Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2021/1922 E. 2023/544 K. 28.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2021/1922
KARAR NO: 2023/544
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 05/01/2021
NUMARASI: 2015/728 Esas – 2021/3 Karar
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan
Tazminat)
KARAR TARİHİ: 28/03/2023
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili …’ın malik ve sürücüsü olduğu, diğer müvekkili …’ın içinde yolcu olarak bulunduğu … plaka sayılı vasıta ile davalı şahsa ait ve onun idaresindeki … plaka sayılı vasıtanın 13/04/2015 tarihinde çarpışmak sureti ile trafik kazası meydana geldiğini, davalı sürücünün hız limitine ilişkin uyarı levhası olmasına rağmen buna riayet etmediğini, hız limitinin üzerinde ve dikkatsiz olarak seyir halinde olduğundan müvekkilinin yol üzerinde geçişini tamamlamakta olan aracını son ana kadar farketmediğini ve büyük bir hız ve şiddetle müvekkilinin aracına çarptığını, düzenlenen kaza tespit tutanağında müvekkili …’a yüklenen asli, davalı sürücüye yüklenen tali kusur oranlarının kabulünün mümkün olmadığını, müvekkilinin mecburi hizmetini yapmak üzere, kazadan bir kaç ay önce Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı olarak ilk görevine başlamış bir hekim olduğunu, kaza sonucunda müvekkilinin ağır yaralandığını, 46 gün boyunda tamamen yatağa bağlı yaşadığını ve bakıcı hizmeti aldığını, müvekkilinin babası …ın Ocak 2015 tarihinde işten çıkartıldığını ve işe iade davası devam ettiğinden ailenin bu trafik kazası sebebi ile ciddi bir ekonomik sıkıntı çektiğini beyan ederek, davacı … için 6.000,00 TL maddi tazminatın davalılardan müşterek ve müteselsilen, 200.000,00 TL manevi tazminatın sadece davalı …’dan kaza tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ile birlikte tahsiline, … için 2.000,00 TL maddi tazminatın davalılardan müşterek ve müteselsilen 50.000,00TL manevi tazminatın sadece davalı …’dan kaza tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ile birlikte tahsiline, sigorta şirketinin sorumluluğunun poliçe limiti ile sınırlı tutulmasına karar verilmesini verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu kazanın tacir olmayan kişiler arasında meydana geldiğini, tacir olmayan kişiler arasında meydana gelen kazalarda görevli mahkemelerin Ticaret Mahkemeleri değil Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğunu, davacıların yaralanmasına sebep olan kazanın meydana gelmesinde davacıların kusurlu olduklarını, müvekkiline atfedilecek bir kusur olmadığını, olay günü davacının yolu kontrol etmeden dikkatsiz ve tedbirsiz şekilde iç yoldan karşıya geçmeye çalıştığını ve bu suretle kazanın meydana geldiğini, müvekkilinin kusurlu olduğunu gösteren tutanakların hatalı olduğunu, kazanın meydana gelmesinde davacıların kusurlu olduklarını, meydana gelen kaza sebebiyle müvekkilinin mağdur olduğunu, maddi ve manevi zarara uğradığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … Sigorta Şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının teminata giren maddi tazminata ilişkin talebi ile ilgili olarak davacı taraf ile sulh olunduğunu ve sulh çerçevesinde davacı vekili Av. …’na asıl alacak ve ferileri ile birlikte toplam 102.167,06TL’nin ibraname mukabilinde ödendiğini belirterek, işbu ödeme ile maddi tazminat yönünden davacı taraf davadan feragat ettiğinden davanın reddi gerektiğini, yargılama gideri ve vekalet ücreti talep edilmediğinden bu konuda hüküm kurulmasına yer olmadığına karar verilmesi gerektiğini beyan etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davacının maddi tazminat talepleri yönünden feragati sebebiyle, maddi tazminat yönünden taleplerin reddine, Manevi tazminat yönünden taleplerin kısmen kabulü ile; … için 70.000,00TL, … için 40.000,00TL’nin 13/04/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’dan tahsili ile davacıya verilmesine,” karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı … vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.Davalı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; kaza sonrasında tutulan kolluk tutanakları, ceza yargılama dosyasında alınan kusur tespit raporu ve iş bu dosyada alınan kusur tespit raporuna göre müvekkilinin meydana gelen kazada %25 oranında kusurlu bulunduğunu, müvekkilinin hiç bir kusurunun olmadığını ancak müvekkilinin %25 kusurlu olduğunun kabul edilmesi halinde dahi mahkemece tayin edilen tazminat miktarının fahiş ve ölçüsüz olduğunu, meydana gelen trafik kazasında davacı …’ın asli ve ağır kusurlu olduğunu, davacının sebep olduğu trafik kazasında asıl müvekkilinin mağdur olduğunu, davacının kendisinin sebep olduğu trafik kazası nedeniyle müvekkilinden fahiş miktarda tazminat talep etmesinin hakkaniyet kurallarına aykırı olduğunu, kusur oranları dikkate alınmadan manevi tazminat miktarının ölçüsüz olarak belirlendiğini ayrıca müvekkilinin ekonomik durumunun da dikkate alınmadığını, yerel mahkemece davacının feragati nedeniyle maddi tazminat talepleri yönünden davanın reddine karar verildiği halde tarafları lehine maktu vekalet ücretine hükmedilmediğini, reddedilen manevi tazminat talebi yönünden ve reddedilen miktar üzerinden her iki davacı için ayrı ayrı tarafımız lehine nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere yapılan inceleme sonucunda: Dava, yaralamalı trafik kazasından kaynaklanan manevi tazminat istemine dayanmaktadır. Dosya kapsamından, 13/04/2015 tarihinde davalı sürücünün sevk ve idaresindeki … plakalı araç ile davacının sürücüsü olduğu, diğer davacı …’ın içinde yolcu olarak bulunduğu … plakalı aracın çarpışması ile meydana gelen trafik kazasında davacıların yaralandığı ve bu yaralanmaları nedeni maddi ile manevi tazminat talep ettiği, alınan kusur raporuna göre meydana gelen kazada davacı sürücü …’ın %75 oranında, davalı sürücü …’ın%20 oranında kusurlu oldukları, kaza nedeniyle davacı …’ın %8, davacı …’ın ise %21 oranında maluliyeti oluştuğu anlaşılmıştır. Mahkemece alınan kusur raporu ile ceza yargılaması sırasında alınan kusur raporlarının birbiriyle örtüştüğü, kaza tespit tutanağı ve olayın oluşuna uygun düştüğü nazara alındığında kusura yönelik istinaf itirazı yerinde görülmemiştir. Karayolları Trafik Kanunu’nda manevi tazminat konusunda özel bir düzenleme yapılmadığından trafik kazası nedeniyle oluşan cismani zarar nedeniyle manevi tazminat talep edilmesi halinde TBK’da manevi tazminata ilişkin hükümler uygulanacaktır. TBK’nın “manevi tazminat” başlıklı 56/1.maddesine göre, “Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir.” Bu yasal hüküm gereğince, hükmedilecek para, zarara uğrayanda manevi huzur duygusunu doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer işlevi olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi mal varlığı hukukuna ilişkin zararın karşılanması da amaç edinilmemiştir. 22.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli, davacının uğradığı zararın kapsamı, davalının sorumluluğunun niteliği, kusur oranları ve özellikle caydırıcı bir etki doğuracak düzeyde olması gerektiği de göz önünde tutularak, meydana gelen trafik kazası sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amacıyla olay tarihindeki paranın alım gücüne uygun düşen tutarlara hükmetmesi gerekmektedir(Yargıtay HGK’nun 23/06/2004 tarih, 13/291-370 E.-K. sayılı kararı). Bu açıklamalara göre, kazanın oluş şekli, davacılardaki yaralanmanın niteliği ve maluliyet oranları, davacı …’ın kazanın oluşumunda %75 oranında kusurlu bulunması, olay tarihindeki paranın alım gücü ile tarafların sosyal ve ekonomik durumları birlikte değerlendirildiğinde, İlk Derece Mahkemesince davacı … lehine hükmedilen manevi tazminat miktarının bir miktar yüksek olduğu, manevi tazminat müessesinin amacına ve hakkaniyete uymadığı kanısına varıldığından, manevi tazminat miktarına ilişkin istinaf itirazı yerinde görülmüş aynı kriterlere göre değerlendirme yapılarak takdiren davacı … lehine 30.000,00 TL hükmedilmesinin uygun olacağı kanısına varılmıştır. Ancak diğer davacı …’ın yolcu olması nedeniyle kazanın oluşumunda kusursuz olması, maluliyet oranı nazara alındığında mahkemece belirlenen manevi tazminat miktarının, manevi tazminat müessesinin amacına ve hakkaniyete uygun, yeterli ve makul olduğu kanaatine varıldığından davacı … lehine hükmedilen manevi tazminata ilişkin istinaf itirazı yerinde görülmemiştir. Davacılar vekili yargılama sırasında, maddi zararlarının karşılandığını karşılıklı sulh olduklarını, bu nedenle maddi tazminattan feragat ettiklerini bildirmiş mahkemece maddi tazminat taleplerine ilişkin davalılar yönünden feragat nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir. Yargıtay yerleşik içtihatlarında da belirtildiği üzere, bu davalarda davadan feragatte hakkın özünden feragat söz konusu olmayıp davacı alacağına yargılama sırasında kavuştuğu için feragat etmiş, esasen dava konusuz kalmıştır. Davalılar kendilerine karşı dava açılmasına yine kendileri sebebiyet vermişlerdir. Bu nedenle, feragat sebebiyle reddedilen maddi tazminat yönünden davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmemiş olmasında isabetsizlik yoktur. İhtiyari dava arkadaşı olan davacıların her birinin ayrı ayrı maddi ve manevi tazminat talebinde bulunmuş olması, her birinin davasının diğerinden bağımsız olması ve aralarında ihtiyari dava arkadaşlığı bulunanların usul ekonomisi ilkesi dikkate alınarak birlikte dava açtıkları durumda da esasen birden fazla dava olduğu dikkate alınarak; her bir davacı yönünden lehine hükmedilen ve reddine karar verilen tazminat miktarına göre ayrı ayrı vekalet ücreti verilmesi gerektiğinde manevi tazminatta vekalet ücretinin her bir davacı için ayrı ayrı verilmesi gerektiğine ilişkin istinaf talebi yerinde görülmüş ve hüküm düzeltilmiştir. Bu nedenle; HMK’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince, davalı … vekilinin istinaf başvurusunun (manevi tazminat miktarı yönünden) kısmen kabulüne, kısmen (kusura ilişkin) reddine, İlk Derece Mahkemesi kararının manevi tazminatın miktarı ve manevi tazminatın reddedilen kısmı yönünden vekalet ücreti düzeltilerek aşağıda yazılı olduğu şekilde esas hakkında yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: A- Davalı … vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının, HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere KALDIRILMASINA, Buna göre: 1-)Davacının maddi tazminat talepleri yönünden feragati sebebiyle, maddi tazminat yönünden taleplerin REDDİNE, 2-)Manevi tazminat yönünden taleplerin kısmen kabulü ile; … için 30.000,00TL, … için 40.000,00 TL’nin 13/04/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’dan tahsili ile davacılara belirtilen miktarlarda verilmesine, fazlaya ilişkin taleplerin reddine, 3-)Harçlar Yasası uyarınca alınması gerekli 4.781,70 TL harçtan peşin alınan 881,20-TL’nin mahsubu ile bakiye 3.900,05 TL harcın davalı …’dan tahsili ile hazineye gelir kaydına, -Davacılar tarafından dava açıldığı sırada yatırılan 881,20TL peşin nispi harcın davalı …’dan tahsili ile davacılara verilmesine, 4-)Davacılar tarafından yapılan 27,70TL başvurma harcı, 600,00TL bilirkişi ücreti 669,25TL davetiye ve tezkere gideri olmak üzere toplam 1.269,25-TL yargılama giderinin davanın kabul ve red oranına göre takdiren 344,00 TL’sinin davalı …’ ‘dan tahsili ile davacılara verilmesine, kalan kısmın davacılar üzerinde bırakılmasına, 5-)Manevi tazminat yönünden; davacılar duruşmalarda kendilerini vekil ile temsil ettirdiklerinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davacı … için 9.200 TL, davacı …y için 6.000,00 TL nispi vekalet ücretinin davalı …’den alınarak davacılara verilmesine,6-Kısmen red edilen manevi tazminat yönünden; davalı … duruşmalarda kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacı …’dan; 6.000,00 TL vekalet ücretinin davacı …’dan tahsili ile davalıya verilmesine,7-)Karar kesinleştiğinde gider / delil avanslarından artan bakiyelerin yatıran tarafa iadesine,
B-İSTİNAF İNCELEMESİ BAKIMINDAN; 1-Davalı … tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar harcının, istem halinde İlk Derece Mahkemesi tarafından kendisine iadesine, 2-İstinaf aşamasında davalı … tarafından yapılan 37,90 TL posta ve tebligat giderinden ibaret yargılama gideri ile 162,10 TL istinaf başvuru harcının davacılardan tahsili ile davalı …’a verilmesine, 3-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 4-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dair dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 28/03/2023