Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2021/1867 E. 2023/2263 K. 12.12.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2021/1867
KARAR NO: 2023/2263
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 05/04/2021
NUMARASI: 2020/731 Esas – 2021/285 Karar
DAVA: Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat
KARAR TARİHİ: 12/12/2023
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının 25/02/2019 günü … Cad. üzerinde Feshane tarafına geçtiği esnada davalı tarafa ait … plakalı aracın süratli ve dikkatsiz olarak kullanılması neticesinde aracın sağ ön kesimiyle çarptığını ve hızını alamayarak orta refüje çarparak durabildiğini, olayın oluşunda davalının %100 kusuru sebebiyle davacının vücudunda çeşitli kırıklar oluştuğunu ve hayati tehlike meydana geldiğini, fazlaya dair haklarının saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000,00 TL maddi tazminatın müşterek ve müteselsilen, 150.000,00 TL manevi tazminatın davalı …’den alınarak davacıya ödenmesini talep etmiştir. Davalı … A.Ş. Vekili cevap dilekçesinde özetle; Yargıtay içtihatlarıyla da sabit olduğu üzere alacağın miktarının tam ve belirli olduğu hallerde belirsiz alacak davası açılmasında hukuki yarar bulunmadığından dolayı, huzurdaki davanın dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddedilmesini talep ettiklerini, davacı tarafın maddi tazminata yönelik taleplerini somutlaştırması gerektirmesi gerektiğini, uzlaşmanın gerçekleştiği olay hakkında tazminat talebinde bulunulamayacağını, davacı …ün gerçekleşen kazada asli ve tam kusurlu olduğunu, öncelikle davanın usulden reddini, mahkeme aksi kanaatte ise esastan reddini, her ihtimalde davacı tarafın manevi tazminat taleplerinin müvekkil şirket yönünden reddini talep etmiştir. Davalılardan …’in cevap dilekçesinde özetle; davacı ile savcılık aşamasında uzlaşmanın sağlandığını, sigortadan alacaklı olunması nedeniyle kendisi yönünden davanın reddi gerektiğini, davacıya uzlaşma aşamasında ödeme yaptığını, kaza sırasında davalıya çarpmamak için direksiyonu çevirmesi nedeniyle orta refüje çarpığını, davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davanın reddine” karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; uzlaşma teklif edilirken, zarar görene, uzlaşmanın sağlanması halinde zarar sorumlularının hiçbirine tazminat davası açamayacağının tüm açıklığıyla anlatılması gerektiğini, uzlaşma formunun geçersiz olduğunu ayrıca davacı müvekkilinin Türkçeye çok vakıf olmadığını, Afgan kökenli olması, Türk Hukukunu bilmemesi ve en önemlisi de hala tedavisinin ettiği bir aşamada zihni melekelerini kullanamaz iken imzalatılan matbu evrakı “özgür ve serbest iradesiyle ve sonuçlarını bilerek imzaladığı” iddiasını kabul edemeyeceklerini, uzlaşma tutanaklarının iptali ile tazminat davasının kabulüne karar verilmesi gerekirken usulen red kararı verilmesinin hukuka aykırı ve hakkaniyete aykırı olduğunu belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, yaralamalı trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır.Somut uyuşmazlıkta; 25/02/2019 tarihinde kazanın gerçekleştiği, davacının yaralandığı dosya kapsamıyla sabittir. Olaya ilişkin olarak açılan İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2019/37726 sayılı soruşturma dosyasında Kovuşturmaya Yer Olmadığına dair karar verildiği, Savcılık tarafından Ceza Muhakemeleri Kanunu’nun 253. maddesi kapsamında, uzlaştırmanın sağlandığı bu sebeple Cumhuriyet Başsavcılığınca da uzlaşma nedeniyle kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiği görülmüştür.Dava yaralamalı trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine dayanmaktadır. İlk Derece Mahkemesince davacı ile sigortalı arasında dava tarihinden önce uzlaşma sağlandığı, bu halde CMK’nın 253/19 maddesi gereğince tazminat davası açılamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 253. maddesinin 19. fıkrasının 5. cümlesi olan “Uzlaşmanın sağlanması halinde, soruşturma konusu suç nedeniyle tazminat davası açılamaz” bölümü, 18/10/2023 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 26/07/2023 tarih, 2023/43 Esas ve 2023/141 Karar sayılı kararı ile iptal edilmiştir. Anayasa Mahkemesi’nin somut norm denetimi neticesinde verdiği iptal kararlarının Resmi Gazete’de yayımlanması ile sonuç doğuracağı ve bu durumun da bozma kararına uyulmakla meydana gelen usuli müktesep hakkın istisnası olduğu ve uyuşmazlığa dair iptal kararının diğer mahkemelerde derdest olan davalar bakımından da uygulanması gerekir (Yargıtay HGK’nun 16.05.2018 tarih, 2017/20-1121 E.- 2018/1104 K. sayılı kararı, Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 24.06.2020 tarih, 2020/1029 E. – 2020/6255 K. sayılı kararı). Bu açıklamalar çerçevesinde Anayasa Mahkemesinin26/07/2023 tarih, 2023/43 Esas ve 2023/141 Karar sayılı iptal kararının Dairemiz içinde bağlayıcı olduğunun, somut norm denetimi içerdiğinden istinaf aşamasında bulunan ve henüz kesinleşmeyen eldeki uyuşmazlık bakımından da uygulanması gerektiğinin kabulü gerekir. Bu bağlamda yapılan değerlendirmeye göre de CMK’nın 253/19 fıkrasının 5. cümlesi olan “Uzlaşmanın sağlanması halinde, soruşturma konusu suç nedeniyle tazminat davası açılamaz” hükmünün iptali nedeniyle uzlaşma sağlansa bile tazminat davası açılabileceğinden davanın esasına girilerek sonucuna göre karar verilmesi gerektiğinden davacı vekilinin istinaf talebi yerinde görülmüştür. Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1-a/4. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın yukarıda belirtilen şekilde işlem yapılmak üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a/4. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,3-İstinaf karar harcının istek halinde İlk Derece Mahkemesince yatırana iadesine,4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,6-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.12/12/2023