Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2021/229 E. 2023/231 K. 17.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2021/229
KARAR NO: 2023/231
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi
KARAR TARİHİ: 23/09/2020
NUMARASI: 2015/879 Esas – 2020/387 Karar
DAVA: Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat
KARAR TARİHİ: 17/02/2023
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;15/09/2014 tarihinde davalıların sürücüsü, maliki ve sigortacısı olduğu … plaka sayılı aracın seyir halinde iken araçtaki yük halinde bulunan pimapenlerin aracın arkasından düşmesi sonucu birinin yoldan geçmekte olan müvekkilinin üzerine düşmesi sonucu müvekkilinin yaralandığını, uzun süre tedavi gördüğünü ve geçici ve kalıcı iş gücü kaybının meydana geldiğini, müvekkilinin Aile Sağlık Merkezinde doktor olarak çalıştığını, söz konusu kaza nedeniyle müvekkilinin maddi ve manevi zarara uğradığını, davalıların zarardan sorumlu olduklarını iddia ile sürekli ve geçici iş göremezlik, tedavi giderleri, bakıcı giderleri ve ulaşım giderlerine istinaden şimdilik 500,00 TL maddi tazminatın davalılardan, 20.000,00 TL manevi tazminatın sigorta şirketi dışındaki davalılardan kaza tarihi olan 15/09/2014 tarihinden itibaren tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı vekili 20/06/2018 tarihli ıslah dilekçesinde; iş kazası için 500,00 TL olarak talep edilen maddi tazminat talebini 177.112,28 TL olarak arttırdıklarını, 177.112,28 TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı …A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; Dava dilekçesindeki beyan ve iddiaların kabulünün mümkün olmadığını, kaldırımsız yolu yaya yolu olarak kullanan davacının da kazanın oluşunda asli kusurlu olduğunu, PVC işinde faaliyet gösteren ve her gün maliki olduğu araçlarda PVC taşıması yapan müvekkili şirket tarafından iş güvenliği önemleri dahil 3. kişilere olumsuz etkilerinin önüne geçmek amacıyla her türlü tedbirin alınmakta olduğunu, tüm tedbir ve güvenlik önlemleri alındığı halde, yeni konulan kasise rağmen herhangi bir uyarıcı levhanın konulmaması ve davacının kaldırım olmayan yolda yürümesi düşünüldüğünde, müvekkili şirketin sorumluluğu bulunmadığını, tutanak sahiplerince tek taraflı olarak tamamen soyut beyanlara dayalı olarak düzenlenen tutanağın kabulünün mümkün olmadığını, talep edilen manevi tazminat miktarının oldukça fahiş ve karşı tarafın zenginleşmesine matuf olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir. Davalı … Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin sorumluluğunun sigortalının kusuru oranında ve poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, manevi tazminatın poliçe teminatı dahilinde olmadığını, tedavi giderlerinin SGK’dan talep edilmesi gerektiğini, geçici iş göremezlik tazminatı talebinin tedavi giderleri teminatı içerisinde değerlendirilmesi gerektiğini, bu nedenle geçici iş göremezlik tazminatının reddi gerektiğini, ZMMS genel şartları uyarınca dolaylı zararlar nedeniyle yöneltilecek tazminat taleplerinin sigorta kapsamı dışında olduğunu, davadan önce müvekkili şirkete müracaat edilmediğinden müvekkili temerrüde düşmediğinden olay tarihinden itibaren faiz isteminin yasaya aykırı olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Maddi tazminat talebi yönünden sulh olunduğundan tüm davalılar yönünden konusuz kalmış olduğundan karar verilmesine yer olmadığına; Manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile, 4.000,00 TL manevi tazminat talebinin davalılardan … ve davalı … Ticaret A.Ş.’den kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müşterek ve müteselsilen davalılardan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine” karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili ve davalı … San. ve Tic. A.Ş. vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Müvekkilinin meydana gelen kazadan dolayı yaralanmış olduğunu, Yerel Mahkemece hüküm altına alınan manevi tazminatın çok düşük olduğunu, hükmedilen karşı yan vekalet ücretinin müvekkile hükmedilen manevi tazminattan fazla olmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davalı … San. ve Tic. A.Ş. vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Müvekkili şirkette iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili olarak alınması gereken tüm önlemlerin alınmış ve gerekli tüm eğitimlerin verilmiş olduğunu, zararın meydana gelmesini engelleme amacıyla gereken tüm önlemleri almasına rağmen mezkur vaka gerçekleştiğinden kendilerine sorumluluk yükletilmesinin hukuka aykırı olduğunu, İlk Derece Mahkemesi tarafından tarafların kusur oranlarının tespiti amacıyla dosyanın bilirkişiye tevdi edilmiş ve bilirkişi tarafından kaza tarihinde müvekkil şirkette çalışan …’ın KTK’nın 65/h maddesini ihlal ettiğinden kazanın oluşumunda %100 oranında asli kusurlu olduğu yönünde kanaat bildirildiğini, müvekkili şirkette çalışan tüm işçilere düzenli olarak iş sağlığı ve güvenliği eğitimi verildiğini, iş kazasının ortaya çıkma ihtimalini engellemek adına gerekli tüm önlemlerin alındığını, müvekkili şirket tarafından çalışanlara tahsis edilen araçların tüm bakım ve muayenelerinin zamanında yapıldığını, ilgili araçlara yük yükletilmesi, araçların kullanımı ve uyulacak kurallar hususunda devamlı olarak eğitim verilmekte ve yapılan işlemlerin denetlenerek muhtemel kötü sonuçların önüne geçilmesi adına gereken tüm özenin gösterildiğini, ilk derece mahkemesi tarafından asli kusurlu sayılıp, ilgili manevi zarardan dolayı kendilerine sorumluluk yükletilmesinin hukuka aykırı olduğunu, müvekkilinin kazanın meydana gelmesini engellemek adına gerekli özeni gösterdiğini belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur.Dava, yaralamalı trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır.Dosya kapsamından 15/09/2014 tarihinde davalı sigorta şirketinin ZMSS sigortacısı, davalı … San. ve Tic. A.Ş.’nin işleteni olduğu, davalı sürücün …’ın sevk ve idaresindeki … plaka sayılı aracın seyir halinde iken araçta yüklü bulunan pimapenlerden birinin yoldan geçmekte olan davacının üzerine düşmesi ile meydana gelen trafik kazasında davacının yaralandığı ve bu yaralanması nedeni maddi ile manevi tazminat talep ettiği anlaşılmıştır.Kusur bilirkişisinin raporu ile; … plakalı araç sürücüsü …’ın 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun maddelerinden 65/h maddesini ihlal ettiğinden bu kazanın oluşumunda %100 asli kusurlu olduğu, yaya …’nın ise kazanın oluşumunda herhangi bir kusurunun bulunmadığı belirlenmiştir. KTK’nın 3. maddesinde, “İşleten: Araç sahibi olan veya mülkiyeti muhafaza kaydıyla satışta alıcı sıfatıyla sicilde kayıtlı görülen veya aracın uzun süreli kiralama, ariyet veya rehin gibi hallerde kiracı, ariyet veya rehin alan kişidir. Ancak, ilgili tarafından başka bir kişinin aracı kendi hesabına ve tehlikesi kendisine ait olmak üzere işlettiği ve araç üzerinde fiili tasarrufu bulunduğu ispat edilirse, bu kimse işleten sayılır.” şeklinde tanımlanmıştır. Aynı Kanun’un 85/1. maddesine göre “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar. ” maddenin son fıkrasına göre ise “işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” İşletenin bu sorumluluğu bir tehlike sorumluluğudur. 2918 sayılı KTK’nın 3. maddesinde işleten sıfatının belirlenmesinde şekli ve maddi ölçüt olmak üzere iki ayrı ölçüden yararlanılmıştır. Şekli ölçüye göre trafik sicilinde malik görülen kişi işletendir. Maddi ölçüye göre ise trafik sicilinde adı geçen kişinin önemi bulunmamakta olup önemli olan araç üzerindeki fiili hakimiyet, araçtan ekonomik yarar sağlama, masraf ve rizikolara katlanma gibi ölçütlerdir. İşletenin belirlenmesinde doktrin ve Yargıtay’ın kabul ettiği görüş maddi ölçüdür (Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 28/02/2019 tarih, 2016/6712 E. ve 2019/2237 K. sayılı kararı). Davalı … San. ve Tic. A.Ş., … plakalı aracın maliki olduğuna göre, işleten olarak kaza anında bu aracı kullanan sürücünün kusurundan dolayı doğan zarardan davacıya karşı müteselsilen sorumludur. Aracın bir başkası tarafından işletilmesi de bu sorumluluğu kaldırmayacaktır. Kaldı ki TBK’da ki davalı şirket adam çalıştıran hükümlerine göre de sorumludur. Bu nedenle Mahkemece davalı … A.Ş. yönünden davanın kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik yoktur.Somut uyuşmazlıkta olay tarihi, kazanın oluş şekli, kusur durumu, davacının yaralanması, maluliyet oranı ve iyileşme süresi, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, manevi tazminatın belirlenmesine hakim olan ilkeler ile İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesi birlikte değerlendirildiğinde, İlk Derece Mahkemesince davacı lehine hükmedilen manevi tazminat miktarının bir miktar düşük olduğu, manevi tazminat müessesinin amacına ve hakkaniyete uymadığı, 15.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesinin uygun olacağı kanaatine varıldığından bu yöne değinen davacı vekili istinaf talebi kabul edilmiştir. Aynı gerekçeyle davalı istinaf talebi ise yerinde görülmemiştir. Somut uyuşmazlıkta, dava tarihinden sonra yargılama devam ederken davalı sigorta şirketi tarafından ödeme yapılması nedeniyle başka bir ifadeyle davacı alacağına yargılama sırasında kavuştuğu için müteselsil sorumlu olan tüm davalılar bakımından dava konusuz kalmıştır. Davalılar kendilerine karşı dava açılmasına yine kendileri sebebiyet vermişlerdir. Bu nedenle maddi tazminat yönünden davalılar … Elemanları San.Tic.A.Ş. ile … lehine davacı aleyhine olacak şekilde vekalet ücreti belirlenmesi doğru olmamıştır (Yargıtay 17.Hukuk Dairesi 2017/3046 Esas 2019/9892 Karar sayılı ilamı). Bu nedenle; davalı … San. ve Ticaret A.Ş. vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca esastan reddine, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince kabulüne İlk Derece Mahkemesi kararı düzeltilerek aşağıda yazılı olduğu şekilde esas hakkında yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: A-Davalı … San. ve Ticaret A.Ş. vekilinin yukarıda esas ve karar numarası yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı yapmış olduğu istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,B- Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının, HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere KALDIRILMASINA, Buna göre:1-Maddi tazminat talebi yönünden sulh olunduğundan tüm davalılar yönünden konusuz kalmış olduğundan karar verilmesine yer olmadığına, 2-Manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile 15.000,00 TL manevi tazminat talebinin davalılardan … ve davalı … San. Tic. A.Ş.’den kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müşterek ve müteselsilen davalılardan alınarak davacıya verilmesine,Fazlaya ilişkin talebin reddine, 3-Davacı tarafça davalı sigorta şirketi için yapılmış yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, 4-Davacı tarafça yapılmış, 27,70 TL başvurma harcı, 70,01 TL peşin harç, 4,60 TL vekalet harcı, 398,29 TL ıslah harcı, 204,93 TL ıslah harcı olarak toplam 705,53 TL harç gideri ile tebligat, müzekkere ve bilirkişi ücreti olarak toplam 1.591,45 TL masraf olmak üzere toplam 2.296,98 TL yargılama giderinden kabul edilen kısma isabet eden 1.722,73 TL’sinin davalılar … San.Tic.A.Ş. ile …’dan alınarak davacıya verilmesine, Kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına, 5-Davalı … San.Tic.A.Ş. tarafından yapılmış 150,00 TL yargılama giderinden red edilen kısma isabet eden 37,50 TL’sinin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine, Kalan kısmın adı geçen davalı üzerinde bırakılmasına, 6-Davalı … Sigorta A.Ş. ile sulh sözleşmesi imzalandığından, davalılar lehine vekalet ücreti hususunda ara karar oluşturulmasına yer olmadığına,7-Manevi tazminat davasının kabul edilen kısmı üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalılar … San.Tic.A.Ş. İle …’dan alınarak davacıya verilmesine,8-Manevi tazminat davasının red edilen kısmı üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 5.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davalı … San.Tic.A.Ş.’ye verilmesine, 9-Alınması gereken 1.024,65 TL karar ve ilam harcından peşin ödenen 70,01 TL peşin harç, 398,29 TL ıslah harcı, 204,93 TL ıslah harcı toplamı 673,23 TL harcın mahsubu ile bakiye 351,42 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,10-Taraflarca yatırılmış gider avansından kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,
B-İSTİNAF İNCELEMESİ BAKIMINDAN; 1-a)Davalı … San.Tic.A.Ş.’ye 674 sayılı KHK uyarınca TMSF’nin kayyum atandığı alındığından harç takdirine yer olmadığına, b)Davacı tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar harcının, istem halinde İlk Derece Mahkemesi tarafından kendisine iadesine, 2-a)İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan 86,50 TL posta ve tebligat giderinden ibaret yargılama gideri ile 148,60 TL istinaf başvuru harcının davalılar … San.Tic.A.Ş. ile …’dan tahsili ile davacıya verilmesine, b)İstinaf eden davacı yönünden yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, 3-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 4-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dair dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.17/02/2023