Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2021/1627 E. 2023/2014 K. 01.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2021/1627
KARAR NO: 2023/2014
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 09/06/2021
NUMARASI: 2017/312 Esas – 2021/571 Karar
DAVA: Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat
KARAR TARİHİ: 01/11/2023
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı …’nin sevk ve idaresindeki … plaka sayılı araç ile müvekkillerinden …’in eşi, … ve …’in babası …’e çarparak ölümüne sebep olduğunu, aracın davalı …’a ait olduğunu, davalı sigorta şirketi tarafından aracın sigortalandığını, müteveffanın akaryakıt istasyonunda şirket ortağı olup aylık kazancının 25.000,00-30.000,00 TL tutarında olduğunu, kişinin yaşarken emek ve bedeni ile kattığı değerin de hesaplanmasının gerektiğini, bu hususta EPDK’ya müzekkere yazılmasına, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla … ve … için 10.000,0’er TL, … için 5.000,00 TL olmak üzere toplam 25.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının 07/12/2016 tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; ölüm tarihi itibariyle müteveffanın gelir durumunun ispatının davacı tarafından yapılmasının gerektiğini, faiz talebinin yerinde olmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davalı tarafın zamanaşımı itirazının reddine, Açılan davanın kısmen kabul kısmen reddi ile, davacı … için 279.171,25 TL, davacı … için 14.233,81 TL, davacı … için 9.922,97 TL olmak üzere toplam 303.328,03 TL’nin davalı … Sigorta AŞ yönünden 29/03/2017, davalılar … ve … bakımından 07/12/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı tarafa verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine ” karar verilmiştir. Bu karara karşı davacılar vekili, davalılar …. San. Dış Tic. Ltd. Şti.ile … vekili, davalı … Sigorta A.Ş. vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davacılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; hükmedilen destekten yoksun kalma tazminatı hesabının asgari ücret üzerinden yapılmasının hatalı olduğunu, maddi tazminat hesaplaması yapılırken, ölenin hayatta iken var olan kazancının hesaplamaya esas alınması gerektiğini, müteveffa …’in hayattayken, Nusaybin Ticaret Sicil Memurluğuna tescilli … San ve Tic. Ltd. Şti.’nin % 50 hissesinin sahibi olup bu şirketin ortağı olması sebebiyle aylık ortalama 25.000-30.000 TL tutarında gelire sahip bulunduğunu, yerleşik Yargıtay içtihatlarına göre destekten yoksun kalma tazminatı hesaplaması yapılırken ölenin ticari işletme sahibi olması veya şirket hissedarı olması halinde hesaplamaya esas alınacak değerin, kişinin hayatta iken emek ve bedeni ile şirkette kattığı değerin tespit edilerek buna göre hesaplama yapılması gerektiğini belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davalılar … San. Dış Tic. Ltd. Şti.ile … vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; hükme esas alınan 26.04.2021 tarihli bilirkişi raporunda davacıların maddi zararının PMF 1931 yaşam tablosuna uygulanan progresif rant yönteminin TRH 2010 Yaşam Tablosuna uygulanarak hesaplanmasının açıkça hatalı olduğunu, davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte tazminat hesabı ve yapılan indirimlerin kişiye özel olarak hesaplanması gerektiğini, hükmedilen tazminat miktarının fahiş olduğunu, bilirkişi tarafından kaza tespit tutanaklarında kusur oranlarının tam olarak belli olmadığını, söz konusu kazada kusur oranının belirsiz olduğunu, varsayımdan ibaret olan dosyadaki kusur oranları ile tazminat hesaplamasının hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davalı … Sigorta A.Ş. vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; hükme esas alınan bilirkişi raporunda TRH 2010 Yaşam Tablosu, %1,8 teknik faiz, AX,N formulü ile devre başı ödemeli belirli süreli rant formülü dahilinde hesaplama yapılması gerekirken, Yargıtay yerleşik içtihatları ve genel şartlar öncesinde PMF 1931 Yaşam Tablosuna uygulanan progresif rant yönteminin TRH 2010 yaşam tablosuna uygulanmasının hatalı olduğunu, raporda belirtilen destekten yoksun kalma tazminat miktarının da fahiş olduğunu, zira destekten yoksun kalma tazminatı varsayımlara dayanılarak belirlendiğini, gerçeği yansıtmayan bu tazminat miktarının kabulünün mümkün olmadığını, bilirkişi raporunda destekten yoksun kalma tazminatı hesaplanırken desteğin vefatı sebebiyle destekten yoksun kalan anne-baba payının ayrılmadığını, anne baba payının ayrılması gerektiğini, hükme esas alınan raporda sigortalı araç sürücüsüne izafe edilen kusur oranının fahiş olduğunu, afaki bir kusur oranı belirlendiğini, müvekkili şirketin sorumluluğunun sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında ve poliçe limiti ile sınırlı olduğunu belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, ölümlü trafik kazası nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı ve tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Dosya kapsamından 07/12/2016 günü saat 19:30 sıralarında davalı sürücü … idaresindeki … plaka sayılı kamyon ile Edirne istikametinden İstanbul istikametine bölünmüş üç şeritli otoyolda orta şeritte seyri sırasında, arızalanarak seyrettiği orta şeritte kalan dörtlü ikazları yanar halde bulunan … plaka sayılı otomobile çarpması sonucu meydana gelen trafik kazasında … Plakalı araçta yolcu konumunda bulunan davacının desteği …’in vefat ettiği, bu vefat nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat talep ettiği anlaşılmıştır. Kaza tespit tutanağında; sürücü …’nin KTK 56/1c madde kuralını ihlal ettiği, destek sürücü …’in KTK 31/1-A madde kuralını ihlal ettiği belirtilmiştir. Aynı olaya ilişkin ceza yargılamasının yapıldığı Büyükçekmece 2.Asliye Ceza Mahkemesine sunulan 15/06/2017 tarihli kusur raporunda, destek sürücü …’in meydana gelen kazada tali kusurlu olduğu, davalı sürücü …’nin meydana gelen kazada asli kusurlu olduğu görüşü belirtilmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sırasında ATK Trafik İhtisas Dairesi’nden alınan kusur bilirkişi raporunda; müteveffa sürücü …, sevk idaresindeki otomobil ile meskun mahal dışında gece vakti aydınlatmanın bulunduğu yolda Edirne istikametinden İstanbul istikametine bölünmüş üç şeritli otoyolda orta şeritte seyri sırasında olay mahalline geldiğinde, aracında meydana gelen arıza nedeniyle aracının orta şeritte kalması akabinde arkadan gelen sürücüleri uyarmak bakımından aracının dörtlü ikazlarını yakmış, alması gerekli önlemleri yeterince almamış, aracının arka kısmına reflektör koymaya gerekli önem ve özeni göstermemiş, ayrıca aracının arkasında kaplama içinde bulunduğu can güvenliğini tehlikeye attığı, arkadan gelen sürücü …’nin idaresindeki kamyonunu durduramayıp orta şeritte kendine ve aracına çarptığı, ölümüyle sonuçlanan olaya sebebiyet verdiği anlaşılmış olup kendi ölümü olayında dikkat ve özen yükümlülüğünü yerine getirmemekle %35 oranında tali, davalı sürücü …, idaresindeki kamyon ile gece vakti aydınlatmanın bulunduğu meskun mahal dışında Edirne istikametinden İstanbul istikametine bölünmüş üç şeritli otoyolda orta şeritte seyri sırasında olay mahalline geldiğinde, yola gereken dikkatini vermemiş, önündeki aracı yakın takip etmesi nedeniyle görüş alanını gerektiği şekilde kontrol edememiş, mevcut hızı ile mahale yaklaşmış, yakın takip ettiği ve ifadesinden anlaşılmakla önünde aynı yönde seyreden aracın şerit değiştirmesi ile son anda fark ettiği seyrettiği orta şeritte dörtlü ikazları yanar halde duran araca ve aracın arkasındaki sürücüsüne aracının durduramayıp çarpmış olmakla meydana gelen olayda dikkat ve özen yükümlülüğünü yerine getirmemekle %65 oranında asli kusurlu olduğu belirtilmiştir. Bu durumda Mahkemece alınan kusur raporu ile ceza yargılaması sırasında alınan kusur raporlarının birbiriyle örtüştüğü ve olayın oluşuna uygun düştüğü nazara alındığında kusura yönelik istinaf itirazları yerinde görülmemiştir. Trafik kazası sonucu cismani zarar nedeniyle maddi tazminat ya da ölüme bağlı destekten yoksun kalma tazminat hesaplarında bakiye ömrün belirlenmesinde Anayasa Mahkemesinin 17/07/2020 tarih, 2019/40 Esas ve 2020/40 Karar sayılı iptal kararından sonra Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 24/05/2021 tarih, 2021/3033 Esas ve 2021/1560 Karar sayılı güncel kararında TRH 2010 Yaşam Tablosu’na göre belirlenmesi ve prograsif rant tekniği kullanılmak suretiyle tazminat miktarının hesaplanması gerektiği yönünde karar verilmiştir (Aynı yönde 14/01/2021 tarih, 2020/2598 E. ve 2021/34 K. sayılı kararı). Mahkemece hükme esas alınan aktüerya raporunda da TRH 2010 Yaşam Tablosu ve prograsif rant tekniği kullanılmak suretiyle tazminat miktarı belirlenmiş olmasında usul ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır. Yine nüfus kayıtlarına göre desteğin anne ve babasının destekten önce vefat ettikleri anlaşıldığından desteğin anne ve babaya pay verilemeyecektir. Desteğin eşinin yeniden evlenme ihtimali AYİM verilerine göre değerlendirilmiş olmasında da isabetsizlik bulunmamaktadır. Müteveffa şirket ortağı olup destek hesabında esas alınması gereken kazanç miktarı, ortağı ve müdürü olduğu şirketten fikri ve yönetsel çalışması nedeniyle elde ettiği vefat tarihinden önceki son maaş olacaktır. İlk Derece Mahkemesince müteveffa ortağı olduğu şirketin bulunduğu yer mahkemesine talimat yazılarak bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. Bilirkişi raporunda “… Ltd.Şti. ait dosya üzerinde yapılan kapsamlı çalışma ve şirketle alakalı Resmi kuramlardan alınan belge ve bilgilerden anlaşılacağı üzere müteveffa …’in şirket ortağı olduğu şirket sermayesinin 20.000.000 TL olduğu, iki ortaklı bir şirket olduğu ve %50’si 10.000.000 TL …’in kalan yüzde %50’sinin (10 milyon TL) …’a ait olduğu, Şirketin 28.08.2014 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan kararda müdürlük yetkisiyle alakalı olduğu kar payı dağıtımı veya şirket ortağı müteveffa …’in resmi olarak … Ltd.Şti’den aylık maaş niteliğinde herhangi bir ücret almadığı, eğer almış olsaydı şirket kararlarında belirtilmiş olması ve gider pusulası düzenlenerek stopaj kesintisinin yapılmış olması gerektiği, ancak müteveffa …’in … Ltd.Şti’nin sermayesinin 10.005.000 TL’den (07.07.2014 tarihli Resmi Gazate’de ve ekte sunmuş olduğum sermaye artırım mali müşavir raporuyla tespit edilen sermaye artış raporunda belirlendiği gibi) 20 milyon TL’ye yükseltilmesinin şirkete olumlu katkı sağladığı, 17.10.2014tarihinde Resmi Gazetede yayınlanan son kararında adres değişikliği ile alakalı olduğu, en son şirket adresinde Vergi Dairesince yapılan kontrollerde boş ve faaliyetsiz olduğu, … Ürünleri Sanayi ve Ticaret Ltd.Şti’ ye ait defterlerin incelenmek üzere tarafınca kontrol edilmesininde faydalı olacağı” belirtilmiştir. Bu durumda bilirkişi raporunun müteveffa ortağı olduğu şirketin ticari defterleri incelenmeden düzenlenen bilirkişi raporu yetersiz olacağından öncelikle … Ür. San. ve Tic. Ltd. Şti.’nin bağlı olduğu Vergi Müdürlüğünden muhasebicisi/mali müşavirinin kim dlduğu sorularak sorularak, bildirildiğinde muhasebecisinden ticari defterler temin edilerek bilirkişiden ticari defterler incelenerek müteveffanın, kişisel yetenek ve emeğinin şirket gelirine katkısı belirlenmesi için ek rapor alınması, müteveffanın geliri tespit edilemediği halde aynı nitelikteki bir şirkette aynı nitelikte çalışan bir kişinin elde edeceği gelir araştırılarak müteveffanın kaza tarihinde şirket ile ilgili gerçek geliri tespit edilerek aktüer bilirkişiden bilirkişi raporu alınmalı ve usuli kazanılmış haklarda gözetilerek sonucuna göre karar verilmelidir (Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 21/06/2018 tarih, 2015/10024 Esas ve 2018/6209 Karar sayılı kararı). Bu nedenle; davalılar … San. Dış Tic. Ltd. Şti.ile … vekili, davalı … Sigorta A.Ş. vekilinin istinaf başvurusu yerinde görülmemiş davacılar vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın yukarıda belirtilen şekilde işlem yapılmak üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,3- İstinaf karar harcının istek halinde İlk Derece Mahkemesince yatırana iadesine, 4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf yargılama giderinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, 6-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.01/11/2023