Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2021/1656 E. 2022/406 K. 28.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2021/1656
KARAR NO: 2022/406
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 09/03/2021
NUMARASI: 2020/254 Esas – 2021/205 Karar
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan )
KARAR TARİHİ: 28/02/2022
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; davalılardan … Ltd.Şti.nin maliki, diğer davalı …’ın ise sürücüsü olduğu … plakalı aracın 13.06.2013 tarihinde davacıların desteğinin içinde bulunduğu … plakalı araçla çarpışması neticesinde davacıların desteği …’ın hayatını kaybettiğini, davalı sürücünün kazanın meydana gelmesinde kusurlu olduğunu ve sürücü hakkında Silivri Ağır Ceza Mahkemesi’nde 2013/200 E. sayılı dosya ile dava açıldığını, desteğin ev hanımı olduğunu, davalı … Sigorta’nın … plakalı aracın hem trafik hem de kasko sigortacısı olduğunu, bu nedenle davalı şirketin hem … plakalı aracın kusurundan hem de … plakalı aracın kusurundan sorumlu olduğunu, davacıların desteğin ölümü nedeniyle maddi ve manevi olarak destekten yoksun kaldıklarını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, davacı eşi … için 1.000,00 TL maddi, 50.000,00 TL manevi, davacı kızı … için 1.000 TL maddi, 50.000 TL manevi, davacı oğlu … için 25.000 TL manevi, davacı oğlu … için 25.000 TL manevi, tazminat olmak üzere toplam 152.000,00 TL tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini istemiştir. Davalı … ve … vekili cevap dilekçesinde özetle; Silivri Ağır Ceza Mahkemesi’nde 2013/200 E. sayılı dosya ile açılan davada verilen kararda davalı sürücünün tali kusurlu bulunduğunu, davacıların desteğinin ev hanımı olduğunu ve çocuklarının da yetişkin olması nedeniyle davacılara kazanç anlamında bir desteğin söz konusu olmadığını, davacıların davalı şirkete ait aracın kasko sigorta poliçesi gereği … Sigorta Şirketinden tazminat aldıklarını, talep edilen manevi tazminat tutarının fahiş olduğunu, kazaya karışan aracın … adlı sigorta şirketi tarafından sigortalı olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu kazaya karışan … plakalı aracın davalı şirket nezdinde 30.11.2012 – 2013 tarihleri arasında … nolu ZMMS poliçesi ile sigortalı olduğunu, dava konusu kaza nedeniyle davacılara 23.09.2013 tarihinde 83.612,48 TL ödeme yapıldığını, davacılar lehine hesaplanacak olan tazminattan davalı şirket tarafından ödenen tazminattan güncelleme yapılarak indirilmesi gerektiğini, davalı şirketin sorumluluğunun poliçede belirtilen limitle sınırlı olduğunu, davalı şirketin ancak dava tarihinden itibaren yasal faiz ile sorumlu olabileceğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, ” Davacılar … ve … yönünden talep edilen destekten yoksun kalma tazminatına ilişkin davanın reddine, 2-Davacıların manevi tazminat taleplerine ilişkin davanın kısmen kabul, kısmen reddine, davacı eş … için 3.000,00 TL, davacı çocuk … için 2.000,00 TL, davacı çocuk … için 2.000,00 TL, davacı çocuk … için 2.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 13/06/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan … ve … Ltd. Şti’nden müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, ” karar verilmiştir. Bu karara karşı davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davacılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; BAM kaldırma kararı sonrasında ilk derece mahkemesi yeterli araştırma yapmadan eksik araştırmaya dayalı olarak hüküm kurulduğunu, her davanın açıldığı tarihteki fiili ve hukuki duruma göre karara bağlanacağını, dava tarihi itibarı ile müvekkilinin alacağının mevcut olduğunu, davalı sigorta şirketi tarafından sunulan makbuzlar incelendiğinde davacı …’ye herhangi bir ödeme olmadığının açık ve net olduğunu, kabul anlamına gelmemek kaydıyla davacı …’e ödemenin de eksik olduğunu, maddi tazminatın hatır taşımacılığı yada nemalandırılarak eksiltilmesi halinde davacı aleyhine vekalet ücretine hükmedilemeyeceğini, mahkeme ödendiği iddia edilen parayı nemalandırmış davayı reddetmiş karşı taraf aleyhine vekalet ücretine hükmettiğini, davanın uzaması incelendiğinde davalı sigorta şirketinin uhdesindeki makbuzları sayın mahkemeye geç sunması olduğunu, bu hususta müvekkilimin bir hatası olmadığını, bu nedenle davalılar aleyhine hükmedilen vekalet ücretinin ortadan kaldırılması gerektiğini, kısmen kabul kısmen red halinde davalıların yargılama giderinin tamamından sorumlu olduklarını, aleyhe hükmedilen yargılama giderinin ortana kaldırılması gerektiğini, hükmün gerekçesinin de hatalı olduğunu, maddi tazminat talebinin … ve … için olduğunu, diğer davacıların maddi tazminat talepleri olmadığını, maddi tazminatın reddi halinde tüm davacılar için karşı vekalet ücretine hükmedilmeyeceğini, somut belgeler ile itiraz edilen bilirkişi raporu dikkate alınarak hüküm kurulduğunu, diğer aldırılan raporlarda çelişki giderilmediğini, manevi tazminatın eksik hükmedildiğini, manevi tazminatın kısmen red kararının gerekçesi olmadığını belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, ölümlü trafik kazası nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Dairemizin 17/02/2020 tarih, 2018/638 Esas ve 2020/271 Karar sayılı ilamı gereğince davalı sigorta şirketi tarafından dosya kapsamına kazaya karışan her iki aracında (… plakalı ve … plakalı araçların) ZMMS poliçesi kapsamında ödenen tazminata ilişkin iki ayrı dekont sunulduğu, dekontların her ikisinde de tazminatın davacı …’a gönderilmiş olduğu, velayeten ödeme ibaresi olmadığı, davalı sigorta şirketi tarafından ödemeye dayanak hasar dosyaları, tazminat hesabını içerir bilirkişi raporu, sulh, ibra sözleşmesi sunulmadığı görülmektedir. Davalı sigorta şirketi tarafından sunulan dekontlar dikkate alındığında davacı … için yapılmış bir ödeme bulunmamaktadır. Mahkemece bu doğrultuda dava öncesi yapılan iki ödemeninde davacı … için yapıldığı kabul edilerek karar verilmesi gerekirken aksi değerlendirme ile karar verilmesi doğru olmamıştır. Dosya kapsamında ilk derece mahkemesi tarafından verilen ilk karara karşı yapılan istinaf başvuru yönünden Dairemiz tarafından verilen karar kapsamında ilk derece mahkemesi tarafından aldırılan 27/01/2021 tarihli bilirkişi raporu ile davacı …’nin talep edebileceği destekten yoksun kalma tazminatı 36.098,01 TL olarak tespit edilmiştir. Davacılar vekili 27/12/2014 tarihli ıslah dilekçesi ile davacı … yönünden toplam tazminat talebini 19.711,00 TL’ye yükseltmiştir. Bu kapsamda davacı … için davalı Sigorta ödeme yaptığını ispat edemediğinden HMK’nın 26. maddesinde düzenlenen taleple bağlılık kuralı gereğince ıslah edilen miktar üzerinden davanın kabulüne karar verilmemiş olması usul ve yasaya aykırı olmuştur. Mahkemece davanın reddine karar verildiği, bu nedenle hatır ve müterafik kusur indirimi şartları olup olmadığı yönünde değerlendirme yapılmadığı belirtilmiştir. Bu yönde dairemiz tarafından yapılan incelemede; kazaya ilişkin tutulan trafik kazası tespit tutanağında desteğin emniyet kemeri takmadığına ilişkin bir saptama bulunmadığı gibi aksinin davalı tarafça da ispat edilememiş olması nedeniyle müterafik kusur uygulanma koşullarının oluşmadığı; davalı tarafça hatır taşıması iddiasını ispat bakımından hiçbir delil sunulmamasına ve dosya kapsamına göre hatır taşıması olduğunun sübuta ermemiş olması nedeniyle hatır indirimi yapılmamış olmasında isabetsizlik görülmemiştir. TBK’nın “manevi tazminat” başlıklı 56/2.maddesinde “Ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir.” şeklinde düzenleme yer almaktadır. Bu yasal hüküm gereğince, hükmedilecek para, zarara uğrayanda manevi huzur duygusunu doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer işlevi olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi mal varlığı hukukuna ilişkin zararın karşılanması da amaç edinilmemiştir. O halde, tazminatın miktarı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerektiği kadar olmalıdır. Hakim, bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Manevi tazminat takdir edilirken, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli, davacının uğradığı zararın kapsamı, davalının sorumluluğunun niteliği, kusur oranları ve özellikle caydırıcı bir etki doğuracak düzeyde olması gerektiği de göz önünde tutularak, meydana gelen trafik kazası sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amacıyla olay tarihindeki paranın alım gücüne uygun düşen tutarlara hükmedilmesi gerekmektedir. Bu açıklamalar çerçevesinde, somut uyuşmazlıkta olay tarihi, kazanın oluş şekli, kusur durumu ile tarafların dosyaya yansıyan ekonomik ve sosyal durumları, yukarıda açıklanan ilkelerle birlikte dikkate alındığında mahkemece manevi tazminatın bir miktar düşük belirlendiği, davacı … için 20.000 TL, davacı … için 15.000 TL, davacı … için 15.000 TL, davacı … için 15.000 TL manevi tazminata hükmedilmesinin uygun olacağı kanaatine varılmıştır. Kabule göre de, mahkemece davacılar … ve …’nin maddi tazminat taleplerinin reddine karar verildiği halde, maddi tazminat yönünden davalılar lehine hükmedilen vekalet ücretinin tüm davacılardan tahsiline karar verilmesi, yine davanın manevi tazminat davası yönünden kısmen kabulüne karar verilmesine rağmen yargılama giderlerinin davanın kabul ve reddi oranına göre hüküm altına alınması gerektiğinin gözetilmemesi doğru olmamıştır. Davanın maddi tazminat yönünden reddine karar verilmesi nedeni ile davalılar lehine vekalet ücretine hükmedilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır. Bu nedenle; davacılar vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince, İlk Derece Mahkemesi kararı düzeltilerek aşağıda yazılı olduğu şekilde esas hakkında yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: A- Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile Yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının, HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere KALDIRILMASINA, Buna göre: 1-Davacı … yönünden talep edilen destekten yoksun kalma tazminatına ilişkin davanın reddine, Davacı … yönünden talep edilen destekten yoksun kalma tazminatına ilişkin davanın kabulü ile 19.711,00 TL’nin davalılardan …, … Ltd. Şti’nden kaza tarihi olan 13/06/2013 tarihinden itibaren işleyecek, davalı … Sigorta A.Ş yönünden ise sigorta teminat bedeli ile sınırlı olmak üzere dava tarihi olan 03/12/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı …’a verilmesine, 2-Davacıların manevi tazminat taleplerine ilişkin davanın kısmen kabul, kısmen reddine, davacı eş … için 20.000,00 TL, davacı çocuk … için 15.000,00 TL, davacı çocuk … için 15.000,00 TL, davacı çocuk … için 15.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 13/06/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan … ve … Ltd. Şti’nden müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, 3-a)Karar tarihine göre maddi tazminat yönünden alınması gereken 1.346,45 TL harçtan peşin alınan 614,20 TL harcın mahsubu ile bakiye 732,25 TL’nin davalılar … Sigorta A.Ş., … ve … Ltd. Şti ‘nden müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye gelir kaydedilmesine, b)Davacı … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince maddi tazminat yönünden hesaplanan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalılar … Sigorta A.Ş., … ve … Ltd. Şti ‘nden müştereken ve müteselsilen alınarak davacı …’a verilmesine, c)Reddedilen maddi tazminat yönünden davalılar kendilerini duruşmalarda vekil ile temsil ettirdiklerinden karar tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince maddi tazminat yönünden hesaplanan 4.080,00 TL (AAÜT’nin 3/2 maddesi gereğince ) vekalet ücretinin davacı … tan tahsili ile davalılara verilmesine, 4-a)Karar tarihine göre manevi tazminat yönünden alınması gereken 4.440,15 TL harcın davalılardan … ve … Ltd. Şti ‘nden müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye gelir kaydedilmesine, b)Davacılar duruşmalarda kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri gereğince kabul edilen manevi tazminat yönünden hesaplanan 9.250,00 TL vekalet ücretinin davalılardan … ve … Ltd. Şti ‘nden müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine, c)Davalılar … ve … Ltd. Şti kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri gereğince reddedilen manevi tazminat yönünden (AAÜT’nin 10/2. maddesi gereğince) hesaplanan 9.250,00 TL vekalet ücretinin davacılardan tahsili ile bu davalılara verilmesine, 5- a)Davacılar tarafından uyap sisteminden tespit edilen 1. 616,05 TL yargılama giderinin davanın kabul ve red oranına göre hesaplandığında 830,68 TL’nin davalılardan tahsili ile davacılara verilmesine (Davalı … Sigorta AŞ ‘nin sigorta teminat bedeli ile sorumlu tutulmasına) kalan yargılama giderinin davacılar üzerinde bırakılmasına, b)Davalılar … ve … Ltd. Şti tarafından yapılan 900,50 TL yargılama giderinin davanın kabul ve red oranına göre hesaplandığında 463,85 TL’nin davacılardan tahsili ile bu davalılara verilmesine, kalan yargılama giderinin adı geçen davalılar üzerinde bırakılmasına, c)Davalı … Sigorta A.Ş tarafından yapılan 100,00 TL yargılama giderinin giderinin davanın kabul ve red oranına göre hesaplandığında 20,22 TL’sinin davacılardan tahsili ile bu davalılara verilmesine, kalan yargılama giderinin davalı üzerinde bırakılmasına, 6-Davacılar tarafından yatırılan ve artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacılara iadesine, 7-Davalılar tarafından yatırılan ve artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davalılara iadesine,
B-İSTİNAF İNCELEMESİ BAKIMINDAN; 1-Davacılar tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar harcının, istem halinde İlk Derece Mahkemesi tarafından kendisine iadesine, 2-İstinaf aşamasında davacılar tarafından yapılan 37,05 TL posta ve tebligat giderinden ibaret yargılama gideri ile 162,10 TL istinaf başvuru harcının davalılardan tahsili ile davacılara verilmesine, 3-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 4-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dair dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.28/02/2022