Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2021/2156 E. 2022/1735 K. 28.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2021/2156
KARAR NO: 2022/1735
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 01/04/2021
NUMARASI: 2020/198 Esas – 2021/190 Karar
DAVA : Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 28/09/2022
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalılardan … Tic. ve San. A.Ş. tarafından diğer davalı … San. ve Tic. A.Ş. aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile 33.764.780,65 TL cari hesap alacağı bulunduğundan bahisle icra takibi başlatıldığını, borçlu şirket yetkilisi …’ın icra takibinin başlatıldığı aynı gün icra dairesinde hazır bulunarak ödeme emrini tebliğ aldığını, takibin kesinleştirilmesini istediğini, lehe işleyecek sürelerden feragat etmek suretiyle taraflar arasındaki icra takibinin kesinleştiğini, müvekkilinin dosya alacaklısı ile yaptığı görüşmeler neticesinde haciz ihbarnamelerine itiraz etmeyerek dosya borçlusu konumuna geldiğini, davanın İİK’nın 89. maddesindeki özel nitelikle menfi tespit davası açma süresinin kaçırılmış olması nedeni ile borcun bulunmadığına ilişkin genel hükümlere dayanılarak açılmış olan menfi tespit davası olduğunu, müvekkilinin bu davayı açmakta hukuki menfaatinin bulunduğunu, davalı dosya alacaklısının müvekkilinin diğer davalı dosya borçlusuna ne kadar borcu olduğunu bildiğini, bilerek ve isteyerek müvekkilini oyalatıp dosya borçlusu haline getirdiğini, müvekkilinin davalı alacaklı şirket nedeni ile İİK’nın 89.maddesindeki özel nitelikli menfi tespit davası açma süresini kaçırdığından genel hükümlere dayanarak menfi tespit davası açmasında hukuki menfaatinin bulunduğunu belirterek müvekkilinin davalılara davaya konu İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasından ötürü 33.764.780,65 TL borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı … San. ve Tic. A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; davacıya İİK’nın 89. maddesi kapsamında haciz ihbarnamelerinin usulüne uygun olarak tebliğ edildiğini, haciz ihbarnamelerine süresinde itiraz edilmediğini ve alacağın ödenmediğini, davacının dosya borcunun tamamından sorumlu olduğunu, müvekkili şirketin bu davada husumetinin olmadığından müvekkili yönünden davanın husumet nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … Tic. ve Ltd. Şti. vekili cevap dilekçesinde özetle;davacının İİK’nın 89. maddesi kapsamında gönderilen ihbarnameye cevap vermediğini ve itiraz etmediğini, davacının işbu menfi tespit davasını yasal süresinde ikame etmediğini, müvekkili şirketin alacaklarını kanuni yollarla tahsil etmeye çalıştığını, davacının borcunun tamamından sorumlu olması gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davanın reddine” karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; İlk derece mahkemesince, acıkça hukuki nitelendirme hatası yapıldığını, açılan davanın, İİK’nın 89/3. maddesine dayanan menfi tespit talebine ilişkin olmadığını, dava dilekçesinde de açıkça ve özellikle belirtildiği üzere açılan davanın; İİK’nın 89/3 maddesi kapsamındaki menfi tespit davası açma süresinin davalı yanların dürüstlük kuralına aykırı davranışları nedeni ile kaçırılmasından ötürü, İİK’nın 72. maddesi kapsamında menfi tespit istemine ilişkin olduğunu, davalı iki şirket arasında fiili ve hukuki organik bağ olduğunu, borçlu firmanın alacaklı firmanın sahiplerinden olduğunu, gerek borçlu şirketin gerek alacaklı şirketin temsilcisi olan …’ın bir şirketin lehine diğer şirketin aleyhine olmak üzere işlem tesis ettiğini, davalı takip alacaklısının müvekkilinin takip borçlusuna ne kadar borcu olduğunu bilmesine rağmen bilerek ve isteyerek, kötüniyetli olarak müvekkilini dosya borcunun tamamından sorumlu hale getirdiğini, davanın hukuksal temeli İİK’nun 72. maddesine dayalı olduğundan ve takip alacaklısı ile takip borçlusu şirkete karşı TMK’nın 2. maddesi ışığında İİK’nın 72. maddesine dayalı olarak hak düşürücü süreye tabi olunmadan dava açılmasında müvekkilinin hukuki yararı bulunduğunu belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, menfi tespit istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır.İİK’nın 89/3. maddesi: “Üçüncü şahıs, haciz ihbarnamesinin kendisine tebliğinden itibaren yedi gün içinde itiraz etmezse, mal yedinde veya borç zimmetinde sayılır ve kendisine gönderilen haciz ihbarnamesine süresinde itiraz etmediği, bu nedenle de malın yedinde veya borcun zimmetinde sayıldığı ikinci bir ihbarname ile bildirilir. Bu ikinci ihbarnamede ayrıca, üçüncü şahsın ihbarnamenin kendisine tebliğinden itibaren yedi gün içinde ikinci fıkrada belirtilen sebeplerle itirazda bulunması, itirazda bulunmadığı takdirde zimmetinde sayılan borcu icra dairesine ödemesi veya yedinde sayılan malı icra dairesine teslim etmesi istenir. İkinci ihbarnameye süresi içinde itiraz etmeyen ve zimmetinde sayılan borcu icra dairesine ödemeyen veya yedinde sayılan malı icra dairesine teslim etmeyen üçüncü şahsa on beş gün içinde parayı icra dairesine ödemesi veya yedinde sayılan malı teslim etmesi yahut bu süre içinde menfi tespit davası açması, aksi takdirde zimmetinde sayılan borcu ödemeye veya yedinde sayılan malı teslime zorlanacağı bildirilir.” şeklinde düzenlenmiştir. Buna göre, üçüncü haciz ihbarnamesinin tebliğinden itibaren on beş günlük süre içerisinde menfi tespit davası açılmaması halinde borcun ödenmesi yasal bir zorunluluk olarak hükme bağlanmıştır. Davacı, zimmetinde sayılan borcu ödedikten sonra İİK’nın 89/5. maddesi uyarınca ödemek zorunda kaldığı paranın iadesi istemiyle dava açabilecektir. Çünkü anılan hükümde; “her halde üçüncü şahıs, borçlu ile kötü niyetli alacaklıya karşı dava açarak ödemek zorunda kaldığı paranın veya teslim ettiği malın iadesini isteyebilir” denilmektedir. Somut olayda, İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında, davacıya 08/08/2019 tarihinde tarihinde birinci haciz ihbarnamesi, 20/08/2019 tarihinde ikinci haciz ihbarnamesi, 16/09/2019 tarihinde üçüncü haciz ihbarnamesi tebliğ edilmiştir. Dava, üçüncü haciz ihbarnamesinin tebliğinden itibaren on beş günlük yasal süre geçtikten sonra 12/03/2020 tarihinde açılmıştır. Somut uyuşmazlıkta, Davaya konu icra takibinin borçlusu davacı değildir. Üçüncü kişi olarak da davacı, İİK’da düzenlenen özel hükümlere göre çıkarılan 89/1.,2.,3. haciz ihbarnamelerine süresinde itiraz etmemiştir. Bu halde takip borçlusu olmayan davacı 3. kişinin, ilgili yasa maddesinin hükmü dışında İİK’nın 72. maddesine dayalı menfi tespit davası açma hakkı bulunmadığından ve süresinde İİK’nın 89. maddesine göre davasını da açmadığından İlk Derece Mahkemesince yapılan hukuki nitelendirme ve yazılı gerekçe ile davanın hak düşürücü süre içerisinde açılmadığından reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır (Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 2019/1501 E. – 2020/2984 K., 2020/5224 E. – 2020/1198 K. sayılı kararları). Bu nedenlerle; davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davacı vekilinin yukarıda esas ve karar numarası yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı yapmış olduğu istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2-Harçlar Yasası’na göre alınması gereken 80,70 TL harcın davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,3-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına,4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 361. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesine hitaben verilecek temyiz dilekçesi ile temyiz yasa yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.28/09/2022