Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2021/209 E. 2023/950 K. 17.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2021/209
KARAR NO: 2023/950
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 25/09/2020
NUMARASI: 2017/220 Esas – 2020/368 Karar
BİRLEŞEN İSTANBUL 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’NİN
2017/420 ESAS 2017/516 KARAR SAYILI DOSYASI
DAVA: Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat
KARAR TARİHİ: 17/05/2023
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacılar vekili asıl dava dilekçesinde özetle; 20/01/2017 tarihinde davalı …’un sevk ve idaresindeki … plakalı aracı ile karşıdan karşıya geçmeye çalışan yaya …’a çarpması sonucu …’ın vefat ettiğini, müteveffa …’ın kaza anında 29 yaşında olduğunu, çalıştığı iş yerinden alınan son bir yıllık maaş bordrolarına göre yüksek bir aylığının olduğunu, müteveffanın ölümünden sonra geriye eşi … ile çocuğu …’ın kaldıklarını, maddi tazminat için davalı … Sigorta A.Ş.’ye yapılan başvuru üzerine 06/03/2017 tarihinde 144.205,00TL ödeme yapıldığını ancak zararın bu miktardan oldukça fazla olduğunu belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile müvekkilleri için ayrı ayrı olmak üzere şimdilik 5.000,00 TL’den toplam 10.000,00 TL maddi tazminatın olay tarihinden itibaren ticari faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline (evvelce yaptığı ödemenin davalı sigorta şirketi tarafından ödenecek maddi tazminat miktarından mahsubuna) yine müvekkilleri için ayrı ayrı olmak üzere 100.000,00 TL’den toplam 200.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren ticari faizi ile birlikte davalı …’dan, davalı sigorta şirketi poliçe kapsamında manevi tazminat rizikosunu üstlenmişse sigorta şirketi de dahil olmak üzere müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini dava ve talep etmiştir. Davalı … Sigorta vekili cevap dilekçesinde özetle; … plakalı aracın müvekkili şirkete 19/01/2017-25/03/2017 tarihleri arasında geçerli olmak üzere ZMSS Poliçesi ile sigortalı olduğunu, söz konusu poliçede teminat limitlerinin kişi başı 330.000,00 TL olduğunu, sigorta şirketinin sorumluluğunun sigortalının kusurlu olması halinde söz konusu olduğunu, müvekkili şirkete başvurulduğunu müvekkili şirket tarafından … nolu hasar dosyası açıldığını, …’ın vefatı nedeniyle 06/03/2017 tarihinde eşi … için 118.732,00TL, çocuğu … için 25.482,00TL olmak üzere toplam 144.205,00TL ödendiğini, faiz başlangıç tarihinin borcun talep edilebilir hale geldiği hesap rapor tarihinin dikkate alınarak yasal faize hükmedilmesi gerektiğini belirterek öncelikle davanın reddini talep etmiştir.Birleşen davada davacı vekili aynı trafik kazası nedeniyle fazlaya ilişkin haklarının saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000,00TL maddi zararın kaza tarihinden itibaren ticari faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsiline tahsiline (davalı … Sigorta tarafından yapılan 12.224,83 TL ödemenin ödenecek maddi tazminat miktarından mahsubuna), 30.000,00TL manevi tazminatın olay tarihi itibariyle ticari faizi ile birlikte davalı …’dan şayet davalı sigorta şirketi poliçe kapsamında manevi tazminat rizikosunu üstlenmişse sigorta şirketi de dahil olmak üzere davalılardan müştereken mütelesilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davanın kısmen kabulü ile, eş … için 148.017,22 TL, … için 38.652,78 TL, birleşen 2017/420 esas sayılı dosya davacısı … için 14.724,43 TL maddi tazminatın davalılardan müştereken müteselsilen (davalı sigorta yönünden poliçe üst limiti ile sınırlı olmak üzere), davalı Koray yönünden kaza tarihinden sigorta şirketi yönünden dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle tahsili ile davacılara ödenmesine,2-Eş … için 7.000,00 TL, anne … için 7.000,00 TL, … için 2.500,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’dan tahsili ile davacılara verilmesine” karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı … Sigorta A.Ş. vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davalı … Sigorta A.Ş. vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Davacının gelirine ilişkin bilirkişi tarafından hazırlanan raporda aleyhe hükmedilen tazminatlarda hata yapıldığını, hesaplama yapılırken müteveffanın aktif dönem geliri 2016/12. aya ait beyan ücreti ile net asgari ücret oranlanarak 3,67 katsayısı elde edilip, dönemlere ait net asgari ücretlerin bu katsayı ile çarpılarak bu hususta işleyecek aktif dönemin kabul anlamına gelmemekle birlikte yıllık net 102.348,96 TL bulunmuş olduğunu, bilirkişi tarafından hazırlanan raporda kullanılan yaşam olasılıklarının nasıl bulunduğunun tam anlamıyla tespit edilemediğini ancak tek kişiye ait yaşam olasılıklarının kullanıldığının anlaşıldığını, müteveffanın annesinin bakiye ömrünün rapor tarihinde halen hayatta olduğundan rapor tarihindeki yaşı esas alınarak hesaplanması gerektiğini, müteveffanın eş ve çocuğu için yapılan ödemelerin ödeme tarihindeki zararı karşılayacağını, raporun hatalı olduğunu, manevi tazminat yönünden müvekkili şirketin sorumluluğunun olmadığını, manevi tazminattan sorumluluğu olmayan müvekkili şirket lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini belirterek asıl ve birleşen dava yönünden istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, ölümlü trafik kazası nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Dosya kapsamından 20/01/2017 tarihinde davalı …’un sevk ve idaresinde bulunan davalı sigorta şirketine ZMSS poliçesi ile sigortalı … plakalı aracın karşıdan karşıya geçmekte olan yaya …’a çarpması ile meydana gelen trafik kazasında …’ın vefat ettiği, eldeki dava ile müteveffanın eş, çocuk ve annesi olan davacıların destekten yoksun kalma ve manevi tazminat talep ettikleri anlaşılmıştır. Yargıtay’ın yerleşmiş içtihatlarına göre, davacının ölenin hak sahiplerine ödediği ve davaya konu edilen gerçek zarar miktarı; hak sahiplerinin ve desteğin olay tarihindeki bakiye ömrü esas alınarak aktif ve pasif dönemde elde edeceği kazançlar toplamından oluşmaktadır. Desteğin ölüm tarihindeki geliri esas alınarak destekten yoksun kalma tazminatı hesaplanması gerekir. Somut uyuşmazlıkta desteğin ölüm tarihinden önce çalıştığı işyerinden ücret bordroları getirtilmiş, hükme esas alınan aktüerya bilirkişi raporunda müteveffanın en son aldığı maaş olan 2016/12 aya ilişkin maaşı esas alınarak tazminat hesaplanmıştır. Kaza tarihinden çok öncesine ait 2016/2, 2015/2, 2010/1. aylar ücret tazminat hesaplanmasında esas alınamayacağı gibi müteveffa SGK’ya tabii olduğundan kaza sonrası 2020/1. memur maaş artış katsayısı esas alınamayacağından desteğin gelirine; Yine aktüer bilirkişi raporunda TRH 2010 yaşam tablosu esas alınarak desteğin kaza tarihindeki yaşına göre muhtemel yaşam süresinin, davacıların kaza tarihinde yaşlarına göre destek süreleri belirlenmiş olup belirlemenin TRH 2010 yaşam tablosuna göre doğru olduğu görüldüğünden davacı annenin yaşam süresine ilişkin istinaf talebi de yerinde görülmemiştir. Davacı, dava açmadan önce davalıya başvurmuş olup davalı tarafından davacılara 06/03/2017 tarihinde 156.438,83 TL ödeme yapılmıştır. Mahkemenin hükme esas aldığı bilirkişi raporunda, davacılar için toplam 246.457,24 TL tazminat hesaplanmış ve hesaplanan bu tazminattan, davalının daha önce ödediği bedel güncelleme yapılarak düşülmüştür. Ödeme nedeniyle ibraname bulunmadığı da görülmektedir. Davadan önce parayı alan ve bu dönem zarfında parayı kullanan davacının sebepsiz zenginleşmesinin önlenebilmesi için davadan önce yapılan ödemelerin hesaplanan tazminattan güncellenerek düşülmesi gerektiğinden hükme esas alınan aktüerya bilirkişi raporunda davadan önce yapılan ödemenin yapıldığı tarih ile zarar hesabının yapıldığı tarih arasında işleyen yasal faizi hesaplanarak güncellenmesi ve güncellenmiş miktarın, tazminat miktarından mahsup edilmesi suretiyle yapılan hesaplamaya göre karar verilmiş olmasında usul ve yasaya aykırılık yoktur (Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 23.10.2017 tarih, 2016/ 9924 E. ve 2017/9413 K. sayılı kararı). Davacılar vekili asıl ve birleşen dosyada müvekkilleri lehine sigorta poliçesinde manevi tazminat rizikosu varsa davalı sigorta şirketinden manevi tazminat talep etmiştir. Mahkemece davalı sigorta şirketi yönünden manevi tazminat bakımından olumlu olumsuz herhangi bir karar verilmemiş ise de şartı bağlı olarak manevi tazminat istendiği, poliçede manevi tazminat klozu bulunmadığı anlaşıldığından davalı lehine manevi tazminat yönünden vekalet ücreti verilmemiş olmasında usul ve yasaya aykırılık yoktur. Bu nedenlerle; davalı … Sigorta A.Ş vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davalı … Sigorta A.Ş vekilinin yukarıda esas ve karar numarası yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı yapmış olduğu istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Yasası’na göre alınması gereken 14.884,35 TL harçtan peşin alınan 3.439,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 11.444,95 TL harcın davalı … Sigorta A.Ş’den tahsili ile Hazineye irat kaydına, 3-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, 4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.17/05/2023