Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2021/2369 E. 2022/717 K. 07.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO : 2021/2369
KARAR NO : 2022/717
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan)
KARAR TARİHİ: 07/04/2022
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı sürücünün park ettiği aracın kendi kendine geri geri gelerek davacının yaralanmasına neden olduğunu, davalının olayda asli kusurlu olduğunu, davacının kalıcı sakatlığı nedeniyle günlük yaşamında zorlandığını, davalıların tedavi ve iyileşme giderlerinden sorumlu olduğunu, kazayı yapan … plakalı kamyonetin kaza tarihi itibariyle geçerli … numaralı trafik sigortası ile davalı sigorta şirketine sigortalı bulunduğunu belirtmiş, HMKnun 107.maddesi gereğince fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere şimdilik 1.000,00 TL maddi ve 10.000,00 TL manevi tazminat davasının kabulünü talep etmiştir.
Davalı …sigorta A. Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; … plakalı aracın ZMMS poliçesi ile davalıya sigortalı olduğunu, sigortalı aracın kaza anında işletilme halinde olmadığını, işletilme halinde olmayan araçların sebep olacağı zararların teminat dışında olduğunu, tedavi giderleri yönünden davalının sorumluluğunun bulunmadığını, davacının maluliyet ve kusur oranının belirlenmesi gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar … ve …. cevap dilekçesinde özetle; 07.08.2012 tarihinde davalı …’e ait … plakalı aracın …tarafından el freni çekili vaziyette park edildiğini, davalıya kusur atfedilemeyeceğini, talep edilen tazminatın fahiş olduğunu, davacının sakatlığının kalıcı hale gelip gelmediğinin tespit edilmesi gerektiğini, tedavi giderlerinden davalıların sorumlu olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, ” 1-Davacı tarafından, davalılar aleyhine açılan maddi tazminat davasının kabulüne;
Davacı …’ün uğramış olduğu bedensel zararlar için hesaplanan 2.019,90 TL geçici iş göremezlik, 69.590,27 TL sürekli iş göremezlik olmak üzere 71.610,17 TL toplam maddi tazminatın davalılar .. …’ten 07/08/2012 kaza tarihinden itibaren, davalı …Sigorta A.Ş’den dava tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine,
2-Davacı … tarafından, davalılar …. aleyhine açılan manevi tazminat davasının kısmen kabulüne,7.000,00 TL manevi tazminatın 07/08/2012 kaza tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalılar …’ten müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine, manevi tazminat davası yönünden fazlaya ilişkin istemin reddine, ” karar verilmiştir.
Bu karara karşı davalı …Sigorta A.Ş. vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davalı … Sigorta A.Ş. vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; aracın işletilme halinde olmayıp park halinde duran bir araç olması sebebiyle davanın müvekkili şirket yönünden reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmiş olmasının hatalı olduğunu, görevsizlik kararı nedeniyle müvekkili şirket lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken bu hususta hüküm tesis edilmemesinin hatalı olduğunu, geçici iş göremezlik taleplerinin tedavi teminatı içerisinde değerlendirildiğinden teminat dışında olduğunu, davacı tarafın talebine konu tedavi teminatı kapsamında yer alan geçici iş göremezlik, bakıcı gideri ve sair tedavi masraflarından da SGK’nın sorumlu olduğunu, bu nedenlerle davacı yanın bu yöndeki taleplerinin de reddi gerektiğini, davacıya bu kaza sonucu SGK tarafından geçici iş göremezlik tazminatı hususunda ödeme yapılıp yapılmadığının tespit edilmesi gerektiğini, davaya konu tazminat taleplerinin haksız fiile dayandığını, haksız fillerde belirlenecek tazminat bedellerine müvekkili tacirde olmadığından yasal faiz işletilmesi gerektiğini belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur.Dava, yaralamalı trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır.
Dosya kapsamından, 07/08/2012 tarihinde Pendik, Orta Mahalle, Alibaba Caddesi’nde davalı sürücünün park halinde bıraktığı aracın kısa bir süre sonra sürücüsünün olmadığı bir sırada iniş eğilimli yolda kayıp hareket ederek, yaya kaldırımında yukarı istikamete yürümekte olan davacıya çarpması ile meydana gelen kazada davacının yaralanması nedeniyle tazminat talep edildiği anlaşılmıştır.2918 sayılı KTK.nun 85/1. maddesinde bir aracın işletilmesinden doğan sorumluluk, 85/3. maddesinde ise işletilme halinde olmayan motorlu aracın sebep olduğu trafik kazasından doğan sorumluluk düzenlenmiştir.2918 sayılı Yasa’nın 85/1. maddesinde düzenlenen sorumluluğun bir tehlike sorumluluğu olduğu doktrinde ve uygulamada duraksamaya meydan vermeyecek şekilde kabul edilmektedir. Anılan Yasa’nın 85/3. maddesinde düzenlenen sorumluluğun ise bir tehlike sorumluluğu olmayıp, madde metninden de açıkça anlaşılacağı üzere bir kusur sorumluluğu olduğu ihtilafsızdır. Şu halde somut olayda ilk halli gereken husus dava dışı işletenin sorumluluğunun bir tehlike sorumluluğu mu, yoksa kusur sorumluğu mu olduğu hususudur. Bu noktada üzerinde durulması gereken en önemli husus ise aracın işletilme halinde olmasından neyin anlaşılması gerektiğidir. Bu hususta bir kısım yazarlar aracın işletilme halinde olmasından anlaşılması gerekenin (ki bu görüş mekanik görüş olarak adlandırılmaktadır) tehlikenin motorlu aracın mekanik aksamının çalışması, özellikle motor ve ışık düzeninin çalışması veya bunlar çalışmasa dahi aracın kendiliğinden de olsa (örneğin park halinde bulunan bir aracın freninin veya vitesinin boşalarak kendiliğinden hareket etmesi gibi) hareket halinde olmasını ararken, karşı görüşte olanlar ise aracın trafiğe çıkarılmasının ve karayolunda bulunmasının işletilme halinde olduğunun kabulü için yeterli bulunduğunu ve dava konusu olayda olduğu gibi karayolu sayılan yerlerde park halinde bulunan bir aracın işleteninin sorumluluğunun da tehlike sorumluluğu olduğunu kabul etmektedirler. (Bu konudaki tartışmalar için Bkz. Tekinay/ Akman/ Burcuoğlu-Altop, Borçlar Hukuku, İst. 1985,s.710 vd, ayrıca Bkz…..Trafik Kazalarında Hukuki Sorumluluk ve Tazminat davaları, Ank, 1989,S.37 vd). Yasa’nın 85/3’ncü maddesinin açık hükmü karşısında mekanik sistemin benimsenmesi gerek ise de, bunun her somut olayın ve özellikle sürücüsünün amacı nazara alınarak değerlendirilmesi gerekeceği de açıktır. Örneğin kırmızı ışıkta beklemek durumunda olan bir araç sürücüsünün aracı stop etmesi veya sürücünün yol kenarındaki bir yerden adres sormak, herhangi bir şey almak için aracı kısa süreli hareketsiz bırakması, yani aracı terk maksadı taşımaması durumunda işletenin sorumluluğunun tehlike sorumluluğu olmadığını kabul etmek de yasa koyucunun amaçları ile bağdaşmayacaktır.Somut olayda, davalı sürücü hakkında kaza nedeniyle yapılan ceza mahkemesi yargılamasında cezalandırılmasına karar verildiği, ceza dosyası, trafik kaza tespit tutanağı ve hükme esas alınan kusur bilirkişi raporuyla; mahkemece davalı sürücünün sabah saatlerinde inşaat sahasına çalışmak için geldiği, dava konusu aracı ters yöne doğru ve gerekli güvenlik önlemlerini almaksızın park ettiği, saat 9.30 sıralarında kamyonetin kendiliğinden geri geri hareket ederek davacıya çarpmasında, aracın park halinden kısa bir süre sonra kazanın meydana gelmesi karşısında aracın işletilme halinde olduğunun kabulünde isabetsizlik görülmemiştir. Davalı sigorta şirketi vekilinin buna ilişkin istinaf itirazı yerinde değildir.HMK’nın 331/2 maddesinde; “Görevsizlik veya yetkisizlik kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmesi halinde, yargılama giderlerine o mahkeme hükmeder. Görevsizlik veya yetkisizlik kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmemiş ise talep üzerine davanın açıldığı mahkeme dosya üzerinden bu durumu tespit ile davacıyı yargılama giderlerini ödemeye mahkum eder.” hükmünü içermektedir.Yukarıdaki düzenleme hiç kuşkusuz adli yargı yerinde görülecek davalarda ve adli mahkemeler arasındaki görevsizlik kararlarında uygulanmalıdır. Açıklanan maddede “davaya bir başka mahkemede devam edilmesi” hali düzenlenmiştir.Somut uyuşmazlıkta, İstanbul Anadolu 2. Asliye Hukuk Mahkemesi 2013/368 Esas sayılı dosyasında görülmekte olan davada verilen görevsizlik kararı üzerine, davaya bakan görevli ve yetkili İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesince, İstanbul Anadolu 2. Asliye Hukuk Mahkemesi 2013/368 Esas sayılı dosyasından verilen görevsizlik kararı gereğince de vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, bu konuda olumlu olumsuz bir karar verilmemiş olması doğru olmamıştır.Yargıtay 17. Hukuk Dairesi genel şartlar değişikliğinden önce halen yürürlükte bulunan KTK’nın 98.maddesinin kapsamının belirlenmesi bakımından vermiş olduğu 27/03/2014 tarih, 2013/ 4616 E. ve 2014/4465 K. sayılı kararında “2918 sayılı Yasa’nın 98. maddesi kapsamında kalan tedavi giderlerinden Sosyal Güvenlik Kurumu, yasa kapsamı dışında kalan bakıcı veya tedaviye bağlı sair giderlerden varsa trafik şirketi yoksa Güvence Hesabı ve her iki halde de diğer haksız fiil sorumlularının (işleten ve sürücü gibi) sorumlulukları devam edecektir” yönünde karar vermiştir. Bu nedenle davalı vekilinin geçici iş göremezlik taleplerinin tedavi kapsamında olup, SGK sorumluğunda olduğu ve geçici iş göremezlik teminat dışında olduğuna ilişkin istinaf başvurusu yerinde değildir. Ancak davacı vekili ıslah dilekçesi ile tedavi giderinin SGK tarafından karşılandığını beyan ettiğinden tedavi giderine ilişkin talebi konusuz kaldığının gözden kaçırılması ve yine davacı vekilinin dava dilekçesi ile güç kaybı tazminatı ile tedavi gideri talebi olduğu halde, HMK’nın 26.maddesinde düzenlenen taleple bağlılık kuralına aykırı olacak şekilde geçici iş göremezlik bakımından usulüne uygun açılan bir dava bulunmadığı gözden kaçırılarak geçici iş göremezlik tazminatı hakkında da hüküm kurulması doğru olmamıştır.Davaya konu trafik kazasına sebep olan davalı Sigorta şirketine trafik sigortalı kamyonetin ruhsat bilgilerine göre kullanım şeklinin ticari olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda kazaya sebebiyet veren sigortalı araç, ticari olduğundan, İlk Derece Mahkemesince kabul edilen maddi tazminat bakımından temerrüt faizi olarak avans faize hükmedilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığından davalı sigorta vekilinin istinaf itirazı yerinde değildir.Bu nedenle; davalı… Sigorta A.Ş. vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının istinaf başvurusunda bulunan bu davalı yönünden düzeltilmesi ile davanın sürekli iş göremezlik tazminat tutarı olan 69.590,27 TL üzerinden kabulüne, geçici iş göremezlik tazminatı talebi konusunda esasa ilişkin karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, geçici iş göremezlik tazminatı talebi ile ilgili usulüne uygun açılmış bir dava olmadığından yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmemiş ve aşağıda yazılı olduğu şekilde esas hakkında yeniden hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :
A- Davalı …Sigorta A.Ş. vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının, HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere KALDIRILMASINA,
Buna göre:
1-Davacı tarafından, davalılar aleyhine açılan maddi tazminat davasının kabulüne;
Davacı….’ün uğramış olduğu bedensel zararlar için hesaplanan 69.590,27 TL sürekli iş göremezlik tazminatının davalılar …’ten 07/08/2012 kaza tarihinden itibaren, davalı … Sigorta A.Ş’den dava tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine,
Geçici iş göremezlik tazminatı talebi konusunda esasa ilişkin karar verilmesine yer olmadığına
2-Davacı …. tarafından, davalılar … aleyhine açılan manevi tazminat davasının kısmen kabulüne; 7.000,00 TL manevi tazminatın 07/08/2012 kaza tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalılar …’ten müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine, manevi tazminat davası yönünden fazlaya ilişkin istemin reddine,
3-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 5.231,88 TL karar harcından peşin alınan 187,90 TL harç ve 241,16 TL ıslah harcının mahsubuna, bakiye 4.802,82 TL karar harcının davalılardan (… Sigorta 4.753,71 TL’den sınırlı sorumlu olmak üzere) tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca;
a)Davanın kabul edilen maddi tazminat miktarı üzerinden hesaplanan 9.846,73 TL vekâlet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
b)Davanın kabul edilen manevi tazminat miktarı üzerinden hesaplanan 4.080,00 TL maktu vekâlet ücretinin davalılar …’ten tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davalılar manevi tazminat davasında kendisini vekil ile temsil ettirmediğinden bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-HMK’nın 331/2.maddesi gereğince Asliye Hukuk Mahkemesi 2013/368 Esas sayılı dosyasında verilen görevsizlik kararı bakımından; 5.100,00 TL maktu vekâlet ücretinin davalılar …’ten tahsili ile davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafından yatırılan 24,30 TL başvurma harcı, 3,75 vekalet harcı, 187,90 TL peşin harç ile 241,16 TL ıslah harcı toplamı: 457,11 TL ile yargılama giderinden davanın red (%4) ve kabul (%96) oranına göre hesaplanan 1.751,80 TL’sinin davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
8-Davalılar tarafından yapılan bir yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
9-Davacı tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333. maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
B-İSTİNAF İNCELEMESİ BAKIMINDAN ;
1-Davalı … Sigorta A.Ş. tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar harcının, istem halinde İlk Derece Mahkemesi tarafından kendisine iadesine,
2-İstinaf aşamasında davalı …Sigorta A.Ş. tarafından yatırılan 162,10 TL istinaf başvuru harcının davacıdan tahsili ile davalı … Sigorta A.Ş.’ye verilmesine,
3-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
4-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine,
Dair dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.07/04/2022