Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2021/1921 E. 2023/973 K. 17.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2021/1921
KARAR NO: 2023/973
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 02/03/2021
NUMARASI: 2015/638 Esas – 2021/121 Karar
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ: 17/05/2023
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 16/08/2012 tarihinde meydana gelen trafik kazası neticesinde 1965 doğumlu müvekkili …’ın sürücü konumunda bulunduğu bisiklete, davalı kurumun zararından sorumlu olduğu … plakalı motosikletin çarpması sonucu müvekkilinin %98 oranında sakat kaldığını, davalı kurumun sigortalının veya sigortayı yaptırmakla sorumlu olanın tespit edilememesi durumunda kişiye gelen bedensel zararlar için kişi başına kaza tarihi itibariyle 225.000,00 TL sakatlık teminatı ve 225.000,00TL tedavi teminatı sağladığını, müvekkilinin kazada ağır yaralandığını, söz konusu maluliyet oranının davalının da kabulünde olduğunu, zira müvekkiline 210.410,00 TL sakatlık tazminatı ödediğini, bu kez davalıdan sakatlık tazminatının yanı sıra bakıcı gideri de talep edildiğini, bakıcı giderinin tedavi teminatı kapsamında sakatlık tazminatından ayrı bir teminatının olduğunu belirterek, fazlaya ilişkin munzam zarardan kaynaklanan alacakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 2.500,00 TL sakatlık tazminatı, 2.500,00 TL bakıcı gideri tazminatı olmak üzere toplam 5.000,00 TL’nin temerrüt tarihinden itibaren avans faizi uygulanmak suretiyle davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı vekili ıslah dilekçesi ile talebini 239.590,00 TL’ye yükseltmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; kazaya karışan ve sigortasız olduğu iddia edilen aracın sürücüsüne ve işletenine davanın ihbarını talep ettiklerini, müvekkili kurumun davacı tarafa ödemede bulunarak üzerine düşen tüm sorumluluğunu yerine getirdiklerini ve davacının tüm zararını karşıladıklarını, kazaya karışan tarafların kusur oranlarının tespitinin yapılarak tespit edilecek kusur oranlarına göre hüküm kurulması gerektiğini, davacının daimi maluliyet durumunun tespiti adına ATK 3. İhtisas Dairesinden özürlü sağlık raporu alınması gerektiğini, bakıcı giderlerinden Sosyal Güvenlik Kurumunun sorumlu olduğunu, bu nedenle davanın reddi gerektiğini, temerrüt tarihinden itibaren avans faizi talebinin haksız olduğunu ancak dava tarihinden itibaren yasal faiz talep edebileceğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davacının davasının kısmen kabulüne, 225.000 TL maddi tazminatın (bakıcı giderinin) (poliçedeki sağlık giderleri teminat limiti ile sorumlu olarak) 09/05/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin (sakatlık tazminatı) talebinin reddine,” karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili ile davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; aktüer bilirkişi raporunda davalı …nın 14/04/2015 tarihinde ödemiş olduğu 210.410,00 TL sakatlık tazminatının limitten düşüldüğünü oysa hesaplanan tazminattan düşülmesi gerektiğini, 22/12/2017 tarihli bilirkişi raporunda PMF -1931 Yaşam Tablosu kullanılmışsa da güncel Yargıtay Kararı gereği TRH 2010 Yaşam Tablosu ve Teknik Faizin kullanılması gerektiğini, açılan dava mutlak ticari dava olduğundan avans faiz uygulanması gerektiğini belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Dosya kapsamında bulunan dekont ve ödeme belgeleri gereğince, başvurucuların tüm tazminat alacaklarına ilişkin olarak müvekkili kurumdan başka bir hak ve alacağının kalmadığını, başvurucuların başvuru konusu kaza ile ilgili olarak daha önce müvekkili kuruma yapmış olduğu müracaatı üzerine 210.410,00 TL tazminat ödendiğini, eksik ödeme bulunmadığın bu nedenle müvekkili ödeme yaptığından davanın reddi gerektiğini, bakıcı gideri talebinin genel şartlarda yapılan değişiklik ile iş göremezlik tazminatı kapsamına alındığını ayrıca geçici bakıcı gideri tedavi giderlerinden olup müvekkilinin sorumlu olmadığını, genel şartlarda yapılan değişikli ile sürekli iş göremezlik ve bakıcı giderinin tek bir kalem olarak düzenlendiğinden ayrıca bakıcı gideri talep edilemeyeceğini, davalı sadece sürekli iş göremezlik sorumlu olup bunun da ödendiğini, geçici iş göremezlik zararının teminat içinde olmadığını, SGK’nın sorumlu olduğunu, kaldı ki bakıcı ücretinin hesaplanmasında kaza tarihindeki asgari ücretin net tutarının (tamamının) esas alınması gerektiğini, kazaya karışan aracın türü, tescil belgelerinin araştırılması gerektiğini, motorlu bisikletten …’nın sorumlu olmadığını, maluliyet raporunun yanlış yönetmeliğe göre düzenlendiğini, Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmeliğe uygun olarak hazırlanmış sağlık raporu alınması gerektiğini, kusurun belirlenmesi gerektiğini, müvekkilinin sorumluluğunun kusur oranında ve poliçe limiti ile sınırlı sorumluluk olduğunu, müvekkili kurum aleyhine karar verilmesi halinde ancak temerrüt tarihinden itibaren faiz istenebileceğini belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, yaralamalı trafik kazası nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. İlk Derece Mahkemesince alınan kusur raporunda;… plakalı motosiklet sürücüsü …’in olayda %100 kusurlu olduğu, bisiklet sürücüsü olan davacının kusurunun olmadığını bildirilmiştir. Nusaybin Asliye Ceza Mahkemesinin 2012/324 Esas sayılı dosyasından alınan kusur raporunda da motosiklet sürücüsü …’in kazanın meydana gelmesinde tam kusurlu olduğu tespit edilerek bildirilmiştir. Bu halde Mahkemece alınan kusur raporu ile ceza yargılaması sırasında alınan kusur raporunun birbiriyle örtüştüğü ve olayın oluşuna uygun düştüğü nazara alındığında kusura yönelik istinaf itirazı yerinde görülmemiştir. Dosya kapsamında bulunan Nusaybin Asliye Ceza Mahkemesinin 2012/324 Esas sayılı dosyası kapsamı ile, olaydan sonra düzenlenen olay yeri inceleme tutanağı, olaydan hemen sonra alınan ifadeler, soruşturma dosya kapsamı ve hastane kayıtlarına göre davacının yaralanmasının trafik kazasına bağlı yaralanma olduğu ve çarpan aracın tescile tabii … adına trafikte kayıtlı … plakalı … model motosiklet olduğu, davacının kullandığı aracın bisiklet olup karşı araç olan … plakalı motosikletin sigortasız olması nedeniyle tazminat talep edildiği kaldı ki davalı …’nın kuruma yapılan başvuru üzerine tazminat ödemesi de yaptığı anlaşıldığından olayın varlığı, illiyet bağı …’nın sorumluluğuna ilişkin istinaf itirazları yerinde görülmemiştir. İlk Derece Mahkemesince hükme esas alınan maluliyet raporunun dosya kapsamı ve davacının kaza nedeniyle düzenlenen tüm tıbbi belgeleri de incelenerek maluliyet oranının tespiti açısından kaza ile yaralanma arasındaki illiyet bağı da açıklanarak kaza tarihi itibari ile yürürlükte bulunan Yönetmelik hükümlerine uygun şekilde düzenlenmiş olmasına ve davacının sürekli olarak birinin bakımına muhtaç olduğunun tespit edilmiş olmasına, kaza tarihi itibariyle Erişkinler için Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümleri (20/02/2019 tarihinden sonra gerçekleşen kazalarda) uygulanamayacağından bu yöne değinen istinaf itirazı yerinde değildir. Dosya kapsamından hükme esas alınan aktüerya raporunun istinaf talep eden davacı vekiline HMK 281. maddesi gereğince ihtarat içeren tebligat ile tebliğ edildiği halde davacı vekilinin süresi içerisinde rapora itiraz etmediği anlaşılmaktadır. Bu durumda HMK’nın 281. maddesi çerçevesinde aktüerya raporunda ki hesaplama bakımından (kaldı ki PMF yaşam tablosu ve prograsif rant tekniği uygulanması davacı lehinedir) usuli kazanılmış hak oluştuğu gibi HMK’nın 357/1. maddesi gereğince Bölge Adliye Mahkemesince re’sen göz önünde tutulacaklar dışında İlk Derece Mahkemesinde ileri sürülmeyen iddialar ve savunmalar dinlemeyeceğinden aktüerya raporunda ki hesaplamada PMF yaşam tablosu ve prograsif rant tekniği uygulanması gerektiğine ilişkin istinaf itirazları yerinde görülmemiştir. Yargıtay 4. ve 17. Hukuk Dairesinin yerleşik içtihatları gereğince bakıcı ücretinin hesaplanmasında kaza tarihindeki asgari ücretin brüt tutarının (tamamının) esas alınmasında isabetsizlik bulunmamaktadır. Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin KTK’nın 98.maddesinin kapsamının belirlenmesi bakımından vermiş olduğu 02/03/2022 tarih, 2022/312 E. ve 2022/3685 K. sayılı kararında Sigorta şirketinin, işleten ve sürücünün yasadan ve sözleşmeden doğan bu yükümlülüğü, 6111 sayılı Kanun ile getirilen düzenleme ile sona erdirilmiş bulunduğunu, KTK’nın 98. maddesinde belirtilen tedavi giderleri yönünden sorumluluğun dava dışı Sosyal Güvenlik Kurumuna geçtiğini belirlemiş ancak geçici iş göremezlik ve geçici bakıcı gideri yönünden sigorta şirketlerinin sorumluluğu devam ettiğini vurgulamıştır. Bu nedenle davalı vekilinin geçici iş göremezlik tazminatına ve geçici bakıcı giderine ilişkin istinaf başvurusunun reddine karar verilmesi gerekmiştir (Benzer yönde Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 2021/6911 E.- 2021/10351 K., 2021/5305 E. – 2021/7685 K. sayılı kararları). Kalıcı bakıcı giderleri zararlarının, poliçedeki tedavi/sağlık giderleri teminatından, kalıcı iş göremezlik zararının ise sakatlık ve ölüm teminatından karşılanması gerekir (Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 2021/15255 E. – 2022/7709 K. sayılı kararı). Kaza tarihine göre 2012 yılı itibariyle sağlık gideri teminat limiti 225.000,00 TL, sakatlanma ve ölüm teminat limiti 225.000,00 TL’dir. Davacının dava öncesi yaptığı başvuru üzerine davalı … aktüerya raporu alarak sakatlık ve ölüm teminatından 210.410,00 TL kalıcı iş göremezlik tazminatı ödemesi yapılmış olup açılan dava ile tedavi giderleri kapsamında bakiye kalıcı iş göremezlik tazminatı ile kalıcı bakıcı gideri talep edildiği anlaşıldığından ödeme ile sorumluluğun sona erdiğine ilişkin istinaf talebi yerinde değildir. Yine … poliçe limiti ile sorumlu olduğundan davadan önce davacıya yaptığı ödeme poliçe limitinden düşülerek sorumlu olduğu tutara karar verilmesi gerektiğinden davacı istinaf talebi de yerinde değildir (Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2019/5247 E. ve 2020/8396 K. sayılı kararı). Somut uyuşmazlıkta kazada yaralanan davacıya davalı tarafından maluliyeti nedeniyle 14/07/2015 tarihinde 210.410,00 TL ödeme yapıldığı tarafların kabulündedir. Eldeki dava ise 18/06/2015 tarihinde açılmıştır. Davalı vekili cevap dilekçesinde ve istinaf dilekçesinde ibranameden bahsetmiş ise de dosyada bulunan hasar dosyası sureti içerisinde bulunan ibranamede davacı vasisi veyahutta vekilinin imzası bulunmamaktadır. Bu durumda mahkemece; kalıcı iş göremezlik tazminat talebi bakımından öncelikle davacı tarafın imzasını da taşıyan bir ibraname bulunup bulunmadığının araştırılması, varsa dosyaya kazandırılması ve KTK’nın 111. maddesinde düzenlenen hak düşürücü sürenin geçip geçmediği ve ibranamenin iptali şartlarının somut olayda gerçekleşip gerçekleşmediğinin tespiti, açılan davanın hak düşürücü süre içerisinde olduğunun anlaşılması halinde ilk olarak ödeme tarihi itibariyle yapılan ödemenin yetersiz olup olmadığının belirlenmesi amacı ile ödeme tarihi verileri dikkate alınarak yapılacak hesaplama sonucu bulunacak tutar ile ödeme miktarının karşılaştırılarak, ödemenin yeterli bulunması halinde ibra nedeni ile davanın reddine karar verilmesi; ibraname yok ise davalının davadan önce ödediği bedelin, ödemenin yapıldığı tarih ile zarar hesabının yapıldığı tarih arasında işleyen yasal faizi hesaplanarak güncellenmesi ve güncellenmiş miktarın, kalıcı iş göremezlik tazminat sigorta limitinden (225.000,00 TL) mahsup edilmesi ile bulunan kalıcı iş göremezlik tazminatı için davanın kabulüne vermek gerekirken eksik inceleme ile gerekçe de gösterilmeden kalıcı iş göremezlik talebinin reddine karar verilmiş olması doğru olmamıştır. Kabule göre araç motosiklet olduğuna göre kabul edilen maddi tazminat bakımından temerrüt faizi olarak yasal faize hükmedilmesinde; …na başvuru yapılarak dava açıldığı gibi başvuru tarihinden itibaren 8. günün çok sonrasından faiz talep edilmiş olup İlk Derece Mahkemesince bu husus gözetilerek ve taleple bağlı kalınarak temerrüt tarihinin belirlenmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle, davacı ve davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :1-Davacı vekili ile davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,3-İstinaf karar harcının istek halinde İlk Derece Mahkemesince yatırana iadesine,4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf yargılama giderinin Mahkemece verilecek kararda dikkate alınmasına,6-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.17/05/2023