Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2021/1619 E. 2023/2227 K. 29.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2021/1619
KARAR NO: 2023/2227
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 23/03/2021
NUMARASI: 2016/1066 Esas – 2021/267 Karar
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle)
KARAR TARİHİ: 29/11/2023
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 26/05/2014 günü davacı …’ın Mahmutbey Caddesi’nde yaya olarak yolun karşı tarafına geçtiği esnada sürücü belgesi bulunmayan davalı …’in … plakalı motorsiklet ile aşırı hızlı ve kontrolsüz olarak seyretmesi nedeni ile yaralamalı trafik kazası meydana geldiğini, ceza dosyasındaki bilirkişi raporunda davalı …’in asli kusurlu olduğunun belirlendiğini, davalı …’in sanık sıfatı ile ceza dosyasında verdiği ifadede diğer davalı … Ticaret A.Ş.’nin işleticisi bulunduğu … çalışanı olduğunun ve …’a ait işe giderken söz konusu kazanın cereyan ettiğinin beyan edildiğini, davalı şirketin çalışanı davalı …’in eylemi sonucu meydana gelen zarardan sorumlu olduğunu, davalı şirkete ait olan … plaka sayılı motorsikletin 06/06/2013- 06/06/2014 tarihleri arasında geçerli ZMMS poliçesinin diğer davalı …. tarafından düzenlendiğini belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile; 2.000,00 TL maddi tazminatın haksız eylem tarihi olan 26/05/2014 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen tahsilini; 30.000,00 TL manevi tazminatın ise dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve … Sanayi ve Ticaret A.Ş ( …)’dan kusur ve sorumluluk oranları dikkate alınarak müteselsilen tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı … Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; başvuru koşulunun yerine getirilmediğini, … plakalı aracın müvekkili şirket nezdinde ZMMS ile sigortalı olduğunu, müvekkili sigorta şirketinin sorumluluğunun kusur oranında ve poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, kusur durumunun ve maluliyet derecesinin tespiti ile kaza tarihindeki bilinen ücret üzerinden aktüerya raporu alınması gerektiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir. Davalı … San Ve Tic. A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; kabul anlamına gelmemek kaydıyla …plakalı motorsikletin diğer davalı …. tarafından ZMMS gereğince teminat altına alındığından müvekkili şirkete husumet yöneltilemeyeceğini, müvekkili şirketin herhangi bir kusurunun bulunmadığını, davanın kaza gerçekleştiği sırada motosikleti kullandığı iddia edilen davalı …’e yöneltilmesi gerektiğini, taleplerin zamanaşımına uğradığını, müvekkili şirketin fast food alanında faaliyet gösteren, yüzlerce personel çalıştıran, marka değerine sahip, saygın bir firma olduğunu, faaliyetlerini iş güvenliğine uygun, tam ve eksiksiz bir şekilde yerine getirdiğini, tüm personele gerekli eğitimleri verdiğini, …’in sürücü belgesine sahip olmadığına ilişkin iddianın gerçek olmadığını, tedavi giderine ilişkin delil sunulmadığını, manevi tazminat koşullarının oluşmadığını, talep edilen tazminat tutarının fahiş olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davacının maddi tazminat yönünden feragat nedeniyle davasının reddine, 3.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 26/05/2014 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalı …’ten alınarak davacıya verilmesine ” karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; müvekkilinin maluliyetinin dikkate alınarak hakkaniyete uygun bir manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken, manevi ızdırabı karşılamaya elverişsiz bir miktara hükmedildiğini, manevi tazminatın, davalı … ve … Sanayi ve Ticaret A. Ş.’den müşterek ve müteselsilen tahsiline karar verilmesi gerektiğini belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, yaralamalı trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Dosya kapsamından 26/05/2014 tarihinde, davalı … San. ve Tic. A.Ş.’nin işleteni olduğu, davalı sürücü …’in sevk ve idaresindeki … plakalı motosikletiyle yaya olan davacı …’a çarpması ile meydana gelen trafik kazasında davacının yaralandığı ve davacının bu yaralanması nedeni maddi ve manevi tazminat talep ettiği; ATK Trafik İhtisas Dairesi tarafından hazırlanan kusur raporuna göre davalı sürücü …’in %30 oranında, davacı …’ın %70 oranında kusurlu oldukları; ATK 2. İhtisas Kurulu tarafından hazırlanan maluliyet raporuna göre davacı …’ın 26/05/2014 tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı yaralanması sebebiyle Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerine göre %18.0 oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı, iyileşme süresinin kaza tarihinden itibaren 6 aya kadar uzayabileceği anlaşılmıştır. Karayolları Trafik Kanunu’nda manevi tazminat konusunda özel bir düzenleme yapılmadığından trafik kazası nedeniyle oluşan cismani zarar nedeniyle manevi tazminat talep edilmesi halinde TBK’da manevi tazminata ilişkin hükümler uygulanacaktır. TBK’nın “manevi tazminat” başlıklı 56/1.maddesine göre, “Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir.” Bu yasal hüküm gereğince, hükmedilecek para, zarara uğrayanda manevi huzur duygusunu doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer işlevi olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi mal varlığı hukukuna ilişkin zararın karşılanması da amaç edinilmemiştir. 22/06/1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli, davacının uğradığı zararın kapsamı, davalının sorumluluğunun niteliği, kusur oranları ve özellikle caydırıcı bir etki doğuracak düzeyde olması gerektiği de göz önünde tutularak, meydana gelen trafik kazası sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amacıyla olay tarihindeki paranın alım gücüne uygun düşen tutarlara hükmetmesi gerekmektedir.(Yargıtay HGK’nun 23/06/2004 tarih, 13/291-370 E.-K. sayılı kararı). Dava dilekçesinde manevi tazminatın davalı … ve davalı … San. ve Tic. A.Ş. (…)’den müteselsilen tahsiline karar verilmesi talep edildiği halde davalı işleten …’nden-(Eski Ünvanı- … San. Ve Tic. A.Ş.(…)) hakkında olumlu olumsuz hüküm kurulmaması doğru olmamıştır. İstinaf talebi yerinde görülerek hüküm düzeltilmiştir. Somut uyuşmazlıkta olay tarihi, kazanın oluş şekli, kusur durumu, davacının yaralanması, maluliyet oranı ve iyileşme süresi, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, manevi tazminatın belirlenmesine hakim olan ilkeler ile İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesi birlikte değerlendirildiğinde, İlk Derece Mahkemesince davacı lehine hükmedilen manevi tazminat miktarının bir miktar düşük olduğu, manevi tazminat müessesinin amacına ve hakkaniyete uymadığı, 10.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesinin uygun olacağı kanaatine varıldığından bu yöne değinen davacı vekili istinaf talebi yerinde görülmüştür. Bu nedenle; davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince, İlk Derece Mahkemesi kararı düzeltilerek aşağıda yazılı olduğu şekilde esas hakkında yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: A- Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının, HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere KALDIRILMASINA, Buna göre: 1-Davacının maddi tazminat yönünden feragat nedeniyle davasının reddine, 2-10.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 26/05/2014 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’nden-(Eski Ünvanı- … San. Ve Tic. A.Ş.) müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, 3-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 683,10 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 109,30 TL nispi harcın mahsubu ile bakiye 573,80 TL’nin davalılar … ve (Yeni Ticari Ünvanı) …’nden (Eski Ünvanı- … San. Ve Tic. A.Ş.) den tahsili ile hazineye gelir kaydına, Davacı tarafından yatırılan 29,20 TL başvuru harcı, 109,30 TL karar harcı, 3,75 vekalet harcından ibaret toplam 142,25 TL harcın davalılar … ve (Yeni Ticari Ünvanı) …’nden(Eski Ünvanı- … San. Ve Tic. A.Ş.) tahsil edilerek davacıya ödenmesine, 4-a.) Davacı tarafından sarf olunan (posta/tebligat/ müzekkereden ibaret) 663,95 TL yargılama giderinin davalılar … ve (Yeni Ticari Ünvanı) …’nden(Eski Ünvanı- … Tur. San. Ve Tic. A.Ş.) tahsil edilerek davacıya ödenmesine, b.)Davalı tarafça sarf olunan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar tesisine yer olmadığına, c.) Sarf olunmayan gider avansının karar kesinleştikten sonra ilgilisine iadesine, 5-Kendisini vekil ile temsil ettiren davacı lehine hüküm altına alınan dava değerine göre yürürlükte bulunan AAÜT gereğince takdir olunan 10.000,00 TL vekalet ücretinin davalılar … ve …’nden (Eski Ünvanı- … Tur. San. Ve Tic. A.Ş.) tahsil edilerek davacıya ödenmesine, 6- Red edilen kısım için İlk Derece Mahkemesinin ilk kararında da vekalet ücretine hükmedilmediği ve davalı tarafın istinaf talebi bulunmadığından usuli kazanılmış haklar gözetilerek yeni kurulan hükümde de davalılar lehine vekalet ücreti belirlenmesine yer olmadığına,
B-İSTİNAF İNCELEMESİ BAKIMINDAN; 1-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar harcının, istem halinde İlk Derece Mahkemesi tarafından kendisine iadesine, 2-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan 103,93 TL posta ve tebligat giderinden ibaret yargılama gideri ile 162,10 TL istinaf başvuru harcının davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine, 3-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 4-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dair dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 29/11/2023