Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2021/210 E. 2022/325 K. 24.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2021/210
KARAR NO: 2022/325
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 16/09/2020
NUMARASI: 2014/63 Esas – 2020/406 Karar
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan)
KARAR TARİHİ: 24/02/2022
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı … adına kayıtlı, … Sigorta A.Ş’ne sigortalı, … plakalı özel halk otobüsünün 09.06.2013 tarihinde …’un sevk ve idaresinde iken davacıların murisi …’a çarparak ölümüne sebebiyet verdiğini, davalı araç sürücüsünün ağır kusurlu olduğunu, trafik polisleri taralından kaza sonrası düzenlenen tutanaktaki kusur aidiyetini kabul etmediklerini, kazanın meydana geldiği yerin otobüs durağının 50 metre ilerisi olduğunu, halk özel halk otobüsünün durağa girmeden çok hızlı bir şekilde yoluna devam ettiğini, ölümlü trafik kazası ile ilgili olarak İstanbul 35. Asliye Ceza Mahkemesinde 2013/286 E. sayı ile açılan kamu davasının halen derdest olduğunu, davacı müvekkillerinin babalarını kaybettiğini, telafisi imkansız üzüntü, acı ve keder içerisine düşürüldüklerini beyan ile davacıların her biri lehine 12.500,00 TL olmak üzere toplam 100.000,00 TL manevi tazminatın 09.06.2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte sigorta şirketi dışındaki davalılardan tahsiline, davacıların müteveffanın ölümü nedeni ile oluşan destekten yoksun kalma, cenaze, defin masrafları vs. tazminat haklarından 1.000,00 TL’nin haksız fiil tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tüm davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı … Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkilinin … plakalı aracı 19.04.2013 tarihinden başlayarak bir yıl süreyle trafik sigorta poliçesi ile sigortaladığını, kaza ile ilgili davadan önce müvekkili şirkete müracaat edilmediğini, herhangi bir hasar dosyası açılmadığını, davacı tarafın sigortalı araç sürücüsünün %100 kusurlu olduğu yönündeki iddialarını kabul etmediklerini, davacıların kaza tarihinden itibaren faiz istemlerinin kabulünün mümkün olmadığını, müvekkili şirketin aleyhine açılmış olan davaya sebebiyet vermemiş olması nedeniyle yargılama giderlerine mahkum edilemeyeceğini beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … ve … vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili …’in maliki olduğu özel halk otobüsünün diğer davalı müvekkili … idaresinde iken 09/06/2013 tarihinde davacıların murisi …’ın yola aniden atlaması sonucu …’a çarptığını, kazanın oluş şekli kapsamında müvekkilinin kazada kusurunun olmadığını, söz konusu trafik kazasında müteveffanın ağır ve tam kusurlu olması nedeniyle zararla hareket arasındaki illiyet bağının koptuğunu beyanla, davanın ve davacının taleplerinin reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “1-Maddi tazminat talebi bakımından davanın Kısmen Kabulü ile, 750,00 TL maddi tazminatın davalı … Sigorta A.Ş açısından dava tarihinden, diğer davalılar açısından kaza tarihi olan 09/06/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan alınarak davacılara Verilmesine, bu yöndeki fazlaya ilişkin istemin Reddine, 2-Manevi tazminat talebi bakımından davanın Kısmen Kabulü ile, her bir davacı için 7.000,00 TL olmak üzere toplam 56.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 09/06/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılar … ve …’tan alınarak davacılara Verilmesine, bu yöndeki fazlaya ilişkin istemin Reddine,” karar verilmiştir. Bu karara karşı davalılar … ve … vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davalılar … ve … vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Davacıların talebi olan 100.000,00 TL manevi tazminattan murisin kusuru oranında indirim yapılması gerekirken müvekkillerin kusurundan daha fazlaya tekabül eden manevi tazminata hükmedildiğini, ayrıca murisin ağır kusuru nedeni manevi tazminata da hükmolunmaması gerektiğini, müvekkilin kazanın oluşumunda kusurunun bulunmadığını belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, ölümlü trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Dosya kapsamından; 09/06/2013 tarihinde sürücüsü davalı … yönetimindeki … plaka sayılı özel halk otobüsü ile yerleşim yerinde gündüz vakti tek yönlü caddede seyir halinde iken olay mahalline geldiğinde istikametine göre sol taraftan geçiş için yola giren yayaya yol üzerinde çarpması sonucu, davacıların murisi …’ın ölümüyle sonuçlanan olayda, araç sürücü, işleten ve sigorta şirketinden maddi ve manevi tazminat talep edildiği anlaşılmaktadır. Mahkemece alınan kusur bilirkişi raporuna göre sürücü … % 30, müteveffanın ise % 70 oranında kusurlu olduğu, aynı olay nedeniyle ceza yargılamasının yapıldığı, Yargıtay 12. Ceza Dairesinin 19/10/2021 tarih ve 2019/12998 Esas 2021/7044 Karar nolu ilamıyla (ceza miktarının tayini açısından) düzeltilerek onanan İstanbul 35. Asliye Ceza Mahkemesinin 2013/266 Esas ve 2015/569 Karar sayılı kararı ile sanık olan sürücü davalının cezalandırılmasına karar verilen dosyasına sunulan ATK Trafik ihtisas Dairesinin bilirkişi raporuna göre, sürücünün tali derecede, müteveffanın asli derecede kusurlu olduğunun tespit edildiği görülmektedir. Bu durumda Mahkemece alınan kusur raporu ile ceza yargılaması sırasında alınan kusur raporunun birbiriyle örtüştüğü ve olayın oluşuna uygun düştüğü nazara alındığında kusura yönelik istinaf itirazı yerinde görülmemiştir. Karayolları Trafik Kanunu’nda manevi tazminat konusunda özel bir düzenleme yapılmadığından trafik kazası nedeniyle oluşan cismani zarar nedeniyle manevi tazminat talep edilmesi halinde TBK’da manevi tazminata ilişkin hükümler uygulanacaktır. TBK’nın “manevi tazminat” başlıklı 56/2.maddesinde “Ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir.” şeklinde düzenleme yer almaktadır. Bu yasal hüküm gereğince, hükmedilecek para, zarara uğrayanda manevi huzur duygusunu doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer işlevi olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi mal varlığı hukukuna ilişkin zararın karşılanması da amaç edinilmemiştir. O halde, tazminatın miktarı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerektiği kadar olmalıdır. Hakim, bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Manevi tazminat takdir edilirken, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli, davacının uğradığı zararın kapsamı, davalının sorumluluğunun niteliği, kusur oranları ve özellikle caydırıcı bir etki doğuracak düzeyde olması gerektiği de göz önünde tutularak, meydana gelen trafik kazası sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amacıyla olay tarihindeki paranın alım gücüne uygun düşen tutarlara hükmedilmesi gerekmektedir. Somut uyuşmazlıkta olay tarihi, kazanın oluş şekli, kusur durumu ile tarafların dosyaya yansıyan ekonomik ve sosyal durumları, hükmedilen toplam tazminat miktarı, manevi tazminatın belirlenmesine ilişkin ilkeler ile İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesi birlikte değerlendirildiğinde, TBK’nın 56/2.maddesi kapsamında davacılar lehine belirlenen toplam 56.000,00 TL manevi tazminat miktarlarının, bir miktar yüksek belirlendiği, her bir davacı için 5.000,00 TL olmak üzere toplam 40.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesinin uygun olacağı kanaatine varılmıştır. Bu nedenle; davalılar … ve … vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince, İlk Derece Mahkemesi kararı düzeltilerek aşağıda yazılı olduğu şekilde esas hakkında yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: A- Davalılar … ve … vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile Yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının, HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere KALDIRILMASINA, Buna göre: 1-Maddi tazminat talebi bakımından davanın Kısmen Kabulü ile, 750,00 TL maddi tazminatın davalı… Sigorta A.Ş açısından dava tarihinden, diğer davalılar açısından kaza tarihi olan 09/06/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan alınarak davacılara Verilmesine, bu yöndeki fazlaya ilişkin istemin Reddine,2-Manevi tazminat talebi bakımından davanın Kısmen Kabulü ile, her bir davacı için 5.000,00 TL olmak üzere toplam 40.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 09/06/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılar … ve ..’tan alınarak davacılara verilmesine, bu yöndeki fazlaya ilişkin istemin Reddine,3-Alınması gereken; maddi tazminat davası yönünden 54,40 TL ve manevi tazminat davası yönünden 2.732,40 TL olmak üzere toplam 2.786,80 TL nisbi karar ve ilam harcından davacı tarafından peşin olarak yatırılan 345,00 TL’ nin mahsubu ile bakiye 2.441,80 TL nin davalılar … ve …’ten müştereken ve müteselsilen alınarak Hazineye irat kaydına, Davacı tarafından peşin harç olarak yatırılan 345,00 TL’nin (davalı … Sigorta A.Ş’nin bu miktarın 54,40 TL’dan sorumlu olması kaydıyla) davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara ödenmesine, 4-Davacı tarafça yapılan ilk masraf 43,60 TL, 491,70 TL posta masrafı, 1.600,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam; 2.135,30-TL yargılama masrafının, davanın red ve kabul edilen miktarına göre 861,52 TL nin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara ödenmesine, arta kalan masrafın davacılar üzerinde bırakılmasına, 5-Maddi tazminat davasının kabul edilen miktarına göre karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesap ve takdir edilen 750,00 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara ödenmesine, 6-Maddi tazminat davasının reddedilen miktarına göre karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesap ve takdir edilen 250,00 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalılara ödenmesine, 7-Manevi tazminat davasının kabul edilen miktarına göre karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesap ve takdir edilen 6.000,00 TL vekalet ücretinin davalı … ve …’tan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara ödenmesine, 8-Manevi tazminat davasının reddedilen miktarına göre karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesap ve takdir edilen 6.000,00 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalı … ve …’a ödenmesine, 9-Taraflarca yatırılan gider ve delil avansından sarfedilmeyen kısmın karar kesinleştiğinde ilgilisine İadesine,
B-İSTİNAF İNCELEMESİ BAKIMINDAN; 1-Davalılar … ve … vekilinin tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar harcının, istem halinde İlk Derece Mahkemesi tarafından kendisine iadesine, 2-İstinaf aşamasında davalılar … ve … tarafından yapılan 148,60 TL istinaf başvuru harcının davacıdan tahsili ile davalılar … ve …’a verilmesine, 3-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 4-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dair dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.24/02/2022