Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2021/2071 E. 2021/1921 K. 11.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2021/2071
KARAR NO: 2021/1921
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi
KARAR TARİHİ: 22/02/2021
NUMARASI: 2017/161 Esas – 2021/204 Karar
KARAR TARİHİ: 11/11/2021
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 23.06.2015 tarihli trafik kazasında çocuğunu yitirmiş olan müvekkilleri lehine, fazlaya ilişkin dava ve talep haklarımızın saklı kalması kaydıyla, genişletilmiş kasko sigorta poliçesi gereğince, müvekkillerinden her biri için 15.000,00 TL ve toplamda 30.000,00 TL manevi tazminata kaza tarihinden, olmazsa talep tarihinden itibaren işletilecek faiziyle birlikte hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davaya konu taleplerin teminat kapsamında olmadığını her durumda sigortalı aracın zorunlu mali mesuliyet sigorta poliçesi hadlerini aşan kısım olmaması halinde müvekkili şirket açısından davanın reddini, yapılacak yargılamada, sınırlı sorumluluk ilkesi, gerçek zararın giderilmesi ilkesi, zenginleşme yasağı ilkesi, kusur oranında sorumluluk ilkesinin gözetilmesini, fahiş manevi tazminat talepleri reddini, kaza/talep tarihinden itibaren faiz talebinin reddini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonucunda: “Davanın, görev dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine, Davaya bakmakla görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğuna, Karar kesinleştiğinde ve süresinde başvuru olması halinde dosyanın görevli Nöbetçi İstanbul Anadolu Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine” karar verilmiştir. Görevsizlik kararından sonra davacı vekilinin belirlenen yasal sürede dosyanın yetkili mahkemeye gönderilmesi talebinde bulunmadığı anlaşılmakla ve HMK’nın 20/1. maddesi uyarınca uyarınca resen davanın açılmamış sayılması yönünde ek karar verilmiştir. Bu ek karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle: davalı vekilinin 11.01.2018 tarihinde istifa ettiğini, buna rağmen gerekçeli kararın davalı vekili Av. …’na tebliğ edildiğini, davalı vekili tarafından tebligattan sonra davalı … şirketinin vekilliğinden azledilmiş olduğunu bu nedenle tebligatın davalı asile gönderilmesi talep ettiğini, ancak yerel mahkeme davalı asile gerekçeli kararı tebliğ etmeksizin ek karar ile davanın açılmamış sayılmasına karar verildiğini ve kararın kesinleştirildiğini, mahkeme personelince yapılmış usulsüz tebligatın olumsuz sonuçlarının taraflarına ve müvekkillerine yüklenmesinin hakkaniyetli olmadığını belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere yapılan inceleme sonucunda: 6100 sayılı HMK’nın 20/1. maddesinde “Görevsizlik veya Yetkisizlik kararı verilmesi halinde, taraflardan birinin, bu karar verildiği anda kesin ise tebliğ tarihinden, süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde kararı veren mahkemeye başvurarak, dava dosyasının görevli ya da yetkili mahkemeye gönderilmesini talep etmesi gerekir. Aksi takdirde dava açılmamış sayılır ve görevsizlik veya yetkisizlik veren mahkemece bu konuda resen karar verilir ” hükmü yer almaktadır.Somut uyuşmazlıkta gerekçeli kararın davalı tarafından vekil olarak tayin edilen Av. …’na tebliğ edildiği, adı geçen davalı vekili tarafından vekillikten azledildiği belirtilerek tebligatın iade edildiği ve davalı asile tebligat yapılması talep edildiği anlaşılmış olup gerekçeli kararının usulüne uygun olarak davalıya tebliğ edildiğine ilişkin tebliğ mazbatasına dosya kapsamında rastlanmamıştır. Bu halde azledilen vekile yapılan tebliğ usulsüz olup gerekçeli karar, usulüne uygun olarak davalıya da tebliğ edilmediğinden görevsizlik kararının kesinleştiğinden bahsedilemeyeceğinden HMK’nın 20/1. maddesi gereğince ek karar ile davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuştur. Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi ek kararının HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,3-İstinaf karar harcının istek halinde İlk Derece Mahkemesince yatırana iadesine,4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,6-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 11/11/2021