Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2021/2160 E. 2022/333 K. 24.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2021/2160
KARAR NO: 2022/333
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 28/06/2021
NUMARASI: 2020/495 Esas – 2021/500 Karar
DAVA: Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 24/02/2022
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı şirket nezdinde Kasko Poliçesi ile sigortalı olduğu belirtilen … plaka sayılı aracın 08/09/2015 tarihinde … plakalı çekiciye takılı … plakalı römorkun karıştığı kazada hasarlandığını, aracın pert olduğunu, davalının sigortalı araç sürücüsünün alkollü olması sebebiyle hasarı ödemediğini beyanla; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 24.360 TL araç sigorta bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesini özetle; Davacıya ait aracın şirketleri nezdinde kasko sigorta poliçesi ile sigortalı olduğunu kazadan sonra yapılan alkol ölçümünde sigortalı araç sürücüsünün alkollü olduğunun tespit edildiğini, araç sürücüsünün kazanın meydana gelişinde asli kusurlu olduğunu ve Kasko Sigorta Genel Şartları gereği zararın poliçe teminatı dışında kaldığını, kazanın alkolün etkisi ile meydana geldiğini beyanla davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davanın reddine,” karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı tarafça istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Ceza davasında ceza hakiminin tali kusuru doğru bulmayarak sanık tır sürücüsüne asli kusur verdiğini ve ona göre ceza verdiğini, maddi olaylar bakımında hukuk mahkemelerinin ceza mahkemesi kararıyla bağlı olduğunu, kazanın salt alkole dayandırılmasının doğru olmadığını, sürücünün alkolün etkisi ile kaza yapmamış olduğunu, makine mühendisi bilirkişinin yer aldığı heyet raporunun hükme esas alınmasının doğru olmadığını belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkin olup, istinaf açısından uyuşmazlık konusu; HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Mahkemece ilk verilen hükmün istinaf edilmesi üzerine Dairemizin 30/06/2020 tarih, 2018/1231 Esas ve 2020/777 Karar sayılı kararı ile ” … Mahkemece, çelişkiyi giderecek şekilde iki trafik uzmanı ile bir nörolog doktordan oluşturulacak bilirkişi kuruluna inceleme yaptırılarak, olayın oluş şekli, yol, hava ve trafik durumu, dosyası kapsamı, kaza tespit tutanağı, sürücüde tespit edilen alkol durumu ve kusur durumu birlikte değerlendirilerek, kazanın münhasıran (salt) alkolün etkisi altında gerçekleşip gerçekleşmediğinin, başka unsurlarında etkili olup olmadığının belirlenmesi için gerekçeli ve denetime elverişli bir rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiği …” gerekçesiyle kararın kaldırılmasına karar verilmiştir.Dava, kasko sigortacısının, kazanın teminat dışı haller içerisinde gerçekleştiğini belirterek hasar bedelini ödememesi üzerine sigortalının açtığı tazminat davasıdır. Uyuşmazlık kazanın Kara Araçları Kasko Sigortası Genel Şartları A.5 teminat dışında kalan zararlar başlıklı 5.5. maddesi kapsamında teminat harici halde gerçekleşip gerçekleşmediği noktasında toplanmaktadır. Hasarın teminat dışı kalabilmesi için kazanın meydana geliş şekli itibariyle sürücünün salt (münhasıran) alkolün etkisi altında kaza yapmış olması gerekmektedir. Diğer bir anlatımla, sürücünün alkollü olması tek başına hasarın teminat dışı kalmasını gerektirmez. Üstelik, böyle bir durumda hasarın teminat dışı kaldığını ispat yükü, 6762 sayılı TTK’nun 1281. maddesi hükmü gereğince sigortacıya düşmektedir.Yargıtay’ın yerleşik uygulamalarında; sürücünün aldığı alkolün oranının doğrudan doğruya sonuca etkisi bulunmadığından, mahkemece nöroloji uzmanı, hukukçu ve trafik konusunda uzman bilirkişilerden oluşan bilirkişi kurulu aracılığıyla olayın salt alkolün etkisiyle gerçekleşip gerçekleşmediğinin, alkol dışında başka unsurların da olayın meydana gelmesinde rol oynayıp oynamadığının saptanması, sonuçta olayın tek başına alkolün etkisiyle meydana geldiğinin belirlenmesi durumunda, oluşan hasarın poliçe teminatı dışında kalacağından davanın kabulüne, aksi halde reddine karar verilmesi gerekeceği ilkesi benimsenmektedir (YHGK 23.10.2002 gün ve 2002/11-768-840; YHGK 7.4.2004 gün ve 2004/11-257-212; YHGK 2.3.2005 gün ve 2005/11-81-18; YHGK 14.12.2005 gün ve 2005/11-624-713; YHGK 10.12.2014 gün ve 2013/17-1199 E. 2014/1018 K. sayılı ilamları). İlk Derece Mahkemesince; Dairemiz kararı doğrultusunda, dava konusu tazminat talebi ve kusur konusunda ehil olan İTÜ Trafik Kürsüsünden seçilen (trafik kazası konusunda uzman) 2 makine mühendisi ile bir nörolog doktor bilirkişiden oluşan bilirkişi kurulu raporunda “… plakalı araç sürücüsünün meydana gelen kazada % 100 oranında tamamen kusurlu olduğu, kazanın münhasıran davacı şirkete ait … plakalı aracın sürücüsü …’nun güvenli sürüş kabiliyetini kaybedecek derecede alkollü olması nedeniyle meydana geldiği” bildirilmiş olması ve bu suretle bilirkişi raporunda kazanın münhasıran alkolün etkisiyle meydana geldiğinin saptanması karşısında talebin teminat dışı kaldığının kabulü ile yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmiş olmasında isabetsizlik bulunmamaktadır. Bu nedenlerle; davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:1-Davacı vekilinin yukarıda esas ve karar numarası yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı yapmış olduğu istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2-Harçlar Yasası’na göre alınması gereken 80,70 TL harçtan peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 21,40 TL harcın davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,3-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına,4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 361. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesine hitaben verilecek temyiz dilekçesi ile temyiz yasa yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.24/02/2022