Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2021/211 E. 2023/230 K. 17.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2021/211
KARAR NO: 2023/230
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 25/11/2020
NUMARASI: 2015/529 Esas – 2020/826 Karar
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ: 17/02/2023
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı …’nin sigortaladığı … plakalı aracın müvekkiline çarpması sonucu davacının yaralandığını, meydana gelen olay nedeniyle vücut bütünlüğünün zarar gördüğünü, olayla ilgili olarak Batman Cumhuriyet Başsavcılığının 2013/16650 Soruşturma sayılı dosyasından soruşturma başlatıldığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla trafik kazasında yaralanan müvekkilinin kazadan dolayı uğradığı 100,00 TL sürekli maluliyet tazminatı ve 100,00 TL geçici iş göremezlik tazminatı olmak üzere toplam 200,00 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı … şirketinden alınarak davacıya ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı vekili ıslah dilekçesi ile geçici iş göremezlik süresi içerisinde uğranan kazanç kaybı tazminatını 23.005,72 TL, sürekli iş göremezlik tazminatını 194.658,96 TL olmak üzere 217.464.68 TL arttırdıklarını beyan ederek toplam 217.664.68TL tazminatın temerrüt tarihi olan 06/05/2015 tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı … vekili verdiği cevap dilekçesinde özetle; sigortaladıkları aracın kusur oranı ve poliçedeki limit dahilinde sorumlu olduklarını, davacıya 27/04/2015 tarihinde 21.687,00 TL ödeme yaptıklarını, sigortalı araç sürücüsünün kusurunun bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davanın kabulüne, 217.664,68 TL sürekli ve geçici işgöremezlik tazminatının davacının davalı sigortaya başvuruda bulunduğu 02/03/2015 tarihinden itibaren 8. iş günü olan 11/03/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine” karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Kusur yönünden alınan raporların birbiri ile çelişkili olduğunu, sigortalı araç sürücüsüne %100 kusur verilmesinin hatalı olduğunu, kusur yönünden çelişkiler giderilmeden eksik inceleme ile karar verildiğini, davacı için ATK’dan alınan sürekli sakatlık raporunun kaza tarihinde yürürlükte olan yönetmelik hükümlerine aykırı olduğunu, kazanın 11/12/2013 tarihinde meydana geldiğini, bu tarihte 2008 sayılı Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Yönetmeliğinin yürürlükte olmadığını, 01/09/2013 tarihinde Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliğinin yürürlüğe girdiğini ve 2008 tarihli yönetmeliği yürürlükten kaldırdığını, ATK tarafından hazırlanan ve karara mesnet tutulan sakatlık raporunda “…pseduartroz’un ameliyatla düzeltilebilir bir komplikasyon olması nedeniyle kişinin tedavi olması halinde maluliyetinin yeniden değerlendirilmesinin uygun olacağı” şeklinde görüş verilmesine rağmen %40 oranında sakatlık verildiğini, ne şekilde hesaplama yapıldığının anlaşılamadığını, davacı vekilinin dava dilekçesinde dava tarihinden itibaren faiz talep etmiş olmasına rağmen bedel arttırım dilekçesinde 06/05/2020 tarihinden itibaren faiz talep ettiğini, mahkeme tarafından davacının dava dilekçesindeki talebini aşacak şekilde 11/03/2015 tarihinden itibaren hüküm kurulmasının hukuka aykırı olduğunu belirterek istinaf talep etmiştir. Dava, yaralamalı trafik kazası nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Dosya kapsamından 11/12/2013 tarihinde davalı … şirketine ZMSS poliçe ile sigortalı dava dışı sürücü … sevk ve idaresindeki … plaka sayılı araç ile karşıya geçmeye çalışan davacı yaya …’a çarpması ile meydana gelen trafik kazasında davacının yaralandığı ve bu yaralanması nedeni maddi tazminat talep ettiği anlaşılmıştır.Dosya kapsamından meydana gelen kazadan sonra davalı şirketin sigortaladığı aracın sürücüsünün davacı yayayı aracı ile hastaneye götürdüğünden trafik kazası tespit tutanağının düzenlenmediği; Batman Sulh Hukuk Mahkemesinin 2014/220 D. İş sayılı tespit dosyasında ve Batman Asliye Hukuk Mahkemesine yazılan talimat sonucu alınan bilirkişi raporlarında davalı şirketin sigortaladığı aracın sürücüsüne %100 oranında asli kusur verildiği, davacı yayanın ise kusursuz olduğunun belirtildiği; Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesince düzenlenen 13/03/2020 tarihli bilirkişi raporunda sigortalı araç sürücüsünün % 100 oranında kusurlu, davalının ise kusursuz olduğunun belirlendiği görülmüştür. Bu durumda İlk Derece Mahkemesince talimat ile alınan kusur raporu ile ATK kusur raporunun birbiriyle örtüştüğü, ayrıca Batman Sulh Hukuk Mahkemesinden alınan tespit raporunda da aynı yönde değerlendirme olduğu, ATK kusur raporunun olayın oluşuna uygun düştüğü nazara alındığında kusura yönelik istinaf itirazı yerinde görülmemiştir. Maluliyete ilişkin alınacak raporların olay tarihlerine göre; 11/10/2008 tarihinden önce Sosyal Sigortalar Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11/10/2008 ila 31/08/2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 01/09/2013 ile 31/05/2015 tarihleri arasında Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği, 01/06/2015 tarihinden sonra ise Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkındaki Yönetmelik hükümlerine uygun olarak düzenlenmesi gerekir. Olay tarihi itibariyle uygulanması gereken yönetmelik Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliğidir. Maluliyet Tespit İşleri Yönetmeliği 01/09/2013 tarihinde yürürlüğe girmiş olup, 4.maddesinin k bendinde maluliyet tanımına yer verilmiştir. Buna göre ” Maluliyet: Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) ve (b) bentleri kapsamındaki sigortalılar için çalışma gücünün veya iş kazası veya meslek hastalığı sonucu meslekte kazanma gücünün en az %60’ını, (c) bendi kapsamındaki sigortalılar için çalışma gücünün en az %60’ını veya vazifelerini yapamayacak şekilde meslekte kazanma gücünü kaybetme hali” olarak tanımlanmış yine Yönetmeliğin sigortalıların çalışma gücü kaybı tespitini düzenleyen 9 ve 10 maddelerinde %60 maluliyet ve üzeri için maluliyet tespitine ilişkin esaslar düzenlenmiştir. Başka bir ifadeyle bu yönetmelik sadece %60 maluliyet ve üzeri için hükümler ve ekli cetvel içermekte olup %60’ın altında maluliyet bulunması halinde bu Yönetmelik hükümlerinin uygulanması olanaklı değildir. Yine Yönetmeliğin 23. maddesi ile Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliğinde yer alan; çalışma gücü kaybı, vazife malullüğü, harp malullüğü ile erken yaşlanma durumlarının tespiti ile ilgili tüm hükümler yürürlükten kaldırılmış düzenlemesine yer verilerek Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliğinin tümden kaldırılmadığı anlaşılmaktadır. Keza ek cetvellere ilişkin yeni bir düzenleme de yapılmamıştır. Sonuç olarak davacının maluliyetinin %60’ın altında olması ve kaza tarihine göre uygulanması gereken Maluliyet Tespit İşleri Yönetmeliği hükümlerine göre maluliyet belirlenirken aynı cetvellerin (Çalışma Gücü Ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliğine ekli cetveller) esas alınması gerektiğinden maluliyetin tespitinde Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliğinin uygulanmış olmasının, maluliyet oranına bir etkisi olmayacağından bu yöne değinen istinaf talebi yerinde görülmemiştir. Dava dilekçesinde dava tarihinden, ıslah dilekçesinde de dava tarihi olan 06/05/2015 tarihinden itibaren faiz talep edildiği halde İlk Derece Mahkemesince 11/03/2015 tarihinden itibaren faize hükmedilmesi doğru olmamıştır. Bu nedenle; davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince, İlk Derece Mahkemesi kararı düzeltilerek aşağıda yazılı olduğu şekilde esas hakkında yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:A- Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının, HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere KALDIRILMASINA, Buna göre:1-Davanın KABULÜNE, 2-217.664,68-TL sürekli ve geçici işgöremezlik tazminatının dava tarihi olan 06/05/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu gereğince hesaplanan 14.868,67-TL nispi karar harcından peşin alınan 770,70-TL harcın mahsubu ile bakiye 14.097,97-TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye irad kaydına,4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 23.686,53-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,5-Davacı tarafından yapılan toplam 3.750,47-TL’nin (27,70-TL BVH, 4,10-TL VH, 27,70-TL Peşin Harç, 743,00-TL Islah Harcı, 163,97-TL Tebliğ ve Posta, 750,00-TL BK, 1.149,00-TL Talimat masrafı, 323,00-TL+562,00-TL ATK fatura) yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine 6-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayarak artan gider avansının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
B-İSTİNAF İNCELEMESİ BAKIMINDAN;1-Davalı tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar harcının, istem halinde İlk Derece Mahkemesi tarafından kendisine iadesine,2-İstinaf aşamasında davalı tarafından yapılan 32,50 TL posta ve tebligat giderinden ibaret yargılama gideri ile 148,60 TL istinaf başvuru harcının davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine, 3-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 4-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dair dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 17/02/2023