Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2021/232 E. 2022/690 K. 07.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2021/232
KARAR NO: 2022/690
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi
KARAR TARİHİ: 16/07/2020
NUMARASI: 2014/1764 Esas – 2020/330 Karar
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan)
KARAR TARİHİ : 07/04/2022
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacının yolcu olarak bulunduğu, sürücü…idaresindeki … plakalı aracın köpeğe çarpması şeklinde meydana gelen trafik kazası sebebiyle davacının yaralandığını açıklayarak, fazlaya ilişkin talep ve hakları saklı kalmak kaydıyla, HMK m.107’ye göre belirlenecek maddi zarar için 10.000,00 TL maddi tazminatın ticari avans faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş, yargılama aşamasnda sunduğu dilekçesiyle 15.06.2010 tarihinde.. …’ın kontrolündeki … plakalı aracın hakimiyetini kaybetmesiyle işbu davanın konusunu oluşturan trafik kazası meydana geldiğini, araçta yolcu olarak bulunan müvekkili …’ın geçici ve sürekli iş göremezlik maddi zararının toplamda 55.408,23 TL olarak belirlendiğini ve bilirkişi % 65 oranında kusur tenzilinde bulunarak, müvekkilin hak kazandığını ve KTK 85/1. Maddesinde belirtilen sorumluluk gereğince bu tutarın davalıdan tahsilini talep artırım dilekçesinde talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Geçici iş göremezlikten sorumluluklarının bulunmadığını, davacının maluliyetini kabul etmediklerini, müvekkil şirketin kusur nispetinde sorumlu bulunduğu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davanın kabulü ile 55.408,23 TL daimi işgöremezlik tazminatının 07/01/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,” karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Davacı tarafından müvekkil şirkete usulüne uygun bir başvuru yapılmadığını, İTÜ’den seçilen bilirkişi heyetinden alınan bilirkişi raporu ile tespit edilen kusur oranını gözetmeksizin tüm tazminattan müvekkil şirketin sorumlu tutulmasının hatalı olduğunu, kaza tespit tutanağında davacının emniyet kemeri takıp-takmadığı hususunun belirtilmemiş olmasının müterafik kusur açısından aleyhe değerlendirilmesinin doğru olmadığını, müvekkili şirketin poliçe teminatı kapsamında olmayan davacının geçici iş göremezlik giderlerinden sorumlu olmadığını, yasal faize dava tarihinden itibaren hükmedilebileceğini belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur.Dava, yaralamalı trafik kazası nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır.Dosya kapsamından; 15.06.2010 tarihinde saat 10:20 sıralarında sürücü …’ın sevk ve idaresindeki …plakalı otomobil ile seyri sırasında olay mahalline geldiğinde kaplama üzerinde bulunan köpeğe çarpması akabinde direksiyon hakimiyetini kaybedip yol dışı kalması ve dik yamaca çarparak takla atıp kayması ile meydana gelen, yaralanma ve maddi hasarla neticelenen kaza sonucu, davacının yaralanması nedeniyle … plakalı araç zorunlu mali mesuliyet sigortacısı davalıdan maddi tazminat talep edildiği anlaşılmaktadır.2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 97. maddesinde 6704 sayılı Kanun’un 5. maddesiyle değişiklik yapılarak, zarar görenin, dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerektiği düzenlenmiş, aynı değişiklikle sigorta kuruluşunun başvuru tarihinden itibaren en geç 15 gün içinde başvuruyu yazılı olarak cevaplamaması veya verilen cevabın talebi karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık olması hâlinde, zarar gören dava açabileceği veya 5684 sayılı Kanun çerçevesinde tahkime başvurabileceği belirtilmiştir. 6704 sayılı Kanun’un 26.04.2016 tarih, 29695 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanması ile yayım tarihi olan 26.04.2016 tarihinden itibaren KTK’nın 97. maddesinde yapılan değişiklik yürürlüğe girmiştir. Somut olayda 29/11/2012 dava tarihi itibarıyla 2918 sayılı KTK’nın 97. maddesinde yapılan değişiklik yürürlükte olmayıp sigorta şirketine başvuru yapılmadığına yönelik istinaf itirazı yerinde değildir.
Kaza tespit tutanağında, yolcu olan davacının emniyet kemeri takmadığına ilişkin bir saptama olmadığı, belirsiz olduğu anlaşılmakla müterafik kusura ilişkin istinaf itirazları yerinde görülmemiştir.
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi genel şartlar değişikliğinden önce ve halen yürürlükte bulunan KTK’nın 98.maddesinin kapsamının belirlenmesi bakımından vermiş olduğu 27/03/2014 tarih, 2013/ 4616 E. ve 2014/4465 K. sayılı kararında; “2918 sayılı Yasa’nın 98. maddesi kapsamında kalan tedavi giderlerinden Sosyal Güvenlik Kurumu, yasa kapsamı dışında kalan bakıcı veya tedaviye bağlı sair giderlerden varsa trafik şirketi yoksa Güvence Hesabı ve her iki halde de diğer haksız fiil sorumlularının (işleten ve sürücü gibi) sorumlulukları devam edecektir” yönünde karar vermiştir. Bu nedenle davalı sigorta şirketi vekilinin geçici iş göremezlik tazminatına değinen istinaf itirazı yerinde değildir.Trafik kazaları, nitelikleri itibariyle haksız fiillerdendir. Haksız fiillerde temerrüt tarihi, haksız fiilin meydana geldiği tarihtir. Sigorta şirketi yönünden ise 2918 sayılı KTK’nın 99/1. maddeleri ile Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi Genel Şartları`nın B.2. maddesi uyarınca rizikonun, bilgi ve belgeleri ile birlikte sigortacıya ihbar edildiği tarihten itibaren 8 iş günü içinde sigortanın tazminatı ödeme yükümlülüğü bulunmakta, bu sürenin sonunda ödememe halinde bu tarihte, eğer davadan önce ihbar yoksa en erken dava tarihinde temerrüt gerçekleşmektedir. Hasar dosyasından sigorta şirketine 19/04/2012 havale tarihli dilekçe ile başvurulduğu görülmekle, davalının daha yararına olan 07/01/2013 tarihinden itibaren faiz de işletilmiş olup, dava tarihinden itibaren faiz işletilmesine yönelik istinaf itirazı yerinde değildir.Dosyada farklı kusur oranlarına ilişkin kusur raporları üzerine alınan 27/04/2018 tarihli heyet (İTÜ) kusur raporu ile, “Yola ani olarak giren başı boş köpeğin, davacı yolcu …’ ın yaralanmasında % 65 oranında etkisinin bulunduğu, … plakalı otomobilin sürücüsü …ın, meydana gelen kazada % 35 oranında kusurlu olduğu” açıklanmıştır. Davacının tek taraflı kaza yapan araçta yolcu konumunda bulunduğu dosya kapsamından anlaşılmakla kusurun tespiti yolcu olan davacı için sonuca etkili etkili değildir. Kaldı ki hükme esas alınan kusur bilirkişi raporunun dosyadaki bilgi ve belgelere uygun, gerekçeli ve denetlenebilir olduğu kanaatine varıldığından, bu rapora itibar edilerek karar verilmiş olmasında usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından davalının kusura yönelik istinaf itirazı yerinde değildir.
Bu nedenlerle; davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davalı vekilinin yukarıda esas ve karar numarası yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı yapmış olduğu istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Yasası’na göre alınması gereken 3.784,93 TL harçtan peşin alınan (54,40+892,00=)946,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.838,53 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına,
4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına,
5-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.07/04/2022

.