Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2021/217 E. 2023/693 K. 14.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2021/217
KARAR NO: 2023/693
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 07/09/2020
NUMARASI: 2019/262 Esas – 2020/339 Karar
DAVA: Sigorta (Kaza Sigortası Kaynaklı)
KARAR TARİHİ: 14/04/2023
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkiline ait … plakalı römork ile … plaka sayılı çekicisi ile birlikte 15.12.2018 tarihinde çalındığını, römorkun davalı şirkete kaskolu olduğunu, römorkun kasko bedelinin 60.000,00 TL olduğunu, aracın müvekkilinin kardeşi …’ın evinin önünden çalındığı Esentepe Polis Merkezinde 15.12.2018 tarihinde hırsızlıkla ilgili tutanak tutulduğu ve şikayette bulunulduğunu, Gaziosmanpaşa Cumhuriyet Başsavcılığının 2019/2411 soruşturma dosyası ile hırsızların halen arandığını, aracın her iki anahtarının da müvekkilinde olduğunu, müvekkilinin davalı şirket tarafından sürekli oyalandığını ve taleplerinin reddedildiğini belirterek 60.000,00 TL alacaklarının dava tarihinden itibaren ticari temerrüt faiziyle tahsilini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafın talebinin kasko poliçesi teminatı dışında kaldığını, davacının müvekkiline yaptığı başvuru sonrasında hırsızlık olayının incelenmesi amacıyla araştırma raporu hazırlandığını ve bu rapor sonucunda davacıya ait römorkun çalınmadığı, usulsüz şekilde satılarak sigorta şirketinin yanıltıldığı sonucuna varıldığını belirterek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davanın kısmen kabulü ile; 45.000,00 TL’nin dava tarihinden işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, Fazlaya ilişkin istemin reddine” karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Davacının iddia etmekte olduğu hırsızlık olayına ilişkin müvekkili şirket tarafından etraflıca araştırma ve değerlendirme yapılmış olup, ilgili suçun gerçekten işlenmediğine ve davacı yanın sigorta dolandırıcılığı saiki ile hareket ettiğine ilişkin kuvvetli şüphelere ulaşmış olduğundan poliçede belirtilen kasko bedeli hasar başvurusu aşamasında davacıya ödenmemiş ve ilk derece mahkemesi tarafından yürütülen yargılama faaliyeti sırasında bu hususa defalarca değinilmiş olduğunu, buna karşılık mahkemece davanın kısmen kabulü yönünde hatalı şekilde hüküm kurulduğunu, davacı tarafın talebinin, kasko poliçesi teminatı dışında olduğunu, müvekkilinin herhangi bir sorumluluğu bulunmadığını, ticari faiz işletilmeyeceğini, yasal faizle sorumlu tutulabileceklerini belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur.Dava, kasko poliçesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Dosya kapsamından, davacı, davalı sigorta şirketi nezdinde 13/09/2018-2019 vade tarihli kasko poliçesi ile sigortalı … plakalı römorkun 15/12/2018 günü çalındığı nedenle araç bedelinin davalıdan talep edildiği, hırsızlık olayı ile ilgili yürütülen soruşturmada Gaziosmanpaşa C.Başsavcılığınca 2019/2411 esas sayılı soruşturma dosyasında daimi arama kararı verildiği anlaşılmıştır. Mal sigortaları türünden olan kasko sigortasının teminat kapsamını belirleyen KSGŞ A/1 maddesine göre; gerek hareket gerekse durma halinde iken sigortalının veya aracı kullananın iradesi dışında araca ani ve harici etkiler neticesinde sabit veya hareketli bir cismin çarpması veya aracın böyle bir cisme çarpması, devrilmesi, düşmesi, yuvarlanması gibi kazalar ile 3. kişilerin kötü niyet ve muziplikle yaptıkları hareketler ve fiil ehliyetine sahip olmayan kişilerin yol açacağı zararlar, aracın yanması, çalınması veya çalınmaya teşebbüs sonucu oluşan maddi zararların bütünü sigortanın teminatı kapsamındadır.Diğer taraftan TTK’nın 1409/1 maddesi uyarınca sigortacı geçerli bir sigorta ilişkisi kurulduktan sonra oluşan rizikolardan sorumlu olduğu gibi aynı yasanın 1409/2 maddesi hükmüne göre kural olarak rizikonun teminat dışında kaldığına ilişkin iddianın sigortacı tarafından kanıtlanması gerekmektedir. Olayın sigortalının ihbar ettiği şekil de değil de sigortacının iddia ettiği şekilde gerçekleşmesi halinde ise bu oluş şeklinin Kasko Sigortası Genel Şartlarının A.5 maddesinde sayılan teminat dışında kalan hallerden olması gerekmektedir. Sigortalı rizikonun gerçekleştiğine dair doğru ihbar mükellefiyetini kasten yerine getirmez veya iyi niyet kurallarına açıkça aykırı şekilde sigorta teminatı dışında kalan bir hususu sanki bu oluşan riziko teminat içinde kalmış gibi ihbar edildiği somut delillerle kanıtlanırsa, ispat külfeti yer değiştirip sigortalıya geçer.Poliçe özel klozunda ve riziko tarihinde yürürlükte bulunan genel şartar uyarınca, aracın anahtar ile çalınması hali teminat dışında bırakılmıştır.Somut uyuşmazlıkta; Mahkemece yargılama sırasında aldırılan bilirkişi raporunda teslim edilen anahtarın bir tanesinin çekme anahtar olduğu belirtilmiş ancak bu anahtarın orjinal olup olmadığı konusunda yeterince araştırma yapılmamıştır. Öncelikle yukarıda açıklanan ilkeler ve tahkikat sonucu değerlendirilerek sigortalının doğru ihbar yükümlülüğünü kasten yerine getirip getirmediği belirlenmeli, doğru ihbar yükümlülüğünün kasten yerine getirilmediğinin anlaşılması halinde, rizikonun teminat kapsamında olmadığı, aracın anahtar ile çalınmadığı hususunda kanıt yükünün davacıda olduğunun kabulü gerekir.Eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır. Mahkemece davacı tarafından sigortaya sunulan anahtarların orijinal olup olmadığı yönünde gerekli araştırma yapılılıp değerlendirme yapıldıktan sonra somut olayda ispat yükünün yer değiştirip değiştirmediği tartışılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekmektedir. Kabule göre de; sigortalı römork ticari araç olduğundan ve dava dilekçesinde ticari faiz talep edildiğinden mahkemece talep gibi ticari faize hükmedilmesinde usul ve yasaya aykırılık görülmemiştir.Açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın yukarıda belirtilen şekilde işlem yapılmak üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, 2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,3-İstinaf karar harcının istek halinde İlk Derece Mahkemesince yatırana iadesine, 4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, 6-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.14/04/2023