Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2021/219 E. 2023/951 K. 17.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2021/219
KARAR NO: 2023/951
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 06/10/2020
NUMARASI: 2017/1079 Esas – 2020/524 Karar
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ: 17/05/2023
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı araçla Tekirdağ istikametinden İstanbul istikametine seyretmekteyken, Marmaraereğlisi ışıklı kavşağına geldiğinde kavşağa doğru çıkış yapan sürücü…’in sevk ve idaresindeki … plakalı araçla çarpıştıklarını, bu kazada … plakalı araçta bulunan üç kişinin hayatını kaybettiğini, kaza nedeniyle müvekkillerinin kızı …’ın da vefat ettiğini, meydana gelen kazada davalı …’ın tali, …’in asli kusurlu olduklarını, müteveffa …’ın ölüm tarihi itibariyle 20 yaşında olup herhangi bir işte çalışmadığını, ölümüyle anne ve babasının hem manevi varlığından hem de sağlayacağı maddi olanaklardan yoksun kaldıklarını belirterek, davacılar için ayrı ayrı olmak üzere 75.000,00 TL’den toplam 150.000,00TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılar …, … ve … Lojistik A.Ş’den müştereken ve müteselsilen tahsiline, yine davacılar için ayrı ayrı olmak üzere maddi tazminata ilişkin dava değerini tam ve kesin olarak belirlemek imkansız olduğundan HMK’nun 107. maddesi uyarınca 500,00TL’den toplam 1.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılar …, …, … Lojistik A.Ş. ve … Sigorta Şirketi’den müştereken ve müteselsilen tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; Dava dilekçesinde müvekkiline atfedilmiş bir kusurun söz konusu olmadığını, davacı tarafın zararlarının sigorta kuruluşları tarafından karşılandığını, karşılanmamış olsa dahi öncelikle sigorta şirketlerinden talep edilmesi gerektiğini, kusur oranlarına göre talep edilen tazminat miktarının yüksek olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir. Davalı … Lojistik ve davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; … plakalı aracın mali mesuliyet sigortası bulunduğunu, davacı tarafın iddia ettiği gibi müvekkilinin kusurlu olmadığını, davacıların murisinin içinde bulunduğu … plakalı araç sürücüsünün tali yoldan ana yola oldukça kontrolsüz şekilde çıktığını, tali yoldan ana yola çıkarken hızını düşürmediğini, alkol almak sureti ile alkolün tesiri altında olup, güvenli sürme yeteneğini kaybettiğini ve aşırı cesaretli şekilde hareket etmiş olduğu için olayda %100 kusurlu olduğunu, müteveffanın herhangi bir geliri olmadığından davacıların maddi zararının söz konusu olamayacağını belirterek davanın reddini talep etmiştir. Davalı sigorta şirketi davaya cevap vermemiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “A-Maddi tazminat açısından;1-Açılan davanın kısmen kabulüne, 2-Davacı … için 19.200,71 TL, davacı … için 15.261,62 TL maddi tazminatın davalılar …, … Lojistik … A.Ş, Anadolu … Sigorta Şirketinden müştereken ve müteselsilen tahsiliyle davacılara ödenmesine, fazla istemin reddine, 3-Hüküm altına alınan maddi tazminat tutarlarına sigorta şirketi açısından dava tarihi 04/12/2017 diğer davalılar yönünden kaza tarihi 05/08/2012 itibari ile yasal faiz işletilmesine, B-Manevi tazminat açısından; 1-Açılan davanın kısmen kabulüne, 2-Davacı … için 30.000,00 TL, davacı … için 30.000,00 TL manevi tazminatın tarafların kusur durumları, kaza tarihi itibari ile işletilecek yasal faizi ile birlikte davalılar … (%75) … ve … Lojistik …. A.Ş (%25)’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara ödenmesine fazlaya ilişkin istemin reddine ” karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı … vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davalı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Müvekkili hakkında verilen manevi tazminatın haksız olduğunu, müvekkilinin zarara neden olacak kusurunun olmadığını, kazanın meydana gelmesine sürücülerin alkollü olmasının neden olmadığını, aynı konuda İstanbul 7. Tüketici Mahkemesinde itirazın iptali davası görüldüğünü, bu dosyada yapılan bilirkişi incelemelerinde müvekkiline kusur atfedilmemiş olduğunu, bu nedenle tazminat ödemesi gerekmediğini, davacı tarafın maddi ve manevi zararını diğer davalı sigorta şirketlerinden tazmin etmiş olduğunu ayrıca müvekkilinden tazminat talep edilmesinin hukuken mümkün olmadığını, hükmolunan manevi tazminatın miktarının yüksek olduğunu, müvekkilinin geliri ve mal varlığı bulunmadığını belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, ölümlü trafik kazası nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Dosya kapsamından, 05/08/2013 tarihinde sürücü …’ın sevk ve idaresindeki … plaka sayılı çekici ve çekiciye bağlı … plaka sayılı dorse ile Tekirdağ yönünden İstanbul istikametine seyir halinde iken, sürücü …’in sevk ve idaresindeki … plakalı otomobilin sol yan kısmı ile aracının ön kısmının çarpışması sonucu meydana gelen trafik kazasında … plakalı araçta yolcu olarak bulunan davacıların desteği …’ın da vefat ettiği anlaşılmıştır. İlk Derece Mahkemesince hükme esas alınan adli tıp kurumu kusur raporunda sürücü … nın % 25 oranında, sürücü …’in % 75 oranında kusurlu olduğu bildirilmiş olup Mahkemece alınan kusur raporu ile ceza yargılaması sırasında alınan kusur raporlarının birbiriyle örtüştüğü, kaza tespit tutanağı ve olayın oluşuna uygun düştüğü nazara alındığında kusura yönelik istinaf itirazı yerinde görülmemiştir. Zarar gören davacılar, KTK’nın 85 ve 91. maddelerindeki düzenlemeler ile TBK’nın 61., 162 ve 163. maddeleri gereğince müteselsil sorumluların hepsine karşı dava açabileceği gibi bunlardan sadece birine karşıda tazminat davası açabilir. Davalı … zarara sebebiyet veren … plakalı aracın işleteni olduğuna göre aleyhine dava açılmasında usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından bu yöndeki istinaf itirazının reddine karar verilmiştir. Karayolları Trafik Kanunu’nda manevi tazminat konusunda özel bir düzenleme yapılmadığından trafik kazası nedeniyle oluşan cismani zarar nedeniyle manevi tazminat talep edilmesi halinde TBK’da manevi tazminata ilişkin hükümler uygulanacaktır. TBK’nın “manevi tazminat” başlıklı 56/2.maddesinde “Ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir.” şeklinde düzenleme yer almaktadır.Bu yasal hüküm gereğince, hükmedilecek para, zarara uğrayanda manevi huzur duygusunu doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer işlevi olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi mal varlığı hukukuna ilişkin zararın karşılanması da amaç edinilmemiştir. 22/06/1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli, davacının uğradığı zararın kapsamı, davalının sorumluluğunun niteliği, kusur oranları ve özellikle caydırıcı bir etki doğuracak düzeyde olması gerektiği de göz önünde tutularak, meydana gelen trafik kazası sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amacıyla olay tarihindeki paranın alım gücüne uygun düşen tutarlara hükmetmesi gerekmektedir(Yargıtay HGK’nun 23/06/2004 tarih, 13/291-370 E.-K. sayılı kararı). Bu açıklamalar çerçevesinde, Sigorta Şirketinin davacılara yaptığı ödemelerin maddi tazminata ilişkin olup manevi tazminattan mahsup edilemeyeceği gibi manevi tazminatın belirlenmesinde kriter olarak alınamayacağı, somut uyuşmazlıkta olay tarihi, kazanın oluş şekli, kusur durumu, yolcu olan müteveffanın kusursuz olması ile tarafların dosyaya yansıyan sosyal ve ekonomik durumları nazara alındığında İlk Derece Mahkemesince belirlenen manevi tazminat miktarının TBK’nın 56/2.maddesindeki düzenlemeye, manevi tazminat müessesinin amacına ve hakkaniyete uygun olduğu kanaatine varılmıştır. Bu nedenlerle; davalı … vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:1-Davalı … vekilinin yukarıda esas ve karar numarası yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı yapmış olduğu istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2-Harçlar Yasası’na göre alınması gereken 6.452,72 TL harçtan peşin alınan 1.024,65TL harcın mahsubu ile bakiye 5.428,07 TL harcın davalı …’dan tahsili ile Hazineye irat kaydına,3-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına,4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.17/05/2023