Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2021/2270 E. 2022/1781 K. 30.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2021/2270
KARAR NO: 2022/1781
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 08/07/2021
NUMARASI: 2020/262 Esas – 2021/514 Karar
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ: 30/09/2022
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 17/02/2014 günü meydana gelen kazada müvekkili …’in yaralandığını, işbu dava ile 1.000 TL işgücü kaybı, 1.000 TL protez ve rehabilitasyon gideri, 1.000 TL bakıcı giderinden ibaret maddi tazminat ile müvekkili Murat İçin 100.000 TL, müvekkili … İçin 50.000 TL, müvekkilleri … ve … için 20.000 ‘şer TL manevi tazminatın temerrüt faizi ile tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı … Anonim Şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle; ihtiyari mali sorumluluk sigortası genel şartları gereği; anılan poliçe ancak zorunlu mali sorumluluk sigortası teminatları tükendikten sonra devreye girdiğini, manevi tazminatın zenginleşme aracı olamayacağını belirterek davanın reddini talep etmiştir. Davalı … Sigorta A.Ş vekili cevap dilekçesinde özetle; davacıya maluliyeti nedeniyle, 20/05/2014 tarihinde %75 kusur ve %57 maluliyet oranları esas alınarak 113,529,13 TL ödeme yapıldığını, sorumluluğu kalmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesi tarafından verilen ilk kararın Dairemiz 26/02/2020 tarih, 2019/2177 Esas 2020/378 Karar sayılı kararı ile kararın kaldırılmasına karar verildiği görülmüştür. İlk Derece Mahkemesince yeniden yapılan yargılama sonucunda “Davanın kısmen kabulü İle, tahsilde tekerrür oluşturmamak kaydıyla;174.576,15 TL maluliyet tazminatı (bu miktarın davalı … Sigorta A.Ş’nin 34.105,21 TL’sinden, davalı … Sigorta A.Ş’nin 140.470,94 TL’sinden sorumlu olmaları kaydıyla) davalılar … ve …’nin bu miktarın tamamından sorumlu olacak şekilde davalılardan müteselsilen alınarak davacı …’e verilmesine,1.780.242,75 TL protez giderinin davalılar … Sigorta A.Ş, … ve davalı …’den müteselsilen alınarak davacı …’e verilmesine, Bu alacaklara davalı … Sigorta A.Ş yönünden 20.05.2014, Davalı … Sigorta A.Ş yönünden dava tarihi olan 08.04.2016, Davalı … ve … yönünden kaza tarihi olan 17.02.2014 tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizinin uygulanmasına, Davacı …’in bakıcı giderine ilişkin talebinin reddine, davacıların manevi tazminat davalarının feragat nedeni ile reddine, Davacıların manevi tazminat talebi yönünden davalı … Sigorta A.Ş’ye karşı açtıkları davanın reddine, fazla istemin reddine” karar verilmiştir. Bu karara karşı davacılar vekili, davalı … Sigorta A.Ş ve davalı … vekili istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davacılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Dosyada alınan bilirkişi ek raporu doğrultusunda sunulan talep artırım dilekçesinin İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2020/262 E., 2021/514 K. Sayılı ilamında taleple bağlılık ilkesi gereği ilk hüküm ile hükmedilen maddi tazminat tutarından daha yüksek bir tazminata hükmedilmeyeceği gerekçesiyle istinaf kaldırma kararından önce İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/371 E., 2018/1191 K. Sayılı ilamı ile hükmedilen maddi tazminata hükmedilmesinin hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu, davalı … lehine feragat nedeni ile red edilen manevi tazminat miktarı üzerinden hesaplama yapılmak suretiyle vekalet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğunu, reddedilen maddi tazminat tutarı üzerinden her bir davalı yönünden ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilerek hatalı hüküm tesis edildiğini, protez giderinin Euro para birimi üzerinden talep edilmesine rağmen TL üzerinden hüküm kurulması doğru olmadığını Euro olarak hükmedilmesi gerektiğini belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davacılar vekili ek istinaf başvuru dilekçesinde özetle; ilk hükmün taraflarınca istinaf edilmemesinin usul ekonomisi ve kazanılmış haklara aykırılık oluşturmayıp, beyanlarından ve dava dilekçesi ile talep ettikleri hakların fazlasından, yasanın işaret ettiği üzere “açıkça” bir feragat de söz konusu olmadığı ve bozmadan sonra ıslah yapılabileceği de gözetilerek İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 08.07.2021 tarih ve 2020/262 E., 2021/514 K. Sayılı ilamının taleplerinin reddedilen kısımları yönünden istinaf incelemesi sonucunda kaldırılması ve taleplerimiz doğrultusunda davanın tamamen kabulüne karar verilmesi gerektiğini belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davalı … Sigorta A.Ş vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; müvekkili şirket tarafından … numaralı kasko poliçesiyle sigortalı … plakalı aracın karıştığı kaza sonucu iş gücü kaybı, protez gideri talebiyle ikame edilmiş olduğunu, poliçe teminatlarının hatalı tespit edildiğini, İhtiyari Mali Sorumluluk Sigortası genel şartları A.1. maddesi gereği; anılan poliçe ancak zorunlu mali sorumluluk sigortası teminatları tükendikten sonra devreye girebildiğini, … plakalı araç 20.04.2013-2014 vadeli ZMMS poliçesi ile … Sigorta A.Ş. ile sigortalı olduğunu, Hazine Müsteşarlığı tarafından belirlenen ZMMS poliçe limitleri sakatlık yönünden 268.000 TL, tedavi gideri yönünden 268.000 TL olduğunu, … Sigorta A.Ş.’nin toplam teminatı 268.000 TL +268.000 TL = 536.000 TL poliçe teminatı tüketilmeden müvekkil şirketin sorumluluğunun doğmayacağını, sakatlık teminatı olan 268.000 TL’den 113.529,13 TL mahsup edilmesi, başkaca bir ödeme yapılmaması sebebiyle, ödenmeyen …’nin mahsup edilmesinin hatalı olduğunu, talep edilen protez bedelinden sorumluluğun SGK’ da olduğunu, maluliyet raporunda kaza ile illiyeti bulunmayan arazlar da tespit edildiğini, mevcut arazlar da olması gerekenin çok üzerinde tespit edildiğini, davacının protez ile kolunu kullanma kabiliyetini tekrar kazandığını, aynı oranda iş göremezlikten söz edilemeyeceğini, protez ile davacının zararının azaldığını, davacı yanın ticari faiz taleplerinin reddi gerektiğinin, tazminat hesabına itiraz ettiklerini, kusura, temerrüt tarihine ve faize itiraz ettiklerini belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davalı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davacı tarafın biyonik protez gideri yönünden talebinde ilk Derece Mahkemesi, 29.11.2018 tarihli kararında davacı asilin Adli Tıp Raporu uyarınca %85 oranında malul kaldığı ve dirsekten menteşeli biyonik protez kullanması gerektiği yönünde rapor nedeni ile biyonik protez bedeli hesaplanması yapıldığı gerekçesine yer verildiğini, hükme esas alınan 12.06.2017 tarihli Adli Tıp Raporunda biyonik protez kullanması gerektiği yönünde herhangi bir zorunluluk bildirilmediği aksine raporda “Sorulduğu üzere dirsekten menteşeli bionik dirsek üstü amputasyon protezi kullanabileceği” yönünde mütalaa verildiğini, bu hali ile yerleşik yargıtay kararları ışığında protez giderlerinin SGK tarafından karşılanması gerektiği hususunun gözetilmediğini, davacı tarafın talebinden bağımsız olarak Mahkeme tarafından davacı asilin yaşına, sanatına, mesleğine en uygun, en verimli, en faydalı şekilde kullanabileceği ve daha üstün vasıflı kol protezinin hangisi olduğu belirlenmeden tazminat hukukunun temel prensiplerine aykırı şekilde davacı tarafın taleplerine bağlı kalınarak yapılan hesaplama neticesinde karar verilmesinin hatalı olduğunu, ilk Derece Mahkemesi davacı taraf tarafından talep edilen biyonik protez giderinin bilirkişi raporunda belirtilen Euro değeri üzerinden ıslah tarihi itibari ile TL cinsine çevrilmesi ile hüküm kurulduğunu, bu hükümde faiz ve ana para yönünden hatalı karar verildiğini, davacı taraf biyonik protez ile kolunu kullanma kabiliyetini tekrar kazanmış olacağını, bu hali ile de iş görmezlik oranının düşeceği ve maluliyetinin azalacağı göz önüne alınmadan karar vermesinin hukuka aykırı olduğunu, davacı tarafın tazminat taleplerinin tamamında avans faizi talep etmesi ve mahkemenin avans faizini kabul etmesi de TTK’da yer alan açık hükümlere aykırı olduğunu, faiz başlangıç tarihinin müvekkil açısından yanlış olduğunu belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, iki taraflı trafik kazasından kaynaklanan meslekte kazanma gücü kaybı , protez bedeli ve bakıcı gideri maddi tazminatı ve manevi istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere ilk derece mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. İlk Derece Mahkemesince verilen ilk hükme karşı davalı … vekilince mahkemece davacıya uygun olan protezin araştırılmadığı, davacılar vekili tarafından protez giderinin Euro üzerinden hükmedilmesi, davalı sigorta yönünden faizin başlangıcı ve … sigortanın tedavi gideri kısmından sorumlu olduğu belirtilerek istinaf yasa yoluna başvurulmadığından davacı yararına usulü kazanılmış hak oluşmuştur. Başka bir deyişle HMK’nın 357/1.maddesi gereğince, istinaf aşamasında bu iddia ve itirazların dikkate alınması artık olanaklı değildir. Davalı vekillerinin kusur, protez bedelinden SGK ‘nın sorumlu olduğu, faiz ve türüne yönelik istinaf taleplerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından verilen ilk kararın istinafı aşamasında Dairemiz 26/02/2020 tarih, 2019/2177 Esas 2020/378 Karar sayılı kararı ile değerlendirilmiş olduğu , yapılan değerlendirmede dosya kapsamı ile usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından yeniden değerlendirilmemiştir. ATK 3. İhtisas Dairesi’nin 12/06/2017 ve 08/07/2020 tarihli maluliyet raporlarının dosya kapsamı ve davacıların kaza nedeniyle düzenlenen tüm tıbbi belgeleri de incelenerek maluliyet oranının tespiti açısından kaza ile yaralanma arasındaki illiyet bağı da açıklanarak düzenlendiği görülmektedir. Bu nedenle maluliyet raporlarına yönelik istinaf başvurusu yerinde değildir. SGK’dan gelen yazı cevabında davacıya ödenen peşin sermaye değeri doğrultusunda tazminattan indirilmesi gereken miktar bilirkişi raporunda belirlenmiştir. Dairemiz tarafından SGK tarafından davacıya ödenen peşin sermaye değerinin rücuen tahsili talebi ile Salihli İş Mahkemesinin 2017/150 Esas sayılı dosyasının celbine karar verilmiş, ilgili dosya kapsamında aldırılan bilirkişi raporu ile tespit edilen rücuya tabi peşin sermaye değerinin dosyamız kapsamında tespit edilen ve tazminattan indirilen miktar ile aynı olduğu görülmüştür. Bu bağlamda Salihli İş Mahkemesinin 2017/150 Esas sayılı dosyasının sonucunun beklenmesinin gerekmediği sonucuna varılmış; rücuya tabi peşin sermaye değerine konu miktarın değişmesi ihtimali halinde, ZMMS ile İMS poliçesi kapsamında aralarında rücu edebilmeleri mümkün olduğu değerlendirilmiştir. Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2020/2150 Esas ve 2021/1873 Karar sayılı karar ilamında zorunlu taşımacılık sigortası kapsamında sıralı sorumluluk bulunsa dahi zorunlu taşımacılık sigortası hiç yaptırılmamış olması halinde dahi davacı aracın kaza tarihinde geçerli zorunlu mali mesuliyet sigortacısına (ZMMS’sine) karşı yada …na dava açabileceği, sigorta şirketleri arasında rücu ilişkisi doğacağı vurgulandığı üzere mahkemece ZMMS poliçe limitinden bilirkişi tarafından tespit edilen rücuyu tabi peşin sermaye değerinin mahsup edilerek karar verilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır. Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 14/09/2021 tarih, 2021/2403 Esas 2021/4658 Karar sayılı bozma ilamında özetle; Mahkemece verilen ilk hüküm davacı tarafından temyiz edilmemiş, davalılardan … Sigorta A.Ş.’nin temyiz istemi üzerine karar maluliyet yönünden eksik inceleme yapıldığı gerekçesiyle anılan davalı yararına bozulmuştur. Bozmadan sonra yürütülen yargılamada alınan 09/03/2020 tarihli aktüer raporunda; rapor tarihindeki güncel (2020) verilere göre hesaplama yapıldığı; mahkemenin bu raporda belirlenen miktar üzerinden hüküm tesis ettiği görülmektedir. Dairenin önceki bozma ilamı dikkate alındığında, mahkemenin anılan bu kabulü yerinde değildir. Şöyle ki ilk hükmün sadece, davalılardan … Sigorta A.Ş. tarafından temyiz edildiği, bozma ilamının kapsamında belirtilen yön dışında 01/12/2014 tarihli raporda hesaplamaya esas alınan veriler yönünden anılan davalı taraf lehine usulü kazanılmış hak oluştuğu dikkate alınmalıdır. İlk hükmü temyiz etmeyen davacı lehine olacak biçimde, asgari ücrette gerçekleşen artış esas alınarak, yeniden hesap yaptırılıp tazminatın belirlenmesi, davalı yararına oluşan usuli kazanılmış hakları ihlal edecektir.” şeklinde karar verilmiştir. Dosya kapsamında davacılar tarafından mahkemece verilen ilk hüküm istinaf edilmemiş, davalı istinafı üzerine karar maluliyet yönünden ve vekaletname eksikliği yönünden Dairemiz 26/02/2020 tarih, 2019/2177 Esas 2020/378 Karar sayılı kararı ile kaldırılmıştır. Daire kararımız sonrasında mahkemece aldırılan aktüerya bilirkişi raporunda güncel verilere göre hesaplama yapıldığı, davacı tarafından talep artırım dilekçesi sunulduğu, mahkemece ilk hükümdeki tazminat miktarlarına göre karar verildiği görülmektedir. Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 14/09/2021 tarih, 2021/2403 Esas 2021/4658 Karar sayılı bozma ilamında da belirtildiği gibi ilk hükmün sadece, davalılar tarafından istinaf edildiği, dairemiz ilamının kapsamında belirtilen yön dışında ilk kararda hükme esas alınan aktüerya raporunda hesaplamaya esas alınan veriler yönünden davalı taraf lehine usulü kazanılmış hak oluştuğu gözetilerek karar verilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır. Davacılar vekili yargılama sırasında, manevi zararlarının karşılandığını bu nedenle davalı sigorta şirketi ile karşılıklı sulh olduklarını ve maddi tazminattan feragat ettiklerini bildirmiş mahkemece manevi tazminat taleplerine ilişkin davalılar yönünden feragat nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir. Yargıtay yerleşik içtihatlarında da belirtildiği üzere, bu davalarda davadan feragatte hakkın özünden feragat söz konusu olmayıp davacı alacağına yargılama sırasında kavuştuğu için feragat etmiş, esasen dava konusuz kalmıştır. Davalılar kendilerine karşı dava açılmasına yine kendileri sebebiyet vermişlerdir. Bu nedenle, davalı sigorta şirketi ile sulh nedeniyle feragat edildiğine göre davalılar lehine vekalet ücretine hükmedilemeyeceğinin gözetilmemesi doğru olmamıştır. Bu doğrultuda hükümden davalılar lehine manevi tazminata ilişkin hükmedilen vekalet ücreti maddesi çıkarılmıştır. AAÜT’nin 3/2. maddesi gereğince red sebebi ortak olması da gözetilerek reddedilen maddi tazminat tutarı üzerinden hesaplanan vekalet ücretinin davalılara müteselsilen ödenmesine karar verilmesi gerekirken müteselsil sorumlu olan davalılar lehine ayrı ayrı vekalet ücreti hükmedilmesi doğru olmamıştır. Bu nedenle; davalılar … ve … Sigorta vekillerinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davacılar vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulüne, HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince, İlk Derece Mahkemesi kararı düzeltilerek aşağıda yazılı olduğu şekilde esas hakkında yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: A-Davalılar … ve … Sigorta vekillerinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun kısmen KABULÜ ile yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının, HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere KALDIRILMASINA, Buna göre: 1-a-)Davanın KISMEN KABULÜ ile tahsilde tekerrür oluşturmamak kaydıyla; 174.576,15 TL maluliyet tazminatı (bu miktarın davalı … Sigorta A.Ş’nin 34.105,21 TL’sinden, davalı … Sigorta A.Ş’nin 140.470,94 TL’sinden sorumlu olmaları kaydıyla) davalılar … ve …’nin bu miktarın tamamından sorumlu olacak şekilde davalılardan müteselsilen alınarak davacı …’e verilmesine, 1.780.242,75 TL protez giderinin davalılar … Sigorta A.Ş, … ve davalı …’den müteselsilen alınarak davacı …’e verilmesine, Bu alacaklara davalı … Sigorta A.Ş yönünden 20.05.2014, Davalı … Sigorta A.Ş yönünden dava tarihi olan 08.04.2016, Davalı … ve … yönünden kaza tarihi olan 17.02.2014 tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizinin uygulanmasına, b-)Davacı …’in bakıcı giderine ilişkin talebinin REDDİNE, c-)Davacıların manevi tazminat davalarının feragat nedeni ile reddine, d-)Davacıların manevi tazminat talebi yönünden davalı … Sigorta A.Ş’ye karşı açtıkları davanın REDDİNE, e-)Fazla istemin REDDİNE, 2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince kabul edilen maddi tazminat miktarı üzerinden hesaplanan 133.533,68 TL nispi karar harcından (davalı … Sigorta A.Ş. 131.203,95 TL harçtan, davalı … Sigorta A.Ş. 2.329,73 TL harçtan sorumlu olmak üzere) 659,19 TL peşin harç, 6.705,05 TL ıslah harcı toplamı 7.364,24 TL harcın mahsubu ile noksan kalan 126.169,44 TL harcın (davalı … Sigorta A.Ş. 123.839,71 TL harçtan sorumlu olmak üzere) davalılar … Sigorta A.Ş, … ve …’den tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA, 3-Davacı tarafından 15/01/2021 tarihinde tamamlama harcı olarak yatırılan 181,63 TL ile 26/05/2021 tarihinde tamamlama harcı olarak yatırılan 700,00 TL nin karar kesinleştiğinde davacıya iadesine, 4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince reddedilen manevi tazminat miktarı üzerinden hesaplanan 59,30 TL harcın davacılardan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA, 5-Davacı … lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince kabul edilen maddi tazminat miktarı üzerinden hesaplanan 99.011,74 TL nispi vekalet ücretinin (davalı … Sigorta A.Ş. 98.397,85 TL vekalet ücretinden, davalı … Sigorta A.Ş. 5.115,78 TL vekalet ücretinden sorumlu olmak üzere) davalılardan tahsili ile davacı …’e verilmesine, 6-Davalı … Sigorta A.Ş., davalı … Sigorta A.Ş. ve davalı … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden maddi tazminatın red edilen miktarı (Talep edilen maddi tazminat ile her bir davalı aleyhine hükmedilen maddi tazminat miktarı nazara alınarak belirlenen tutarlar ve poliçe limitleri) üzerinden AAÜT’nin 3/2. gereğince hesap ve takdir edilen 27.491,68 TL vekalet ücretinin 5.115,78 TL’sinin tüm davalılara müteselsilen, 17.574,43 TL’sinin davalılar … Sigorta A.Ş. ve davalı …’ye müteselsilen ve 9.917,25 TL’sinin ise davalı …’ye davacı …’den tahsili ile ödenmesine, 7-Davacı tarafından yatırılan ve mahsup edilen 659,19 TL peşin harç, 29,20 TL başvuru harcı, 6.705,05 TL ıslah harcı toplamı 11.914,69 TL’nin davalılardan (davalı … Sigorta A.Ş. 2.329,73 TL sinden sorumlu olmak kaydıyla) tahsili ile davacı …e verilmesine, 8-Davacı tarafından maddi tazminat talepleri nedeni ile daha önce yapılan bilirkişi masrafı 3600- TL ve posta, tebligat masrafı 921,25 TL olmak üzere 4.521,25 TL yargılama gideri ile istinaf incelemesi sonrası yapılan bilirkişi masrafı 1.534,25 TL ile ATK rapor ücreti 562- TL olmak üzere toplam 6.617,5 TL yargılama giderinden davalılar … ve davalı … Sigorta tarafından yapılan yargılama giderleri de nazara alınarak davanın kabul oranına göre takdiren 6.000 -TL yargılama giderinin davalılardan (davalı … Sigorta AŞ. 555- TL lik kısmından sorumlu olmak kaydıyla ) tahsili ile davacı …e verilmesine, kalan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına, 9-Taraflarca yatırılan ve artan gider avansının kararın kesinleşmesi halinde yatırana iadesine
B-İSTİNAF İNCELEMESİ BAKIMINDAN; 1-Davacılar tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar harcının, istem halinde İlk Derece Mahkemesi tarafından kendisine iadesine, 2-İstinaf aşamasında davacılar tarafından yapılan 162,10 TL istinaf başvuru harcının davalılar … ve … Sigorta Şirketinden tahsili ile davacılara verilmesine, 3-Davalı … yönünden Harçlar Yasası’na göre alınması gereken 80,70 TL harçtan peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 21,40 TL harcın davalı …’den tahsili ile Hazineye irat kaydına, 4-Davalı … Sigorta Şirketi yönünden Harçlar Yasası’na göre alınması gereken 133.533,68 TL harçtan peşin alınan 33.383,42 TL harcın mahsubu ile bakiye 100.150,26 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına, 5- Davalılar … ve … Sigorta vekilleri tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerilerinde bırakılmasına, 6-Duruşma yapıldığından karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT hükümleri gereğince 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalılar davalılardan müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, 7-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 361. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesine hitaben verilecek temyiz dilekçesi ile temyiz yasa yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.30/09/2022