Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2021/222 E. 2023/783 K. 25.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO : 2021/222
KARAR NO : 2023/783
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ: 25/04/2023
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkilinin 12/08/2017 tarihli kazada nişanlısı ‘…ı kaybettiğini, kazanın …plaka sayılı araç sürücüsü …’un kusuru ile meydana geldiğinin ceza yargılamasında yaptırılan bilirkişi incelemesinde tespit edildiğini belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 1.000,00 TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı vekili ıslah dilekçesi ile talebini 167.948,33 TL’ye yükseltmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesi ile, davacı yanın taraf sıfatı bulunmadığını, davanın aktif husumet yokluğu nedeniyle reddi gerektiğini, faiz isteminin başlangıç tarihinin ve yargılama gideri isteminin de haksız ve hukuka aykırı olduğunu, dava açmadan önce müvekkili şirketi başvuru yapılmadığını öne sürerek davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davacının davasının reddine” karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; müvekkilinin maktul ile kazadan önce nişan yaptıklarının gerek nişan fotoğrafları gerek nişan davetiyeleri ve gerekse belediyeden almış oldukları nikah gün ve törenine dair somut deliller ile açıkça ile belli olduğunu, bu yüzden tanık dinletme gereği dahi duyulmadığını, zaten mahkemenin de taraflar arasındaki nişan ilişkisini kabul ve ikrar ettiğini ancak taraflar arasındaki destek alacağı tespit ve ispat edilmemiş diyerek adeta basit ve gerekçeden yoksun karar verdiğini, iş bu durumun hayal kırıklığı yarattığını, zira nişanlı kişilerin evlenmeden önce birbirlerine destek olmaları veya maddi yardım etmelerinin ne hukuken nede örf ve adet gereği mümkün olmadığını, henüz evlenme öncesinde olup, ileride karı koca olup birbirlerine destek vereceklerinin açık ve sarih olup bunun ispata ihtiyacı dahi olmadığını, kararın adaletli olmasının, kararın taraflar arasındaki uyuşmazlığı tarafları tatmin eder biçimde ortadan kaldırmasının yanında toplumsal barışı sağlamaya yönelik olduğunu, eksik inceleme ile adil bir sonuca ulaşılmasının mümkün olmadığını belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur.Dava, ölümlü trafik kazası nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır.Davacı vekili, müvekkilinin 12/08/2017 tarihli kazada nişanlısı …’ı kaybettiğini, kazanın … plaka sayılı araç sürücüsü …un kusuru ile meydana geldiğinin ceza yargılamasında yaptırılan bilirkişi incelemesinde tespit edildiğini belirterek şimdilik 1.000,00 TL maddi tazminatın davalıdan tahsili için iş bu davayı açmıştır.Destekten yoksun kalma tazminatı, TBK’nın 53/3. maddesinde, ölüm halinde uğranılan zararlar gösterilmiştir. Davacıların uğradığı zarara bağlı olarak talep ettikleri hak, salt miras yoluyla geçen bir hak olmayıp, bilimsel ve yargısal içtihatlarda kabul edildiği üzere destekten yoksun kalanın şahsında doğrudan doğruya doğan, asli ve bağımsız bir talep hakkıdır (Yargıtay 17. HD. 2014/17669 E. 2017/919 K.) (HGK’nun 15.6.2011 gün ve 2011/17-142 esas-411 karar, HGK’nun 22.2.2012 gün 2011/17-787 esas 2012/92 karar, HGK’nun 16.1.2013 gün ve 2013/17-1791 esas 2013/74 karar sayılı ilamları).
Davacıların murisinin, idaresindeki araçla meydana gelen kaza neticesinde vefat ettiği, davacıların mirasçı olarak değil, zarar gören 3. kişi konumunda bulundukları, bu nedenle murisin kusurunun davacıya yansıtılamayacağı, davacı, 3. kişi olarak talepte bulunduklarından belirlenen tazminattan herhangi bir indirimin de sözkonusu olmayacağı anlaşıldığından davalı … vekilinin müteveffanın müterafik kusur ve kusur oranlarının belirlenmesi gerektiğine ilişkin ilişkin istinaf başvurusu yerinde değildir.Destekten yoksun kalma tazminatının konusu, desteğin yitirilmesi nedeniyle yoksun kalınan zarardır. Buradaki amaç, destekten yoksun kalanların, desteğin ölümünden önceki yaşamlarında sahip oldukları sosyal ve ekonomik durumlarının korunmasıdır. Olaydan sonraki dönemde de, destek olmasa bile, onun zamanındaki gibi aynı şekilde yaşayabilmeleri için muhtaç oldukları paranın ödettirilmesidir. Yani, haksız bir eylem sonucu desteğini yitiren kimse, TBK’nun 53. maddesine dayanarak uğradığı zararın ödetilmesini isteyebilir.Destek kavramı, gerçekleşmiş veya gerçekleşmesi umulan bir bakım ilişkisini gösterir. Eylemli ve düzenli olarak bir kimsenin geçimini kısmen veya tamamen sağlayacak biçimde ona yardım eden veya olayların olağan akışına göre eğer ölüm gerçek1eşmeseydi az veya çok yakın bir gelecekte de bu yardımı sağlayacak olan kimse destek sayılır. Bu manada, bir başka kişiye fiilen bakan, onu geçindiren veya ileride bakma, geçindirme ihtimali bulunan kişi, destektir. İlk durumda eylemli destek, ikinci durumda ise varsayımsal (farazi) destek kavramı söz konusudur. İfade olunan bu hususlar, gerek öğretide gerekse Yargıtay uygulamalarında kabul edilmiş olup, destek kavramının sadece mali olarak yardımı ifade etmediği, bakım ve hizmet etmek suretiyle sağlanacak katkıyı da kapsadığı genel olarak kabul edilmektedir.
Bu açıklamalar ışığında dosya kapsamına göre davacı tarafça, davacı ile müteveffa olan nişanlısı … arasında düzenli ve eylemli desteklik ilişkisi bulunduğu ispatlanamadığından İlk Derece Mahkemesince yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmiş olmasında isabetsizlik bulunmağından davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davacı vekilinin yukarıda esas ve karar numarası yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı yapmış olduğu istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Yasası’na göre alınması gereken 179,90 TL harçtan peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 120,60 TL harcın davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına,
4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına,
5-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 361. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesine hitaben verilecek temyiz dilekçesi ile temyiz yasa yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 25/04/2023