Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2021/1744 E. 2022/1598 K. 14.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2021/1744
KARAR NO: 2022/1598
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 18/05/2021
NUMARASI: 2020/445 Esas – 2021/393 Karar
DAVA: 3. Şahıs Tarafından Açılan Menfi Tespit
KARAR TARİHİ: 14/09/2022
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesi ile; davacı hakkında Bursa … İcra Dairesinin … esas sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığını, davacının icra dosyasındaki alacaklı olan tarafa borçlu olmadığını, davacının 3.şahıs olarak kaydedildiği ilgili icra dosyasının borçlusuna herhangi bir borcu olmadığı gibi tam tersi icra dosyası borçlusunun davacıya borcu olduğunu, bilirkişi marifetiyle tarafların ticari defterleri incelendiğinde bu hususun tespit edileceğini, alacaklı davalı tarafın, usulüne uygun olmayan tebligatlar yaparak hukuka aykırı bir şekilde davacıyı icra dosyasına borçlu olarak kaydettiğini, İİK’nın 89/3.maddesinde belirtilen takip borçlusuna borçlu olmadıklarının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile; davacı 3.şahıs …’a gönderilen haciz ihbarnamelerine süresi içerisinde itiraz etmemiş olup süresi geçtikten sonra işbu menfi tespit davasını ikame ettiğini, süresinde açılmayan işbu davanın usulden reddi gerektiğini, ayrıca haciz ihbarnamelerinin usule ve hukuka uygun olduğunu, tebligatların da usulüne uygun olduğunu, davacı tarafın her ne kadar dosya borçlusu ile ticari ilişkisi olmadığını ileri sürse de iddiaların mesnetsiz olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Süresinde açılmayan davanın usulden reddine” karar verilmiştir.Bu karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesinde görülmekte olan dava dosyasındaki gerekçeli kararı haricen öğrendiklerini, müvekkiline çıkartılan tebligatlardan 89/2 ve 89/3 haciz ihbarnamesini içeren tebligatların direkt olarak Tebligat Kanunu’nun 21/2.maddesine uygun şerhli olarak çıkması kanuna ve yerleşik içtihatlara aykırılık teşkil ettiğini, müvekkilinin 3.şahıs olarak kaydedildiği ilgili icra dosyasının borçlusuna herhangi bir borcu olmadığını, aksine icra dosyası borçlusunun müvekkiline borcu olduğunu, bu durumun bilirkişi marifetiyle tarafların ticari defterleri incelendiğinde tespit edileceğini belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere yapılan inceleme sonucunda: Dava, İİK’nın 89/3. maddesine istinaden gönderilen haciz ihbarnamesi nedeniyle ihbarnameye muhatap olan 3. kişi tarafından açılan menfi tespit davasıdır. Dava tarihi itibarı ile yürürlükte bulunan 6102 sayılı TTK’ nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davalar ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın; bu Kanun’da öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ticari dava sayılır. 6335 sayılı Kanun’un 2. maddesi ile değişik 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5. maddesi uyarınca ticari davalar asliye ticaret mahkemelerince görülerek karara bağlanır. HMK’nın 1.maddesine göre göreve ilişkin kurallar, kamu düzenindendir. HMK’nın 114/1-c bendi ile mahkemenin görevli olması dava şartı olarak kabul edilmiş olup 115/1. maddesine göre de mahkeme dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Somut olayda; İhbarnamenin gönderildiği icra dosyasındaki takip, davalı alacaklı tarafından dava dışı borçluya kambiyo senedi vasfında çek ve bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine özgü takip yolu ile icra takibi başlatılmıştır. Eldeki davada davacı, takip konusu kambiyo senetlerinde keşideci, lehtar, ciranta olarak taraf olmadığı gibi tacirde değildir. Başka bir ifadeyle davacı taraf olmadığı icra takip dosyasında kendisine gönderilen haciz ihbarnameleri nedeniyle borçlu olmadığından menfi tespit talep etmiş olup davacı 3.şahıs ile davalı alacaklı arasındaki ilişki, ticari iş niteliğinde de değildir. Dava, İİK’nın 89. maddesi gereğince haciz ihbarnamesi üzerine açılan menfi tespit davası olup bu davalarda görevli mahkeme genel mahkemelerdir. Dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan TTK’nun 5/3. maddesi gereğince Asliye Hukuk Mahkemesi ile Asliye Ticaret Mahkemesi arasında iş bölümü değil, görev ilişkisi bulunduğu göz önüne alındığında görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesidir. Mahkemece, bu husus gözetilerek işin esasına girilmeden Asliye Hukuk Mahkemesine görevsizlik kararı verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır. Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1-a/3. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dava dosyasının yeniden görülmesi için mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a/3. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, 2-Dosyanın, yukarıda belirtildiği şekilde işlem yapılarak yeniden görülmesi için mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 3-İstinaf karar harcının istek halinde İlk Derece Mahkemesince yatırana iadesine, 4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, 6-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.14/09/2022