Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2021/206 E. 2022/2294 K. 21.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2021/206
KARAR NO: 2022/2294
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 15/12/2020
NUMARASI: 2018/1012 Esas – 2020/899 Karar
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan)
KARAR TARİHİ: 21/12/2022
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 23/05/2018 günü sürücü … sevk ve idaresindeki … plakalı aracın kendisine kırmızı ışık yanmasına rağmen seyrine devam ederek kavşak içerisine girmiş ve direksiyon hakimiyetini kaybederek elektrik direğine çarpması ile meydana gelen tek taraflı ölümlü trafik kazasında …’ ın vefat ettiğini bu nedenle kalan bakiye miktarın tazmini için HMK 107.maddesi gereğince dava açıldığını, fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla destekten yoksun kalma tazminatı olarak şimdilik davacıların her biri için 1.000,00’er TL olmak üzere toplamda 3.000,00 TL maddi tazminat bedelinin temerrüt tarihi olan 13/07/2018 tarihinden itibaren artan oranlarda işleyecek yasal faiz ile birlikte limit sınırları içerisinde teselsül hükümlerine göre davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davacılar vekilinin ıslah dilekçesi ile; davacı eş … için 128.411,43 TL’nin, davacı çocuk … için 18.790,41 TL’nin, davacı çocuk … için 34.138,00 TL’ye yükseltmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; kazaya karışan … plakalı aracın sürücüsüne davanın ihbarını talep ettiğini, müvekkili kurumun davacı tarafa ödemede bulunarak üzerine düşen tüm sorumluluğu yerine getirdiğini ve davacının tüm zararının karşılandığını, davacı tarafa ödenen tazminat ibraname mukabilinde ödenmiş olup, aktüer tarafından yapılacak hesaplamada tazminattan yeniden evlenme ihtimali, müterafik kusur ve hatır taşıması indirimi yapılması gerektiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda;”Davanın kısmen kabulü ile davacı … için 82.183,31 TL, davacı … için 12.025,86 TL ve davacı … için 21.848,32 TL destek tazminatının 02.07.2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davacı … için hükmedilen 82.183,31 TL destek tazminatının 20.000,00 TL’si temlik alan davacı …’ya ödenmek üzere davalıdan alınarak davacılara ödenmesine , fazlaya ilişkin istemin reddine” şeklinde karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı … tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; hesaplanan tazminatın müvekkili kurumun ödeme tarihindeki verileriyle hesaplanması gerektiğini, akabinde, hesaplanmış olan tazminattan öncelikle müterafik kusur ve hatır taşıması indiriminin yapılarak ödenmesi gereken tutarın belirlenmesi, ardından müvekkili kurumca ödenen tazminatın yeterli olup olmadığının tespit edilmesi gerektiğini, ibranamede belirtili olan ödenen tazminat ile mahkemece tespit edilecek tazminat miktarı arasında fahiş fark bulunması halinde ibranamenin hükümsüz sayılabileceğini, aksi takdirde küçük farklılıklar için müvekkili kurumun sorumluluğunun söz konusu olmayacağını, hükme esas alınan hesaplama ile belirlenen tazminattan öncelikle müterafik kusur ve hatır taşıması indirimi yapıldıktan sonra tespit edilen rakam üzerinden müvekkili kurum tarafından yapılan ödemenin güncellenerek tenzil edilmesi gerektiğini, mahkeme tarafından hükme esas alınan hesap raporunda yalnızca davacılar için pay dağılımı yapılmış olduğunu, müteveffanın anne-babası ve hatta varsa ise başka bir desteği için de pay dağılımı yapılması gerektiğini, müteveffanın üvey annesi tarafından müvekkil kuruma destekten yoksun kalma tazminat talebine ilişkin açılmış Dinar Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2018/365 Esas sayılı dosyası halen derdest olup, müteveffanın üvey annesi bakımından da destekten yoksun kalma tazminatının kabul edilmesi halinde, müvekkili kurumun kaza tarihindeki teminat limitinin aşılmış olacağını, müteveffanın anne ve babasına da destek olacağını, o halde yalnızca davacılar bakımından paylaştırmaya gidilmemesi, talep olmasa dahi müteveffanın anne ve babasına ayıracağı gelir pay olarak ayrılması gerektiğini belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur.Davalı vekili süresi içinde ek beyan dilekçesi ile; mahkeme tarafından tesis edilen ilam ile … lehine 82.183,31 TL destek tazminatına hükmedildiğini, yargılama esnasında davacı … işbu dava kapsamında 20.000,00 TL alacağını …’ya devrettiğini, işbu devir işlemi ile hem temlik eden … lehine 62.183,31 TL üzeriden, hem temlik alan … lehine 20.000,00 TL üzerinden ilam vekalet ücretine hükmedilmesinin doğru olmadığını, temlik alan ve temlik eden lehine ana para üzeriden vekalet ücreti hesaplanarak temlik miktarı uyarınca oranlanarak taraflar lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, bu husus atlanarak temlik alan ve temlik eden için ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirtmiştir. Dava ölümlü trafik kazası nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355.maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk derece mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Dosya kapsamından, 23/05/2018 tarihinde … sevk ve idaresindeki … plakalı aracın kendisine kırmızı ışık yanmasına rağmen seyrine devam ederek kavşak içerisine girmiş ve direksiyon hakimiyetini kaybederek elektrik direğine çarpması neticesinde tek taraflı ölümlü trafik kazası meydana geldiği, araçta yolcu olan müteveffa …’ın vefat etmiş olması nedeniyle davadan önce yapılan ödemenin yetersiz olduğundan limit dahilinde bakiye destekten yoksun kalma tazminat talebinde bulunulduğu anlaşılmıştır. Kaza tespit tutanağında desteğin emniyet kemeri takılı olmadığı işaretlenmiş olduğu sürücünün, desteğin babası olduğu dosya kapsamı ile sabittir.Davacı tarafından yapılan başvuru neticesinde davalı sigorta şirketince dava tarihinden evvel hak sahiplerinden alınan 17/07/2018 tarihli ibraname imzalanarak 20.07.2018 tarihinde 147.223,00 TL ödeme yapılmıştır. Dava ise 31/10/2018 tarihinde açılmıştır. Hükme esas alınan aktüerya raporunda, sigorta şirketince yapılan ödemenin güncellenmiş hali ile mahsubu sonucu davacıların destekten yoksun kalma tazminatı belirlenmiştir. Oysa davanın, KTK’nın 111. maddesinde düzenlenen hak düşürücü süre de açıldığı anlaşıldığından Mahkemece; aktüerya bilirkişisinden ek rapor alınarak ödeme tarihi itibariyle yapılan ödemenin yetersiz olup olmadığının belirlenmesi amacı ile ödeme tarihi verileri dikkate alınarak yapılacak hesaplama sonucu bulunacak tutar ile ödeme miktarının karşılaştırılarak, ödemenin yeterli bulunması halinde ibra nedeni ile davanın reddine karar verilmesi; ödeme yetersiz ise davalının davadan önce ödediği bedelin, ödemenin yapıldığı tarih ile zarar hesabının yapıldığı tarih arasında işleyen yasal faiz hesaplanarak güncellenmesi ve güncellenmiş miktarın, tazminat miktarından mahsup edilmesi suretiyle sonucuna göre usuli kazanılmış haklarda gözetilerek karar vermek gerekirken eksik inceleme ile karar verilmiş olması doğru olmamıştır. Manevi tazminatın kapsamını belirleme biçimi ve tazminattan yapılacak indirimler ve sıralaması TBK 51 ve 52. (818 Sayılı BK 43-44 mad) maddelerinde düzenlenmiştir. TBK 51. maddesine(BK 43. mad.) göre hâkim, tazminatın kapsamını ve ödenme biçimini, durumun gereğini ve özellikle kusurun ağırlığını göz önüne alarak belirleyecektir. Hakim tarafların kusur durumunu dikkate alarak tazminatın kapsamını belirledikten sonra Yargıtay kararlarında yerleşmiş olduğu üzere tazminattan müterafik kusur indirimi yapılarak nihai zarar ve ödenmesi gereken tazminat belirlenecek, son olarak da davadan önce yapılan ödemenin güncellenen değeri düşülecektir. İlgili kanun maddeleri incelendiğinde,davalı tarafından yapılan ödemeler tazminatı belirlemede bir indirim nedeni olarak gösterilmediği gibi, Yargıtay uygulamaları ile artık yerleşik hale geldiği üzere borcu söndüren bir nitelik taşımaktadır.Somut olayda; davacıya, davadan önce davalı tarafından kısmi ödeme yapılmıştır. Mahkemece hesaplanan tazminattan, davadan önceki ödeme güncellenerek düşülmüş, bundan sonra da müterafik kusur ve hatır taşıması indirimi yapılarak tazminata hükmedilmiştir. Yukarıdaki açıklamalar ışığında hesaplanan tazminattan önce müterafik kusur ve hatır taşıması indirimi yapılıp, daha sonra güncellenen ödemenin düşülmesi gerektiğinden davalı vekili istinaf itirazları yerindedir (Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 2021/4064 Esas-2021/10856 Karar sayılı ilamı). Yine mahkeme tarafından hükme esas alınan hesap raporunda yalnızca davacılar için pay dağılımı yapılmış olup, müteveffanın anne ve babasının hayatta olup olmadığı destek tazminatından yararlanıp yararlanamayacağı ile müteveffanın üvey annesi tarafından davalıya karşı destekten yoksun kalma tazminat talebi için açıldığı bildirilen Dinar Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2018/365 Esas sayılı dosyasının da incelenerek davalının limitle sorumlu olduğu nazara alınarak hesaplama yapılması gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğu olmamıştır.Davalı vekili temlik alan ile ilgili vekalet ücretine ilişkin itirazına gelince; mahkemece davacı Mehmet için temlik edilen miktar ile kalan miktar için AAÜT ne göre ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmesinde usul ve yasaya aykırılık görülmemiştir.Açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın yukarıda belirtilen şekilde işlem yapılmak üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,3-İstinaf karar harcının istek halinde İlk Derece Mahkemesince yatırana iadesine, 4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, 6-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.21/12/2022