Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2021/1782 E. 2023/404 K. 09.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2021/1782
KARAR NO: 2023/404
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi
KARAR TARİHİ: 24/06/2021
NUMARASI: 2016/520 Esas – 2021/537 Karar
DAVA: Ölüm ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat
KARAR TARİHİ: 09/03/2023
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesi ile; 21/09/2015 tarihinde sürücü …’ın sevk ve idaresindeki davalı sigorta şirketi nezdinde ZMMS poliçesi ile sigortalı bulunan … plakalı aracın kusurlu olarak kontrolünü kaybederek kaza yapması sonucu yolcu konumunda bulunan müvekkili …’ın yaralandığını ve malul kaldığını, müvekkiline kaza nedeniyle atfedilecek bir kusurun bulunmadığını, kazaya bağlı olarak müvekkilinin sağlık durumunda meydana gelen maluliyet nedeniyle müvekkilinin tedavi süresince bakıcı gözetiminde olması gerektiğini, iş göremezlik durumunun oluştuğunu, kusur durumunda ihtilaf bulunmadığını belirterek sürekli ve geçici maluliyet dönemine ilişkin tazminat tutarının ve bakıcı giderinin fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere belirsiz alacak olarak şimdilik toplam 1.000,00 TL tazminatın sigorta şirketi açısından temerrüt tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davacı ıslah dilekçesi ile talebini 189.964,87 TL’ye yükseltmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile; davaya … plaka sayılı aracın müvekkili şirket nezdinde ZMMS poliçesi ile sigortalandığını, davacının usuli yükümlülüğü olan başvuru şartını yerine getirmeksizin dava açtığını, alınan aktüer raporuna göre hesaplanan 47.290,00 TL’nin 15/04/2016 tarihinde ödendiğini, müvekkilinin başkaca bir sorumluluğunun bulunmadığını, davayı kabul manasında olmamak üzere kusur, maluliyet raporu alınması gerektiğini, bakıcı giderlerinden tedavi gideri kapsamında SGK’nın sorumlu olduğunu, geçici iş göremezlik tazminatının teminat dışı olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davanın kısmen kabulü ile; (10.717,42 TL geçici iş göremezlik, 178.897,45 TL sürekli işgöremezlik ve 100 TL bakıcı gideri olmak üzere) toplam 189.714,87 TL nin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine” karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacı vekili ile davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.Davacının vekilinin katılma yoluyla istinaf başvuru dilekçesinden özetle; dava dilekçesinde talep edildiği halde faize hükmedilmediğini, temerrüt tarihinden itibaren avans faizine hükmedilmesi gerektiğini belirterek katılma yoluyla istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davacı taraf ile sigortalı araç sürücüsünün ceza dosyasında uzlaşmaya vardıklarını, yapılan uzlaşma sonucunda davacı tarafın tazminat davası açma hakkından feragat etmiş sayılacağını, uzlaşma raporunun celbini talep ettiklerini, Anayasa Mahkemesinin 17/07/2020 tarihli ve 2019/40 Esas, 2020/40 Karar sayılı kararı ile KTK’de yer alan birtakım hükümlerin iptaline karar verildiğini, Anayasa Mahkemesi kararı 17/07/2020 tarihinde verildiğinden iptal kararlarının geriye yürümeyeceği de gözetilerek hiçbir şekilde kabul anlamına gelmemek üzere karar tarihinden önce düzenlenen poliçeler ve meydana gelen kazalar bakımından etkisi bulunmadığının gözetilmesi gerektiğini, dosyada tazminat hesaplanması bakımından Genel Şartlarda belirlenen usul ve esasların dikkate alınmasını talep ettiklerini, tedavi giderleri nedeniyle tüm sorumluluğun SGK’ da olduğunu, geçici iş göremezlik ve bakıcı giderinin teminat dışı olduğunu, raporda hastanede yatış süresi göz önüne alınarak bakıcı giderinin 2 aylık olduğunun belirtildiğini, kişi hastanede yattığı süre boyunca sağlık personeli tarafından bakımı yapılmakta olup ayrıca bakıcıya ihtiyacı olmadığını, ayrıca hastanede refakat eden biri olması durumunda masraflar SGK tarafından karşılanacağını, tedavi giderleri nedeniyle tüm sorumluluğun SGK’ da olduğunu, geçici iş göremezlik tazminatına ve geçici bakıcı giderinin 6111 s. Kanun gereği teminat dışı olduğunu, bilirkişi raporunda progresif rant tekniğine göre hesaplama yapılmasının hatalı olduğunu, raporda davacının muhtemel yaşam süresinin PMF-1931 ölüm tablosuna göre belirlenerek progresif rant tekniğine göre hesaplama yapıldığını, hesaplamanın ve uygulanan teknik faizin hatalı olduğunu, bilirkişi raporunda tazminat hesabında teknik faiz %0 olarak uygulandığını, Genel Şartlar ile belirlenen %1,8 teknik faizin uygulanması gerektiğini belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, yaralamalı trafik kazası nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Dosya kapsamından 21/09/2015 tarihinde sürücü …’ın sevk ve idaresindeki davalı sigorta şirketi nezdinde ZMMS poliçesi ile sigortalı bulunan … plakalı aracın tek taraflı olarak yapmış olduğu trafik kazasında araçta yolcu olarak bulunan davacının yaralandığı ve bu yaralanması nedeni maddi tazminat talep ettiği anlaşılmıştır. Geçici iş göremezlik tazminatı, yaralanan kişinin maluliyet raporunda belirlenen süre ile mahrum kalınan bir kazancın karşılığıdır. Yine hastanede yatması bakıcı giderini talep etmeyeceği sonucunu doğurmayacağından istinaf talepleri yerinde görülmemiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde, ceza dosyasında tarafların uzlaştığını ve uzlaşma raporu düzenlendiğini ileri sürmüştür. Dosya içesinde ve Uyap’ta bulunan Kurşunlu Cumhuriyet Baş Savcılığının 2015/482 Soruşturma dosyası kapsamına göre mağdurlar … ve … adına uzlaşma teklif formu düzenlendiği ancak şüpheli ile yapılan bir uzlaşma teklif formu ve sonrasında düzenlenen uzlaşma raporu bulunmadığı, şikayet bulunmadığından kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiği görülmektedir. Bu durumda CMK’nın 253/15. maddesine göre düzenlenmiş bir uzlaşma raporu bulunmadığından tazminat hakkının sona erdiğinden bahsedilemeyecektir. Bu yöne değinen istinaf talebi yerinde görülmemiştir. Anayasa Mahkemesinin 17/07/2020 tarih, 2019/40 Esas ve 2020/40 Karar sayılı Kararı ile “Karayolları Trafik Kanunu’nun 90. maddesinin birinci cümlesinin “…bu Kanun ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir.” Bölümünde Yer Alan “…ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” ibaresi, ikinci cümlesinde yer alan “…ve genel şartlarda…” ibaresinin, b) Kanun’un 92. maddesinin (i) bendi “Bu Kanun çerçevesinde hazırlanan zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartları ve ekleri ile tanımlanan teminat içeriği dışında kalan talepler.” ibaresinin, Anayasa’nın 5., 13., 17., 35. ve 48. maddelerine aykırı olduğundan oy çokluğu ile iptallerine karar vermiştir.Yargıtay 17. (kapatılan) ve 4. Hukuk Dairelerinin Anayasa Mahkemesi’nin yukarıda bahsedilen kararı sonrasında vermiş olduğu güncel kararları gereğince tazminat hesaplarında bakiye ömrün belirlenmesinde TRH 2010 tablosu uygulanacak, bilinmeyen (işleyecek) devre bakımından da “progresif rant” formülü kullanılarak tazminatın hesaplanması gerekeceğinden istinaf talebi yerinde görülmemiştir (Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 2022/6135 E. ve 2022/10604 K., 2021/16078 E. ve 2022/10550 K., 2021/13398 E. ve 2022/10498 K. sayılı kararları). Somut uyuşmazlıkta, İlk Derece Mahkemesince hükme esas alınan aktüerya bilirkişi raporunda TRH 2010 yaşam tablosu ve progresif rant yöntemi esas alınarak tazminat belirlenmiştir. Anayasa Mahkemesi iptal kararı gereğince genel şartlarda belirtilen 1,8 teknik faiz esas alınarak hesaplama yapılması olanaklı olmadığından, bu hususa değinen istinaf talebi yerinde değildir. Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin KTK’nın 98.maddesinin kapsamının belirlenmesi bakımından vermiş olduğu 02/03/2022 tarih, 2022/312 E. ve 2022/3685 K. sayılı kararında Sigorta şirketinin, işleten ve sürücünün yasadan ve sözleşmeden doğan bu yükümlülüğü, 6111 sayılı Kanun ile getirilen düzenleme ile sona erdirilmiş bulunduğunu, KTK’nın 98. maddesinde belirtilen tedavi giderleri yönünden sorumluluğun dava dışı Sosyal Güvenlik Kurumuna geçtiğini belirlemiş ancak geçici iş göremezlik ve geçici bakıcı gideri yönünden sigorta şirketlerinin sorumluluğu devam ettiğini vurgulamıştır. Bu nedenle davalı vekilinin geçici iş göremezlik tazminatına ve geçici bakıcı giderine ilişkin istinaf başvurusunun reddine karar verilmesi gerekmiştir (Benzer yönde Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 2021/6911 E. ve 2021/10351 K., 2021/5305 E. ve 2021/7685 K. sayılı kararları). Davacı vekilinin katılma yolu ile istinaf dilekçesinde dava dilekçesinde talep edildiği halde faize hükmedilmediğini belirterek istinaf talep etmiştir. Dava dilekçesinde temerrüt tarihinden itibaren avans faiz talep edilmiştir. KTK’nın 99.maddesine göre, ZMSS Genel Şartları ile belirlenen belgeler ile birlikte sigorta kuruluşuna başvuru tarihinden itibaren 8 iş günü içinde sigortacının tazminatı ödeme yükümlülüğü bulunmaktadır. Bu sürenin sonunda ödememe halinde temerrüdün gerçekleştiği ve davalının temerrüt faizinden sorumlu olduğunun kabulü gerekir. Somut olayda; hasar dosyasında içerisinde bulunan davacı vekilinin dilekçe ile sigorta şirketine başvuru yapmış olup bu dilekçe üzerinde sigorta şirketinin 24/03/2016 tarihli kaşesi bulunmaktadır. Bu halde 24/03/2016 tarihinden sonraki 8. işgününün sonu olan itibariyle 05/04/2016 davalı sigorta şirketi temerrüde düşmüştür. Sigortacı yönünden bu tarihten itibaren araç hususi olduğundan yasal faizine hükmedilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirmeyle dava tarihinden faize karar verilmesi de doğru olmamıştır. Bu nedenle; davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca esastan reddine, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince, İlk Derece Mahkemesi kararı düzeltilerek aşağıda yazılı olduğu şekilde esas hakkında yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: A-Davalı vekilinin yukarıda esas ve karar numarası yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı yapmış olduğu istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, B- Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının, HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere KALDIRILMASINA, Buna göre: 1-Davanın kısmen kabulü ile; (10.717,42 TL geçici iş göremezlik, 178.897,45 TL sürekli işgöremezlik ve 100 TL bakıcı gideri olmak üzere) toplam 189.714,87 TL’nin temerrüt tarihi olan 05/04/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, 2-Alınması gereken 12.959,42-TL karar harcının, davacı tarafından yatırılan 29,20-TL peşin harç, 646,00-TL tamamlama harcı toplamı 675,20-TL harçtan mahsubu ile bakiye 12.284,22-TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına, 3-Davacı tarafından bilirkişi ve tebligat ücreti olarak yapılan 4.489,80-TL yargılama giderinin, davanın ret ve kabul oranı dikkate alındığında bakiye 4.483,89-TL’si ile 29,20-TL peşin harç, 646,00-TL tamamlama harcı, 29,20-TL başvuru harcı toplamı 5.188,29-TL’nin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine, arta kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,4-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,5-Davacı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT göre takdir olunan 21.730,04 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,6-Davalı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT göre takdir olunun 250,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine,7-Taraflarca yatırılan ancak sarf olunmayan gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
C-İSTİNAF İNCELEMESİ BAKIMINDAN; 1-a)Davacı tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar harcının, istem halinde İlk Derece Mahkemesi tarafından kendisine iadesine, b)Davalı yönünden Harçlar Yasası’na göre alınması gereken 12.959,42 TL harçtan peşin alınan 3.239,85 TL harcın mahsubu ile bakiye 9.719,57 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,2-a) İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan 133,50 TL posta ve tebligat giderinden ibaret yargılama gideri ile 162,10 TL istinaf başvuru harcının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, b) İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden davalı üzerinde bırakılmasına,3-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 4-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dair dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.09/03/2023