullanmak istiap haddinin aşılması, aracın çalınması veya gasp edilmesinde işletenin kusuru gibi haller sigortacının sigortalısına rücu sebeplerindendir. Yine davaya konu kazanın meydana geldiği tarih itibariyle yürürlükte olan Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının B.4.d maddesinde, tazminatı gerektiren olay, işletenin veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin veya motorlu aracın hatır için karşılıksız olarak verildiği kişilerin uyuşturucu veya keyif verici maddeler almış olarak aracı sevk ve idare etmeleri esnasında meydana gelmiş veya olay yukarıda sayılan kişilerin alkollü içki almış olmaları nedeniyle aracı güvenli sürme yeteneklerini kaybetmiş bulunmalarından ileri geliyorsa, sigortacının sigorta ettirene rücu hakkı olduğu açıklanmıştır. Somut uyuşmazlıkta kaza tarihini kapsayan geçerli bir sigorta poliçesi mevcut olup işletenin işletenlik sıfatının kalkması sigorta poliçesinin geçerliliğini ortadan kaldırmaz, sigorta poliçesi ve poliçe nedeni ile davalının sorumluluğu (KTK’nın 20/d-94. md-107. ve vs. md. açıklanan bazı durumlar ayrık olmak üzere) devam eder. Yine davaya konu kazanın meydana geldiği tarih itibariyle yürürlükte olan Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının B.4.d maddesinde, tazminatı gerektiren olay, işletenin veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin veya motorlu aracın hatır için karşılıksız olarak verildiği kişilerin uyuşturucu veya keyif verici maddeler almış olarak aracı sevk ve idare etmeleri esnasında meydana gelmiş veya olay yukarıda sayılan kişilerin alkollü içki almış olmaları nedeniyle aracı güvenli sürme yeteneklerini kaybetmiş bulunmalarından ileri geliyorsa, sigortacının sigorta ettirene rücu hakkı olduğu açıklanmıştır. Şu halde, davacı söz konusu davayı ancak kendisiyle sözleşme yapan akidine karşı açabilecektir. Rıza hilafına bir durum olmadığından illiyet bağının kesilmesi söz konusu olmayıp aracı uzun süre kiralayan davalı şirketin işletenlik sıfatı devam ettiği, KTK’nın 95/2 maddesine göre davacı sigorta şirketinin zarar gören 3. kişiye ödediği bedeli akidine rücu edebileceği gözetilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuştur. Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,3-İstinaf karar harcının istek halinde İlk Derece Mahkemesince yatırana iadesine,4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,6-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.14/09/2022