Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2021/2392 E. 2022/576 K. 24.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2021/2392
KARAR NO: 2022/576
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: KOCAELİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 09/07/2021
NUMARASI: 2018/153 Esas – 2021/408 Karar
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan)
KARAR TARİHİ: 24/03/2022
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 05/08/2013 tarihinde plakasını alamadığı bir aracın müvekkiline çarpması sonucu müvekkilinin sakat kalarak iş göremez duruma geldiğini, bu sakatlık nedeniyle uğradığı bedensel zararın tazmini amacıyla …na yaptıkları başvurunun reddedildiğini, bu nedenle şimdilik kaydıyla 1.000,00 TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak müvekkiline verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının başvurusu üzerine kendisinden bir takım belgelerin istendiğini, ancak müvekkiline ibraz edilmediğini, sorumluluklarının poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, haksız fiil tarihinden itibaren faiz talebinin haksız olduğunu, ancak dava tarihinden itibaren talep edilebileceğini belirterek davanın reddine karar erilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince, “Davanın Reddine,” karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; …’na zararın karşılanması amacıyla dava açılmış olduğunu, eksik inceleme sonucu karar verilerek müvekkili nazarında ağır mağduriyetlere yol açıldığını, Mahkemece dosya içerisindeki trafik tespit tutanağı ve tutanak mümzilerinin yeminli beyanlarına göre meydana gelen kaza ile zarar arasında illiyet bağı tespit edilememiş, davacı taraf kaza neticesinde oluşan cismani zararının plakası belirlenemeyen aracın çarpması neticesinde olduğu ispatlayamamış gerekçesiyle karar verilmişse de; Tutanağı düzenleyen kolluğun, kazayı görmemiş olmasının gerekçe yapılmasının hatalı olduğunu, olayın, sürücüsü belli olmayan, çarpıp kaçan bir araç nedeniyle oluşan kalıcı sakatlık olduğunu, bu durumda davanın somut delillerle ispatlanması gerektiğini belirterek istinaf yoluna başvurmuştur. Dava, yaralamalı trafik kazası nedeniyle tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Mahkemece ilk verilen hükmün davalı vekilince istinaf edilmesi üzerine Dairemizin 22/02/2018 tarih, 2017/970 Esas ve 2018/239 Karar sayılı kararı ile “… Medeni Kanun’un 6. maddesine göre “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.” Bu durumda iddia olunan trafik kazasının varlığını ve varsa araç sürücüsünün kusurunu ispat yükü davacıya aittir. Davacı vekili, İlk Derece Mahkemesi’nin 27.01.2016 tarihli duruşmasında, İstanbul Esenyurt Jandarma bölgesinde kimliği tespit edilemeyen bir aracın çarpması sonucunda müvekkilinin malul olacak şekilde yaralandığını beyan etmiştir. Silivri İlçe Emniyet Müdürlüğü yazı cevabında, Silivri sorumluluk sahasında Esenyurt Jandarma Karakolu olmadığının tespit edildiği, Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı yazı cevabında, …’e ait yapılan Uyap sorgulamasında, soruşturma kaydına rastlanmadığı bildirilmiş, Esenyurt ilçe emniyet Müdürlüğü’nün yazı cevabında ise, polis merkezi amirliği arşivinde ve Büyükçekmece Jandarma Komutanlığı tarafından polis merkezi amirliğine teslim edilen evraklar arasında yapılan tetkiklerde, … isimli şahıs hakkında herhangi bir kayda rastlanılmadığı, yazı ekinde gönderilen tutanak okunaklı olmadığından evrakın gereğinin yapılamadığı belirtilmiş, davacı vekili, mahkemenin 18/11/2016 tarihli duruşmasında, Silivri’de Merkez Jandarma Karakolu Komutanlığı bünyesinde görevli jandarma ekibince tutulan tutanak olup, Silivri Merkez Jandarma Komutanlığı’ndan aldıkları okunaklı suretini ibraz ettiklerini beyan etmiştir. Kazanın meydana gelmesinde kusur tespiti için dosyanın tevdi edildiği bilirkişiler tarafından, dosya içeriğinde olaya ilişkin bilgi ve belgeye rastlanılmadığından, rapor tanzim edilmediği belirtilmiştir. Trafik kazası sonucu bedensel zarara uğrayan kişinin, davalı …’na husumet yöneltebilmesi için; zararın, plakası tespit edilemeyen bir araç tarafından meydana getirildiği ve araç sürücüsünün kusurlu olduğunun tespit edilmesi gerekmektedir. Davacıya, plakasını alamadığı bir aracın çarptığına dair, dosyaya, davacı tarafça fotokopisi ibraz edilen Jandarma Karakolu (Hangi Jandarma Karakolu tarafından tanzim edildiği net olarak tespit edilememiştir.) tarafından tutulduğu beyan edilen tutanak dışında, herhangi bir delil bulunmamaktadır. İlk Derece Mahkemesince, davalının bu hususa ilişkin savunmasına ilişkin yeterli araştırma yapılmadan karar verilmiştir. Davacı tarafından öncelikle maddi vakıanın ispatı ve kazaya neden olan araç ve aracın zorunlu mali sorumluluk sigortasının bulunmadığının ispatı gerekir. Kaza sonrası trafik kazası tespit tutanağı düzenlendiği iddia ve ispat edilmemiştir. Bu nedenle, mahkemece öncelikle, kaza tespit tutanağı tutulup tutulmadığı, bir ceza soruşturması/kovuşturması bulunup bulunmadığı davacı taraftan sorularak tespit edilmeli, var ise, tutanak ve soruşturma/kovuşturmaya ilişkin tüm belgeler, dosyaya fotokopisi sunulan tutanağın tasdikli sureti ilgili kurumlardan yazı ile getirtilmeli, davacının bildirdiği tüm deliller toplanarak, olay yerinde keşif yapılmalı, keşif mahallinde tutanağı düzenlenen görevliler tanık olarak dinlenilmeli, tutanağın görgüye dayalı olarak mı, davacı beyanı ile mi tanzim edildiği sorulmak sureti ile tespit edilmeli, görgüye dayalı tutulmuş ise, onların yer göstermesi suretiyle çarpma noktası ve olayın oluş şekli belirlendikten sonra, trafik kazasının varlığının ispatı halinde kusur durumunun tespiti için bilirkişiden gerekçeli ve ayrıntılı bir rapor alınması gerekmektedir. Ayrıca, mahkemece, davacının kaza sonrasında gördüğünü beyan ettiği tedavilere ilişkin tüm tedavi belgeleri, film ve grafileri ile tedavisine ilişkin tüm belgelerinin getirtilerek, Adli Tıp Kurumuna gönderilmesi, davacının yaralanması, maluliyeti ile kaza arasında illiyet bağı bulunup bulunmadığı, davacının kaza sonrası tespit edilen yaralanmasının, başka bir aracın davacıya çarpmasına bağlı olarak meydana gelip gelmediği, davacının yaralanmasının, olayın ileri sürülen oluş şekline uygun olup olmadığı hususlarında rapor alınarak, sonucuna göre, gerektiği takdirde hesap uzmanı bilirkişiden ek rapor alınarak, karar verimesi gerekmektedir. …” gerekçesiyle kararın kaldırılmasına karar verilmiştir. İlk Derece Mahkemesince; Dairemiz kararı doğrultusunda yazışmalar yapılmış, ATK 2. İhtisas Kurulundan rapor alınmış, tutanak tanığı olarak talimatla dinlenilen … tutanağın mağdurun beyanı üzerine tutulduğunu beyan etmiş, keşif yapılması amacıyla yazılan talimat üzerine, Silivri 2. Asliye Hukuk Mahkemesince, tutanağın kesinleşip kesinleşmediğinin anlaşılamadığı, keşif yapılması talep edilen kaza mahallinin tam olarak mahkemelerine bildirilmediği açıklanarak keşif imkansızlığı nedeniyle keşfin yapılamadığı yönünde karar verilmiştir. Mahkemece; davacı asil isticvap olunarak, kazanın oluşuna ilişkin beyanlarının alınması, olayın nasıl ve ne şekilde meydana geldiğinin etraflıca sorularak araştırılması, beyanın alınması devamında ve gerektiğinde, davalının sorumluluğu kusura dayalı da olduğundan, davacının da yer göstermesi suretiyle mahallinde oluş ve kusura ilişkin keşif yapılarak rapor alınması, keşfe ilişkin yer gösterme ve oluşa ilişkin mahallinde beyanda bulunması açısından, davacı vekil yanında davacı asile de kesin süre ihtarlı meşruhatlı davetiye tebliğ edilmesi, alınacak beyan ve gerektiğinde yapılacak keşif ile düzenlenecek rapora göre, usulü kazanılmış haklara da riayet edilerek hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, davanın ispatlanamadığı gerekçesiyle verilen istinafa konu karar eksik incelemeye dayalı olmuştur. Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın yukarıda belirtilen şekilde işlem yapılmak üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, 2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 3-İstinaf karar harcının istek halinde İlk Derece Mahkemesince yatırana iadesine, 4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, 6-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.24/03/2022