Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2021/1617 E. 2023/251 K. 17.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2021/1617
KARAR NO: 2023/251
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 23/02/2021
NUMARASI: 2020/309 Esas – 2021/115 Karar
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ: 17/02/2023
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesi ile davacının kızı müteveffa …’ın 25/07/2013 tarihinde sürücü dava dışı …’nin sevk ve idaresindeki … plakalı (otobüs) aracı ile seyir halindeyken otobüste yolcu olduğunu, otobüsü durdurup indiği ve yolun karşısına geçmek isterken aynı istikamette seyreden davalı …’ün sevk ve idaresindeki … plakalı aracın çarpması sonucunda ölümlü trafik kazası neticesinde davacının kızının ağır bir şekilde yaralandığını, olaydan 12 gün sonra vefat ettiğini, otopsi raporunda ise kişinin ölümünün trafik kazası sonucu gelişen kafa içi kanama, beyin ölümü, organ yaralanması ve iç kanama sonucu meydana gelmiş olduğunun belirtildiğini, davacının kızını kaybetmesi nedeniyle acı, elem ve ıstırap duyduğunu, psikolojik problemler yaşamaya başladığını, Erengazi Polikliniğinde tedavi görmeye başladığını ve tedavisinin hala devam ettiğini, davacının aldığı psikolojik yardım ücretleri, maaşında yapılan kesintiler, mevlüt ve yemek için yaptığı masraflar ve kızını kaybetmenin acısı, üzüntüsü nedeniyle uzun bir süre çalışamadığından kaynaklı sıkıntılar nedeniyle maddi kaybı olduğunu belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı olmak üzere davacı için şimdilik 1.000,00 TL maddi tazminatın ve 30.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan (… Sigorta A.Ş. maddi tazminat bakımından sorumluluğu dahilinde) müşterek ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı … L.P.G. Dağıtım Tic. ve San. A.Ş. ve … vekili cevap dilekçesinde özetle: Meydana gelen kazada müteveffa …’ın asli kusurlu olduğunu, davacı tarafın taleplerinin haksız olduğunu, davanın haksız ve mesnetsiz olduğunu belirterek, davanın reddine ve davanın otobüs şoförü …, araç maliki …, işleten İETT İşletmeleri Genel Müdürlüğü’ne ve … Sigorta Şirketi’ne ihbar edilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; … plakalı aracın müvekkili şirket nezdinde trafik sigortası ile sigortalı olduğunu, müvekkili şirketin sorumluluğunun kişi başına 250.000,00 TL olduğunu, aktüer tarafından hesaplanan tazminat miktarının hak kazanan anne ve baba için toplam 10.156,13 TL belirlendiğini ve bu tutarların davacı yana 06/08/2014 tarihinde ödendiğini, kusur durumunun tespiti için rapor alınmasını istediklerini, sigortacının zarar görenin tazminat ödemeyi gerektiren belgeleri kendisine vermesinden itibaren 8 iş günü içerisinde ödeme yapmadığı takdirde temerrüde düşeceğini, faiz talep hakkının da ancak temerrüt tarihinden itibaren doğacağını belirterek, müvekkili şirket hakkındaki davanın reddine karar verilmesini istediği ve aksinin kabulü halinde, sorumluluğun azami poliçe teminatı ile sorumlu tutulmasını talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Maddi tazminat talebi bakımından, tüm davalılar yönünden dava konusuz kaldığından, bu yönden esas hakkında Karar Verilmesine Yer Olmadığına, Manevi tazminat talebi bakımından Davanın Kısmen Kabulü ile; 17.500,00 TL manevi tazminatın olay tarihi olan 25.07.2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalılar … A.Ş. ( Eski ünvanı: … San A.Ş., Eski Ünvan: … Dağıtım Tic. ve San. A.Ş.) ve …’den müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine, fazlaya dair istemin reddine” karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı tarafça istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davalı … Holding A.Ş. (güncel Unvan) vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; müvekkili aracına atfedilecek bir kusur bulunmadığını, ceza dosyasında müteveffanın asli kusurlu olduğunun sabit olduğunu, olayda kusuru olmayan müvekkillerinden tazminat talebinde bulunulmasının hakkaniyete aykırı olduğunu, kusura göre belirlenen manevi tazminatın fahiş olduğunu belirterek istinaf talep etmiştir. Dava, ölümlü trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olup, istinaf açısından uyuşmazlık konusu, HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Mahkemece ilk verilen hükmün istinaf edilmesi üzerine Dairemizin 04/06/2020 tarih, 2018/ 1473 Esas ve 2020/620 Karar sayılı kararı ile “..Somut uyuşmazlıkta; İlk Derece Mahkemesince ceza dosyasında alınan rapor ile yetinilerek, tarafların kusur oranlarını belirleyen kusur raporu alınmadan manevi tazminat belirlenerek eksik inceleme ile karar verilmiş olması doğru olmamıştır. O halde Mahkemece yapılması gereken; TBK’nın 53. maddesi hükmü de gözetilerek meydana gelen trafik kazasında tarafların kusur oranlarının belirlenmesi için ATK yada Üniversitelerin Trafik Kürsüsünden kusur raporu alınarak tarafların mali ve sosyal durumları ile yukarıda açıklanan ilkeler birlikte değerlendirilerek manevi tazminata hükmedilmesidir.” gerekçesiyle kararın kaldırılmasına karar verilmiştir. İlk Derece Mahkemesince; Dairemiz kararı doğrultusunda ATK Trafik İhtisas Dairesinden kusur raporu aldırılmış, ATK raporunda davalı …’ün %30 oranında kusurlu, destek …’ın %70 oranında kusurlu olduğu belirtilmiştir. Aynı olaya ilişkin Şile Asliye Ceza Mahkemesinin 2013/199 Esas sayılı dosyası kapsamında alınan 25/03/2014 tarihli ATK kusur raporuna göre, durakta yolcu indiren dava dışı sürücünün kusursuz olduğu, müteveffanın asli derecede ve davalı sürücü …’ın tali kusurlu olduğu tespit edilerek bildirilmiştir. Bu durumda Mahkemece aldırılan kusur raporu ile ceza yargılaması sırasında alınan kusur raporlarının birbiriyle örtüştüğü ve olayın oluşuna uygun düştüğü nazara alındığında davalı vekilinin kusura yönelik istinaf itirazı yerinde görülmemiştir. Karayolları Trafik Kanunu’nda manevi tazminat konusunda özel bir düzenleme yapılmadığından trafik kazası nedeniyle oluşan cismani zarar nedeniyle manevi tazminat talep edilmesi halinde TBK’da manevi tazminata ilişkin hükümler uygulanacaktır. TBK’nın “manevi tazminat” başlıklı 56/2.maddesinde “Ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir.” şeklinde düzenleme yer almaktadır.Bu yasal hüküm gereğince, hükmedilecek para, zarara uğrayanda manevi huzur duygusunu doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer işlevi olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi mal varlığı hukukuna ilişkin zararın karşılanması da amaç edinilmemiştir. 22.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli, davacının uğradığı zararın kapsamı, davalının sorumluluğunun niteliği, kusur oranları ve özellikle caydırıcı bir etki doğuracak düzeyde olması gerektiği de göz önünde tutularak, meydana gelen trafik kazası sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amacıyla olay tarihindeki paranın alım gücüne uygun düşen tutarlara hükmetmesi gerekmektedir(Yargıtay HGK’nun 23/06/2004 tarih, 13/291-370 E.-K. sayılı kararı). TBK’nın “manevi tazminat” başlıklı 56/2.maddesi ve 22.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı çerçevesinde, somut uyuşmazlıkta olay tarihi, kazanın oluş şekli, kusur durumu ile tarafların dosyaya yansıyan ekonomik ve sosyal durumları, yukarıda açıklanan ilkelerle birlikte dikkate alındığında mahkemece belirlenen manevi tazminat miktarlarının, manevi tazminat müessesinin amacına ve hakkaniyete uygun, yeterli ve makul olduğu, davalının az da olsa kusuru bulunması halinde davacının manevi tazminat talep edebileceği kanaatine varıldığından manevi tazminata ilişkin istinaf itirazı yerinde görülmemiştir. Bu nedenlerle; davalı … Holding A.Ş. vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:1-Davalı … Holding A.Ş. vekilinin yukarıda esas ve karar numarası yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı yapmış olduğu istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2-Harçlar Yasası’na göre alınması gereken 1.195,42 TL harçtan peşin alınan (59,30 TL+240,00 TL)=299,30TL harcın mahsubu ile bakiye 896,12 TL harcın davalı … Holding A.Ş.’den tahsili ile Hazineye irat kaydına,3-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına,4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.17/02/2023