Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2021/1746 E. 2023/427 K. 14.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2021/1746
KARAR NO: 2023/427
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 28/10/2020
NUMARASI: 2015/1036 Esas – 2020/538 Karar
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan)
KARAR TARİHİ: 14/03/2023
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 10/02/2008 tarihinde, davalı …’in sevk ve idaresindeki davalı …’a ait olan … plakalı araç seyir halinde iken yoldan geçmekte olan müvekkile çarptığını, ve yaralanmasına ne olduğunu, davacı müvekkilin tedavisi Araç Devlet Hastanesinde yapıldığını, kazaya sebep olan davalı sürücüve araç sahibi TBK 49. Vd devam eden maddeleri gereği işlemiş olduğu haksız fiilden sorumlu olduklarını, TBK 53. Maddesinde de belirtildiği üzere tedavi giderleri, kazanç kaybı, çalışma gücünün azalmasından yada yitirilmesinden doğan kayıplar, ekonomik geleceğin sarılmasından doğan kayıplar bedensel olarak tanımlandığını ve bu zararları zarar görenin bütün masraflarını talep edilebileceği hükmü gereği vermiş olduğu maddi zararlardan sorumlu olduklarını, müvekkile bakım giderinin de davalı tarafça karşılanması gerektiğini, müvekkillere atfı kabil kusur ve her türlü indirim nedenleri dikkat alındıktan sonra davacı müvekkil için 1.000,00 TL maddi, 100.000,00 TL manevi tazminat olmak üzere toplam 101.000,00 TL’nin davalılardan olay tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiştir. Davalı Sigorta vekili cevap dilekçesinde özetle; Bahse konu kazaya karışan … plaka sayılı aracın müvekkil şirket nezdinde ZMMS ile sigortalı olduğunu, müvekkil şirketin sorumluluğu poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, bedeni zararlar halinde maddi tazminat talepleri için şahıs başına azami poliçe teminat limiti 100.000,00 TL ile sınırlı olduğunu, davanın reddini, temerrüde düşmemiş ve dava açılmasına sebebiyet vermemiş bulunan müvekkil şirket aleyhine vekalet ücreti, yargılama giderleri ve faize karar verilmemesini, kabul anlamına gelmemek üzere aleyhe hüküm kurulması halinde ise poliçe limiti ve sigortalının kusur oranı dikkate alınarak hüküm kurulması gerekliliğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; meydana gelen kazada müvekkiline atfı kabil bir kusur bulunmadığını ancak dava dilekçesinde müvekkil …’in kusurlu olduğunun iddia edildiğini, davacı tarafın bu beyanlarını kabul etmediklerini, kaza davacı …’ın kontrolsüz bir şekilde aniden yola çıkması nedeniyle meydana geldiğini, davacının kontrolsüz bir şekilde aniden yola çıktığını fark eden müvekkil hemen frene bastığını, aracın direksiyonunu sola kırarak davacıya çarpmamak için elinden gelen gayreti gösterdiğini, davacı kaza esnasında yaya olarak kendisinden beklenen asgari davranışları yerine getirmeyerek kazaya sebebiyet verdiği, bu nedenle işbu kazada kusur atfedilmesini kabul etmediklerini, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davanın kısmen kabulü ile geçici iş göremezlikten kaynaklı 28,09 TL maddi tazminatın davalı sigorta şirketinden dava tarihinden itibaren, davalılar … ve … kaza tarihi olan 10/02/2008 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara ödenmesine, fazlaya dair maddi tazminat istemlerinin reddine, manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile takdiren 3.000,00 TL manevi tazminatın davalılar … ve … kaza tarihi olan 10/02/2008 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara ödenmesine, fazlaya dair manevi tazminat istemlerinin reddine” karar verilmiştir. Bu karara karşı davacılar vekili ile katılma yoluyla davalı … vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davacılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda yapılan tespitler ve alınan maluliyet raporlarındaki tespitlerin (müteveffanın kaza neticesinde maluliyet durumunun bulunmadığı yönündeki tespitler) hukuka aykırı olduğunu, zira müteveffanın trafik kazasından sonra mevcut hastalıklarının daha da ağırlaştığını, müteveffanın yatalak duruma geldiğini, vefat edinceye kadar bakıma muhtaç olarak yaşadığını, maluliyet raporlarında müteveffanın mevcut hastalıklarının trafik kazası neticesinde artıp artmadığı hususu irdelenmediğini, hükme esas alınan bilirkişi raporunda sadece geçici iş göremezlik dönemindeki maddi zararların hesaplandığını, gerek kaza döneminde gerekse mütevaffanın vefat edene kadar müvekkillerinin yapmış olduğu tedavi ve bakım masraflarının olduğunu, tedavi ve bakım masrafları belgelendirilmese dahi mahkemece göz önünde bulundurulması gerektiğini, kaza neticesinde müteveffanın durumunun ağırlaştığını ve 8 yıl kadar yatalak kaldıktan sonra vefat ettiğini, geride mütevaffanın dilsiz/lal eşi, 4 aylık oğlu ve 5 yaşında kızı kaldığını, trafik kazasından sonra yatalak kalan ve neticesinde vefat eden müteveffanın ölümü nedeniyle müvekkillerinin tarifsiz acı yaşadığını, mahkemece takdir edilen manevi tazminat miktarının oldukça düşük olduğunu, 3.000,00 TL manevi tazminatın caydırıcılık yönü olmadığı gibi davacının duyduğu üzüntüyü hafifletici nitelikte olmadığını belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davalı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; kazanın meydana gelmesinde müvekkiline atfı kabil bir kusur bulunmadığını, kazanın, davacıların murisi …’ın kontrolsüz bir şekilde aniden yola çıkması nedeniyle meydana geldiğini, davacının kontrolsüz bir şekilde aniden yola çıktığını fark eden müvekkilinin hemen frene bastığını, aracın direksiyonunu sola kırarak davacıya çarpmamak için elinden gelen gayreti gösterdiğini, müvekkili aleyhine manevi tazminata hükmedilmesinin şartlarının da oluşmadığını, çünkü kazanın meydana gelmemesi için elinden gelen azami gayreti gösterdiğini, kaza sonrasında olay mahallinden ayrılmadığını, kazazede ile ilgilendiğini, ambulans gelene kadar başında beklediğini daha sonra ifade vermek üzere jandarma karakoluna gittiğini, mahkeme tarafından memur olan müvekkili aleyhine, 2008 tarihi itibariyle gelirinin ve ekonomik durumunun üzerinde (2008 yılı ortalama memur maaşının 1000-1200TL olduğu göz önünde bulundurularak) memur maaşının yaklaşık 3 katı oranında, 3.000 TL manevi tazminata hükmedilmiş olmasının hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, yaralamalı trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Dosya kapsamından,10.02.2008 günü, saat 19.10 sıralarında, davalı sürücü … yönetiminde bulunan ve davalı …’ın maliki olduğu, diğer davalı … Sigorta A.Ş. tarafından ZMSS poliçesi ile sigortalanmış olan … plakalı kamyonet ile Kastamonu Karabük istikametinde giderken, Araç ilçesi İğdir köyü içinde karşı tarafa geçmek üzere sağ taraftan yola giren davacı yaya …’a çarpması ile meydana gelen kazada yaralanan davacının davalılardan maddi ve manevi tazminat talebinde bulunduğu anlaşılmaktadır. Mahkemece hükme esas alınan kusur bilirkişi raporunda; “… yolun iki tarafını kontrol etmeden hızlı şekilde yola giren davacı yayanın trafik kazasının meydana gelmesinde %75 oranında asli kusurlu, davalı sürücünün ise yerleşim yeri içinde seyrederken yayayı uyarmaması, sert fren ve sola kaç tedbirinde gecikmesi nedeniyle %25 tali kusur olduğu” tespit edilerek bildirilmiştir. Aynı olay nedeniyle ceza yargılaması yapılan Araç Sulh Ceza Mahkemesine verilen bilirkişi raporunda, davalı sürücü tali, davacı yaya asli kusurlu oldukları tespit edilmiştir. Mahkemece alınan kusur raporu ile ceza yargılaması sırasında alınan kusur raporlarının birbiriyle örtüştüğü, dosya kapsamı ve olayın oluşuna uygun düştüğü nazara alındığında kusura yönelik istinaf itirazı yerinde görülmemiştir Davacı yargılama sırasında ve dava dilekçesinde kazadan önce var olan hastalıklarının ilerlediğine yönelik iddiası bulunmamaktadır. Buna ilişkin dosya kapsamında davacının yatalak olduğuna ilişkin delil, teşhis ve tedavi belgesi de bulunmadığı yine tedavi ve bakım giderine ilişkin delil de sunulmadığına göre KTK’nın 98. madde gereği de tedavisi yapılmış olduğu anlaşılmakla davacı vekilinin bu yönlerden istinaf itirazı yerinde değildir. Davacı hakkında alınan ATK maluliyet raporu ile davacının kaza nedeniyle malul kalmadığı iyileşme süresinin 1 hafta olacağı belirlenmiştir. Maddi tazminat yönünden yalnızca geçici iş göremezlik tazminat miktarı hesaplanmış ve mahkemece davanın kısmen kabulü ile geçici iş göremezlikten kaynaklı 28,09 TL maddi tazminata hükmedilerek fazlaya dair maddi tazminat istemlerinin reddine karar verilmiş olmasında usul ve yasaya aykırılık görülmemiştir. Kazanın oluş şekli, kaza tarihi, kusur durumu, davacının yaralanması, maluliyet oranı ve iyileşme süresi, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ve İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesi birlikte değerlendirildiğinde, TBK’nın 56/1.maddesi( 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun manevi tazminata ilişkin 47.maddesi) ve 22.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı kapsamında davacı lehine verilen manevi tazminat miktarı, manevi tazminat müessesinin amacına ve hakkaniyete uygundur. Bu nedenle davacı ve davalı vekilinin bu yöndeki istinaf iddia ve itirazları da yerinde değildir. Bu nedenlerle; davacılar vekili ile davalı … vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:1-Davacılar vekili ile davalı … vekilinin yukarıda esas ve karar numarası yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı yapmış olduğu istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2-a-Davacılar yönünden; Harçlar Yasası’na göre alınması gereken 179,90 TL harçtan peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 120,60 TL harcın davacılardan tahsili ile Hazineye irat kaydına,b-Davalı … yönünden; Harçlar Yasası’na göre alınması gereken 206,85 TL harçtan peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 147,55 TL harcın davalı …’ten tahsili ile Hazineye irat kaydına,3-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına,4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.14/03/2023