Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2021/1750 E. 2021/1771 K. 22.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2021/1750
KARAR NO: 2021/1771
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 27/05/2021
NUMARASI: 2020/968 Esas – 2021/428 Karar
DAVA: Sözleşmenin İptali
KARAR TARİHİ: 22/10/2021
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili mahkememize sunmuş olduğu dava dilekçesinde özetle; davalı … A.Ş. tarafından Silivri Arabuluculuk Bürosuna başvuru yapılarak Silivri Arabuluculuk Bürosu Büro Dosya Numarası …, Arabuluculuk Numarası … esas numaraları ile ticari davalarda zorunlu arabuluculuk başvurusu yapıldığını, başvurucu 14/08/2020 tarihinde meydana gelen ve mülkiyeti başvurucuya ait … plakalı aracın uğramış olduğu maddi zarara ilişkin (tamirat bedeli, değer kaybı, aracın kullanılmamasından dolayı uğranılan zarar, çekici masrafı) başvuruda bulunulduğunu, müvekkil şirketin yapmış olduğu incelemede başvurucunun talebine ilişkin onarım bedeli olarak 55.000,00 TL’nin ödenmesi kararlaştırıldığını, ödeme günü olarak 9/12/2020 tarihi kararlaştırılarak anlaşma belgesi imzalandığını ancak şirket tarafından 9/12/2020 tarihinde yapılacak ödeme sırasında tekrardan yapılan incelemede kusur durumuna tekabül eden %50′ si olan 27.500,00 TL’sinin arabuluculuk sürecinde teklif edilmesi gerektiği halde şirket içi yazışmalar sebebi ile hata sonucu 55.000,00 TL’nin teklif edildiği ve bu tutar üzerinden anlaşmaya varıldığı ortaya çıktığını, ödenmesi gereken tutarın hesabında esaslı hataya düşülerek, arabuluculuk görüşmeleri sırasında kamu zararı ortaya çıkarabilecek fazladan tutarın hüküm altına alındığı görüldüğünü, müvekkil şirket Cumhurbaşkanlığı’na bağlı Varlık Fonu’na bağlı olarak faaliyet gösteren bir kamu şirketi olduğunu, şirketin halihazırda ödemiş olduğu bir tazminatı hataya düşerek tekraren ödenmesi halinde bir kamu zararı ortaya çıkacağını ancak karşı taraf söz konusu durumu kabul etmeyerek icra yoluna başvurduğu ve Silivri İcra Dairesi … Esas nolu dosya ile icra takibi başlatıldığını belirterek sözleşmenin esaslı hata nedeniyle iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili mahkememize sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle; Mülkiyeti müvekkile ait … plakalı araç şirket çalışanı …’un sevk ve idaresindeyken, 14.08.2020 tarihinde Düzce ili Akçakoca ilçesinden Kocaali ilçesine doğru seyri esnasında … Köyün’de … plakalı araç sürücüsü …’ün şerit ihlali yaparak, müvekkil şirketin aracının sol arka kısmına çarpması neticesinde maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, kazanın meydana gelmesinde müvekkil şirkete ait aracın sürücüsünün herhangi bir kusurunun olmadığını, davacı kamu kurumu veya kuruluşu olmadığından özel hukuk hükümlerine tabi bir şirket olduğundan kamu zararı meydana gelmesi mümkün olmadığını, arabuluculuk anlaşma belgesi ilam niteliğinde belge hükmünde olup TBK anlamında basit bir sözleşme olarak değerlendirilemeyeceğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Arabuluculuk Son Tutanağı taraflar arasında bir anlaşma belgesi olup, hukuki işlem bakımından sözleşme hükümlerine tabi olduğunu, Türk Borçlar Kanunu; hata, hile, ikrah hallerinin varlığı hallerini sözleşmenin geçersizliğine neden olan nedenler olarak düzenlendiğini, mevcut arabuluculuk anlaşma belgesinin hukuki nitelemesi sözleşme hükümlerine tabi olduğundan ötürü arabuluculuk anlaşma belgesinin esaslı hata nedeniyle iptali gerektiğini, mevcut olayda başvurucu ticari sigorta sözleşmesinden kaynaklanan alacak ve talepleri için Silivri Arabuluculuk Bürosuna başvurduğunu, başvurucunun talebine ilişkin onarım bedeli olarak 55.000,00 TL’nin ödenmesi kararlaştırıldığını, ödeme günü olarak 9/12/2020 tarihi kararlaştırılarak anlaşma belgesi imzalandığını ancak şirket tarafından 9/12/2020 tarihinde yapılacak ödeme sırasında tekrardan yapılan incelemede kusur durumuna tekabül eden %50′ si olan 27.500,00 TL’sinin arabuluculuk sürecinde teklif edilmesi gerektiğinin anlaşıldığını, ödenmesi gereken tutarın hesabında esaslı hataya düşülerek, arabuluculuk görüşmeleri sırasında kamu zararı ortaya çıkarabilecek fazladan tutarın hüküm altına alındığı görüldüğünü, müvekkil şirketin Cumhurbaşkanlığı’na bağlı Varlık Fonu’na bağlı olarak faaliyet gösteren bir kamu şirketi olduğunu, tüm bu sebeplerle sözleşmenin esaslı hata nedeniyle iptali gerektiği halde mahkemece davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu belirterek istinaf talep etmiştir. HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere yapılan inceleme sonucunda: Dava, arabuluculuk tutanağının iptali istemine ilişkindir. Dosla kapsamından davalı … A.Ş. tarafından Silivri Arabuluculuk Bürosuna başvuru yapılarak, 14/08/2020 tarihinde meydana gelen ve mülkiyeti başvurucuya ait … plakalı aracın uğramış olduğu maddi zararın tazmini için başvuruda bulunulduğu, yapılan görüşmeler sonucu tarafların uzlaştığı ve onarım bedeli olarak 55.000,00 TL’nin ödenmesi kararlaştırıldığı ve 12/11/2020 tarihli Arabuluculuk Son Tutanağının taraflar arasında imzalandığı, Silivri Sulh Hukuk Mahkemesinin 10/12/2020 tarih, 2020/1304-1272 E.K. ilamı ile icra edilebilirlik şerhi verildiği anlaşılmaktadır. 6325 sayılı Arabuluculuk Kanunu’nun 18/2. maddesine göre “Taraflar arabuluculuk faaliyeti sonunda bir anlaşmaya varırlarsa bu anlaşma belgesinin icra edilebilirliğine ilişkin şerh verilmesini talep edebilirler. Bu şerhi içeren anlaşma ilam niteliğinde belge sayılır”. Somut uyuşmazlıkta taraflar arasında imzalanan Arabuluculuk Son Tutanağının icra edilebilirlik şerhi verilerek ilam niteliğinde belge niteliğinde olduğu, ilam niteliğindeki belge için TBK’daki iradeye fesada uğratan hallere dayanılarak iptal talep edilemeyeceği gibi arabuluculuk sürecinin 2 oturumda ve 2 aylık süre zarfında tamamlandığı, ödeme miktarının yanlış teklif edildiğinin davacı tarafça bu süre zarfında fark edilmesi gerektiği, davacının kusurundan dolayı yanlış teklif yapıldığı gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince “hata iddiasının ispata muhtaç olduğu, davacının basiretli davranma yükümlülüğünün bulunduğu, sözleşmenin sözleşme yapma özgürlüğü çerçevesinde yapılmış olduğu, davacının zarara uğradığından söz edilemeyeceği” gerekçesi ile davanın reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır. Bu nedenlerle; davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:1-Davacı vekilinin yukarıda esas ve karar numarası yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı yapmış olduğu istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2-Peşin alınan harç yeterli olduğundan başkaca harç alınmasına yer olmadığına,3-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına,4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.22/10/2021