Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2021/2070 E. 2023/252 K. 17.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2021/2070
KARAR NO: 2023/252
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 29/04/2021
NUMARASI: 2015/1453 Esas – 2021/357 Karar
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ: 17/02/2023
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili … nin 26.11.2011 tarihînde … plakalı aracın kendisine çarpması sonucu ağır yaralanarak malul olduğunu, kaza sırasında yaya konumunda olan müvekkili …’nin kazanın oluşumunda herhangi bir kusuru bulunmadığını, davacının yaralanması nedeni ile Bursa 6.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2021/383 Esas 2014/23 Karar sayılı dosyasında % 32 oranında maluliyetin tespit edildiği, davalı ile ödeme feragatın bu oran üzerinden yapıldığını, sonrasında maluliyetin %54 olarak tespit edildiğini, artan maluliyeti yönünden ve bakıcı gideri yönünden davanın kabulünü talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafın … plakalı aracın müvekkili şirket nezdinde ZMSS Poliçesi ( Trafik ) ile sigortalı olduğundan bahisle maluliyet tazminatı talep ettiğini, davacı tarafın delillerinin tebliğini talep ettiklerini, davacı tarafından Bursa 6. Asliye Hukuk Mahkemesi 2012/383 E. sayılı dosyasından müvekkili şirket aleyhine maluliyet tazminatı talebiyle dava açıldığını, işbu dava devam ederken davacı taraf ile sulh olunduğunu, davacı tarafa asıl alacak, faiz ve ferileriyle birlikte toplam 143.700 TL sulhen ibraname – makbuz -feragatname karşılığında ödendiğini, davacı taraf sulh nedeniyle işbu davadan feragat ettiğini, Bursa 6. Asliye Hukuk Mahkemesi 20.10.2014 tarih, 2012/383 Esas ve 2014/233 Karar sayılı ve kararı ile davanın feragat nedeniyle reddine karar verildiğini, davacı tarafın sigortalının kusurunu ve zararını usulen ispat etmesi gerektiğini, müvekkili şirket faizden dava tarihinden itibaren yasal faizle sorumlu olduğunu, davacı tarafa ödeme yapıldığından müvekkil şirketin sorumluluğu bakiye poliçe limiti olan 56.300 TL ile sınırlı olduğunu, davacının kaza sebebiyle elde ettiği gelir ve tazminatların mahsubu gerektiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davanın kabulüne,2-56.300,00 TL sürekli iş göremezlik ve 2.603,57 TL bakıcı gideri olmak üzere toplam 58.903,57 TL’nin 14/09/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine” karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Davacı tarafından Bursa 6. Asliye Hukuk Mahkmesi 2012/383 Esas sayılı dosyasından müvekkili şirket aleyhine dava açılmış olduğunu, işbu dava devam ederken davacı taraf ile sulh olunduğunu, davacı tarafa asıl alacak, faiz ve ferileriyle birlikte toplam 143.700 TL sulhen ibraname-feragatname karşılığında ödenmiş olduğunu, davacının maddi tazminatlar bakımından müvekkili şirket lehine feragat ettiğini, bu nedenle davanın feragat nedeniyle reddi gerektiğini, her halükarda davacının taleplerinin zamanaşımına uğramış olduğunu, müvekkili şirketin sorumluluğunun 200.000 TL poliçe limiti ile sınırlı olduğunu ancak bilirkişi raporu esasında poliçe teminatını aşacak şekilde sürekli iş göremezlik tazminatı ve bakıcı gideri tazminatı üzerinden çift teminat değerlendirmesi yapılmış olduğunu, hesaplamanın kabulünün mümkün olmadığını, kaza yılı teminat miktarı olan 200.000 TL göz önüne alınarak karar verilmesi gerektiğini, kabul anlamına gelmemek kaydıyla poliçe teminatlarının 200.000 TL olduğunu, 26.07.2013 tarihinde yapılan ödemenin ise 143.700 TL olduğunu, 143.000 TL tutarın faizinin işletilerek ödenen tutarın bugünkü güncel tutarının belirlenerek poliçe teminat miktarından çıkartılması gerektiğini aksi durumda 2013 yılında müvekkili şirket tarafından ödenen meblağın hiç bir değeri kalmamış olacağını belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava,yaralamalı trafik kazası nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. 2918 sayılı KTK’nin “sorumluluğa ilişkin anlaşmalar” başlığını taşıyan 111. maddesi gereği, “Karayolları Trafik Kanunu ile öngörülen hukuki sorumluluğu kaldıran veya daraltan anlaşmalar geçersizdir. Tazminat miktarlarına ilişkin olup da, yetersiz veya fahiş olduğu açıkça belli olan anlaşmalar veya uzlaşmalar yapıldıkları tarihten başlayarak iki yıl içinde iptal edilebilir”. Bu madde hükmü gereğince, tazminat miktarlarına ilişkin olup da yetersiz veya fahiş olduğu açıkça belli olan anlaşmalar veya uzlaşmalar yapıldıkları tarihten itibaren 2 yıl içinde iptal edilebilirler. Yasadaki bu hükmünden yararlanmak için ibra belgesinin iptalinin açıkça ve ayrıca istenmesine gerek olmayıp, dava sırasında bu husus ileri sürülebileceği gibi, yapıldığı tarihten itibaren 2 yıl içinde hükümlerinin kabul edilmediğine ilişkin bir irade açıklaması da yeterlidir. Yasada belirtilen 2 yıllık süre hak düşürücü süre olup, mahkemece res’en dikkate alınması gerekir. Taraflar arasında aynı olaya ilişkin Bursa 6. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2012/383 Esas 2014/23 Karar sayılı dosyası kapsamında davalı sigorta şirketi ile 25/07/2013 tarihli protokol- ibraname ile sulh oldukları ve maddi tazminata yönelik davadan feragat edildiği, aynı dosya kapsamında 03/0402014 tarihi Uludağ Üniversitesi Adli Tıp Kurulu raporunda davacının % 54 maluliyet oranı tespit edilmiştir. Eldeki dava, trafik kazası sonucu oluşan bedensel zarar nedeniyle ibraname yapılan ödeme sonrasında maluliyet oranının artması nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir. KTK’nun 111. maddesi uyarınca, tazminat miktarlarına ilişkin olup da yetersiz veya fahiş olduğu açıkça belli olan anlaşmalar veya uzlaşmalar yapıldıkları tarihten itibaren 2 yıl içinde iptal edilebilirler. Yasa’nın bu hükmünden yararlanmak için ibra belgesinin iptalinin açıkça ve ayrıca istenmesine gerek olmayıp, dava sırasında bu husus ileri sürülebileceği gibi, yapıldığı tarihten itibaren 2 yıl içinde hükümlerinin kabul edilmediğine ilişkin bir irade açıklaması da yeterlidir. Davalı tarafından davacıya 25/07/2013 tarihli ibraname ile %32 oranındaki maluliyetine istinaden 143.700 TL ödeme yapılması üzerine davacı, davalıyı ibra etmiştir. Oysa eldeki uyuşmazlıkta %32 maluliyet oranı için değil, davacının maluliyetindeki artış sonucunda ortaya çıkan mevcut %54 maluliyet oranı ile önceki %32 maluliyet oranı arasındaki fark için tazminat talep edilmektedir. Davacı, %32 daimi maluliyeti için davalıyı ibra ettiğinden ibraname düzenleme tarihinden sonra tespit edilen artan maluliyet ibraname kapsamında değildir. Bu nedenle ibranın üzerinden 2 yıl geçtiği yönündeki istinaf başvurusu yerinde olmadığı gibi yaralamalı trafik kazası söz konusu olup uzamış 8 yıl olan ceza zamanaşımı uygulanacağından olay tarihinden itibaren dava tarihine kadar 8 yıl olan ceza zamanaşımı süresi dolmamış olduğu anlaşıldığına göre hak düşürücü süre ve zamanaşımına ilişkin istinaf talepleri yerinde görülmemiştir. (Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2015/5333 Esas ve 2018/210 Karar sayılı ilamı).Davacının eldeki davada ibraname sonrasında tespit edilen fark kısmına ilişkin yapılmış bir ödeme bulunmadığından mahkemece davalının daha önce yapılan ödeme güncellenmeksizin mahsup edilerek poliçe limiti kapsamında karar verilmesinde ve bakıcı giderinin sağlık gidein teminatınından, maluliyet tazminatının sakatlık gideri teminatından karşılanmasında isabetsizlik bulunmamaktadır. Bu nedenlerle; davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:1-Davalı vekilinin yukarıda esas ve karar numarası yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı yapmış olduğu istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2-Harçlar Yasası’na göre alınması gereken 461,13 TL harçtan peşin alınan 115,28 TL harcın mahsubu ile bakiye 345,85 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,3-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına,4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.17/02/2023