Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2021/2122 E. 2023/546 K. 28.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2021/2122
KARAR NO: 2023/546
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 06/07/2021
NUMARASI: 2015/985 Esas – 2021/536 Karar
BİRLEŞEN İSTANBUL 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN
2016/16 ESAS SAYILI DOSYASI
DAVA: Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 28/03/2023
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili …’nun sürücü olduğu … San. ve Tic. Ltd.şti. adına kayıtlı … plakalı araç ile Edirne istikametine doğru seyrederken Haliç Köprüsü girişinde arkadan gelen davalı … Sigorta A.Ş. tarafından ZMMS sigorta poliçesi ile teminat altında olan … plakalı araç ile seyreden sürücü 1931 doğumlu (84 yaşında) davalı …’nın sevk ve idaresindeki aracın müvekkilinin kullandığı araca arkadan şiddetli şekilde çarpması neticesi oluşan trafik kazasında aracın büyük maddi zarar gördüğünü, aracın kendileri tarafından yaptırıldığını ve faturalar toplamının 6.715,87 TL olduğunu, aracın tamir işleriyle müvekkilinin eşinin ilgilendiğini ve bir takım tamir bedellerine ait faturaların … San. ve Tic. Ltd. Şti. adına düzenlendiğini, fatura tarihlerinden de anlaşılacağı üzere aracın en az 15 gün süre ile tamirde kaldığını ve 15 günlük sürede mahrum kalınan maddi zararın karşılanmasını da talep ettiklerini, bu kaza nedeni ile araçta değer kaybı da oluştuğunu belirterek fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik aracın tamir bedeli, 15 günlük kullanım kaybı ve değer kaybı zararı olarak toplam 1.000,00 TL maddi tazminatın davalılardan müşterek ve müteselsilen, kazada araç içinde çocuğunun ve arkadaşının bulunuyor olması nedeniyle yaşanan manevi zarardan dolayı 10.000,00 TL manevi tazminatın davalı …’dan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davacı vekili ıslah dilekçesi ile talebini 17.950,00 TL’ye yükseltmiştir. Davalı … Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; Kazaya karışan … plakalı araçta davacı …’nun sürücü olup aracın … San. ve Tic. Ltd.şti. adına kayıtlı olduğundan maddi tazminat talebi ile ilgili olarak davacı …’nun husumet ehliyeti bulunmadığından davanın usulden reddi gerektiğini, … plakalı aracın ZMMS sigorta poliçesi ile müvekkil şirket tarafından teminat altına alındığını, ZMMS sigortacısının kazada sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında ve poliçe limitleri dahilinde sorumluluğunun bulunduğunu, 03/01/2015 tarihli dava konusu kaza sonrası kolluk kuvvetlerince düzenlenen Trafik Kazası Tespit Tutanağında da açıkça görüleceği üzere sigortalı araç maliki/sürücüsünün kazada herhangi bir kural ihlalinin bulunmadığını, kusurlu olmadığını, bu bağlamda müvekkili sigorta şirketinin davacının talep etmiş olduğu maddi zararlardan sorumluluğunun olmadığını, kabul anlamına gelmemek kaydıyla talep edilen avans faizinin hatalı olduğunu ancak yasal faiz talep edilebileceğini beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; Davaya konu trafik kazasının tespit tutanağında belirtildiği şekilde gerçekleştiğini, davacı taraf ve arkadaşlarının kazadan yaklaşık 20 saat sonra Polis Merkez Amirliğinde ifade verdiklerini, ancak olay anında sıcağı sıcağına verilen ifadelerinin ve tutanağın gerçeği yansıttığını, müvekkilinin akli melekelerinin yaşına göre gayet iyi olduğunu, kaza sırasında oldukça yavaş bir hızla seyrettiğini, kazanın oluşumunda kusuru bulunmadığını, talep edilen manevi tazminat yönünden ise davacının ve yanındaki arkadaşının kaza nedeni ile çok hafif yaralandıklarını, araçta bulunan çocuğun ise yaralanmadığından manevi tazminat talep edilmeyeceğini belirterek davanın reddini talep etmiştir. Davacı vekili birleşen davada vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; Müvekkili … San. ve Tic. Ltd.şti. adına kayıtlı … Plakalı aracın … sevk ve idaresinde yapmış olduğu aynı kaza nedeniyle fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik davalılardan 1.000,00 TL maddi tazminatın kazanın olduğu 03/01/2015 tarihinden itibaren işleyecek ticari faiz ile birlikte tahsiline, maddi tazminatın araçtan tamirde geçen sürelerde yoksun kalınmasından doğacak zarar ile aracın kazadan ötürü değerinin düşmesinden kaynaklanan zararın da eklenerek hesaplanmasına karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Asıl davada; Davacı … tarafından davalılar aleyhine açılan maddi tazminat isteminin aktif husumet yokluğundan reddine, davacı … tarafından davalı … aleyhine açılan manevi tazminat istemli davanın reddine, Birleşen davada; Davacı … Ltd. Şti tarafından davalılar aleyhine açılan maddi tazminat istemli davanın kısmen kabulü ile; onarım zararı olarak 700,00TL, değer kaybı zararı olarak 100,00TL olmak üzere toplam 800,00TL maddi tazminatın davalı … için kaza tarihi olan 03/01/2015 tarihinden, diğer davalı .. sigorta yönünden dava tarihi olan 13/10/2015 tarihinden işleyen yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsili ile davacı … Ltd. Şti’ne verilmesine, Islah ile arttırılan kısmın zaman aşımı nedeni ile reddine; Davacı tarafından davalı … aleyhine açılan kullanım kaybı zararının kısmen kabulü ile 200,00 TL tazminatın kaza tarihi olan 03/01/2015 tarihinden itibaren işleyen yasal faizi ile birlikte davalı …’dan tahsili ile davacıya verilmesine; Davalı … Sigorta aleyhine açılan kullanım kaybı zararı talebinin reddine; Davacı tarafından davalılar aleyhine açılan kullanım kaybı zararının ıslah ile arttırılan kısmının zaman aşımı nedeni ile reddine,” karar verilmiştir. Bu karara karşı davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davacılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Dosyaya sunulan faturaların davacının maddi zararını ispatlamaya yeterli olduğunu, maddi zararın tespiti bakımından fotoğraf sunulması zorunluluğunun olmadığını, bilirkişilerin fotoğrafa gerek olmadan araç üzerinde inceleme yapabileceklerini, delil listesinde belirtildiği üzere Trafik Kaza dosyası münderecatında aracın kaza sonrası çekilmiş fotoğrafları ve kaza sonrasında aracın çekilmiş fotoğraflarının da taraflarınca dosyaya sunulduğunu, bilirkişilerin davalı tarafın itirazı olmayan bir konuda, davanın esası ile ilgili hukuki bir inceleme yaparak davacının zararının eksik olarak hesaplanması gerektiğini belirttiklerini, ancak her iki davalının da hasar bedeline itiraz etmediklerini, dolayısıyla bu hususta bir ihtilaf olmadığını, esasen aracın tamir bedelinin çok daha fazla olması gerekirken davacı müvekkilinin aracı çok daha uygun yaptırdığını, tarafların bedele itiraz etmemeleri nedeniyle de faturaların içeriğine itibar edilmesi gerektiğini, bu faturaların toplam tutarının 6.715,87 TL’yi bulduğunu, bu kazadan ötürü fatura tarihlerinden de anlaşılacağı üzere en az 15 gün boyunca davacı müvekkilinin aracı kullanamadığını, bilirkişinin fatura tarihlerini dikkate almaksızın makul onarım sürecinde araçtan yararlanılamayacak süreyi 10 gün olarak belirlediğini, mahkemenin herhangi bir gerekçelendirme yapmaksızın işbu alacak kaleminin reddine karar verdiğini, dava konusu araçta onarım sonrası orijinal yapısının bozulması nedeni ile ciddi değer kaybı meydana geldiğini, dolayısıyla belirtilen 1.500,00 TL’lik değer kaybının gerçeği yansıtmadığını, mahkeme tarafından verilen meblağın hakkaniyete de uygun düşmediğini, davacı yanında çocuğunun da olması sebebiyle olaydan ötürü çok korktuğunu ve derhal hastaneye gittiğini, davacının hiçbir kusuru olmamasına rağmen bir anda gelişen ve davacının oğlunun ve hatta araçtaki diğer kişinin de psikolojisini bozan bu elim kazadan ötürü manen de büyük zararlar gördüğünü, meydana gelen trafik kazasında hiçbir kusuru bulunmayan müvekkili …’nun ve kaza tarihinde 7 yaşında olan oğlunun psikolojisinin bozulduğunu, manen zarar gördüklerini dolayısıyla kanun ve Yargıtay içtihatlarına göre manevi tazminat talebinin kabulü gerektiğini belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, maddi hasarlı trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Asıl ve birleşen dosyada 03/01/2015 tarihinde meydana gelen trafik kazası nedeniyle, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla onarım zararı olarak 700,00TL, değer kaybı için 100,00TL, hasar onarımı süresince araç mahrumiyet bedeli olarak 750,00 TL maddi tazminat ile 10.000,00TL manevi tazminat talep edilmektedir. Mahkemece alınan 06/03/2020 tarihli kusur ve hasar raporunda, “… plakalı aracın sürücüsü davalı …’nın asli ve %100 tam kusurlu, … plakalı aracın sürücüsü …’nun kusursuz olduğu, … plakalı araçta meydana gelen onarım zararının ve aracın onarımı süresince davacının araçtan yararlanamaması nedeniyle oluşan zararının, dava konusu aracın hasarını değerlendirmek için gerekli olan hasar fotoğraflarının dava dosyasına sunulmaması nedeniyle hesaplanamadığı, dava konusu aracın hasar tarihi itibariyle 165.000 km üzerinde olması nedeniyle Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarına göre değer kaybı zararı oluşmayacağı” belirtilmiştir. Davacı vekilinin itirazlarının karşılanması için maddi tazminata ilişkin alınan 05/04/2021tarihli ek raporda, hasar onarım bedelinin 5.700,00 TL, değer kaybı bedelinin 1.500,00 TL, araç mahrumiyet bedelinin 750,00 TL hesaplandığı belirtilmiştir. Davacılar vekili bilirkişi raporuna göre 31/05/2021 tarihli ıslah dilekçesini sunmuş, davalı sigorta şirketi vekili 10/06/2021 tarihli dilekçesi ile ıslah edilen kısma ilişkin zamanaşımı itirazında bulunmuştur. Mahkemece birleşen davanın 07/01/2016 tarihinde açıldığı, kazanın 03/01/2015 tarihinde meydana geldiği, davanın KTK 109 maddesi uyarınca 2 yıllık zamanaşımına tabi olduğu, davalıların müşterek ve müteselsilen sorumlu olduklarından, davalı … Sigorta vekilinin ıslah talebine süresi içerisinde zamanaşımı definde bulunduğundan, zamanaşımı defi diğer davalıya da sirayet edeceğinden ıslah ile artırılan kısma ilişkin davanın reddine karar verilmiştir.Somut uyuşmazlıkta; Davacının hasarlanan aracının değer kaybı belirlenirken kaza tespit tutanağı, hasar fotoğrafları, davacı tarafından sunulan onarım faturaları, aracın hasarlı parçaları incelenerek hasara uğrayan parçaların kaza ile uyumu ve gerekliliği ve değerleri yönünden tek tek değerlendirilerek yapıldığı, bir kısım hasarın kaza ile illiyet bağının kurulamadığı, piyasa rayiç değeri de gözetilerek değer kaybının hesaplandığı, anlaşıldığından hasar ve değer kaybına; aracın kullanım şekli, modeli, yaşı, kaza sonucu meydana gelen hasar durumu, km’si, kullanım tarzı v.s. göz önünde bulundurularak onarımı için belirlenen makul onarım süresi için (10 günlük tamir süresi) rayiç kira bedeli üzerinden kazanç kaybının hesaplandığı anlaşıldığından kazanç kaybına ilişkin istinaf itirazları yerinde görülmemiştir. Olay tarihinde yürürlükte bulunan 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun manevi tazminata ilişkin 47.maddesine göre “Hakim, hususi halleri nazara alarak cismani zarara düçar olan kimseye yahut adam öldüğü takdirde ölünün ailesine manevi zarar namıyla adalete muvafık tazminat verilmesine karar verebilir.” ve 49/1.maddesine göre; “Şahsiyet hakkı hukuka aykırı bir şekilde tecavüze uğrayan kişi, uğradığı manevi zarara karşılık manevi tazminat namıyla bir miktar para ödenmesini dava edebilir.” hükümleri getirilerek cismani zarara uğrayan ya da şahsiyet hakkı hukuka aykırı bir şekilde tecavüze uğrayan kişinin kendisinin, ölüm halinde ise ölenin ailesinin manevi tazminat talep edebileceği düzenlenmiştir. Somut olayda, meydana gelen trafik kazası sonucu … plakalı aracın sürücüsü … araçta bulunan küçük oğlu ve kendisinin psikolojilerinin bozulduğunu öne sürerek manevi tazminat talebinde bulunmuştur. Dosya kapsamına göre, cismani zarardan ya da şahsiyet hakkının hukuka aykırı bir şekilde tecavüze uğramış olmasından söz edilemeyeceğinden koşulları oluşmayan manevi tazminat talebinin reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır. Bu nedenlerle; davacılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davacılar vekilinin yukarıda esas ve karar numarası yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı yapmış olduğu istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Yasası’na göre alınması gereken 179,90 TL harçtan peşin alınan 118,60TL harcın mahsubu ile bakiye 61,3 TL harcın davacılardan tahsili ile Hazineye irat kaydına, 3-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, 4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi. 28/03/2023