Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2021/2206
KARAR NO: 2023/1708
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANA. 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 01/07/2021
NUMARASI: 2020/132 Esas – 2021/552 Karar
DAVA: Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat
KARAR TARİHİ: 04/10/2023
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 01.11.2019 günü İzmir ili Karşıyaka ilçesi … Caddesi istikametinden … istikametine seyir halinde olan … plakalı araç sürücüsü …’ın direksiyon hakimiyetini kaybederek ilk önce yaya kaldırımına sonra buradan savrulup ön alt kısımlarıyla kaldırımın kenarında bulunan çınar ağacına çarpıp takla atması neticesinde tek taraflı, ölümlü ve maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, bu kazanın sonucunda … plakalı araçta yolcu konumunda bulunan müvekkilinin oğlu …’ ın vefat ettiğini, … plakalı araç … sigorta A.Ş. tarafından ZMSS poliçesi ile sigortalanmış olduğunu, belirterek fazlaya ilişkin talep ve ek dava açma hakkı saklı kalmak kaydıyla ve maddi zararın tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olduğu anda artırılmak üzere şimdilik 1.000,00 TL maddi tazminat bedelinin temerrüt tarihi olan 05.03.2020 tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt (avans) faizi ile birlikte diğer kusurlu kişilerin kusurlarına düşen sorumluluk dahil olmak üzere limit sınırları içerisinde TBK’nın 61. ve 163. maddeleri ile 2918 sayılı KTK’nın 88/1. maddesi gereği teselsül hükümleri uyarınca davalıdan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Hiç bir şekilde davayı kabul anlamına gelmemek kaydıyla, dava konusu kaza sırasında sigortalı araç sürücüsünün alkollü olduğunu ve davacı sürücünün alkollü olduğunu bilerek araca bindiğini, hal böyle olunca müvekkil şirket aleyhine tazminata hükmedilmesi halinde %20 oranında müterafik kusur indirimi, %20 oranında hatır taşıması indirimi yapılmasını, kaza sırasında davacının sigortalı araçta yolcu olarak bulunduğunu, davacı yanın taşımanın ücretli bir taşıma olduğunu iddia ve ispat etmediğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.Mahkemece yapılan yargılama sonucunda,”Davanın kabulü ile davacı için %20 müterafik kusur ve sonrasında %20 hatır taşımacılığı indirimi yapılarak 105.822,60 TL tazminatın temerrüt tarihi olan 05/03/2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine” karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı ve davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.Davacı vekili katılma yoluyla istinaf başvuru dilekçesinde özetle; hükme esas alınan bilirkişi raporunda maddi tazminat hesaplamasına ilişkin olarak kullanılan yöntem, bakiye ömür tablosu, ilgili yönetmelik, kusur oranları, gelire ilişkin veriler ve diğer veriler de hatalı olduğunu, istinaf incelemesinin ardından doğacak fazlaya ilişkin tüm hakları ve ek dava haklarının saklı olduğunu belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur.Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; dava dosyası kapsamında bulunan 31.03.2021 tarihli bilirkişi raporunda tazminata ilişkin hesaplama yapılırken … plakası ile sigorta şirketi nezdinde sigortalı olan araç asli ve tam kusurlu olarak kabul edildiğini, kazada sigortalı aracın dikkatsizliği ve tedbirsizliği söz konusu olmadığını müterafik kusurun da göz önüne alınması gerektiğini, bilirkişi yaşam sürelerini TRH-2010 yaşam tablosu kullanarak ve progresif rant sistemini uygulanmak suretiyle bir rapor hazırladığını 01.06.2015 tarihli Trafik Sigorta Poliçesi Genel Şartları ve ilgili mevzuat gereği, destekten yoksun kalma tazminatına ilişkin hesaplama, güncel TRH-2010 (kadın-erkek hayat) tabloları ve %1.8 teknik faiz esas alınarak yapılması gerektiğini, faiz başlangıç tarihi müvekkili şirket açısından davanın ıslah edildiği tarih olup faiz başlangıç tarihinin hatalı olduğunu davanın reddine karar verilmesi gerektiğini belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur.Dava, ölümlü trafik kazası nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır.Dosya kapsamından, 01/11/2019 günü davalıya ZMMS ile sigortalı olan … plakalı aracın kaldırıma ve çınar ağacına çarpması şeklinde meydana gelen tek taraflı kazada araçta yolcu olan davacının oğlu …’ın ölümü nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı talep edildiği anlaşılmaktadır.Mahkemece hükme esas alınan Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi’nin raporuna göre 01.11.2019 tarihinde meydana gelen kazada dava dışı müteveffa sürücü …’ın %100 oranında kusurlu ve müteveffa yolcu …’ın kusursuz olduğu belirtildiğine, kazanın tek taraflı kaza olmasına ve desteğin araçta yolcu olup kusurundan söz edilemeyeceğine ayrıca mahkemece müterafik kusur kabul edilmiş olmasına göre davalı vekilinin kusur ve müterafik kusura ilişkin itirazları yerinde değildir. Trafik kazası sonucu cismani zarar nedeniyle maddi tazminat ya da ölüme bağlı destekten yoksun kalma tazminat hesaplarında bakiye ömrün belirlenmesinde Anayasa Mahkemesinin 17/07/2020 tarih, 2019/40 Esas ve 2020/40 Karar sayılı iptal kararından sonra Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 24/05/2021 tarih, 2021/3033 Esas ve 2021/1560 Karar sayılı güncel kararında TRH 2010 Yaşam Tablosu’na göre belirlenmesi ve prograsif rant tekniği kullanılmak suretiyle tazminat miktarının hesaplanması gerektiği yönünde karar verilmiştir (Aynı yönde 14/01/2021 tarih, 2020/2598 E. ve 2021/34 K. sayılı kararı). Bu nedenle 1,8 teknik faiz uygulanması gerektiği yönündeki istinaf talebi yerinde değildir.KTK’nın 99.maddesine göre, ZMSS Genel Şartları ile belirlenen belgeler ile birlikte sigorta kuruluşuna başvuru tarihinden itibaren 8 iş günü içinde sigortacının tazminatı ödeme yükümlülüğü bulunmaktadır. Bu sürenin sonunda ödememe halinde temerrüdün gerçekleştiği ve davalının temerrüt faizinden sorumlu olduğunun kabulü gerekir.Somut olayda; davacı tarafından dosyaya sunulan, başvurunun posta görüntüleme ekran çıktısı örneğine göre, davalıya 21/02/2020 tarihinde başvuruda bulunulmuş olup bu tarihten sonraki 8. işgününün sonu olan 05/03/2020 itibariyle davalı … temerrüde düşmüştür. Sigortacı yönünden bu tarihten itibaren temerrüt faizine hükmedilmiş olmasında isabetsizlik bulunmadığından istinaf talebi yerinde değildir. HMK’nun 357/1. maddesi uyarınca, Bölge Adliye Mahkemesince re’sen göz önünde tutulacaklar dışında, İlk Derece Mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunmalar dinlenemez, yeni delillere dayanılamaz. Davacı vekili tarafından yargılama safahatı sürecinde aktüerya bilirkişi raporuna karşı istinaf itirazında soyut olarak ileri sürdüğü hesaplamaya ilişkin talepte bulunmamış ve bu suretle aktüerya raporundaki hesaplama bakımından davacı lehine usuli kazanılmış hak oluştuğu gibi HMK’nın 357/1. maddesi gereğince Bölge Adliye Mahkemesince re’sen göz önünde tutulacaklar dışında İlk Derece Mahkemesinde ileri sürülmeyen iddialar ve savunmalar dinlemeyeceğinden davacı vekilinin tazminat hesabına ilişkin istinaf itirazı değerlendirilmeye alınmamıştır.Bu nedenlerle; taraflar vekillerinin istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Taraflar vekillerinin yukarıda esas ve karar numarası yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı yapmış oldukları istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2-Harçlar Yasası’na göre alınması gereken 269,85 TL harçtan peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 210,55 TL harcın davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,3-Harçlar Yasası’na göre alınması gereken 7.228,74 TL harçtan peşin alınan 1.807,18 TL harcın mahsubu ile bakiye 5.451,26 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına,5-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 6-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.04/10/2023