Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2021/2172 E. 2022/459 K. 15.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2021/2172
KARAR NO: 2022/459
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 08/06/2021
NUMARASI: 2021/192 Esas – 2021/595 Karar
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan )
KARAR TARİHİ: 15/03/2022
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalılardan …’ın diğer davalı … adına kayıtlı … plakalı araçla seyir halinde iken karşıdan karşıya geçmekte olan müvekkili davacı …’a çarparak ağır yaralanmasına sebebiyet verdiğini, müvekkilinin tüm vücudunda ezilmeler ve sıyrıkların meydana geldiğini, vücudunda ve özellikle de kalça, bel kemikleri kırılmaları ve kaval kemiğinde kopma teşhisi konulduğunu, ertesi gün geçirdiği ameliyat sonrasında dizinin altından ayak bileğinin üst kısmına kadar çok sayıda platin takıldığını ve 28/02/2014 tarihinde taburcu olduğunu, davalı araç sürücü … hakkında bu kaza ile ilgili yaralamadan dolayı Küçükçekmece 14. Asliye Ceza Mahkemesi’nde 2014/969 E.sayılı dosya ile dava açıldığını, kazanın meydana gelmesinde davalı araç sürücüsünün tam kusurlu olduğunu belirterek, 24/02/2014 tarihli trafik kazasında ağır yaralanan davacı için şuana kadar yapılmış ve ileriye yönelik tedavi masrafları, iş gücü kaybı, maluliyet durumu, maluliyet kaybı ve maddi zararlarına karşılık fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 50.000,00 TL’lik belirsiz alacak, 100.000,00 TL manevi tazminatı 24/02/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte, maddi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, manevi tazminatın davalılardan … ve …’den müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı … Sigorta Şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle; … plakalı aracın, müvekkili şirket tarafından tanzim edilen ZMMS poliçesi ile sigortalı olduğunu, trafik sigortasının ancak işletenin zarardan sorumlu tutulabildiği hallerde zararı gidermekle yükümlü olduğunu, işletenin sorumluluğunun da ancak sigortalı araç sürücüsünün sorumluluğunun doğması ile ortaya çıkacağını, davacının tedavi giderlerinin SGK na yöneltilmesi gerektiğini, davacıda meydana geldiği iddia edilen maluliyetin kaza ile illiyeti bulunmaması nedeniyle reddine, davacı yanın müterafik ksuurunun nazara alınmasını, her halde davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkilinin kesinlikle süratli araç kullanmadığıı, davacının iddiasının aksine kazanın yegane sebebinin, davacının minibüsten indikten sonra yolun sağını-solunu kontrol etmeden karşıdan karşıya geçmeye kalkışması ve bir anda müvekkilinin aracı ile karşı karşıya gelmesi olduğunu, müvekkilinin kaza sonrası yapılan laboratuar tahlilleri sonucunda alkolsüz olduğunun tespit edildiğini belirterek, öncelikle davanın görevsizlik nedeniyle ve esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “1-Davacının maddi tazminata yönelik davasının Kısmen Kabulü İle, 22.410,42 TL’nin kaza tarihi olan 24/02/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte, davalı sigorta şirketi yönünden ise dava tarihi olan 24/09/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle ve sigorta şirketi yönünden poliçe limitiyle sınırlı olmak üzere ve tahsilde tekerrüre yol açmamak kaydıyla davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine, 2-Davacının manevi tazminat talebinin Kısmen Kabulü İle, 15.000,00 TL’nin haksız fiil tarihi olan 24/02/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile sigorta şirketi haricindeki diğer davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine, 3-Fazlaya ilişkin maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddine,” karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı … Sigorta Şirketi vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davalı … Sigorta Şirketi vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Davacının işe başlangıç tarihi, SGK’dan geçici işgöremezlik ödemesi alıp almadığı araştırılmadan ve yapılan ödemeler mahsup edilmeden tazminat hesaplandığını, ATK tarafından davacının geçici iş göremezliğin 9 aya kadar uzayabileceği yönünde varsayımda bulunmuşken davacının daha erken çalışmaya başladığını, talep ileriye yönelik iş gücü kaybı olmakla sürekli iş göremezlik olup, geçici iş göremezlik tazminat talebi bulunmadığını, sigortalı araç sürücüsüne atfı kabil kusur bulunmadığını, müvekkilinin manevi tazminattan sorumlu olmadığınını, yargılama giderlerinin maddi tazminata karşılık gelen kısmının ayrılması gerektiğini, faize hükmedilmesinin hatalı olduğunu belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davalı … vekili de istinaf talep etmiş ise de; Mahkemece davalı … vekili tarafından gerekli harç ve masrafların verilen kesin süre içinde yatırılmaması nedeniyle HMK’nın 344/1 maddesi gereğince istinaftan vazgeçmiş sayılarak istinaf başvurusunun yapılmamış sayılmasına ilişkin ek kararın verildiği, bu kararın davalı … vekiline usulüne uygun tebliğ edildiği ancak ek karara karşı istinaf başvurusunda bulunulmadığı anlaşılmıştır. Bu nedenle davalı … vekilinin istinaf talebi incelemeye alınmamıştır. Dava, yaralamalı trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Küçükçekmece 2. Asliye Hukuk Mahkemesince ilk verilen hükmün istinaf edilmesi üzerine Dairemizin 16/07/2020 tarih, 2018/2013 Esas ve 2020/3413 Karar sayılı kararı ile “… Davanın Asliye Ticaret Mahkemesi görev alanı içinde olduğu …” gerekçesiyle kararın kaldırılmasına karar verilmiştir. Dosya kapsamından; 24.02.2014 günü davalı sürücü … sevk ve idaresindeki … plakalı otomobil ile seyir halinde iken olay mahalline geldiğinde, istikametine göre sol tarafından karşıdan karşıya geçmek isteyen davacı yaya …’a aracının sol ön kısımlarıyla çarpması sonucu meydana gelen yaralamalı trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat talep edildiği anlaşılmaktadır. Mahkemece alınan kusur bilirkişi raporuna göre davalı sürücü …’ın % 30 (tali kusurlu), davacının ise % 70 oranında kusurlu olduğu, aynı olay nedeniyle ceza yargılamasının yapıldığı Küçükçekmece 14. Asliye Ceza Mahkemesinin 2014/969 Esas sayılı dosyasına sunulan Adli Tıp Kurumu İstanbul Trafik İhtisas Dairesi raporuna göre kazanın meydana gelmesinde davalı sürücü …’ın tali, davacının ise asli kusurlu olduğunun tespit edildiği görülmektedir. Bu durumda Mahkemece alınan kusur raporu ile ceza yargılaması sırasında alınan kusur raporlarının birbiriyle örtüştüğü ve olayın oluşuna uygun düştüğü nazara alındığında kusura yönelik istinaf itirazı yerinde görülmemiştir. Uygulamada, istem sonucuna ilişkin fazlaya dair haklarını saklı tutan davacının dava değerini ıslah yolu ile arttırabileceği tartışmasız kabul edilmektedir. Bununla birlikte başından beri dava konusu edilmeyen bir şeyin ıslah yoluyla davaya ithaline ve dava konusu edilmesine yasal açıdan olanak bulunmamaktadır. (HGK’nın 29.06.2011 gün, 2011/1-364 E.-2011/453 K.,15.06.2016 gün, 2014/4-1193 E.-2016/800 sayılı İlâmları ile HGK’nın 15.02.2017 gün, 2015/7-917 E.-2017/265 K.sayılı ilâmı). HMK’nın 176.maddesinde düzenlenen ıslah mahkemeye yöneltilmesi gereken tek taraflı ve açık bir irade beyanı ile tarafların dilekçelerinde belirttikleri vakıaları, dava konusunu veya talep sonucunun değiştirebilmesi imkanını sağlamaktadır. Ancak her iki durumda da usulüne uygun açılmış bir davanın bulunması şarttır. Başka bir anlatımla ıslah, açılmış bir davada taraflarca yapılmış usule ilişkin işlemlere yönelik olarak yapılmalıdır. Bu bağlamda, yargılaması devam eden bir dava içinde ıslah ile ikinci bir talepte bulunma olanağı bulunmamaktadır. Mevcut istem korunarak dava konusu ile ilgisi olmayan başka bir istemin dava kapsamına alınması mümkün değildir. Yukarıda açılanan ilkeler çerçevesinde davacı vekili dava dilekçesinde fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak İleriye yönelik iş gücü kaybı” açıklaması ile sürekli iş göremezlik tazminatı talep etmiş, geçici iş göremezlik tazminatı talebi olmamıştır. Aktüer bilirkişi raporunda geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatı hesaplanmış ve ıslahta buna göre yapılmıştır. Mahkemece de sürekli ve geçici maluliyete göre yapılan aktüer raporu esas alınarak ıslah edilen tutar üzerinden tazminata hükmedilmiştir. Oysa davacı, sadece sürekli iş göremezlik tazminat talebinde bulunduğuna göre dava dilekçesindeki talebi ile bağlıdır ve dava dilekçesinde bulunmayan talebin ıslah yoluyla eklenmesi olanağı yoktur. Yine HMK’nın 26.maddesi gereği hakim taleple bağlı olup, talepten fazlasına karar veremez. Dolayısıyla, geçici iş göremezlik bakımından usulüne uygun açılan bir dava bulunmadığı gözden kaçırılarak geçici iş göremezlik tazminatı hakkında da hüküm kurulması doğru olmamıştır. Mahkemece bilirkişinin sürekli maluliyete ilişkin tazminat hesabı esas alınarak hüküm kurulması, ıslah dilekçesi ile talep edilen geçici iş göremezlik tazminatı(7.846,37 TL) talebi konusunda esasa ilişkin karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerektiğinden hüküm bu yönden düzeltilmiştir (Aynı yönde Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2015/5629 Esas ve 2015/13201 Karar sayılı ilamı). Bu kabule göre geçici iş görmezliğe yönelik diğer istinaf talepleri inceleme konusu yapılmamıştır. Manevi tazminat açısından vekalet ücretine yönelik, sigorta şirketi haricindeki diğer davalılardan tahsil yönünde hüküm kurulmuş olduğundan vekalet ücreti açısından hata bulunmamakla birlikte, diğer yargılama giderleri yönünden, davalı sigorta şirketi açısından ayrıma gidilmeden, davalı sigorta şirketi de sorumlu olacak şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır. Davalı sigorta şirketi vekilinin, sorumlu olmadıkları manevi tazminat açısından harç ve yargılama giderine hükmedilmesinin de hatalı olduğuna yönelik istinaf talebi yerindedir. Açıklanan nedenle; HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince, davalı … Sigorta Şirketi vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının istinaf başvurusunda bulunan bu davalı yönünden düzeltilmesi ile davanın sürekli iş göremezlik tazminat tutarı olan 14.564,05 TL üzerinden kabulüne, geçici iş göremezlik tazminatı talebi konusunda esasa ilişkin karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, geçici iş göremezlik tazminatı talebi ile ilgili usulüne uygun açılmış bir dava olmadığından yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmemiş; istinaf talebi olmayan diğer davalılar için hüküm kesinleştiğinden İlk Derece Mahkemesince kabul edilen maddi tazminat tutarı aynen yeni oluşturulan hükme geçirilerek aşağıda yazılı olduğu şekilde esas hakkında yeniden hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: A-Davalı … Sigorta Şirketi vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile Yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının, HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere KALDIRILMASINA, Buna göre: 1-Davacının maddi tazminata yönelik davasının 22.410,42 TL üzerinden KISMEN KABULÜ İLE, Kabul edilen tazminattan 14.564,05 TL’nin kaza tarihi olan 24/02/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte, davalı sigorta şirketi yönünden ise dava tarihi olan 24/09/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle ve sigorta şirketi yönünden poliçe limitiyle sınırlı olmak üzere ve tahsilde tekerrüre yol açmamak kaydıyla, davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine, Kalan 7.846,37 TL’nin davalılar … ve …’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine, Davalı … Sigorta Şirketi bakımından geçici iş göremezlik tazminatı talebi konusunda esasa ilişkin karar verilmesine yer olmadığına, 2-Davacının manevi tazminat talebinin KISMEN KABULÜ İLE, 15.000,00 TL’nin haksız fiil tarihi olan 24/02/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile sigorta şirketi haricindeki diğer davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine, 3-Fazlaya ilişkin maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddine, 4- Görevsiz mahkemede, hüküm tarihi itibariyle alınması gerektiği kadar harç tahsil müzekkeresi yazıldığından ve daha sonra iptal edilmediğinden harç konusunda karar verilmesine yer olmadığına, 5- Kabul edilen maddi tazminat yönünden AAÜT gereğince 2.689,25 TL avukatlık ücretinin davalılardan alınarak davacı tarafa ödenmesine, 6- Kabul edilen manevi tazminat yönünden AAÜT gereğince 2.180,00 TL avukatlık ücretinin davalı Sigorta şirketi dışındaki davalılardan alınarak davacı tarafa ödenmesine, 7- Red edilen maddi tazminat yönünden AAÜT gereğince 4.080,00 TL avukatlık ücretinin davacı taraftan alınarak davalı taraflara ödenmesine, 8- Red edilen manevi tazminat yönünden AAÜT gereğince 4.080,00 TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalı Sigorta şirketi dışındaki davalılara ödenmesine, 9- Davacının yaptığı yargılama gideri olan, 541,35 TL harç ile Tebligat,müzekkere ve bilirkişi ücreti olmak üzere yapılan yargılama gideri olan 1.350,25 TL toplamı 1.891,60 TL’nin kabul ve red oranına göre 472,90 TL’sinin (Davalı … Sigorta Şirketi 183,66 TL ile sorumlu olacak şekilde) davalılardan alınarak davacı tarafa ödenmesine, kalan kısımların davacı üzerinde bırakılmasına, 10- Davalı …’ ın yaptığı yargılama gideri olan toplam 200,00 TL’nin kabul ve red oranına göre 150,00 TL’sinin davacıdan alınarak davalı tarafa ödenmesine, kalan kısımların davalı üzerinde bırakılmasına, – Davalı …’ ın yaptığı yargılama gideri olan toplam 100,00 TL’nin kabul ve red oranına göre 75,00 TL’sinin davacıdan alınarak davalı tarafa ödenmesine, kalan kısımların davalı üzerinde bırakılmasına, – Davalı Sigorta şirketinin yaptığı yargılama gideri olan toplam 176,50 TL’nin kabul ve red oranına göre 132,37 TL’sinin davacıdan alınarak davalı tarafa ödenmesine, kalan kısımların davalı üzerinde bırakılmasına,
B-İSTİNAF İNCELEMESİ BAKIMINDAN; 1- Davalı … Sigorta Şirketi vekili tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar harcının, istem halinde İlk Derece Mahkemesi tarafından kendisine iadesine, 2-İstinaf aşamasında davalı … Sigorta Şirketi tarafından yapılan 160,00 TL posta ve tebligat giderinden ibaret yargılama gideri ile 162,10 TL istinaf başvuru harcının davalı … Sigorta Şirketi ‘den tahsili ile davacıya verilmesine, 3-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 4-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dair dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.15/03/2022